KARADENİZ UŞAĞI, HAYDİ YOKUŞ AŞAĞI! – RED BULL FORMULAZ

 

Red Bull davetiyle


ÖNCELİKLE yukarıdaki RED BULL FORMULAZ VİDEOMUZU izleyiniz.  YOUTUBE KANALIMIZA abone olmayı unutmayın.

Sabah erkenden, Red Bull Formulaz yarışları için Rize’ye gitmek üzere Trabzon uçağımıza bindik. İndiğimizde gözlerimiz hala şaşı bakıyordu. Valizleri daha atmadan direk vınladık marangozhaneye! Yarışı kazanacak tahta arabayı yapmak için sadece bir günümüz var!

Formulaz eski bir Karadeniz geleneği. Biz de kendi arabamızı yapıp, yarışacağız. Sonra da onu küçük bir çocuğa hediye edeceğiz. Adet yerini bulsun. 🙂

Yapacağımız arabanın yarış ruhsatını alabilmesi için bazı kurallara uyması gerekiyor: arabanın tamamının ahşap olması, teker yüksekliğinin en fazla 25 cm olması, eninin 40 – 75 cm, boyunun da 130- 170 cm arası olması şart. Bu çerçeve dahilinde herşey serbest. İster UFO yaparsın, ister Kara Şimşek. Ayrıca, tüm pilotların de kara lastik ve kıl çorap giymesi zorunlu. Batman (Yarasa Adam), kara lastik ve kıl çorap çekip, tahta bir BatMobil ile yarışabilir mesela.

formulaz-arabaArabamızın tekeri az sonra hazır.

Yani yarışmayı kazabilmek için, delikanlılık yetmiyor, biraz da mucit olmak lazım. Rekabet zor olacağa benzer; Karadeniz’de delikanlı Zihni Sinir’lerden bol ne var. 😛

Yalnız, bu çılgın dik yamaçlardan saatte 75 km hızla yokuş aşağı inecek olan araçların çoğunda FREN YOK! Ayaklarını yere sürerek hızını kontrol etmen gerekiyor. Kara lastik de bu işe yarıyor. Yani söyleyin Batman’e, topuklarına güvenmiyorsa gelmesin. 😀

Ortada yarına kadar bitmesi gereken bir araba var ve bizim marangozluk meziyetlerimiz anca Ikea montajlayacak seviyede. Ayrıca, ekip çalışmasında da üzerimize yok… Birimiz masayı vidalarken, öbürümüz ona getirdiği suyu başında dikilirken içer. 😀 Anlayacağınız, yarınki Fomulaz için bizden bir Ferrari çıkması kaçınılmaz.

formulaz-marangozhaneArabanın direksiyonu da  yolda…

Allahtan dersimizi çalışıp da geldik. Son senelerin en hızlı arabaları aynı ismi işaret ediyor:”Alo Recep Abi, biz İstanbul’dan geleceğiz Formulaz için. Hiç marangozluk tecrübemiz yok. Sana çıraklık etsek bir araba yapabilir miyiz ki? Ha bir de, bir günde bitmesi lazım”. Utana sıkıla sorduk. Recep Abi “Sıkıntı yok” dedi. Ne de olsa, o da bir Karadeniz insanı; çalışkan, kıvrak zekalı, eli şip şak.

Recep Usta, Ahmet’i çağırıyor; “Hak ela!”. Ortam da Lazca konuşuluyor. Bir sevimlilik yapmak için kelime darcılığımı yokluyorum, ama ağzımı açtığım gibi kalıyorum. Aklıma troklostu, minzi gibi laz yemekleri geliyor sadece. Halbuki ne güzel dersimizi çalışmıştık bu kış Rize’ye snowboardun atası Lazboard ya da Petranboard’u öğrenmeye geldiğimizde…

Ahmet derhal tornanın başına geçiriyor bizi. İlk dersimiz tekerlek kesmek arabamıza. Tahtayı tam kesmeye başlayacakken “HOP!” diyor, “kulağında kalemi olmayan marangoz olur mu hiç!”. Nasıl böyle bir gaf yaptık, biz de bilmiyoruz. 🙂 Google yetişiyor; Mixatirit (pardon) vallahi!  Derhal kalem kulağa.  😀

formulaz-rize-tuncaSiz bizim Karadenizlileştiremediklerimizden misiniz?

Red Bull Formulaz’da hedefimiz tasarım ödülünü kapmak. Şöyle, uçan süpürge şeklinde ya da Jetgillerden fırlama füturistik bir araba tasarımı vardı aklımızda. Ne kadar da hayalperestmişiz, bu dar zamanda ve bu sınırlı becerimizle Fred Çakmaktaş’ın içine girip ayaklarıyla yürüttüğü arabalardan yetiştirebilirsek öpüp başımıza koymalı. Yetiştirebilmek için şablonu hazır olan klasik tahta araba modelini kullanmaya karar veriyoruz.

Şablon ne kadar hızlandırsa da, bizim tecrübesiz eller yavaş kardeşim. Yarım saatte bir teker çıkıyor anca. Macit Usta geçmiş karşımıza, gülüyor halimize.  Kıyamayıp bir ucundan da o tutuyor.

Formulaz videosu sayfanın en üstünde. İzlemeyi unutmayın.

Macit, dünyanın en şen insanı. Böyle bir yaşama sevinci yok; sanki damarlarında kan, soda gibi kabarcılıklı kabarcıklı akıyor. Bir tek Macit’e özel bir durum da değil aslında, Rize insanı böyle. Karadeniz’in zorlu coğrafyasına inat, hepsi hayat dolu. Hayat zorladıkça, inadına tutunmuşlar hayata. O meşhur Karadeniz inadı da buradan geliyordur belki.

Güçlerimizi birleştirip, bizim arabayı bitiriyoruz. Ön ve arka aksamda Ahmet’in, direksiyonda Macit Usta’nın emeği var… Yarışta en çok dingiller kırılıyormuş. Popomuz bir anda yerde gitmeye başlarsak aklımızdasın Ahmet. 🙂

P8080443formulazFerrarimiz nihayet hazır!

Gitmeden şampiyonlar şampiyonu Recep Usta’yı yakalayıp sıkıştırıyoruz tüyolar için:

  1. En önemli nokta: Hızlanırsan yavaşlayamayacağını bil. Ona göre ayaklarını yerde sürüyerek ideal hızda kendini sabitle.
  2. Virajlarda arabanın viraj dışındaki tarafı kalkacaktır. Koltuğuna tutunmazsan uçarsın.
  3. Yol bir yerde düzleşecek. Orası için hız almazsan, kalkıp arabayı taşıyarak koşman gerekir. Hızını iyi ayarla.

“Anlaşıldı mı?”

Anlaşıldı anlaşılmasına da yarış vakti nabızımız kulaklarımızda atarken hatırlayabilecek miyiz biz bunları bakalım…

O tatlı yorgunlukla akşam mışıl mışıl uyuduk. Yatmadan Bilge seslendi, “Çok acayip değil mi?  İkimiz bildiğin saatte 75 km hızla gidebilen bir araç yaptık.” Hiç ordan bakmamıştım. Doğru aslında. Gururlandım şimdi bak.  😀

formulaz-araba-çay-tuncaİşte burası Tunca’nın çay tarlaları.

FORMULAZ YARIŞI

Ertesi sabah tavaya düşen hamsi gibi zıplayarak kalktık yataktan. Dün yaptığımız arabayı daha hiç sürmeye fırsatımız olmamıştı.

Erken gidip biraz deneyelim, alışalım dedik.

Yarışın yapılacağı Tunca yolunu çıkmaya başlayınca anladık neye bulaştığımızı: Yol arabada hararet yapacak cinsten dik ve sert virajlı, 1.7 km’lik parkurun her 70-80 metresinde bir viraj var. Bizi bir ter aldı mı! Frenimiz olmadan mı ineceğiz buradan yani? Bilgehan Boşnak genlerime nasıl karıştıysa karışan Laz damarını bildiğinden, “Aman gaza gelme Duygu. Yavaş yavaş in aşağı” dedi. “Ya nolucak, onlar yapıyorsa bende yaparım! Sadece acil pratik yapmamız lazım.” Başladık test sürüşü için yer bakınmaya.

formulaz-araba-şışKoşturan çocuklara annelerinden ŞIŞT! (Valla bize değil!)

Gel gör ki, biz Formulaz’ın ne kadar çetin olduğunu, ne de ne kadar büyük ve popüler olduğunu kavrayabilmişiz. Biz vardığımızda Ardeşen, çoktan Tunca’ya toplanmış, tribünlere oturmuştu bile. Çocuklar piste doğru koşuyorlardı. Siz ortamdaki heyecanı oradan hesaplayın artık. Herkes yer kapma telaşında, yollar akın akın insan. Pratik yapmaya değil, oturmaya yer yok.

O piste hazırlıksız girmemiz gerektiğini anlayınca bizde stres seviyeleri yükseldi. Bir de sunucu, “Türkiye’nin dört bir yanındaki aktiviteleri ve deneyimleri yazan Biz Evde Yokuz ekibi de bugün burada” diyerek bütün gözleri üzerimize çevirmez mi!  Heyecan barometresi kırmızıya vurdu.

Biz terleye duralım, pilotlar horondalar. Vur patlasın, çal oynasın. Onlar için, bir yanı UÇURUM olan, bol virajlı ve dik bir yolda, saatte 75 km hızla tahtadan yapılmış bir arabada inmek fındık fıstık! Boşuna demiyorlar “Ver gazı, coştur Laz’ı!”

Burası Rize, herkesin gözü kara burada. Bu kış Rize’de snowboardun atası Lazboardu (ya da Petranboard) öğrenmeye geldiğimizde görmüştük. Bu sefer de kanları Formulaz için fokurduyor.

Start vakti geliyor. Arabalar startta diziliyor. Start işaretini vermek üzere elinde uzun ve kalın halatlı bir adam geliyor. Merakla izliyoruz, hiç böyle bir şey görmemiştik. Buna gocvatule diyorlarmış.

FORMULAZ-RİZE-STARTFırlamak için gocvatuleyi bekleyen pilotlar 😀

Ne yapacak halatla acaba demeye kalmadan, o koca halat sanki kement atacakmış gibi havada dönmeye başlıyor. Bir tur, iki tur, üç, dört… Gittikçe hızlanıyor. Herkes nefesini tutmuş. Az önce kendi ağzından çıkanı duymana imkan vermeyen kalabak susmuş, çıt çıkmıyor. Sürücüler halatın yere vuracağı saniyeyi yakalamak için pür dikkat kitlenmişler. Hızlandıkça hızlanıyor ve sonunda yere şimşek gibi çakıyor. ÇAT! Yaydan çıkan ok gibi fırlıyor sürücüler.

Lazların gözü nasıl kara, nasıl kara, anlatılmaz Red Bull Formulaz’da yaşanır. O virajlarda “Aman bi yanım uçurum yavaşlayayım” ya da “Kimsenin önüne kırmayayım ki birbirimize girmeyelim” falan gibi çekinceler yok. Tersine, hodri meydan diyorlar. “Ben korkmuyorum kazadan, korkuyorsa o yavaşlasın!” Her virajda adrenelin artıyor, arttıkça daha da cesur hamlelere girişiyorlar. Hayret ve hayranlıkla izliyoruz arkalarından. Helal size be!

Formulaz videosu sayfanın en üstünde. İzlemeyi unutmayın.

İlk turda yarışanlar geliyorlar. Ayakkabılarının altı tamamen erimiş. Bildiğin topuklar sürtünmekten aşınmış, ayakkabıda kocaman bir pencere oluşmuş, içinden kıl çoraplar görünüyor. Anlıyorum ki çok sıkı fren yapmalarına rağmen anca bu kadar yavaşlayabilmişler. Gözüm korkuyor. O kadar serbest paraşüt, rafting yaptım hiç böyle gözüm korkmadı.

Kahramanım Bilge, “Önce ben yarışayım, göreyim nasıl. Sana da ona göre akıl veririm” diyerek bana siper ediyor kendini. 🙂 Kaskı, dizlikleri kuşanıp arabamızı start takına sürüyor. Sabah ahkam kesen ben,  “ Gaza gelme. Dikkat et kendine” diyorum.

Gocvatulenin yere vurması ile Bilge de roketliyor. İzlediğim yerden anca 2-3 virajı görebiliyorum. Son gördüğüm virajda kaza yapıyor. Amanın!!! Ama detay göremediğim kadar uzakta. Heyecanlanıyorum. Birşey oldu mu acaba?! Sonra tekrar arabaya binip yarışa devam ettiğini görüyorum. Önemli birşey yok herhalde. Rahat bir nefes. Ama daha parkur uzun. Oradan sonrasını da göz görmüyor. Tırnaklarımı yiyerek bekliyorum.

formulaz-araba-kazaBiz kırık tamponla yırttık. Bildiğin arabası ikiye bölünen cengaverler vardı. Ön tampon bi elde, arka öbüründe!

Zaman geçmiyor. Sonunda bir kamyon dorsesine doluşmuş yarışmacılar ve arabaları yukarı doğru şarkı söyleye söyleye geliyor. Yüz seçemiyorum ama neşeler yerinde olduğuna göre herkes sağlam. Ohh…

Bilge kamyondan artık tamponu olmayan arabamızla iniyor. 😀 İki kere kaza yapmış ama önemli birşeyi yok. Nasıl mutlu, nasıl mutlu yarışmış olmaktan. Heyecanla anlatıyor, “Çok eğlenceli! Ama yavaşlaman, durman mümkün değil!!!”

Sakinleşince diyor, “Duygu çok dikkatli ve yavaş olmalısın. Sürekli ama sürekli ayaklarınla frenle, hızını kontrol altında tut.”

Yarışmanın tek kadın pilotunun kaza geçirmiş arabasını tamir etmek için sağolsun bütün yarışmacılar destek oluyor. Öyle de tatlı bir rekabet. Kimi bilgisini, kimi çivisini veriyor, ucundan tutuyor. Yarışa arabamız yeniden hazır.

formulaz-yarışYeni start alan arabalar. Henüz aralar açılmamış.

Sonra bir oturuyorum ki direksiyona, kaynar sular başımdan aşağı iniyor.  Klasik araba şablonu kullanırken hiç bunun ayakları genelde 42-43 numara olan erkekler göre ebatlandığını düşünmemişiz.  Benim 36 numara ayaklar fren yapacak kadar yere değemiyorlar! Bizde tecrübe olmayınca, Recep abiler de bu kadar küçük ayaklar için hiç araba yapmayınca akıl edememişiz. Yine pilotlar seferber olup çözüm üretmeye çalışıyorlar. O kadar İstanbul’dan gel, bir gün uğraş araba yap, bi kontrol etme acaba benim ölçülerime uygun mu diye… Bir akıl küpüyüz gerçekten. Tershanede şaşalı bir gemi yapan sonra onu küçük kalan dükkanının kapısından çıkartamayanı duymuşsunuzdur. Bizim tekne de kaldı mı tershanede  😀

formulaz-araba-selfieKaradeniz’den müthiş icat: Organik Selfie Çubuğu! 😀

Görmüşüm gözü kara Karadenizli’leri, nasıl eğlendiklerini, almışım gazı, hiç şimdi vazgeçmek olur mu! Tutturuyorum böyle yarışacağım da yarışacağım diye. Bilge, “Ayakların yere değse tabi ki de yarış, ama böyle bildiğin kamikaze yapmak olur Duygu. Seneye iki araba yaparız. O zaman yarışırsın” diyor. Bana ne, bana ne, ben de yarışıcam da yarışıcam… Marangozlardan Macit Usta da, “Yok Duygu, bence de sen yarışma” diyince ikna oluyorum. Ama nasıl içimde kaldı bir bilseniz. Yemin ederim, Karadeniz’in suyunda bir şey var, bize de bulaştı  😀

Biraz moralim bozuluyor ama finale kalanların hepsinin bizim marangozhaneden hocalarımızın olması heyecanlandırıyor tekrar. Son kez gocvatule havada dönüyor ve ÇAT!!! Arkalarından izliyoruz startı. Birkaç viraj sonra yine gözden kayboluyorlar ve heyecanlı bekleyiş başlıyor; ne yaptı acaba bizim ekip?

formulaz-araba-kazananlarSoldan sağa kazananlar: Recep, Macit, Ahmet – Hepsi de marangozhaneden hocamız!

Çok geçmeden yeri göğü inlete inlete bizim şampiyonları taşıyan kamyon geldi. Yine şampiyon, yine şampiyonlar! Recep 3., Macit 2., Ahmet de 1. olmuş.” Lazbulans” da tasarım ödülünü alıyor.

Bizim şampiyonlar bir yerdeler, bi gökte. Havaya atıp tutmalar, omuzlarda taşımalar… Bir yakalasak biz de tebrik edeceğiz ama ne mümkün. Sanki fetihten dönüyorlar. Öyle büyük bir karşılama, sevinç. Eee, buralarda Formulaz’ı kazanmak büyük gurur. Haklılar da, öyle her baba yiğidin harcı değil bunca gözü kara adamı geçmek.

Kendi mühendislik dehamıza da bahane bulmayalım şimdi. Karadeniz’in suyunda bir şey varsa, mangal gibi yürek, kıvrak zeka ve yaşama sevinci var. Gitmeli, lıkır lıkır içmeli. Horonunu tepmeli, böreğinden yemeli, yaylalarında yürümeli…

“Ben seni sevduğumi

Dünyalara bildirdum”

Ey, nerelisin sorusuna Karadenizli çıkmayınca “Olsun,  o da iyidur” diyen memleket, si zade maoropenan… (seni çok seviyoruz)

 formulaz-araba-twitterTwitter fenomenlerinden Gökhan’la (@twetimgeldi) aynı gruptaydık yarışırken.  Katılan herkesi de madalya ile ödüllendirdiler. Avucumuzu yaladık ama elimiz boş dönmedik yani ;P

Yarış ile ilgili bilgiler, haberler, fotoğraflar ve videolar için burayı tıklayabilirsiniz.

HAZIR ARDEŞEN’E GELMİŞKEN

Çamlıhemşin’e Geçip Zua Coffee’de Kahve Molası Verin

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/zuacoffee

Burası sadece Karadeniz’de değil, İstanbul Ankara gibi büyük şehirler dahil uzun zamandır radarımıza giren en tatlı cafelerden. Böylesine dingin, böylesine huzurlu bir cafe atmosferini sadece İskandinav ülkelerinde bulabilirsiniz. Fırtına Vadisi’nde yer alan mekan, bölgenin zarif dokusu ile uyumlu ama bir o kadar da ona hava da katan bir yer. Gerçekten 40 dakika yol yapıp, Fırtına Vadisi’ni ve Çamlıhemşin’i gezdikten sonra uğrayıp bir kahve molası vermeye değecek bir yer.

Adres: Şenyuva no: 13, 53780 Çamlıhemşin Tel: (0464) 653 30 13 Konum için tıklayın.

 

12 Comments

  1. Merhaba. Öncelikle yazılarınız çok keyifli ve bir yeri geziye gitmeden önce sizin blogunuza bakıyorum. Karadeniz turu düşünüyoruz ve artvinden başlayıp Rize Trabzon ve süremiz ne kadar yeterse devam ederek Mudanya’ya dönmek amacımız. Bir plan hazırlıyorum ama Rize yazınız da sadece yarışma olduğu için tıkanıp kaldım. Yardımcı olursanız çok sevinirim. Ve Mudanya’ya beklerim.

    1. Haticecim,
      Maalesef Rize rehberimiz yok 🙁
      Ayder ve İkizdere dışında henüz gezmedik

  2. 🙂 süpermiş gerçekten. buyrunuz sorular:

    -her sene aynı tarihlerde mi yapıyorlar? o tarih nedir?
    -ilk ne zaman başlamış bu yarış?
    -yılda sadece bir yarış mı var?
    -kaç kişi katılıyor genel olarak?
    -red bull’u seviyoruz 😀

    1. Cevaplarımız:
      – Ağustos ayında oluyor.
      – Tahta arabalar eski bir gelenek ama yarış birkaç yıldır yapılıyor.
      – Geçen sene İstanbul’da da vardı.
      – Tunca’dakine 60-70 kişi
      – Biz de 🙂

  3. Mükemmelsiniz ! sizi çok geç keşfettim ama tüm videolarınızı kulaklarıma kadar tebessümle izleyip arayı kapatmaya çalışıyorum 🙂

    1. Selam Onur!
      Nasıl seviniyoruz böyle yorumlara bi bilsen! Günümüzün en güzel anı oldu sayende 😀
      Geç sayılmaz, şunun şurasında 1,5 sene oldu Biz Evde Yokuz’u kuralı. Daha çooooook başındayız 😉 Sen nerdeden duydun bizi?
      Özellikle videolarımızı sevdiysen YouTube kanalımıza abone ol deriz. Ayrıca, Facebook ve Instagram hesaplarımız da var.

      1. memleketim olan Rize nin tanıtımına vermiş olduğunuz desteği gönülden destekliyorum.Başarılarınızın devamını diliyorum.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir