UNREASONABLE LABS’DEN SUPERMAN 101 ALDIK!

“Bizce ufku geniş insan kendisinden farklı insanlara daha toleranslı, daha anlayışlı ve açık fikirlidir. İnanıyoruz ki, mutlu ve gelişmiş bir toplum, birey bazındaki mutluluğun ve bilincin artması ile başlar. O yüzden amacımız, insanları konfor alanlarından çıkmaya, keşfetmeye, hayatın farklı kulvarlarında bulunmaya teşvik etmek.”

 

Biz Kimiz‘den misyonumuzu dünyaya böyle duyurmuştuk.  

2.5 yılda Biz Evde Yokuz büyüdü, sosyal medya kanallarımız ve websitemiz üzerinden her ay en az 4 milyon kişiye ulaştığımız koca bir mecra oldu. Her gün daha da büyüyor. Ailemiz büyüdükçe, bize kulak veren insanlar arttıkça, onların bize verdiği ses ile daha fazla bir katkı üretebilme isteği hissetmeye başladık. Cloe Wade’in dediği gibi:

 

“En büyük sorumluluğun sesini kullanmak çünkü bu dünyada bağırsalar dahi sesini duyuramayan o kadar çok insan var ki…” 

 

İçimizde birşeyleri değiştirme, fayda üretme isteği ve arkamızdaki koca Evde Yoklar ailemiz ve Biz Evde Yokuz’un birikimi ile ne yapabileceğimizi düşünmeye başladık. Ancak içimize sinen, yani hem Biz Evde Yokuz’un potansiyelinden en verimli şekilde yararlanan, hem de ölçülebilir bir fayda üreten bir denklem oluşturamadık. Sürekli içimizde o fikir burnumuzun ucunda ama detaylarda katıldığımız için büyük resmi göremiyoruz gibi his vardı. Biz de Impact Hub İstanbul’un düzenlediği Unreasonable Labs‘e daha sistematik bir yaklaşımla aynı konuyu çözmeyi denemek için başvurduk. 

Programın ilk gününde bizim gibi 5 girişimle daha tanıştık. 5 girişim de, sosyal bir sorunu çözerken, bağışlara bağımlı kalmadan kendi finansal özgürlüğünü sağlayacak bir yapı oluşturma, yani “sosyal işletme” kurma gayretinde. Öncelikle şunu söylemek isterim; sadece yalnız olmadığını bilmek çok güzel çünkü girişimcilik oldukça zor, yıpratıcı bir süreç. 

5 gün, 6 girişim, bir sürü mentor desteği ile, hem kendi kendimize, hem de hep beraber, hem kendimiz, hem de birbirimiz için kafa patlattık. Zaman zaman oldukça sarsıcı ve cesaret kırıcı olduğunu kabul etmeliyim.

Ama gebelik değil, doğumun hemen öncesi en sancılı anlardır derler. Gerçekten de öyle oldu. Tam moralleri sıfırladığımız noktada programa katılan diğer arkadaşlarımızdan birisinin yaktığı bir ampülle bir anda her şey değişti; hem uzundur düşündüğümüz bazı sorularımız cevap buldu, hem büyük resmi görür olduk, hem de içimiz yeniden müthiş bir umut ve azimle doldu.

5 günlük sürecin sonunda Unreasonable Labs’den çantamıza bir sürü mentor, yol arkadaşı, pusula ve bizim programa katılım amacımız olan fikri bulma misyonumuzu tamamlayarak çıktık. Asıl macera, debelenme şimdi başlıyor. Hepimizin yolu açık olsun. 

Bu girişimleri takipte kalın:
Reflect
Minorpreneurs
Üretkeniz.biz
PlayforWorld

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir