BELGRAD’DA GEZİLECEK YERLER
Kendine özgü doğu batı sentezi, katman katman mimarisi, Tuna ve Sava nehirlerinin kesişiminde yer alan ikonik konumu, keşfedilmeyi bekleyen sürprizli, cıvıl cıvıl ve bohem sokakları, hareketli gece hayatı, çok kültürlü yapısı ile Balkanlarda vizesiz gidebileceğimiz en güzel yerlerden olan Belgrad’a “Ha bugün ha yarın giderim” diye diye bugüne kadar turşusunu kurduysanız, çok şey kaçırıyorsunuz! Size bu kavuşmanın hakkını verecek enfes bir rehber hazırladık.
Gözlerinizi bağlayıp sizi Belgrad’a atsalar şehrin yaratıcı, dışa dönük ve neşeli haline bakıp asla yakın tarihte savaş geçirmiş bir ülke olduğunu tahmin edemezsiniz. Sanki geçmişe bir perde çekilmiş. Güneşi doğana kadar devam eden kulüpleri, nehirde yüzen barları (splavovi) ve dünyayı ayağına getiren festivalleri ile Avrupa’da gece hayatıyla en ünlü şehirlerinden. Aynı zamanda murallar ile kaplı alternatif mahalleleri ve sanat galeriyle de aynı bir Berlin ya da Prag gibi yaratıcı merkez olarak yükselişte. Tuna-Sava kenarındaki taverna ve kafeleri, Osmanlı – Habsburg – Yugoslavya harmanı çehresi ile bütün olarak keşfe açık, ilham verici ve keyifli bir şehir.
Her ne kadar Belgrad şavaşın üzerini örtmüş olsa da bugün hala ülkeye gelen yabancılar için Sırbistan denince ilk akla gelen şey Hırvatistan, Bosna ve Kosova Savaşları’nda işledikleri ve uluslararası hukuk tarafından da tescillenen savaş suçları. Ancak yerelde savaş hala kendi “mağduriyetleri” üzerinden konuşuluyor. Bazı sivil toplum kuruluşları işlenen savaş suçları ile yüzleşmeleri gerektiğini savunuyor. Savaş sonrasında doğan gençler ise her gün sokaklarda anti-hükümet, anti-yolsuzluk protestolarındalar. Kokuşmuş düzene karşı başlattıkları bu isyan Belgrad’ın barındırdığı yaratıcı potansiyeli ateşliyor ve bugün gezip dinamizmine, yaşama tutunma azmine hayran kalacağınız şehri parlatıyor.
Şundan hiç şüphemiz yok, geziniz bittiğinde “Tekrar Belgrad’a gelinir” diyeceksiniz. Hadi o zaman daha fazla uzatmadan gezinizi planlamaya koyulalım.

Belgrad Seyahati Planlaması – Gitmeden Önce
Belgrad’a Nasıl Uygun Fiyatlı Uçak Bileti Bulurum?
Belgrad’a uçakla geldiğinizde Belgrad Nikola Tesla Havalimanı’na ineceksiniz. Her şekilde uçak biletinizi almadan önce mutlaka fiyat karşılaştırması yapın deriz.
– Belgrad Nikola Tesla Havalimanı’na uygun fiyatlı UÇAK BİLETİ bulmak için TIKLAYIN.
Belgrad Havalimanından Şehre Ulaşım
Belgrad’ın havalimanı olan Nikola Tesla Havalimanı normalde şehir merkezine arabayla 20 dakika mesafede. Yani taksi veya araç kiralama yollarıyla gitmek isterseniz bu süre makul sayılır. Toplu taşımayla da aktarma yapıp yapılmadığına göre 30- 60 dakika civarında şehir merkezi yakınlarına (Zeleni Venac) ulaşabiliyorsunuz fakat belirtmek gerekir ki çok düzenli bir toplu taşıma sistemi yok, ya da en azından bize öyle denk geldi.
Öncelikle havalimanından şehir merkezine giden A1 isimli shuttle’lar var. Bizdeki minibüslerin neredeyse aynısı. Nakit şekilde ödeme kabul ediliyor. Ücreti de 400 RSD yani 3.5 Euro civarındaydı. (2025) Henüz paranızı çevirmemişseniz Euro olarak ödeme yapabiliyorsunuz fakat para üstünü Sırp Dinarı şeklinde veriyorlar. Pek konforlu gözüktüğü söylenemez fakat sık olarak geçen bir minibüs hattı.
Bir de 72, 600, 65 ve A1 gibi otobüsler var. Biz hiç A1 otobüsüne denk gelmedik, o yüzden haritalarda minibüsle karışıyor olabileceğini düşündük. Bu otobüslerle de belli noktalardan aktarma yaparak hedeflediğiniz noktaya ulaşabilirsiniz. Bahsettiğimiz gibi çok düzenli bir ulaşım sistemi yok, örneğin tabelada beş dakikaya geleceği gözüken otobüs yarım saat sonra gelebiliyor. Fakat güzel tarafı biletle uğraşmanıza gerek kalmıyor çünkü Belgrad’da toplu taşıma ücretsiz!
Ben havalimanından direkt taksiye bineyim otelimde ineyim derseniz de havaalanı taksinizi online rezerve etmek için tıklayın.
Belgrad’a Ne Zaman Gidilir?
İlkbahar: Şehri gezmek için ideal zamanlardan. Hem sıcakların bastırmadığı, hem şehrin her türlü kültürel aktivite açısından canlanmaya başladığı dönem. Zaman zaman yağmurlu günlere de rastlayabilirsiniz ancak şehirde kapalı havada da yapılabilecek pek çok seçenek olduğu için sorun olmuyor. Biz mesela bir Nisan ayında buradaydık, olumsuz bir durum yaşamadık. Tek dezavantajı Tuna ve Sava nehirleri üzerindeki yüzen pop-up mekanların henüz açılmamış olmasıydı.
Yaz: Belgrad’a yazın gelmenin en büyük esprisi bizce şehre 1,5 saat mesafedeki Novi Sad’da her sene Temmuz’da gerçekleşen EXIT Festivali’nin öncesine veya sonrasına birleştirmiş olmak. Yoksa bizce Belgrad pek de yaz sıcaklarında gezilecek bir yer değil. Yaz boyunca dolup taşan Tuna ve Sava nehirleri üzerindeki yüzen kafeler ve barlar da cabası. Sıcaklıkların yüksek olmasının yanında en yüksek fiyatlı dönem olması da yaz döneminin bir diğer dezavantajı.
Sonbahar: Eylül-Kasım arası dönem de bol yürüyüşlü, bol yeme-içmeli, bol müze gezmeli bir kültür tatili için ideal zamanlar. Üstüne bir de şehrin büründüğü sonbahar renklerini de eklerseniz tadından yenmez.
Kış: Belgrad’ın soğuğu sıkı soğuklardan oluyor o nedenle de Aralık’taki bol ışıldaklı, yeni yıl ruhlu, hava soğuk olsa da iç ısıtan Noel dönemini özellikle hedeflemeyecekseniz bizce o havalarda gelmenin hiçbir esprisi yok. Bu sezonun tek artısı en uygun fiyatlı dönem olması.
Belgrad’a Ne Kadar Zaman Ayırmalı?
Bizce Belgrad’a bir hafta sonu rahatlıkla gelip gezebilirsiniz yani sorumuzun cevabı aslında 2 gün. Ancak biraz daha Belgrad’ı Belgradlılar gibi yaşamak isterseniz 3-4 gün kalmayı düşünün deriz. Çünkü o 2 günde şehrin anca turistik kısmını görebilir, Dorcol gibi daha yerellerin takıldığı mekanlarla dolu yerlerini pas geçmek zorunda kalabilirsiniz.
Belgrad İçin Vize Gerekiyor Mu?
Belgrad’a gelmenin en güzel yanı sanırsak Sırbistan’ın TC vatandaşlarından vize istemiyor oluşu. Yalnız her ne kadar yıllar önce bazı söylentiler çıkmış olsa da Sırbistan’a kimlikle giriş yapamıyorsunuz mutlaka en az 6 ay geçerli bir pasaportunuzun olması gerekiyor. Böylece toplamda 90 gün kadar Sırbistan’da vizesiz olarak kalış hakkınız oluyor.
Belgrad’ın Hangi Bölgesinde Konaklamalı?

– Stari Grad (Tarihi Şehir): Stari Grad yani tarihi şehir bölgesi Kalemegdan’dan Dorćol ve Skadarlija’ya kadar olan bir bölümü kapsayan geniş bir bölge. Şehrin en turistik kalbi diyebiliriz. Bizce Belgrad’a ilk kez geliyorsanız konaklamanız gereken yer de bu bölge sınırları içinde olmalı. Eğer her şey elimin altında olsun, gezilecek her yere yürüyerek ulaşayım derseniz Cumhuriyet Meydanı ve Kneza Mihaila arasındaki bölgeyi veya Skadarlija’yı tercih edebilirsiniz. Ancak buraların şehrin en turistik noktaları olduğunu da belirtelim. Eğer biraz daha samimi, turizmden uzak, yerellerin takıldığı mekanlarla dolu bir mahallede kalmak isterseniz tercihiniz Dorćol olsun. Stari Grad otellerinin de genellikle butik, aile işletmesi, tarihi dokuyu bozmayacak ölçülerde, zincir olmayan seçenekler olduğunu da söyleyebiliriz.
Stari Grad otellerini incelemek için tıklayın.
– Vracar: Stari Grad’ın devamında tarihi çekirdeğin hemen dışında ama ona komşu olan bölge Vracar. Aziz Sava Katedrali’nin merkezi olduğu, şehrin Stari Grad’a göre nispeten daha yeni bölgesi. Buradaki doku daha çok 1900’lerden kalma. Sovyet şehir planlaması ile tasarlanmış geniş caddeleri, devlet daireleri ve kamu yapıları ile şehrin Stari Grad’a göre daha az turistik daha beyaz yakalı ve bürokratik bölgesi. Stari Grad’ın kalabalığından ve turistikliğinden biraz çıkmak ama aynı zamanda da gezilecek yerlerden fazla da uzaklaşmamak isteyenler için ideal. Buradaki oteller de daha çok dünyaca ünlü zincir markaların şubelerinden oluşuyor.
Vracar otellerini incelemek için tıklayın.
Belgrad’da Seçtiğimiz Oteller & Evler
Belgrad konaklama seçeneklerinin bol ve her bütçeye uygun olduğu bir şehir. Belgrad’da ev tutmak da yaygın. Özellikle de 4-6 kişilik bir ekipseniz çok güzel ve uygun fiyatlı seçenekler var. Biz sizin için birkaç otel seçtik ancak her bölgenin altında alternatif otel ve kiralık daire tipi önerilerimize de yer verdik.
Square Nine Hotel Belgrade $$$

Kalemegdan bölgesinde, kapalı yüzme havuzu, spa ve sağlıklı yaşam merkezi, fitness salonu, otoparkı ve havaalanı servisi bulunan beş yıldızlı lüks bir otel. İncelemek için TIKLAYIN.
Calisi Hotel $$

Stari Grad bölgesinde, nehir manzarası, restoranı, özel park yeri ve açık büfe kahvaltısı bulunan dört yıldızlı bir otel seçeneği. Odaları modern dekorasyona sahip. İncelemek için TIKLAYIN.
Crystal Hotel Belgrade $$

Vracar bölgesinde, Aziz Sava Tapınağı’na yakın bir konumda bulunan dört yıldızlı bir konaklama seçeneği. Her biriminde klima, minibar, kettle, tv ve özel banyo bulunuyor. İncelemek için TIKLAYIN.
Smokvica Dorcol B&B $$

Dorcol’da üç yıldızlı bir otel seçeneği. Kahvaltısı ekstra tavsiye ediliyor çünkü şehrin sevilen brunch mekanlarından birinin şubesi var. İncelemek için TIKLAYIN.
Aşağıdaki bağlantıdan Belgrad’daki tüm otelleri ve kiralık evleri inceleyebilirsiniz.
– Belgrad’daki tüm OTELLER ve EVLER için TIKLAYIN.
Ayrıca Belgrad’dan çok daha fazla otel önerimizin olduğu BELGRAD’DA NEREDE KALINIR? – EN GÜZEL BELGRAD OTELLERİ yazımız da var.
Belgrad’daki En Favori 3 Deneyim
1. Tuna ve Sava nehirlerinde tekne turu yapmak.
2. Tarihi Belgrad’ı rehberli yürüyüş turu ile keşfetmek.
3. Belgrad’ın sosyalist geçmişini gözler önüne seren rehberli yürüyüş turuna çıkmak.
Araba Kiralamak Gerekir Mi?
Belgrad’da araç kiralamaya hiç gerek yok çünkü hem çok gelişmiş bir toplu taşıma ağı var hem de hepsi ücretsiz. Evet yanlış duymadınız Belgrad’da turistler dahil istisnasız herkes için tüm toplu taşıma araçları ücretsiz. Ancak ve ancak rotasında Belgrad da olan çok şehirli bir gezi planlıyorsanız araç kiralamayı değerlendirebilirsiniz. Belgrad’dan uygun fiyatlı araç kiralamak için TIKLAYIN.
Belgrad’a Gitmeden Önce Bilmeniz Gerekenler
1. Toplu Taşıma İstisnasız Herkese Ücretsiz
Sırbistan’da 1 Kasım 2024’te Novi Sad tren garı üst çatısının çökmesi sonucu 15 kişi yaşamını yitirmesinin ardından halk liyakatsizliğe, tedbirsizliğe, ülkedeki politik çürümüşlüğe karşı uzun süren protestolar başlattı. Bu protestolar sonrası Belgrad’da toplu taşıma 1 Ocak 2025’ten itibaren herkese ücretsiz oldu. Bu da Avrupa’da nüfusu 500.000’den fazla olup toplu taşımayı ücretsiz sunan ilk şehir olma özelliğini ona kazandırdı. Trafiği azaltmak, çevre duyarlılığını sağlamak ve şehri erişilebilir kılmak için bu karar verilmiş. Kısaca şehrin içindeki tüm otobüsleri, tramvayları ve troleybüsleri ücretsiz şekilde, kart vs. olmadan kullanabiliyorsunuz. (A1 havalimanı minibüsleri ve E hattı minibüsü hariç) Bu da hem yerli halka hem de turistlere Belgrad’ı ekonomik bir şekilde gezmenin kolaylığını sağlıyor.
2. Dikkat! Kredi Kartının Geçmediği Yerler Var
Konu kredi kartı kullanımına geldi mi Belgrad’ın bir Amsterdam olduğunu söyleyemeyiz… Evet kredi kartınızı makul bir oranda kullanabilirsiniz fakat konu küçük işletmelere; özellikle “pekara”lara, lokal kafelere, büfelere, cevapicilere, pazarlara ve hatta müzelere geldi mi yanınızda mutlaka nakit Sırp Dinarı veya en olmadı Euro bulunduruyor olmanız lazım. Şehrin en çok ziyaret edilen müzelerinden olan Nikola Tesla Müzesi’nde dahi kredi kartı geçmiyor. Aynı şekilde Jevremovac Botanik Parkı’nda da. O yüzden müze sırasını bekleyip gişede kalmak istemiyorsanız veya pekara’dan sıcacık böreğinizle çıkmaya hazırlanırken “sadece nakit” geçtiğini öğrenip üzülmek istemiyorsanız yanınızda belli bir miktar Sırp Dinarı bulundurun deriz. Eğer Euro ödeme yaparsanız da paranızın üstü her zaman Sırp Dinarı şeklinde geliyor. Ayrıca Google Maps’ten mekan açıklamalarını kontrol edip kart geçip geçmediğine göz atmak veya dükkanların girişinde “Samo keš!” yani “Yalnızca nakit!” uyarısı var mı diye bakmak da tavsiyelerimiz arasında.
3. Belgrad’da Ne Yenir?
Sırp mutfağı, bir tutam Osmanlı, bir tutam Balkanlar, bir tutam Orta Avrupa ve Slav esintileriyle harmanlanmış, birçok kültürden izler taşıyan zengin bir mutfak kültürüne sahip. Farklılıklar elbette var fakat bizim damak tadımıza epey yakın. Her köşe başındaki pekara’ları (fırın), caddelerdeki patlamış mısır standları ve buram buram cevapi kokan sokaklarıyla Belgrad uygun fiyatlara deyim yerindeyse damağınızı çatlatabilecek bir şehir. Şehrin başta gelen meşhur lezzetleri ise aslında Balkanlar’ın her yerinde karşınıza çıkan klasikler:
– Pekara’dan hamur işleri: Balkan coğrafyasında yaygın olarak bulunan “pekara”lar, Sırpça’da “fırın” anlamına geliyor. Fiyatlar genellikle çok uygun. İçinde binbir çeşit unlu mamulu bulabileceğiniz lokal fırınlar özünde. “Kifla” denen tatlı-tuzlu otantik poğaçalar, ıspanaklısı meşhur olan “Zeljanica”lar ve patatesliden kıymalıya tutun çeşit çeşit yapılan “Burek”ler pekara’larda en sık satılan ürünler. Her sabah işe giden insanların buralardan bir şeyler alıp öyle yola koyulduğunu görüyorsunuz, o yüzden bizdeki pastane/fırın kültürünün neredeyse aynısı. Bir minik uyarı: Kredi kartı sadece bazılarında geçiyor, o yüzden yanınızda mutlaka nakit bulundurun.
– Ćevapi veya bir diğer adıyla Ćevapčići: Balkanlara has bir ızgara köfte çeşidi. Belgrad da bu konuda iddialı. Bir şeye benzetecek olursak eğer bizdeki İnegöl köfteye benziyor. Köfteler pide benzeri “lepinja” isimli ekmeğin içinde 5’li, 10’lu olarak servis edilirken beraberinde de ince kıyılmış çiğ soğan, kaymak ve ajvar sos eşlikçi olarak geliyor. Ayrıca dini hassasiyetiniz varsa gittiğiniz yerde dana etinden mi yoksa domuz etinden mi yapıldığını sormak en iyisi olacaktır.
– Rakija: “Rakiya” diye okunan rakija da Balkanlarda yaygın olan fakat spesifik olarak Sırpların milli içkisi olarak geçen bir içki çeşidi. Başta erik olmak üzere elma, üzüm ve ayva gibi meyvelerden yapılıyor. Sırplar bunu ister kahvaltıda, ister ara öğün olarak isterseler de akşamüstü aperitifi olarak sıkça içiyor hatta çoğu evde kendi rakijasını üretiyor. İnce, ufak shot bardaklarında servis ediliyor. Alkol derecesi epey yüksek.
– Ajvar: Ajvar közlenmiş kırmızı biber, patlıcan ve sarımsakla yapılan bir sos. Balkanlardaki bir diğer adı da Lutenitsa. Tariften tarife değişse de domates ve soğan da yerine göre eklenebiliyor. Ayriyeten acılı versiyonu da var acısızı da. Diğer Balkan ülkelerinde olduğu gibi Belgrad’da da oldukça yaygın olarak tüketiliyor. İster kahvaltıda ekmeğin üstüne sürmelik, ister cavapi’nin yanında eşlikçi… Damak zevkinize uyarsa eğer her şeyle giden, lezzetli “joker” bir meze. Sevdiklerinize götürmek için ideal bir hediye olabilir. Marketlerde de lokal pazarlarda da satılıyor.
Belgrad’ın Nesi Meşhur?
Belgrad Gece Hayatı

Belgrad birkaç üniversiteye ev sahipliği yaptığı için genç nüfusu epey fazla ve bunun da şehre dinamik bir enerji kattığı su götürmez bir gerçek. Alternatif underground barlar, clublar ve kafeler yaygın. Şehrin biraz Berlin’i, biraz da Eskişehir’i andıran bir havası var. Buna ek olarak fiyatlar da makul olunca Avrupa’nın her yerinden pek çok kişi Belgrad’a sırf gece hayatı için bile geliyor. Gece hayatından neler beklediğinize göre tabii ki beğenip beğenmemek size kalmış fakat Belgrad’da gece hayatının dopdolu, kendine has ve özgür bir enerjisi olduğunu söyleyebiliriz. Ben daha sakin bir akşam istiyorum, arkada folklorik canlı müzik çalsın diyorsanız Skadarlija caddesine, biraz daha canlı bir şeyler olsun gençliğin enerjisini hissetmek istiyorum modundaysanız da Cetinjska ve Savamala gibi bölgelerdeki bağımsız bar-clublara uğrayabilirsiniz. Ayrıca “splavovi” isimli eğlence mekanları var. Bunlar nehir kenarında, su üstünde yüzen clublar. Açıkçası yılın ilk yarısında çok aktif olmuyorlar ama sezonuna denk gelirseniz sabaha kadar dans etmek isteyenler için ideal bir tercih olabilir.
Sava ve Tuna Nehirlerinin Kesişim Noktasında Bulunan İkonik Konumu

Keltlerden Romalılara, Osmanlılardan Avusturyalılara anlıyoruz ki Belgrad ele geçirilmek istenen ve bunun için çaba sarf edilen bir şehir. Avrupa’nın en büyük ikinci nehri Tuna’nın ve onun sağ kollarından Sava’nın kesiştiği ikonik bir konumda olduğu için tarih boyunca oldukça stratejik, kültürel ve ruhsal bir merkez halindeymiş. Bu konum vakti zamanında ırmakların ticaret yollarını kontrol etmesi sebebiyle ekonomik öneme sahipmiş. Günümüzde ise yürüyüş yollarına, plajlara ve yüzen mekanlara ev sahipliği yaptığı için kültürel bir öneme de sahip. Ayrıca ah o manzara… Güneşin batmasına yakın Kalemegdan’a çıkıp tepenin en üstünden iki nehrin kesişimini izlediğinizde siz de kendinizi her an Belgrad’ı fethedecekmiş gibi hissediyorsunuz. O yüzden yanınıza atıştırmalık bir şeyler alıp Kalemegdan’a gitmenizi ve Sava’yla Tuna’nın kesişimini ilk elden görmenizi tavsiye ederiz. Bu nehirler fiziken şehri ayırıp bölüyor gibi gözükse de aslında besleyen ve dönüştüren bir noktada duruyor. O yüzden ne diyelim, gidin ve bir de kendiniz deneyimleyin. Hatta mümkünse tekne turu ile….Tuna ve Sava nehirlerinde tekne turuna bilet almak için tıklayın.
Denk Gelirseniz Kaçırmayın: EXIT Festival

EXIT Festival Belgrad’a ortalama 90 kilometre mesafedeki Novi Sad şehrinde yapılan ve 2000’den beri her yaz gerçekleştirilen ünlü bir müzik festivali. Yaklaşık dört gün süren festival Petrovaradin Kalesi isimli 18. yüzyıldan kalma bir kalenin surlarında düzenleniyor, bu tarihi atmosfer de EXIT’i EXIT yapan şey. Her sene 40’tan fazla sahnede 1000’den fazla sanatçı yer alıyor evet ama, bu festivalin tek amacı eğlenmek de değil. 2000’lerin başında bir öğrenci hareketi olarak başladığı için politik protesto hareketinin bir parçası ve bu sebeple verdiği mesajlarla pozitif sosyal değişimleri, özgürlüğü ve sevgiyi yaymayı hedefliyor. Exit, rock, elektronik, metal gibi çok fazla müzik türüyle her zevke hitap ediyor. Festivalin çadır alanında gecelemek hem sosyalleşmek hem de eğlenmek için iyi bir seçenek. Dilerseniz ev de kiralayabilirsiniz ama elinizi çabuk tutmanızı öneriyoruz. Festivalin ardından eğlenceye, Belgrad’ın Tuna ve Sava kıyısındaki mekanlarında devam edebilirsiniz. Bizce her gencin 20’ler sona ermeden önce listesine eklemesini tavsiye edeceğimiz kalibrede bir organizasyon. Hem de vize almadan gidilebildiği için Avrupa’nın diğer ünlü müzik festivallerine göre ulaşılabilir bir alternatif. O senenin line up’ını incelemek ve bilet bilgileri için websitesine göz atabilirsiniz.
Belgrad’ın Tarihi

Beograd yani “Beyaz Şehir” anlamına gelen Belgrad ismini nasıl almış diye merak edip şöyle bir araştırınca görüyoruz ki ismin kaynağının pek çok sebebi var. Kimine göre şehir karlar altında kalınca bembeyaz bir görüntü oluşturduğu için, Evliya Çelebi’ye göre o dönemde çok fazla beyaz minaresi olduğu için, kimine göre de Kalemegdan’daki bembeyaz duvar taşları için… Evet adı ‘Beyaz Şehir’, fakat gidip görünce anlıyorsunuz ki yakın tarihin karanlık travmalarından gençlikle gelen rengarenk kahkahalara, burası her rengi görüp deneyimleyeceğiniz bambaşka ve kendine has bir Avrupa başkenti.
Antik Çağ’da: Antik çağda Keltlerin kurmasıyla adı “Singidunum” olmuş, sonra Roma kolonileri ve Bizans ele geçirmiş. Üstüne üstlük bu şehrin Türklerle de ortak bir geçmişi mevcut. Hun İmparatoru Atilla bu toprakları deyim yerindeyse yıkıp geçmiş, Türk kökenli oldukları düşünülen Avarlar da onu takiben gelmiş.
Osmanlı Yönetimi: Kanuni Sultan Süleyman da burayı fethediyor ve Belgrad’ı Osmanlı toprağı yapıyor. Bu süreçte şehir talan oluyor tabii, oradaki Ortodoks nüfus İstanbul’a, bugünkü Belgrad Ormanları bölgesine yerleştiriliyor. Bu kısım şehrin kökenini anlamak açısından önemli ama Belgrad’ın kimliğini oluşturan şeylerin 20. yüzyılda yaşandığını söylemek bizce daha mümkün.
Yugoslavya Dönemi: Çoğu Avrupa şehri gibi Belgrad da I. ve II. Dünya Savaşlarında defalarca kez işgal ediliyor. Nazi Almanyası’nın bombaladığı şehir Bolşeviklerin Kızıl Ordu’su tarafından kurtarılıyor. 1945’te Josef Broz Tito önderliğinde ne Batı’ya ne de Doğu’ya yaslanan, Güney Slav halklarından oluşan ve sosyalizmle yönetilen bir ülke idealiyle ortaya çıkan Yugoslavya’nın (Hırvatistan, Karadağ, Sırbistan, Slovenya, Bosna-Hersek ve Makedonya) kuruluyor ve Belgrad 85 sene Yugoslasvya’nın başkenti oluyor. Soğuk Savaş’ın alternatif üçüncü bloğu olan Bağlantısızlar Hareketi’nin ilk toplantısı da 1961’de Belgrad’da yapılıyor mesela. Bu bile Belgrad’ın yakın tarihte nasıl bir politik öneme sahip olduğunu gösteriyor. Sokaklarına yürürken denk geldiğiniz o sosyalist mimarili binaların izleri işte hep bu döneme dayanıyor.
Yugoslavya’nın Dağılma Savaşları: 1990’ların başlarına gelindiğinde, özellikle Tito’nun vefatından sonra Yugoslavya’yı ortak paydada birleştiren pek bir şey kalmıyor. Yugoslavya çatısı altındaki milletler kendi egemenliklerini kazanmak için harekete geçiyorlar. Ülke hızla parçalanmaya başlıyor ve çok kanlı bir iç savaş yaşanıyor. Yugaslavya’nın başkentin Belgrad olması, federasyondaki en büyük cumhuriyetin Sırbistan olması ve en büyük orduya sahip olması nedeniyle ülke otomatik olarak bu savaşların baş aktörü oluyor. En kanlısı Bosna olmak üzere Sırplar’ın 3 savaşta savaş suçu işlediği uluslararası mahkemelerce tescillendi:
Hırvatisyan Savaşı (1991-1995): Sırp güçleri Vukovar Kuşatması’nda teslim olan yüzlerce sivili öldürdü ve insanlar zorla göç ettirildi.
Bosna Savaşı (1992-1995): Srebrenitsa Soykırımı’nda 8000’den fazla yetişkin ve çocuk öldürüldü ve tarihe 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yaşanan en büyük katliam olarak geçti. Ayrıca Sarajevo Kuşatması’nda 4 yıl boyunca siviller keskin nişancılar tarafından öldürüldü. Sistematik tecavüzler gerçekleşti.
Kosovo (1998-1999): Sırp yönetiminden kurtulmak isteyen Kosovalı Müslüman Arnavutlar direnişe geçti. Sırplar 800 bin kişi zorla göç ettirerek bölgede etnik temizlik yaptı. Racak Katliamı’nda 45 sivil öldürüldü. Sistematik tecavüz ve köy yakma uygulamalarıyla halk sindirildi. Sonucunda NATO, Birleşmiş Milletler onayı almadan Sırbistan’a ve özellikle Belgrad’a hava saldırıları düzenledi. Yugoslav Savunma Bakanlığı’nın eski binası günümüzde özellikle bombalanmış haliyle sergileniyor, yaşananlar unutulmasın ve o kolektif hafıza korunabilsin diye. Kosova 2008’e gelindiğinde bağımsızlığını resmen ilan ediyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 117 ülke tarafından tanınan bu ülke başta Sırbistan olmak üzere Yunanistan, İspanya, Romanya, Kıbrıs Rum Kesimi ve Rusya gibi ülkelerce halen daha tanınmamaya devam ediyor.
ÖZETLE; 3 cephede savaş suçu işlediği tescillendi, Bosna’daki katliam da soykırım olarak tanındı. Ancak bu devlet politikası olarak değil, bireylerin yasaları çiğnemesi olarak nitelendirildiği için yaşananlara karşılık Sırbistan’a bir tazminat bedeli kesilmedi ya da “soykırımcı ülke” damgası almadı. Yine de NATO ve AB ile ilişkiler donduğu için halk ağır bir yoksulluk çekti. Savaş suçluları ise uzun süre “kaçtı” ancak sonunda siyasi izolasyona dayanamayan Sırbistan hepsini yıllar içinde teslim etti.
Belgrad’da Gezilecek Yerler Haritası
Haritayı zoom yaparak detaylı görüntüleyebilirsiniz.
Gezilecek Yerler
- Kalemegdan
- Saat Kulesi
- Askerî Müze
- The Victor
- Damat Ali Paşa Türbesi
- Barutana
- Sokullu Mehmet Paşa Çesmesi
- Ružica Kilisesi
- Cumhuriyet Meydanı
- Sırbistan Ulusal Müzesi
- Belgrad Ulusal Tiyatrosu
- Kneza Mihaila
- Data Status – Knjižara Akademija
- Zepter Müzesi
- Skadarlija
- Cetinjska
- Art Quarter
- Bajloni Market
- Terazije
- Hotel Moskva
- Belgrade Design District
- Etnografya Müzesi
- Prenses Ljubica’nın Konağı
- Aziz Mihail Katedrali
- Beton Hala
- Nikola Tesla Müzesi
- Aziz Sava Katedrali
- Eski Saray
- Yeni Saray
- Nikola Pašić Meydanı
- Sırbistan Tarih Müzesi
- Parlamento Binası
- Taşmeydan Parkı
- Aziz Mark Kilisesi
- Sırbistan Posta Merkezi
- Old General Staff Building
- St. Alexandar Nevsky Kilisesi
- Bayraklı Cami
- Silosi
- Dorćol Platz
- Jevremovac Botanik Parkı
- Branko Köprüsü
- Zeleni Venac Pazarı
- KC GRAD
- Belgrade Waterfront
- Yugoslavya Müzesi
- Ada Ciganlija
- Hyde Park
- Topcider
- Ušće Park
- Çağdaş Sanat Müzesi
- Zemun
- Gardos Kulesi
- Kej Oslobodenja
- Meryem Ana Kilisesi
- Avala Kulesi
- Beli Dvor
Yeme-İçme
- Kafeterija Magazin 1907
- Sarajevski ćevap „To je to“
- Kafe poslastičarnica Moskva
- Чарли
- PRANA Brunch & More
- Znak Pitanja (Question Mark)
- Café Amelie
- Majstor i Margarita
- The Black Turtle
- Bar Central
- Bife Bar
- Ok.No
- Princess Puff Belgrade
- La BoULANGeRie Kalemegdan
- Toro Latin Gastro Bar
- Comunale Caffe e Cucina
- Cantina de Frida
- Concrete Boat
- Ambar
- Druid Bar
- Dvorištance & La Gitana
- Zaokret
- Polet
- Lift Bar
- Dim
- Bucko
- Velika Skadarlija
- Tri Sešira
- Dva Jelena
- April Bar
- Tezga
- D Bar
- Riddle Bar
- Trpkovic Bakery
- Ćevabdžinica Savčić
- Azbuka
- Dokolica Bistro
- Kultura Bar
- Restoran Lovac
- Miamiam Restaurant
- La BoULANGeRie Vracar
- Pržionica/kafeterija Lokal
- Samo Pivo
- Lorenzo & Kakalamba
- Lula fine espresso bar
- Prava Pljeskavica
- Smash Burgers
- Mezestoran Dvoriste
- Uzitak Coffee
- Dali Bar
- June Coffee
- Bloom
- Sonder Dorcol
- Chernyi Cooperative Coffee Roasters
- Iva New Balkan Cuisine
- Leila Records
- Radionica
- eklektika 40
- Pržionica
- Valentina i Karanfil
- Bitters Bar
- Passengers Bar
- Kafe Bar Blaznavac
- Strogi Centar
- Docker Brewery & Beer Garden
- Crna Ovca
- Smokvica
- Smokvica – Kralja Petra
- D59B
- Đura Cafe Bar
- Botako
- Ginger Bar
- Krafter Beograd
- Homa
- Hotel Beograd Café
- Java Coffee Roastery
- Java Coffee Serbia
- Stovarište Materijala
- Salon 1905
- Tranzit Bar
- Prohibicija Pre Club
- Klub 20/44
- Cafeteria Gardos
- Koordinata Street
- Savana
1. Tarihi Merkez Stari Grad’da Gezilecek Yerler

Stari Grad aslında şehrin tarihi çekirdeğini oluşturan bölgeye verilen genel bir ad. Kabaca Kalemegdan’dan Terazije’ye kadar uzanan bölüm diyebiliriz. Şehrin en turistik noktaları bu hat üzerinde kalıyor. Sizin de iki günlük bir Belgrad programınız varsa muhtemelen zamanınızın çoğu burada geçecek ama önerimiz buranın dışına çıkıp Dorcol ve Savamala gibi daha alternatif bölgelere de zaman ayırmanız. Dilerseniz tarihi Belgrad’ı rehberli gezdiren turlara katılıp bölgeyi daha kompakt şekilde de gezebilirsiniz. Tarihi Belgrad’ı gezdiren 3 saatlik rehberli yürüyüş turuna bilet almak için tıklayın.
1.1 Kalemegdan Parkı ve Belgrad Kalesi



Sava ve Tuna nehirlerinin kesiştiği, etkileyici bir manzarayı kucaklayan panoramik bir konumda bulunan Kalemegdan bölgesi belki de tüm Belgrad’ın en değerli hazinesi. Tam bu noktaya kondurulmuş bir kuş yuvası misali görünen Belgrad Kalesi de Milattan önce 3. yüzyılda Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılmış. Kale tarih boyunca pek çok uygarlık tarafından fethedilmiş ancak 29 Ağustos 1521’de de Kanuni Sultan Süleyman’ın önderliğinde Osmanlı tarafından ele geçirilmiş. 1688’e kadar da Osmanlı yönetiminde kalmış. Bugün gittiğinizde Belgrad Kalesi de dahil olmak üzere Kalemegdan’daki çoğu turistik noktayı ücretsiz şekilde gezebiliyorsunuz. Sava ve Tuna’yı panoramik olarak ücretsiz şekilde izleyebilmek varken, yanınıza atıştırmalıklarınızı alın ve Belgrad Kalesi’nin tadını çıkarın. Yalnız oldukça büyük bir alandan bahsediyoruz o yüzden buraya en az bir 3 saat ayırmaya çalışın ve aşağıdaki yapıları görmeden geçmediğinize emin olun deriz. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
1.1.1 Saat Kulesi

Belgrad Kalesi’ndeki Saat Kulesi’nin kendine has bir özelliği var, o da normalde Türk pazarlarına has olan kule figürünün ilk defa bir kalede kullanılması. 28 metre uzunluğundaki kule, Barok mimariye sahip ve geçmişi 18. yüzyıla dayanıyor. Hem bir kule olarak askeri işlevi hem de Belgrad’a zamanı duyurabilmek gibi bir amacı var. Hatta Evliya Çelebi’nin yazdıklarına göre bu kulenin çanını Sava’ya bir gün uzaklıktaki bir seyyah dahi vakti zamanında duyabilirmiş. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
1.1.2 Askeri Müze

Kalemegdan’ın içindeki askeri müze, Roma İmparatorluğu’ndan günümüze kadar her dönemden yaklaşık 25.000 ögeyi sergileyen askeri bir müze. Aslında müze 1878 yılında oluşturulmuş ama II. Dünya Savaşı’nda zarar görmüş, koleksiyonu yetersiz görülmüş, bugünkü binasına taşınmış. Hem yapı içinde hem de bahçesinde çok zengin bir koleksiyon var. Bu konuya spesifik olarak ilginiz de varsa özellikle ilginizi çekecektir. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
1.1.3 The Victor Monument (Pobednik)

Pobednik diye de bilinen The Victor heykeli, Kalemegdan’ın en yüksek noktasında, şehrin büyük çoğunluğundan görülecek şekilde yükseliyor. Bir elinde kılıç, diğer elinde güvercin tutan bu bronz erkek figürü I. Balkan Savaşı’nda Sırbistan’ın hem Osmanlıya hem de Avusturya-Macaristan’a karşı kazandığı zaferleri simgeliyor. 20. yüzyılın en önemli heykeltraşlarından Ivan Mestrovic tarafından tasarlanan heykelin yaratılması I. Dünya Savaşı’ndan öncesine dayansa da Kalemegdan’a konulması epey bir vakit almış. Belgrad’ın silüetine renk katan ve kartpostallara ilham olan kültleşmiş bir yapıt. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
1.1.4 Damat Ali Paşa Türbesi

Kalemegdan’daki bu küçük türbe, Petrovaradin Muharebesi’nde Osmanlı ordusunun başında görev alan Sadrazam Damat Ali Paşa’ya ait. İnşa edildiği tarihi 1784 olarak kabul edilse de yapım yılı hakkında başka iddialar da mevcut. Sadrazam Ali Paşa 5 Ağustos 1716’da şehit düştüğünde cenazesi Belgrad Kalesi’ne getirilip, günümüzde türbenin olduğu yere defnedilmiş. Daha sonrasında da üstüne Belgrad’ın İslam cenaze mimarisinin nadide örneklerinden olan bu türbe yapılmış. Fakat bu türbenin başında gelenler biraz tatsız…Osmanlı Belgrad’dan çekildikten sonra depo olarak kullanılmış. 1915’te Avusturyalıların yeniden inşa etmesi ve ardından Belgrad Belediyesi’nin restorasyonuyla yeniden türbe halini almış. Ayriyeten 2017’de TİKA’nın kapsamlı restorasyonuyla günümüzdeki formuna ulaşmış. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
1.1.5 Barutana
18. yüzyılda tarihi bir cephanelik olarak inşa edilen Barutana, yani Türkçesiyle “baruthane”, konum olarak Kalemegdan’ın daha alt kısımlarında kalıyor. 1995’te konserlerin verildiği bir etkinlik alanına dönüştürülmüş. Özellikle yaz aylarında Kalemegdan’ın taş duvarlarıyla tarihi bir atmosfer oluşturan Barutana’da sizi zamanda yolculuğa çıkaracak etkinlikler yakalayabilirsiniz. Programını incelemek isterseniz Instagram sayfasından ulaşabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
1.1.6 Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesi

Osmanlı’ya ait Belgrad’daki en eski yapılardan biri olan bu çeşme Sokullu Mehmet Paşa tarafından 16. yüzyılda yaptırılmış. Defterdar Kapısı’nın hemen yanında bulunuyor ve sadeliğiyle, ince taş işçiliğiyle önem taşıyor. Kalemegdan çok geniş bir alana yayıldığı için burayı gözden kaçırma ihtimaliniz yüksek, o yüzden Defterdar Kapısı civarına yolunuz düştüğünde bu çeşmeye de bir göz atın deriz. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
1.1.7 Ruzica Kilisesi

Belgrad’ın en eski Ortodoks kiliselerinden biri olan Ruzica Kilisesi Kalemegdan’ın doğu kısmında, Zindan Kapısı ve Jakšić Kulesi arasında bulunuyor. Ružica “küçük gül” anlamına geliyor ve bu ismin kaynağı da bir halk efsanesine dayanıyor. Efsaneye göre Ružica, Cveta ve Marica isimli üç kız kardeş bu bölgeye üç minik kilise inşa etmişler. Diğer iki kız kardeşin kiliseleri zamana karşı yenik düşüp yok olurken Ružica’nın mirası güller ve sarmaşıklarla çevrili biçimde yaşamaya devam etmiş. Geçmişi 15. yüzyıla dayanan kilise Sırp-Yunan tarzında inşa edilmiş. İçindeki avizelerin kılıç ve top gibi savaş silahlarından yapıldığını ve dış cephesindeki sarmaşıkların dikkat çektiğini söyleyebiliriz. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
1.1.7 Kale Kapıları


Kalemegdan büyük bir kale kompleksi olduğu için ve amaç da bu bölgeyi saldırılara karşı korumak olduğu için irili ufaklı çok sayıda kapısı bulunuyor. Bunların en ünlüleri arasında Stambol Kapısı, Karađorđe Kapısı, Saat Kapısı, Leopold Kapısı, Zindan Kapısı, Despot Kapısı, Defterdar Kapısı, Kral Kapısı, Vidin Kapısı, Mračna Kapısı, Karla VI Kapısı ve Kornar Kapısı bulunuyor. Stambol Kapısı adını bu yolun İstanbul’a çıkmasından alırken, iç ve dış olmak üzere toplam iki bölümden oluşuyor. Karađorđe Kapısı ise Osmanlı’ya karşı Birinci Sırp Ayaklanması’nı başlatan Kara Yorgi’nin kullandığı bir kapıymış. Saat Kapısı da adından anlaşılacağı gibi Saat Kulesi’nin kapısı. 15. yüzyılda inşa edile Zindan Kapısı da yine bariz şekilde adını bir zindana ev sahipliği yapmasından almış. Bunun gibi daha pek çok kapının işlevi de aslında isminde yatıyor. Tüm bu kapılar Kalemegdan’ın mihenk taşları gibi. Hepsi farklı dönemlerde farklı sebeplerle kullanılmış. Bu yüzden her bir kapıdan geçtiğinizde kendinizi geçitlerle boyut atlayan bir zaman yolcusu gibi hissediyorsunuz.
1.2 Cumhuriyet Meydanı


Cumhuriyet Meydanı, Belgrad’ın Taksim Meydanı adeta. Neredeyse her sokağın, her yürüyüş rotasının kesiştiği bu meydanın dikkat çekici özelliği hemen ortasında yer alan at üzerindeki Prens Mihailo Heykeli. Prens Mihailo, Osmanlı yönetimine karşı Sırbistan’ın bağımsızlığını savunan ve bu hedef uğruna savaşmış önemli bir lider. Meydandaki atlı heykel de 1882 yılında İtalyan heykeltıraş Enrico Pazzi tarafından yapılmış. Bu heykelin önemi bir Sırp liderin ilk atlı heykeli olmasında yatıyor. Meydan sabah saatlerinden itibaren yavaş yavaş günün ritmine hazırlanmaya başlıyor ve akşam saatlerinde kalabalığının en üst noktasına ulaşıyor. Meydan yoldan geçenlerle, sokak sanatçılarıyla adeta bir açık hava sahnesine dönüşüyor. Herkesin mutlaka yolunun düşeceği önemli bir nokta. Belgrad Ulusal Tiyatrosu da Sırbistan Ulusal Müzesi de meydanı çevreleyen iki önemli yapı. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
1.2.1 Sırbistan Ulusal Müzesi


Atlı Prens Mihailo Heykeli’nin hemen arkasında yer alan Sırbistan Ulusal Müzesi, bugün Sırbistan’ın; vakti zamanında ise Yugoslavya’nın en büyük ve en köklü müzesi. Bunun sebebi de sahip olduğu koleksiyonların çeşitliliği ve genişliği. 10 Mayıs 1944’te halka açılan müze, Sırbistan’ın kültürel mirasını koruyabilmek adına Milli Eğitim Bakanı Jovan Sterija Popovic tarafından kurulmuş. Hem sanat koleksiyonlarına hem de araştırmalara ev sahipliği yapan müzede Titian’dan Rubens’e, Renoir’dan Monet’e ve Van Gogh’a pek çok önemli sanatçının eseri bulunuyor. Aynı zamanda Sırbistan’ın tarihine ışık tutan paleolitik dönemden kalma eserler de var. Yani Belgrad’da kısıtlı vaktim var ve nokta atışı bir müzeye gitmek istiyorum diyorsanız Sırbistan Ulusal Müzesi ilk tercihiniz olmalı. Pazartesi günleri kapalı. Pazar günleri ise ücretsiz. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
1.2.2 Belgrad Ulusal Tiyatrosu

Belgrad Ulusal Tiyatrosu, Cumhuriyet Meydanı’nın hemen yanında bulunan Sırbistan’ın en köklü sanat kurumlarından biri. Prens Mihailo tarafından yapılması istenmiş ve konum olarak da Cumhuriyet Meydanı seçilmiş. Mimar Aleksandar Bugarski tarafından tasarlanan yapının inşaatı 1869 yılında tamamlanmış. İçinde drama, bale ve opera olmak üzere üç dalda performans sergileniyor. Biletlerin ücretleri de herkes için ulaşılabilir olması açısından makul seviyelerde tutulmuş. Belgrad’a gitmişken sanatla iç içe vakit geçireyim diyorsanız bu tiyatrodaki etkinlikleri takip edin deriz. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
1.3 Kneza Mihaila (Knez Mihailova)


Knez Mihailova bize direkt İstiklal Caddesi’nin 2000’lerin başındakini halini anımsatan, neredeyse bir kilometre uzunluğundaki bir cadde. Terazije Caddesi’nin başladığı yerden Kalemegdan’a uzanan araç trafiğine kapalı bu cadde Belgrad’ın en ünlü ve en işlek caddesi sayılıyor. Yayaların kolayca yürüyebileceği geniş yolu, 19. yüzyıldan kalma tarihi yapılarla çevrili. Mağazalar, kafeler, restoranlar da bu caddede sıra sıra dizilmiş. O yüzden kahve mi içsem, bir şeyler mi atıştırsam, alışveriş mi yapsam üçgeni arasında kalırsanız Kneza Mihaliova en doğru yer. İsminin hikayesini de kısaca anlatalım; Cumhuriyet Meydanı’nı anlatırken Prens Mihailo Heykeli’nden bahsetmiştik ya, o Prens Mihailo işte bu meydanın ismi konusunda ilham kaynağı. Osmanlı’ya karşı Sırbistan’ın bağımsızlığını savunduğu ve buna yönelik faaliyetlerde bulunduğu için Sırp halkı için önemli bir figür. Bu sebeple de ismi şehrin en önemli caddelerinden birine konmuş. Bu cadde üzerinde kaçırmayın diyeceğimiz iki yerden bahsedeceğiz şimdi bir de sizlere. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
1.3.1 Data Status – Knjizara Akademija



Knez Mihaila üzerinde bir köşe başını tutan Data Status – Knjižara Akademija, samimi ve sıcak atmosferiyle hem Sırpça hem de İngilizce kitapların satıldığı bir kitap kafe. İçinde bulunan küçük kafe kısmıyla bir şeyler atıştırıp içebileceğiniz bir kısma sahip. Konu ister kitapları ve dergileri karıştırmak, ister kahve molası vermek ister sevdiklerinize Belgrad’dan tatlı kartpostallar ve hediyelik eşyalar almak olsun, Data Status – Knjižara Akademija Belgrad’ın entelektüel ruhuna dokunabileceğiniz ikonik bir nokta. Kesinlikle uğramadan geçmeyin. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
1.3.2 Zepter Müzesi



Knez Mikaila’nın nasıl İstiklal Caddesi’ne benzediğini söylediysek Zepter Müzesi de İstiklal’de bulunan Pera Müzesi gibi. Öncesinde bir banka olarak kullanılan bina yenilenerek 1 Temmuz 2010’dan itibaren müze olarak hizmet vermeye başlamış. Zemin kat, giriş kat ve onun üstündeki bir kat daha olmak üzere üç kattan oluşuyor. Sürekli değişen sergilere ek olarak sergilenen sabit bir sanat koleksiyonu da var. Bu koleksiyon ülkenin önde gelen sanatçılarının eserlerine ev sahipliği yapıyor. Özellikle modern sanattan hoşlananların bizce kesin uğraması gereken kültürel bir nokta. Pazartesi günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
1.4 Skadarlija ve Cetinjska



Skadarlija, Belgrad’ın tarihi ve bohem havasını yansıtan ünlü bir sokak. Sevimli otantik evleri ve Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla Paris’teki Montmartre’ın Balkanlardaki kardeşi gibi. 19. yüzyılın başlarında Romanların bu bölgeye gelmesiyle yerleşim başlamış, daha sonra Arnavutluk’taki İşkodra şehrinden ilham alınarak “Skadarska” olarak adı resmileşmiş. 20. yüzyılın başlarında da yazarların, şairlerin ve ressamların, genel olarak sanatçıların buluşma noktası olmuş. Ayrıca Tri Šešira, Dva Jelena ve Zlatni Bokal gibi ünlü kafana’ların (meyhanelerin) hepsi bu cadde üzerinde bulunuyor. Önlerinden geçerken folklör müziği yapan grupların masalarda insanları eğlendirdiğini görüyorsunuz. Çok turistik kaçacakları için kafanalara gitmeseniz bile Skadarlija üzerinde yürüyüp o bohem atmosferin tadını çıkarmak fazlasıyla keyifli. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.


Cetinjska da Skadarlija’nın hemen yanında yer alan daha alternatif ve küçük bir bölge. Kesinlikle Skadarlija’ya göre çok daha az turistik kaçıyor. Daha çok “kentsel dönüşüme” uğrayan eski binalardan ve eski bira fabrikalarından oluşuyor. Devletin bu binaları yıkıp yerine yenilerini yapma projesi uzun süredir varmış fakat bir türlü gerçekleşmeyip erteleniyormuş. Neyse ki buraya gelen insanların da bu dönüşümü pek istediği söylenemez. Canlı müziğin, sosyal atmosferin ve iyi partilerin verildiği sokak barları ve mekanlarıyla Belgrad’ın gençleri arasında da en rağbet gören bölgelerinden biri. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
1.5.1 Art Quarter – Cetinjska 15



Cetinjska 15 diye geçen bu sanat bölgesi bohem havası, canlı müzik performansları, muralleri ve grafittileri ile Belgrad’da sosyalleşmenin en güzel olduğu yerlerden biri. Burası için Belgrad’ın Kreuzberg’i deniyor biz de açıkcası ortamda aynı hissiyatı yakaladık. “Skadarlija’ya yakın olayım tamam ama daha alternatif bir şeyler yok mu?” dediğinizde direkt haritalardan Cetinjska 15’i açın ve plak dükkanlarından gizli kulüplere, küçük ve samimi barlardan vegan kafelere çeşit çeşit mekanın tadını çıkarın. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.
1.5.2 Bajloni Market

Skadarlija ve Cetinjska caddelerinin sonundaki meydanda kurulan lokal bir pazar. Sadece sebze, meyve pazarı gibi düşünmeyin içinde kıyafetler de satılıyor, prizler de, kuş yemleri de, hırdavat da, çiçek de, peynir de, balık da… Daha küçük ölçekli Tahtakale denebilir. Her gün 06.00 ve 19.00 saatleri arasında açık. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.
1.5 Terazije Caddesi

İsmi Osmanlıların Belgrad’a su getirmek için kurdukları “su terazisi” kulelerinden gelen Terazije, teknik olarak Belgrad’ın resmi merkezi sayılıyor. Belgrad’ın merkezi denince çoğu kişinin aklına Knez Mihailova veya Cumhuriyet Meydanı gelse de en önemli kamu kurumları ve iş merkezleri Terazije Caddesi üzerinde toplanıyor. Ayrıca şehrin en ikonik yapılarından Otel Moskva da bu bölgede bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.
1.5.1 Hotel Moskva

Denilen o ki, II. Dünya Savaşı’ndan sonraki süreçte Balkanların geleceği bu otelin duvarları arasında şekillenmiş. Diplomasinin, müzakerelerin ve askeri stratejilerin deyim yerindeyse üssü olan Otel Moskva, 1908 yılında Kral I. Petar tarafından açılmış. Mimari olarak Art Nouveau’nun ihtişamlı bir örneği. Ayrıca burada kalan isimlere insan bir baktığında şaşırıyor. Einstein’dan Alfred Hitchcock’a, Tito’dan Brad Pitt’e pek çok ünlü isim burada konaklamış. Ayrıca otelin hemen altındaki kafenin kapıları herkese açık. Siz de gelip canlı klasik müzik dinletisiyle Terazije Caddesi’ni izleyebiliyorsunuz. Elbette bir Budapeşte’deki New York Cafe, Viyana’daki Central Cafe ihtişamı beklememek lazım. Ne de olsa eski bir Sovyetler Birliği şehrindesiniz. Yine de menüsünde çeşit çeşit tatlı seçeneği var. Biz en ünlü tatlısı “Moskva Snit”i denedik ve oldukça beğendik. Hele bir de Türk kahvesi yanına getirdikleri lokumları var ki iddia ediyoruz bu kadar güzel bir lokumu Türkiye’de bile yememişsinizdir. Dilerseniz pastane kısmında yediklerinizi paket şeklinde de götürebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.
1.5.2 Belgrade Design District



Belgrad’ın daha alternatif, daha bohem tarafına dalıp özel tasarım ürünler satın almak istiyorsanız Belgrade Design District’e mutlaka göz atmalısınız. İsmi district olsa da çok büyük bir alan beklemeyin. Eski bir iş hanının dönüştürülmesiyle Sırp tasarımcıların butiklerine, atölyelerine ev sahipliği yapan bir hub a dönüştürülmüş. Daha çok Beşiktaş’taki Sinan Paşa Pasajı’nın tasarım butikleri olan halini gözünüzde canlandırabilirsiniz. Dükkanların yanında sanat galerilerine, küçük kafelere ve ikinci el dükkanlarına da burada rastlayabilirsiniz. İster takı ister seramik isterse kendine has baskılar ve çizimler olsun, el işi pek çok ürün burada yerel tasarımcılar tarafından satılıyor. Yalnız günün erken saatlerinde dükkanların çoğu kapalı oluyor. O yüzden 13.00’den sonra gittiğinizde büyük olasılıkla daha fazla seçeneğe rastlayacaksınız. Pazar ve pazartesi günleri ise tamamen kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.
1.6 Etnografya Müzesi

Etnografya Müzesi, Sırbistan’ın kırsal yaşamından geleneksel kıyafetlerine, halk kültüründen, eşyalarına ülkenin folklorik yaşamına ışık tutan bir müze. 1901’de kurulan müzede aklınıza gelebilecek gündelik hayatın neredeyse her olgusuna rastlayabiliyorsunuz. Üç kattan oluşan koleksiyonda mankenler de sık sık kullanıldığı için 19. yüzyılda herhangi bir Sırp köyünde, bir eve misafirliğe gitmişsiniz gibi de hissedebilirsiniz. Müze enteresan bir şekilde pazartesi değil çarşamba günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.
1.7 Prenses Ljubica’nın Konağı

Bu konak Sırbistan’ın Osmanlı egemenliğinden kurtulup nasıl kendi özerkliğini kazandığının güzel bir örneği. Böyle diyoruz çünkü mimarisinde doğu ve batı arasındaki geçişi bariz bir şekilde görebileceğiniz detaylar var. Dış cephesinde yarım dairesel tabana sahip dikdörtgen cumbalı pencereler, üç katlı Sırp-Balkan tarzı şehir evlerinin tarzını yansıtırken, iç planında “selamlık” (erkek misafirlerin ağırlandığı) ve “haremlik” (kadınların yaşadığı) odalarının bulunması, Osmanlı esintili hamamı ve avluya bakan divanhanalar Osmanlı kültürünün etkilerini yansıtıyor. Yapının yapılma sebebi ise Sırp Prensi Miloš Obrenović’in eşi Prenses Ljubica ve çocukları için bir konak yaptırmak istemesi. 1831 yılından inşasına başlanan konak 1834 yılında tamamlanmış ve uzun yıllar da kullanılmış. Belgrad Şehir Müzesi’nin bir parçası olduktan sonra da halkın ziyaretine açılmış. Konak, Pazartesi günleri ziyarete kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 23 numara.
1.8 Aziz Mihail Katedrali

Sırp Ortodoks Kilisesi’nin en önemli katedrallerinden biri olan Aziz Mihail Katedrali, Prenses Ljubica konağının hemen yakınında kalıyor. 1837 ve 1840 yılları arasında, Mimar Adam Friedrich Kwerfeld tarafından Neoklasik ve Geç Barok tarzlarının izlerini taşıyacak şekilde tasarlanarak Prens Miloš Obrenović’in emriyle yapılmış. İkonostasis ve duvar resimleri, altın kaplamaları ve barındırdığı kutsal emanetler ile Belgrad’ın dini mirasını yansıtan önemli bir yapı. Konum için tıklayın. Haritada 24 numara.
1.9 Beton Hala

Sava Nehri’nin kıyısı boyunca uzanan çeşit çeşit kafe ve restoranın oluşturduğu Beton Hala ister bir şeyler yemek istediğinizde, isterseniz de yürüyüş yapıp bisiklet sürmek istediğinizde tercih edebileceğiniz bir yürüyüş yolu. Eski bir depo bölgesinin dönüştürülmesiyle oluşturulmuş ve zamanla şehrin en hip alanlarından birine dönüşmüş. Şık restoranların, kafelerin, kokteyl barların ve galerilerin sıra sıra dizildiği bir rıhtım hattı. Özellikle gün batımında ziyaret ettiğinizde Beton Hala’nın en hoş haliyle karşılaşacaksınız. Konum için tıklayın. Haritada 25 numara.
1.10 Stari Grad’dan Yeme-İçme Önerilerimiz


– Kafeterija Magazin 1907: Belgrad’da pek çok şubesi bulunan Kafeterija’nın, Kralja Petra caddesi üzerindeki üç katlı şubesi. Oldukça geniş, ferah ve modern bir mekan. Menüsünde omletli brunch tabakları, bowl’lar, makarnalar ve tostlar olmak üzere zengin bir yiyecek çeşidi var. Laptop alıp çalışmaya gelinebilecek de bir yer aynı zamanda. Konum için tıklayın.

– Sarajevski ćevap „To je to“ (Cevapi): „To je to“, bizce cevapi konusunda şöhretini hak ediyor. Rustik bir tarzda döşenmiş salaş bir cevapi dükkanı. Saraybosna tarzı cevapileri isli bir tada sahip ve oldukça lezzetli. Ayrıca siparişinizin yanına ek olarak ajvar sos ve kaymak da söyleyebiliyorsunuz ki, kendileri cevapiye epey yakışıyor. Haftanın her günü 11:00 ve 21:00 saatleri arasında açık. Yalnız aklınızda bulunsun, burada sadece nakit ödeme yapabiliyorsunuz. Konum için tıklayın.


– Kafe Poslastičarnica Moskva: Belgrad’ın ünlü Hotel Moskva’sının giriş katında bulunan ve herkese açık olan kafe kısmı. Oldukça avangart ve zarif bir dekorasyona sahip, içinde canlı piyano dinletisi de oluyor. En ünlü tatlısı meyveli parfeye benzeyen Moskva šnit; meyveli, hafif bir pasta. Ayrıca Türk kahvesi söylerseniz yanında gelen güllü lokumu da tatmamazlık etmeyin, bizden söylemesi! Konum için tıklayın.


– Чарли: Cumhuriyet Meydanı’na yakın bir pekara. Çeşit çeşit börek ve simit benzeri hamur işlerini burada bulabilirsiniz. Yalnız bizim yaptığımız hataya düşmeyin, burada yalnızca nakit geçiyor. Bu yüzden bizim kasadan dönüşümüzü görüp arkamızdan koşan ve pretzel hediye eden teyzeye teşekkürler. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın.

– PRANA Brunch & More: Menüsünde tostlar, bowl’lar, salatalar, makarnalar ve risottolar bulunan bir brunch restoranı. Konum için tıklayın.

– Znak Pitanja (Question Mark): Tarihi 1823’e dayanan Belgrad’ın en eski restoranlarından biri. Geleneksel Balkan şarkıları eşliğinde geleneksel lezzetler sunuyor. İsminin hikayesi ise ilginç. Şöyle ki, restoranın ta ilk kurulduğu zamanlarda isminin ne olacağı konusunda kafa karışıklığı varmış. Sahibi de ne yapsın, tabelaya geçici bir soru işareti koymuş. Ama kalış o kalış. O günden itibaren restoranın ismi “soru işareti” olarak kalmış. Konum için tıklayın.

– Café Amelie: Sevimli ve küçük bir vintage kafe. Dantellerin, porselenlerin ve bir dikiş makinesinin süslediği dekorasyonu oldukça nostaljik. Güzel havalarda dışarıdaki oturma alanı oldukça canlı oluyor. Konum için tıklayın.
– Majstor i Margarita: Belgrad’da iki şubesi bulunan epey ünlü ve ödüllü bir pizzacı. Kendisi Avrupa’nın en iyi 50 pizzacısından biri sayılıyor. Salaş bir atmosfere ve iç-dış oturma alanına sahip. Cumhuriyet Meydanı’na yakın olan şubesi en popüleri. Konum için tıklayın.
– The Black Turtle: Sava Nehri kıyısına yakın bir konumda bulunan birahane. Artizan biralar sunuyor. Yaban mersini ve çilek gibi aromalı biralarıyla ünlü. Her gün gece yarısına kadar açık. Konum için tıklayın.
– Bar Central: Kalemegdan’la Etnografya Müzesi arasındaki merkezi bölgede bulunan kokteyl bar. Menü usulünden ziyade barmenin sizin sevdiğiniz tatlar üzerine bir şeyler hazırlamasına göre sipariş şekilleniyor. Konum için tıklayın.
– Bife bar: Terazije caddesi yakınlarındaki bir binanın ikinci katındaki “speakeasy” türden bar. Samimi ve alternatif bir atmosferi var. Ayrıca her hafta sonu farklı DJ’lerin geldiği müzik etkinlikleri de düzenleniyor. Pazartesi ve Salı günleri kapalı. Konum için tıklayın.
– Ok.No: Cumhuriyet Meydanı’na çok yakın bir bar. Dekorasyonuna demir ve metal malzemeler hakim, biraz “rock and roll” bir tarzı var. Ayrıca motorsiklet sevenlerin de ilgisini çekecektir. Her gün açık. Konum için tıklayın.
– Princess Puff Belgrade: Bir Paris lezzeti olan choux hamuruna yapılan creme puff’un Belgrad’daki adresi. Biz şahsen denemedik ama kapısında sıralar olacak kadar popüler bir pastane burası o nedenle de denemek isterseniz diye eklemeden geçmeyelim istedik. Konum için tıklayın.
– La BoULANGeRie: Kalemegdan’ın girişine yakın bir konumda bulunan modern fırın. Çeşit çeşit unlu mamule, avokado tostlara ve granolalara ek olarak öğle menüsü de bulunuyor. Konum için tıklayın.


– Toro Latin Gastro Bar: Beton Hala’da şef Richard Sandoval’a ait olan bir Latin restoranı. Yeşil bitkilerle ve renkli figürlerle çevrili hareketli bir atmosferi var. Menüsü hem Latin yemekleri hem de içecekler açısından zengin. Konum için tıklayın.

– Comunale Caffe e Cucina: Michelin 2022 ve 2023 rehberlerinde bulunan ve İtalyan esintileri taşıyan restoran. Şık ve modern bir atmosfere sahip, o yüzden özellikle özel akşam yemekleri için tercih edilebilir. Konum olarak Beton Hala’da bulunuyor. Rezervasyon yaptırmak faydalı olabilir. Konum için tıklayın.

– Cantina de Frida: Beton Hala’da nehir kıyısındaki restoranlardan bir diğeri de Cantina de Frida. Kendisi görkemli avizeleri, Frida Kahlolu grafitileri ve renkli detaylarıyla dikkat çeken bir Meksika restoranı. Ayrıca vejetaryen seçenekler de var. Pazartesi ve Salı günleri hariç her gün açık. Konum için tıklayın.

– Concrete Boat: Beton Hala şeridi boyunca yürüdüğünüzde en uç kısımda karşınıza çıkan Concrete Boat, bazen bir restoran bazen de bir parti botu. Anladığımız kadarıyla mevsimlik kullanım amacı değişiyor, çünkü biz gittiğimizde herhangi bir hareketlilik yoktu. İsmi de beton kullanılarak yapılmış nadir bir savaş gemisi olmasından geliyor. Konum için tıklayın.

– Ambar: Beton Hala’da bulunan Ambar, geleneksel Sırp mutfağını modern dokunuşlarla dönüştürerek misafirlerine sunuyor. Dekorasyonu da oldukça modern ve şık. Konum için tıklayın.
– Druid bar: Kalemegdan civarında bulunan “speakeasy” türden bir kokteyl bar. Tabelası vesaire yok, siz telefon numaralarını arayarak içeri girebiliyorsunuz. Dekorasyonu rustik tarzda. Haftanın her günü 17:00’den itibaren açık. Konum için tıklayın.

– Dvorištance & La Gitana: Çetinska 15’te hem bir şeyler yemek hem bir şeyler içmek için tercih edilebilecek bir mekan. İnsanların daha çok arkadaşlarıyla takılmak için tercih ettiği bir yer. Rezervasyon linki Instagram sayfalarında mevcut. Konum için tıklayın.

– Zaokret: Çetinjska 15’de bulunan bir kafe-bar. Sanatsal ve renkli bir ambiyansı var. Hem bir şeyler yemek hem de içmek için tercih edilebilir. Bazen DJ’ler de burada yer alıyor. Rezervasyon kabul edilmiyor. Konum için tıklayın.

– Polet: Endüstriyel tasarımı ve arkadaş canlısı atmosferiyle Çetinska 15’teki barlardan bir diğeri. Canlı müzik performansları da düzenleniyor. Konum için tıklayın.

– LIFT Bar: Alternatif ambiyansıyla Çetinjska 15’de bulunan hip bir bar. Hoş bir açık hava terası var. Ayrıca genelde her akşam bir DJ performansı oluyor. Konum için tıklayın.
– Dim: Endüstriyel, salaş atmosferiyle Çetinjska 15’de bulunan underground bir tekno mekanı. Pazartesi ve Salı günleri kapalı. Konum için tıklayın.
– Bucko Pizza: Belgrad’da iki şubesi olan eksantrik bir dilim pizzacı. Eksantrik diyoruz çünkü sadece küçük bir camdan hizmet verilen konseptiyle diğerlerinden ayrışıyor. Pizzaların üzerine de isterseniz ekstra ücrete tabi olmak üzere özel soslardan sürüyorlar. Gençler tarafından geceyi sonlandırırken tercih ediliyor genelde, bu yüzden günün ilerleyen saatlerinde önünde uzayan kuyruklar görmek mümkün. Her gün 07:00 ve 00:00 saatleri arasında açık, sadece hafta sonu kapanış saati bir saat sarkıyor. Konum için tıklayın.

– Velika Skadarlija Restaurant: Skadarlija bölgesinin en şık restoranlarından. Menüsünde geleneksel Sırp yemeklerinin hepsini menüsünde bulabilirsiniz ama risotto veya Sezar salata gibi daha dünya mutfağından seçenekler de var. Rezervasyon şart. Konum için tıklayın.
– Tri šešira: Belgrad’ın en popüler restoranlarından biri desek yanılmış olmayız. Skadarlija Caddesi üzerinde yürürken buradan gelen canlı müzik tınılarıyla zaten insanın dikkatini bir şekilde çekiyor. Dekorasyonu da menüsü de oldukça geleneksel. Çok talep gördüğü için rezervasyon gerekli. Konum için tıklayın.
– Dva Jelena: Ahşap sandalyeler, klasik avizeler ve figüratif tablolarıyla Klasik Avrupa estetiğine sahip diyebileceğimiz ünlü bir Sırp restoranı. Canlı müzik eşliğinde otantik Sırp lezzetlerini tadabiliyorsunuz. Instagram’ları üzerinden online rezervasyon mümkün. Konum için tıklayın.


– April bar: Sarmaşık ve ışıklandırmalarla kaplı ufak bahçesiyle bir sokak arası barı. Kahve molası vermek için de tercih edilebilir. Ayrıca zaman zaman DJ performansları oluyor. Rezervasyon kabul etmiyorlar. Konum için tıklayın.
– Tezga: Hem brunch hem de akşam yemeği için tercih edebileceğiniz bir bar – restoran. Skadarlija Caddesi üzerinde bulunuyor. Sokaktaki ağaçların altına atılmış masa ve sandalyeleriyle açık havada vakit geçirme imkanı da mevcut. Konum için tıklayın.
– D Bar / Д Бар: Şık ve modern atmosferiyle Skadarlija yakınlarındaki bir bar. Girişte minimum 26 yaş sınırı var. Pazar günleri hariç her gün açık. Konum için tıklayın.
– Riddle Bar: Binanın dışındaki zile basıp bekledikten sonra girebildiğiniz, loş atmosferli bir kokteyl bar. Epey talep görüyor, bu sebeple önceden rezervasyon yaptırmak kesinlikle gerekli. Pazar günleri hariç her gün açık. Konum için tıklayın.
1.11 Stari Grad’dan Önerdiğimiz Oteller ve Evler

– Hotel Moskva $$$: Art Nouveau mimarisiyle dikkat çeken ve tarihi 1908’e dayanarak şehrin en ünlü simgelerinden biri olan dört yıldızlı bir konaklama seçeneği.
– Boutique Hotel Townhouse 27 $$$: Knez Mihailova Caddesi’ne yakın bir konumda kalan, restoranı, barı ve açık büfe kahvaltısıyla dört yıldızlı bir konaklama seçeneği.
– Mama Shelter Belgrade $$: Knez Mihailova Caddesi üzerinde bulunan dört yıldızlı konaklama seçeneği. Odaları farklı renklerin ve dokuların kullanıldığı hareketli bir dekorasyona sahip.
– Zepter Hotel Belgrade $$: Terazije’de bulunan dört yıldızlı otel. Restoranı, barı, fitness merkezi ve özel park yeri var. Her birimi tv, klima, minibar ve kahve makinesine sahip.
– Room 25 Belgrade $$: Skadarlija’da bulunan dört yıldızlı bir otel. Tüm odalarında klima, kahve makinesi, buzdolabı, tv mevcut.
– Heaven Luxury Suites $$: Skadarlija bölgesinde, açık tonlarla zarif ve modern şekilde dekore edilmiş odalara sahip olan dört yıldızlı otel.
– Simma Luxury Apartments & Rooms $: Cumhuriyet Meydanı’na beş dakika yürüme mesafesinde bulunan, içinde özel banyo, klima, düz ekran tv, kettle, ütü, saç kurutma makinesi ve buzdolabı gibi özelliklere sahip ferah daireler sunan bir işletme.
2. Vracar Bölgesinde Gezilecek Yerler

Vračar, Belgrad’ın Stari Grad yani tarihi şehrinin daha çok 1900’lü yıllarda gelişen, devamı niteliğinde. Aynı zamanda da Belgrad’ın bürokratik kalbi. Şehrin tüm yönetimsel binaları burada kümeleniyor. O nedenle de hem insanların çalışmaya geldiği hem de yerel halkın yaşadığı, Nikola Tesla Müzesi ve Aziz Sava Katedrali gibi noktalarla kültürel, üçüncü dalga kahvecilerden şarap barlarına, brunch mekanlarından kokteyl barlara gastronomik anlamda zengin bir bölge. Şehir planlamasında Sovyet dönemi etkisi olduğu için geniş bulvarlar ve modern binalar ile bizce şehrin en şık ve sofistike bölgesi.
2.1 Nikola Tesla Müzesi

Sırbistan’ın en önemli turistik duraklarından olan Nikola Tesla Müzesi, bizce Belgrad’a gittiğinizde mutlaka uğramanız gereken bir yer. Sonuçta elektrik akım sistemini bularak insanlığa büyük katkıda bulunan bir dahinin kişisel eşyalarının ve icatlarının modellerinin yanı sıra küllerinin de bulunduğu bir müzeden bahsediyoruz. 160.000 belgeden, 2.000 kitaptan ve 1.500 fotoğraftan oluşan müzede teknik aletler, balmumu heykeller, kıyafetler ve interaktif etkinlikler de var. Müze deneyimi 15 dakikalık bir belgesel gösterimi ile başlıyor. Onu rehberli anlatım takip ediyor. Finalde ise rehberin eşlik ettiği ve elektrik akımına (Tesla Bobini de deniyor) fiziken dokunabileceğiniz bir kısım oluşturmuşlar. Yani anlayacağınız müzeyi kendi başınıza gezemiyorsunuz bu akışta gezebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 26 numara.

İlginçtir ki her ne kadar adına bir müze de olsa, ülkenin bir numaralı havalimanının ismi Nikola Tesla Havalimanı da olsaAslında Tesla’nın Belgrad ile pek bir ilgisi yok. Kendisi Hırvatistan sınırlarındaki bir kasabada doğmuş ancak anne babası Sırp asıllı. Hatta denilen o ki kendisi Belgrad’a hayatı boyunca bir kez gelmiş ve hepi topu 1,5 gün kadar kalmış. Yine de Sırpların onu böylesine sahiplenmiş olmaları takdire şayan diyerek birkaç önemli konuya daha parmak istiyoruz;
– Müze sadece bilete de dahil olan rehberlerle gezilebiliyor. Saat başı düzenlenen turlar ya İngilizce ya da Sırpça düzenleniyor. İnternet sitesinden gitmeden kontrol etmek lazım. Ona göre erkenden gidip sıraya girmeniz lazım. Eğer kontenjan dolarsa bir sonraki İngilizce turu beklemeniz gerekiyor. Yani teknik olarak kapıda kalma riskiniz var.
– Bileti sadece nakit olarak Sırp Dinarı ile alabiliyorsunuz. Euro da kart da geçmiyor.
– Ziyaretçilerin kullanabileceği bir WC’si yok. Bizce o kadar süre sıra bekledikten sonra bu da önemli bir konu haline geliyor.
2.2 Aziz Sava Katedrali

Balkanlar’ın en büyük Ortodoks kilisesi olan Aziz Sava Katedrali, Belgrad’ın modern gururu. Bizde Çamlıca Kulesi nasıl İstanbul’un çoğu yerinden gözüküyorsa Belgrad’da da Aziz Sava Katedrali için aynısı geçerli! O kadar büyük ve heybetli ki şöyle bir dikkatle baktığınızda fark etmemeniz neredeyse imkansız. İsmini Sırp Ortodoks Kilisenin kurucusu olan Aziz Sava’dan, asıl ismiyle Rastko Nemanjic’ten alıyor. Rastko; 12. yüzyılda yaşamış, Sırp devletinin kurucusu kabul edilen Stefan Nemanja’nın oğlu. Sahip olduğu fırsatlar sebebiyle büyük bir güç ve iktidar sahibi olan Rastko, bütün bunları bir kenara bırakıp manevi bir yaşamı hedeflemiş ve Athos Dağı’na giderek keşiş olmuş. Bizans İmparatorunun atadığı Sırp Ortodoks Kilisesi’nin ilk başpiskoposu olarak, yani Aziz Sava olarak ülkesine dönmüş. Bu da Sırbistan’ın manevi ve siyasi birliğinin sağlanmasında önemli bir adım olmuş elbet.


Sırbistan’ın dini, milli ve kültürel kimliğinin oluşmasında önemli rol oynayan Aziz Sava’ya adanmış bu katedral seksen iki metre yüksekliğinde görkemli bir yapı. Sadece dışı değil, iç tasarımı da mozaik ve ikonalarıyla çok ama çok etkileyici. Yapımına 1935 senesinde başlanmış olsa da 2004 yılına gelindiğinde anca bitirilebilmiş. Bunda elbette yaşanan savaşlar etkili. Bizans mimarisiyle yapılmış ve özellikle Ayasofya’dan esinlenilmiş. Haftanın her günü 07.00 ve 20.00 saatleri arasında ücretsiz şekilde ziyaret edilebiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 27 numara.
2.3 Eski Saray ve Yeni Saray

Eski Saray (Stari Dvor), Sırbistan Kralı Milan Obrenović tarafından yapılması istenmiş ve inşasına 1882’de başlanmış kraliyet ikametgahı. Mimarlar Aleksandar Bugarski ve Jovan Ilkić tarafından tasarlanmış, Neoklasik bir tarza sahip. Hem Obrenović hem de Karađorđević hanedanlarının ikametgahları olarak kullanılan Eski Saray, I. ve II. Dünya Savaşları’nın ikisinde de zarar görmüş. Daha sade bir şekilde yenilenip düzenlendikten sonra da Belgrad Belediyesi’nin resmi binası olarak kullanılmaya başlanmış. Ziyaret edilemiyor fakat dışındaki bahçelerde vakit geçirilebilir. Konum için tıklayın. Haritada 28 numara.

“Novi Dvor” olarak geçen Yeni Saray da Kralja Milana ve Andrićev Venac caddelerinin kesiştiği noktada bulunan Rönesans ve Barok etkilerinin olduğu etkileyici bir yapı. Eski Saray ile aynı bahçe kompleksinde bulunuyor. 1911 yılında inşasına başlanan yapının amacı Kral Alexander I ve Kraliçe Maria için resmi bir kraliyet ikametgahı olmasıymış ki kullanılmış da. 1934’te müze haline getirilmiş, bir süre de Prens Paul Müzesi olarak anılmış. 1948’de Komunist rejimin gelmesiyle de devlet binasına dönüştürülmüş. Günümüzde ise Sırbistan Cumhurbaşkanlığı ofisi olarak kullanılıyor. Eski Saray gibi iç kısmı ziyaret edilemese de dışındaki bahçeler halka açık. Konum için tıklayın. Haritada 29 numara.
2.4 Nikola Pasic Meydanı

Nikola Pasic Meydanı, ilk bakışta Sovyet mimarisinin etkisi oldukça yoğun hissedebileceğiniz 10.000 metrekare büyüklüğündeki bir meydan. 1947–1957 tarihleri arasında Sosyalist gerçekçilik mimariyle yapılmış. Zaten uzunca bir süre adı Marx ve Engels Meydanıymış, sonra değiştirilmesine karar verilmiş ve hem Belgrad hem de Yugoslavya için önemli bir isim olan Nikola Pašić’in ismi verilmiş. Terazije Caddesi boyunca yürüdüğünüzde ulaşabiliyorsunuz. Biz gittiğimizde protestolar sebebiyle daha sakindi fakat normal şartlarda kitap fuarlarına, etkinliklere ve pazarlara ev sahipliği yapıyor. Konum için tıklayın. Haritada 30 numara.
2.4.1 Sırbistan Tarih Müzesi

20 Şubat 1963’te kurulan Sırbistan Tarih Müzesi ise konum olarak Nikola Nikola Pašić Meydanı’nın hemen yanında kalıyor. İki katlı binanın içerisinde Sırp halkını daha yakından tanıtan folklorik kıyafetler, sanat eserleri, heykeller ve takılar bulunuyor. Tarih öncesi Sırbistan’dan günümüze Sırp tarihini gözler önünde seren 35.000’i geçkin eser söz konusu. Özel bir merakınız varsa uğrayabileceğiniz müzelerden. Pazartesi günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 31 numara.
2.4.2 Parlamento Binası

Nikola Pašić Meydanı’ndaki Parlamento Binası, günümüzde Sırbistan Ulusal Meclisi’nin resmi binası olarak kullanılıyor. Neo-Rönesans ve Neo-Barok tarzdan izler taşıyan binanın inşası 1907-1936 yılları arasında tamamlanmış. Toplam dört kattan oluşuyor ve içinde çok sayıda ofis, konferans salonu var. Ayrıca 60.000 kitaptan oluşan kapsamlı bir kütüphanesi de mevcut. Tarih boyunca II. Dünya Savaşı sırasında Alman işgal karargahı olarak da kulanılmış, Yugoslavya Federal Meclisi olarak da… Ayrıca sinemaya ilginiz varsa 2011’de çekilden Coriolanus filmine de set olmuş. Konum için tıklayın. Haritada 32 numara.
2.5 Taşmeydan Parkı ve Aziz Mark Kilisesi

Taşmeydan, Terazije Caddesi’ne birkaç dakika yürüme mesafesinde bulunan ve sadece yeşillik bir alan olmasının dışında tarihi öneme de sahip olan bir park. Öncelikle isminin kökeni Roma İmparatorluğu dönemine dayanıyor, Belgrad taa Singidunum’ken şehrin inşası için bu parkın olduğu yerdeki taş ocakları kullanılıyormuş. Sonra Osmanlı gelmiş ve onun yönetimindeyken de barut yapımı için gerekli olan güherçile için kullanılmış. “Tašmajdan” da etimolojik olarak Osmanlı döneminde oluşmuş bir isim. Yakın tarihte NATO’nun RTS binasına yaptığı bombardımanlar sebebiyle bu parkın buruk bir geçmişi de var. NATO kurbanları için yapılmış birkaç anıta ve RTS binasının bombalanmış kısmına Taşmeydan Parkı’nda yürürken rastlıyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 33 numara.


Parkın girişindeki Aziz Mark Kilisesi de pembe-kırmızı doğal taşları ve kubbeli mimarisiyle dikkat çeken etkileyici bir yapı. Kendisi aynı zamanda Aziz Sava Katedrali’nden sonra Sırbistan’ın en büyük ikinci Ortodoks kilisesi olarak geçiyor. 1835 yılında kurulmuş çok daha eski bir kilise varmış bu bölgede ama I. Dünya Savaşı’nda zarar görmüş ve sonraki yıllarda Nazi bombardımanıyla tamamen yıkılmış. Ardından 1940 yılında yeni binanın inşası tamamlanmış. İçinde Kral I. Aleksandar ve Kraliçe Draga’nın mezarları, Çar Dušan’ın mermer lahdi, devasa mozaikler ve altın işlemeler bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 34 numara.
2.6 Sırbistan Posta Merkezi

Sırbistan Posta Merkezi granit kaplı dış cephesi, Dor sütunları ve saat kulesiyle Takovska Caddesi üzerinde bulunan devasa bir Sovyet yapısı. 2013’te kültürel anıt ilan edilen bina 1938 yılında inşa edilmiş ve mimarisinde modernist hatta yer yer brutalist tasarımlarının etkisi var. Kurulduğu günden itibaren Sırbistan’ın ulusal posta hizmetlerine ev sahipliği yapan bina bugün hem posta merkezi olarak hem de bir kısmıyla Sırbistan Anayasa Mahkemesi olarak kullanılmaya devam ediyor. Size eski bir Sovyet binasının içine girme şansı veriyor. Konum için tıklayın. Haritada 35 numara.
2.7 Eski Genelkurmay Binası (Bombalanmış Hafıza Yapılar)

Nemanjina Caddesi üzerinde bulunan Eski Yugoslavya Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Binası, savaşın ve tarihin etkilerinin insan hafızasında nasıl yaşatılmak istendiğinin canlı bir örneği. Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmek istemesinin ardından çıkan olaylar sonrasında 1999 yılında NATO Sırbistan’a dur mesajı vermek adına, Belgrad’daki Genelkurmay binası gibi sembolik şekilde birkaç yeri bombalıyor. Bina bombardıman sırasında tamamen boşmuş ve 15 dakika aralıklarla kasıtlı olarak iki defa bombalanmış. Her ne kadar bina boş olsa da bombardıman sırasında çevrede hayatını kaybeden insanlar olmuş. Yapıyı bombalanmış yalın haliyle gözlemlerken orada bulunan “Why?” anıtı ile de ölen insanların hayatlarını nasıl kaybettiklerinin sorgulanması isteniyor. Bina A’nın yıkık cephesi savaşın etkilerini gözler önüne sererken, Bina B hala Sırbistan Savunma Bakanlığı tarafından kısmen kullanılıyor. Tarih, kolektif hafıza ve kentsel dönüşüm gibi kavramları sorgulayabilmek adına çok doğru ve görülmesi gereken bir durak olduğunu düşünüyoruz. Konum için tıklayın. Haritada 36 numara.
2.8 Vracar’dan Yeme-İçme Önerilerimiz


– Trpkovic Bakery: 1905’ten beri hizmet veren meşhur bir pekara yani fırın. Önünde uzun kuyruklar olabiliyor. Halihazırda küçük bir dükkan, içinde oturup yemek yiyebileceğiniz bir alan yok ama hemen önünde bulan birkaç küçük masada ayaküstü aldıklarınızı yiyebiliyorsunuz. Ayrıca bizim yediklerimiz bize biraz yağlı geldi damak tadınıza göre aklınızda bulunsun. Pazar günleri kapalı, kalan günlerde de 06:00 ve 19:00 saatleri arasında açık. Konum için tıklayın.
– Ćevabdžinica Savčić Vračar: Saraybosna usulü cevapi yapan bir cevapi restoranı. Günden güne saatleri değişiklik gösterse de genellikle 12:00 ve 21:00 saatleri arasında hizmet veriyor. Konum için tıklayın.

– Azbuka: Eski Saray’ın hemen yanında, evcil hayvan dostu bir bar-restoran. Terazije üzerindeki bir binanın arkasında, çok keşfedilmemiş gizli bir bahçe gibi. Hem bir şeyler yemek hem de bir şeyler içmek için tercih edilebilir. Pazar günleri hariç her gün açık. Konum için tıklayın.
– Dokolica Bistro Vračar: Nikola Tesla Müzesi yakınlarında bulunan bir bistro. İç mekanından ziyade ağaçların altında bir sürü masası bulunan bahçesiyle dikkat çekiyor. İster kahve molası, istersenizde öğle ve akşam yemeği gibi durumlarda tercih edebilirsiniz. Konum için tıklayın.
– Kultura Bar: Nikola Tesla Müzesi yakınlarında bulunan atmosferik bir kokteyl bar. İç ve dış mekanı bulunuyor. Her gün 09:00’dan itibaren gece yarısına kadar açık. Konum için tıklayın.
– Restoran Lovac: Başta tavşan, geyik ve ördek gibi av etleri olmak üzere barbekü lezzetleri sunan bir restoran. Mekanın tasarımı da zaten modern bir av köşkünü andırıyor. Rezervasyon yaptırıp gitmek faydalı olacaktır. Konum için tıklayın.
– Miamiam Restaurant & Catering: Menüsünde hem Hint hem de Avrupa mutfaklarından dokunuşlar taşıyan bir restoran. Ayrıca vegan ve vejetaryen seçenekler açısından da zengin. Konum için tıklayın.

– La BoULANGeRie: La BoULANGeRie’nin Kralja Milutina caddesi üzerindeki şubesi. Sadece birkaç masanın olduğu küçük bir dükkan. Hem tatlı hem de tuzlu hamur işleri açısından zengin. Her gün 08:00 ve 18:00 arasında açık. Konum için tıklayın.
– Pržionica/kafeterija Lokal: Nikola Tesla Müzesi civarında bulunan kafelerden bir diğeri. İç mekanı zaman zaman kalabalık olsa da açık havada oturabileceğiniz birkaç masa, sandalyesi var. Konum için tıklayın.
– Samo Pivo: Balkanska caddesi üzerinde, sadece yerel kraft biralar sunan bir pub. Hem iç hem de dış mekanı mevcut. Konum için tıklayın.


– Lorenzo & Kakalamba: Belgrad’ın ünü sınırları aşan meşhur bir restoranı. Devasa sarımsakların avize haline geldiği, masaya uzanan kuzu heykellerini olduğu, her yerden absürt bir motifin, her detayında muzipliğin olduğu bir konsept restoran Lorenzo & Kakalamba. Adeta Alice Harikalar Diyarı restoranı. Menüsünde hem İtalyan hem de Sırp mutfağından bir şeyler bulabiliyorsunuz. Özellikle akşam için rezervasyon yaptırmak gerekli. Çocukların ayrıca aşırı ilgisini çekecek bir yer. Konum için tıklayın.
– Lula fine espresso bar: Jevremovac Botanik Parkı yakınlarındaki ufak bir espresso bar. Daha çok mahalleli tarafından gidilen lokal bir yer. Ayrıca evcil hayvan dostu. Konum için tıklayın.
– Prava Pljeskavica: Sırbistan’ın ulusal yemeklerinden olan Pljeskavica, konsept olarak ekmek arası köfte aslında. Prava Pljeskavica da bu lezzeti tadabileceğiniz salaş bir mekan. İster ayaküstü orada bulunan masalarda ister de alıp sokakta yürürken yiyebiliyorsunuz. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın.
– Smash Burgers: Jevremovac Botanik Parkı yakınlarında tercih edebileceğiniz popüler bir hamburgerci. Dört çeşit hamburger arasında açlık durumunuza göre double, triple, triple-triple gibi artan seçeneklerle seçim yapıyorsunuz. Küçük bir yer, o yüzden ufak bir yemek molası verip yola devam etmelik. Konum için tıklayın.


– Mezestoran Dvoriste: Açık havada oturup meze akşamı yapabileceğiniz keyifli bir restoran. Genellikle paylaşımlık meze tabakları sunuyor zaten isminden de anlaşılan bir konsepti var. İç alanı da var ve orası da ayrı renkli bir yer. Burada yediklerimizin gayet lezzeti yerinde idi. Oldukça popüler o nedenle websitesinden rezervasyon yaptırıp gitmeyi unutmayın. Konum için tıklayın.
– Uzitak Coffee Selection & Delights: Hilandarska caddesi üzerindeki ufak bir kafe. Ferah ve modern bir dekorasyonu var. Wifi’si olduğu için oturup çalışmak için de uygun. Konum için tıklayın.
– Dali Bar: Adından da anlaşılabileceği gibi Salvador Dali temalı bir bar. 2000’den beri hizmet veriyorlarmış. Günün erken saatlerinde daha sakinken ilerleyen saatlerde DJ setlerle birlikte hareketli bir atmosfere bürünüyor. Her gün gece yarısına kadar açık. Konum için tıklayın.
2.9 Vracar’dan Önerdiğimiz Oteller ve Evler

– SAINT TEN Boutique Hotel $$$: Aziz Sava Katedrali’ne üç dakikalık yürüme mesafesinde, tarihi bir binada bulunan beş yıldızlı butik otel. Odalarının ahşap ağırlıklı modern bir dekorasyonu var. Her birinde akıllı tv, minibar ve kahve makinesi gibi teknolojik donanımlar bulunuyor.
– Hilton Belgrade $$$: Hilton otel zincirinin spa ve sağlıklı yaşam merkezi, restoran ve barı bulunan Belgrad’daki beş yıldızlı şubesi. Modern ve şık bir tasarıma sahip olan geniş odaları var.
– Hanami Design Hotel $$$: Taşmeydan Parkı’na ve Nikola Tesla Müzesi’ne maksimum beş dakika mesafede bulunan dört yıldızlı, lüks bir spa oteli seçeneği.
– Hotel Nota $$: Nikola Tesla Müzesi’ne yürüyerek ortalama yarım saatte verebileceğiniz konumuyla dört yıldızlı bir otel. Sıcak tonların hakim olduğu odalarının tümünde klima, tv, özel banyo ve şehir manzaralı bir veranda mevcut.
– Moxy Belgrade $$: Dünyaca ünlü otel zinciri Moxy’nin üç yıldızlı Belgrad şubesi. Tam donanımlı oda ve süitlerinin bazılarında manzaralı teraslar da bulunuyor.
– Enjoy B-52 Crown $: İki yatak odası, iki banyo, oturma odası, tam donanımlı mutfak ve balkondan oluşan 125 metrekare büyüklüğündeki dört yıldızlı daire. Toplam dört kişiyi ağırlayabiliyor.
3. Dorcol’da Gezilecek Yerler

Dorćol, Belgrad’ın en bohem, en renkli, en karakteristik ve çok kültürlü mahallelerinden biri. Vintage dükkanlar, ikinci elciler, plak dükkanları, yaratıcı endüstriler hubları, bağımsız sanat galerileri, muraller, grafittiler, kolektif toplaşma alanları, alternatif mekanlar derken burada tüm günü keşif modunda geçirebilirsiniz. Bizce kendinizi Belgradlı hissetmek için ideal yer. Konaklama konusunda da oldukça güzel bir seçenek. Adımınızı attığınız her sokağında takılabileceğiniz barlara, üçüncü dalga kahvecilere, kahvaltıcılara, şık restoranlara rastlayabileceğiniz, kapı önlerinde sosyalleşen yerelleri ile şehrin lokal yüzü ile tanışabileceğiniz, Stari Grad’a yürüme mesafesinde olsa da onun gibi turistik olmayan bir mahalle.
3.1 St. Alexandar Nevsky Sırp Ortodoks Kilisesi



İçi pastel renkli süslemelerden oluşan bize göre gizli saklı kalmış sevimli bir kilise burası. Konum olarak Dorćol’dan Skadarlija’ya giden cadde üzerinde bulunuyor. Ortaçağ Rus tarihinde önemli bir figür olan aziz Alexander Nevsky’den ismini almış. Morava tarzında inşa edilen kilisenin yapımı 1877’de tamamladıktan sonra genişletilme planları devreye girmiş fakat I. Dünya Savaşı çıkınca bu planın tamamlanması 1930’lara kadar sarkmış. Yolunuzun üstündeyse içine girip bir bakın deriz gerçekten şehirde pas geçmeyin diyeceğimiz bir cevher. Konum için tıklayın. Haritada 37 numara.
3.2 Bayraklı Camii


Belgrad’da, Osmanlı’dan günümüze kalan 273 caminin günümüze ulaşan tek örneği Bayraklı Camii. Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1575 yılında inşa edilmiş. Kare planı, tek kubbeli ve tek minareli olmasıyla klasik Osmanlı mimarisini yansıtıyor. Avusturya işgali sırasında Katolik kilisesine dönüştürülmüş, ardından yeniden restore edilerek camii formunu almış. Günümüzde devlet koruması altında ve Belgrad’daki Müslüman cemaatinin ana ibadet merkezi olarak kullanılmaya devam ediyor. Şehrin zengin geçmişine ışık tutan tarihi bir durak diyebiliriz. Konum için tıklayın. Haritada 38 numara.
3.3 Silosi



Tuna Nehri kenarında bulunan Silosi, adından da anlaşılacağı gibi eski bir silo bölgesi aslında. Rengarenk murallerle kaplı devasa silolardan ve çevresindekilerden oluşan bir alan. Gaia Hareketi isimli doğayla uyumu destekleyen bir ekoloji ve sanat hareketi tarafından dönüştürülmüş. Belgrad’ın endüstriyel geçmişine ait bir alanın dönüştürülerek şehrin kültür mirasına yeni bir mekan olarak eklenmesi hedeflenmiş. Silosi’de ister nehir kenarında güneşlenebiliyorsunuz, isterseniz de orada bulunan alternatif ve hip mekanlarda eğlenebiliyorsunuz. İstanbul’daki Bomontiada’ya benzetebiliriz belki. Sadece buraya ulaşım otobüslerle çok da kolay değil. Hemen yakınında kocaman bir otopark alanı olduğunu göz önünde bulundurursak belki de arabayla gelmek daha kolay bir yol olacaktır. Konum için tıklayın. Haritada 39 numara.
3.4 Dorcol Platz


Burası da Silosi’ye yakın olan bir başka kültür merkezi, veya sanat organizasyonu desek daha doğru olabilir. Kültür, ekoloji, spor ve teknoloji gibi alanlarda sürdürülebilir projeler üretmeyi hedefleyen bir grup tarafından yürütülüyor. Yenilikçi sanat galerileri ve atölyelerle Belgrad’ın en dinamik alanlarından biri sayılan Dorćol Platz’da oturup vakit geçirebileceğiniz kraft bira dükkanları, kafe ve restoranlar da var. Biz hafta içi sabah saatlerinde gittiğimiz için pek canlı bir ortam yoktu fakat hafta sonları burası dolup taşıyor. Konum için tıklayın. Haritada 40 numara.
3.5 Jevremovac Botanik Parkı


Sırp botanikçi Josif Pančić’in öncü olmasıyla 1874’te açılan Jevremovac Botanik Parkı, Dorćol yakınlarındaki Jevremovac bölgesine gittiğinizde uğrayabileceğiniz şehrin içindeki yeşil bir vaha adeta. Açık alanı, serası ve Japon bahçesiyle yaklaşık beş hektar kadar büyük bir alana yayılmış. 150 yıllık meşe ağaçlarından tutun da devasa sekoyalara 2.500 türden fazla bitki çeşidine ev sahipliği yapıyor. Ayrıca botanikle alakalı kitapları olan bir kütüphanesi ve Osmanlı’dan kalma yeraltı mahzenleri de var. Girişler ücretli, gişeden biletinizi nakit olarak satın alabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 41 numara.
3.6 Dorcol’dan Yeme-İçme Önerilerimiz


– June Cafe: Dorcol’da bulunan, açık mutfak konseptindeki bir brunch restoranı. İki katı olsa da kapasite olarak çok büyük bir yer değil. O yüzden saat ilerledikçe önünde uzun kuyruklar oluşabiliyor. Biz “Caccio e Pepe Omlett” ve “Syrniki” denedik, gayet lezzetliydiler. Haftanın her günü 09:00’dan itibaren açık. Konum için tıklayın.


– Bloom: June Cafe’nin komşusu bir başka brunch restoranı. Aynı şekilde iki katlı fakat az kapasiteli bir alan. Buranın önünde de kuyruklar oluşabiliyor. Omletli tabakları ve bowl’ları en çok tercih edilenler arasında. Rezervasyon kabul etmiyorlar. Pazartesi günleri hariç her gün açık. Konum için tıklayın.


– Sonder Dorćol: Rahat ve sakin atmosferiyle Dorćol’da bulunan bir kafe. İç mekanından daha çok yemyeşil bahçesi insanların bir şeyler yiyip içerken vakit geçirdiği samimi bir ortam sağlıyor. Haftanın her günü 09:00 ve 23:00 saatleri arasında açık. Konum için tıklayın.


– Chernyi Cooperative Coffee Roasters: Alternatif Dorcol’un alternatif bir kafesi. Endüstriyel unsurların olduğu modern ve minimalist bir havası var. Kahve-tatlı molası vermek için ideal. Bir de evcil hayvan dostu. Her gün 08:00’den itibaren açık. Konum için tıklayın.


– Iva New Balkan Cuisine: Balkan lezzetlerini merkeze koyarak her güne özel yeni birer yaratıcı menü oluşturan bistro restoranı. 2022, 2023 ve 2024 olmak üzere art arda Michelin rehberinde bulunmuşlar. Burada yediğimiz her şey çok lezizdi belirtmeden geçmeyelim. Özellikle de büyük porsiyonlar halinde gelmesi ile ayrıca bizi mutlu etti. Konum için tıklayın.

– Leila Records: Dorćol’un bohem sokaklarında bir plaj dükkanı ve cafe. Şehirde ruhu olan mekanlardan. Konum için tıklayın.

– Radionica: Dorćol Platz’ın içinde, giriş için minimum 21 yaş sınırı olan bir bar. Dışarıdan gözüken gri cephesinin aksine içi rengarenk. Bir şeyler yemek, içmek veya canlı müzik eşliğinde dans etmek için tercih edilebilir. Pazar günleri hariç her gün açık. Konum için tıklayın.

– eklektika 40: Türk bir çift tarafından işletilen eklektika 40, tabelasının altında da yazdığı gibi kırk merdiven anlamına geliyor. Mahalleli tarafından sıklıkla tercih edilen hoş bir kafe. Kahve çeşitlerine ek olarak Türk kahvesi ve çayı içmek istediğinizde tercih edebilirsiniz. Her gün 08:00’den itibaren açık. Konum için tıklayın.
– Pržionica: Dorćol Platz’da bulunan endüstriyel dekorasyonlu bir kafe, roastery de denebilir. Zaman zaman canlı müzik etkinlikleri de düzenleniyor. Açık havada oturabileceğiniz birkaç masası var. Her gün 18:00’e kadar açık. Konum için tıklayın.
– Valentina i Karanfil: Çoğunlukla çikolata odaklı bir kafe. Yeşil bitkilerin, ahşap mobilyaların ve pastel tonların hakim olduğu hoş bir dekorasyonu var. Konum olarak Bayraklı Camii’ne yakın. Konum için tıklayın.
– Bitters Bar: Dorcol’da bulunan, sofistike atmosferiyle küçük bir kokteyl bar. Konum için tıklayın.
– Passengers Bar: Sakin atmosferiyle Dorcol’un merkezinde bulunan bir başka bar. İçecek menüsüne ek olarak birkaç yemek alternatifi de var. Konum için tıklayın.


– Kafe Bar Blaznavac: Girişindeki ağaca asılı kocaman, renkli bir fil figürüne sahip olan Kafe Bar Blaznavac, bu detaydan da anlaşıldığı gibi ruin barları andıran bir atmosfere sahip. Hem iç hem de dış mekanıyla insanların oturup bir şeyler içtiği, sohbet ettiği bir mekan. Haftanın her günü 09:00 ve 00:00 arasında hizmet veriyor. Konum için tıklayın.
– Strogi Centar: Hemen Kafe Blaznavac’ın kapı komşusu olan, tüm duvarı kaplayan duvar çizimleri, antika dekorları ve vintage ambiyans ile Dorcol’da bulunan bir bar. Dans etmelik bir pisti de var. Haftanın her günü 12:00’den gece yarısına kadar açık. Konum için tıklayın.

– Docker Brewery & Beer Garden: Silosi yakınlarındaki bir bira bahçesi, kendi kraft biralarını üretiyorlar. Menüsünün genişliğiyle bir yandan restoran da sayılır. Oldukça geniş bir alana sahip fakat hafta sonu akşamları için rezervasyon faydalı olabilir. Konum için tıklayın.


– Crna Ovca: Belgrad’da birkaç şubesi bulunan Crna Ovca, kara koyunlu logosuyla muhtemelen sokaklarda dolanırken dikkatinizi çekecektir. Kendisi Belgrad’ın en ünlü dondurmacılarından biri. Dondurma çeşidi açısından oldukça zengin. İster kap, ister külahta tercih edebiliyorsunuz. Konum için tıklayın.
– Smokvica: Burası aslında bir otel ama kafe kısmı Belgrad’da birkaç şubesi bulunan Smokvica. Her gün 08:00 ve 00:00 saatleri arasında açık. Hem iç hem de dış oturma alanı bulunuyor. İster bir şeyler içmek için isterseniz de kahvaltı ve akşam yemeği gibi öğünler için tercih edebilirsiniz. Konum için tıklayın.

– Smokvica – Kralja Petra: Smokvica’nın aynı bölgedeki bir diğer şubesi. Bitkilerle dolu bir bahçede sakin müzikler eşliğinde rahat bir ortam sunuyor. İster kahvaltı ister de akşam yemeği için tercih edilebilir. Konum için tıklayın.
– D59B | Belgrade: Kralja Petra sokağı üzerinden aşağı doğru yürürken hemen sağa sapınca karşınıza çıkan sevimli sarı cepheli bir kafe. Klasik bir kafe menüsüne sahip. İnsanlar iç mekanından ziyade dışarı atılmış sandalye ve koltuklarda oturuyorlar. Konum için tıklayın.

– Đura Cafe Bar: Venizelosova caddesinde, köşe başındaki tarihi bir binada bulunan espresso bar. Sokağa sıralanmış masaları ve sandalyeleri var, bu sebeple gidenler daha çok açık havadaki bu kısmında oturuyorlar. Konum için tıklayın.

– Botako: Havadar, aydınlık ve ferah atmosferiyle cam cephelerle kaplı bir serada bulunan pizza restoranı. Çeşit çeşit ve boy boy pizza çeşitlerine sahip. Fakat makarna ve hamburger gibi alternatifler de var. Konum için tıklayın.

– Ginger Bar: Venizelosova’da bulunan bir bar. Hoş müziklerin çaldığı ferah bir bahçesi var. Ayrıca evcil hayvan dostu bir yer. Konum için tıklayın.
– Krafter Beograd: Kraft bira üzerine uzmanlaşmış bir bar. Sava Nehri’ni ve Kalemegdan’ı gören bir açık hava terası da var. Konum için tıklayın.
– Homa: Şehirde fine dining denince akla ilk gelen adreslerden. İsterseniz güne brunch ile başlayabilir, akşam ise şefin minimalist sunumlarla dolu tasting menüsünü deneyimleyebilirsiniz. Konum için tıklayın.
3.7 Dorcol’da Önerdiğimiz Oteller ve Evler

– Hotel Royal Inn $$: Dorcol’un merkezinde bulunan ve tarihi 1885’e dayanan dört yıldızlı otel. Restoran ve barı, ferah bir tasarıma sahip odaları var.
– Onyx luxury apartments $$: Dorcol’da, lüks tarzda dekore edilmiş daire seçenekleri sunan bir işletme. Fakat kalabalık ailelerden ziyade daha çok çiftler için uygun. Her biriminde klima, tv, kahve makinesi, minibar, oturma alanı ve özel banyo mevcut.
– Iva Old Town $$: ilosi yakınlarında kalan dört yıldızlı konaklama seçeneği. Modern tarzda dekore edilmiş odalarında da klima, düz ekran tv, oturma alanı ve özel banyo mevcut.
– M House Belgrade Bed and Breakfast $$: Dorcol’de, dört yıldızlı bir konaklama seçeneği. Odalarında tv, kahve makinesi, minibar ve özel banyo mevcut.
4. Savamala ve Savski Venac’ta Gezilecek Yerler

Savamala Belgrad’ın yakın zamanda dönüşüm geçirmeye başlayan semtlerinden biri. Eskiden antrepo bölgesi olan mahallenin nehir hattı boyunca sıralanan binaları zamanla sanat galerisi ve kültür merkezi gibi çeşitli yaratıcı endüstriler alanlarına veya gece kulübü, tekno kulübü / bar gibi alternatif mekanlara dönüştürülmüş. Bugün grafitilerle dolu sokaklarıyla Savamala şehrin yaratıcı ruhunu hissedebileceğiniz, şehrin en hardcore gece hayatını yaşayabileceğiniz nokta atışı bölgelerden. Savamala’nın devamında ise Belgrad’ın en yeşil bölgesi Savski Venac başlıyor. Bu bölge sakinliği ve huzurlu banliyö havası ile Savamala’dan keskin bir şekilde ayrılıyor. Ayrıca son yıllarda Belgrad silüetini radikal bir şekilde değiştiren çok tartışmalı modern gökdelen projesi Belgrade Waterfront’un da burada olduğunu ekleyelim.
4.1 Branko Köprüsü


Branko Köprüsü; eski ve yeni Belgrad’ı birleştiren ilk otoyol köprüsü olarak biliniyor. Aynı zamanda Belgrad’ın, Gazela’dan sonra, Sava Nehri üzerindeki ikinci büyük köprüsüymüş. Knez Mihailova civarındaysanız ve bu köprüyü kullanıp karşı tarafa geçtiyseniz atmosferin bir anda nasıl değiştiğine ve Belgrad’ın modern ve yenilenen yüzüne nasıl bu kadar çabuk ulaştığınıza inanamayacaksınız. Tarihi de şöyle; Kral Aleksandar ismiyle 1934’te yine aynı bölgeye bir köprü daha inşa ediliyor fakat II. Dünya Savaşı ile birlikte ayakta kalamıyor. 1956’da ise aynı temeller üstüne yeni bir köprü daha yapılıyor ve bu da Branko Köprüsü oluyor. Brankova Caddesi’nin bir uzantısı olduğu için “Branko” ismini almış. Bu köprüden yürüyerek Kalemegdan ve Stari Grad manzarasına baka baka Yeni Belgrad bölgesine geçmek yapılacaklar listenizde olsun. Konum için tıklayın. Haritada 42 numara.
4.2 Zeleni Venac Üretici Pazarı


Belgrad’ın en ünlü meyve-sebze pazarı Zeleni Venac’ta kuruluyor. Hem de 1900’lü yıllardan beri…İlk olarak 1918’de bir sebzeciler birliği toplantısıyla kurulsa da 1920’de resmi olarak açılmış. Yani 100 yılı geçkin bir tarihi var bu pazarın. Kubbeli mi desek kuleli mi desek kendine has bir tasarımı da mevcut. Sırp peynirleri, taze meyveler veya kuru etleri tadıp almak olsun yerel halkın ve turistlerin uğrak noktası olan renkli bir halk pazarı. Konum için tıklayın. Haritada 43 numara.
4.3 KC GRAD



Belgrad’ın yaratıcı damarının attığı en ama en kilit yerlerden birisi burası. European Centre for Culture and Debate gibi bir açılıma sahip olan ismi de az çok ne olduğunu bize anlatıyor. Sava Nehri kıyısında endüstriyel bir deponun dönüştürülmesiyle 2009 yılında KC GRAD açılmış. Amaç ana akım dışında alternatif projeler üretebilmek, halkla sanat aracılığıyla iletişim kurmak ve hem yerel hem de Avrupalı sanatçılar için bir üretim alanı oluşturabilmek. Çağdaş sanat gösterileri, fotoğraf sergileri, DJ performansları ve bağımsız filmlerin gösterimleri buradan eksik olmuyor. Yeme-içme seçenekleri açısından zengin, gece hayatı açısından da canlı bir yer. Belgrad’ın alternatif tarafında dokunmak isteyenlerin buraya mutlaka uğraması gerek deriz. Konum için tıklayın. Haritada 44 numara.
4.4 Belgrade Waterfront

Geldik Belgrad’ın en tartışmalı kentsel dönüşüm projesine. Sava Nehri kıyısında halihazırda devam eden Belgrade Waterfront, Dubai olmaya öykünen bir kentsel dönüşüm alanı. Sırbistan Hükümeti ve Abu Dabili Eagle Hills’in ortak olduğu lüks bir yaşam projesi de denebilir. 2014’ten beri devam eden inşa faaliyetleriyle bugün bile vinçlerin ve kamyonların eksik olmadığı bir görüntüye sahip. Proje bittiğinde içinde lüks rezidansların, otellerin, gökdelenelerin, ofislerin, parkların, restoranların, yürüyüş yollarının, okulların, kreşlerin, metro hatlarının, alışveriş merkezlerinin olduğu ultra modern bir yaşam merkezi olması hedefleniyor. Fakat eski kent dokusunu ve mimari bütünlüğü bozması, şeffaf olmayan ihaleler ve hızlı kamulaştırmalar, halka ait olan kıyı şeridinin özel yatırıma açılması ve Abu Dabi sermayesiyle yapılması gibi sebeplerle halktan oldukça tepki topluyor. Bizce de yerel dokudan ve kültürden kopuk, steril ve soğuk bir yer olmuş. Dubai ve muadilleri ile aynı mimari zihniyetle yaratıldığı için de onunla benzer bir alıcı profiline hitap ediyor. Yine de içindeki Galerija – Beograd adlı AVM tüm sahil hattının turistler açısından en gözde noktalarından olmaya devam ediyor. Konum için tıklayın. Haritada 45 numara.
4.5 Yugoslavya Müzesi



Yugoslavya Müzesi Belgrad seyahatimiz sırasında bizi en çok etkileyen yerlerden biri oldu. Çünkü burası bir halkın bir lidere beslediği sonsuz minneti en derinden hissedebileceğiniz yerlerden biri. Yugoslavya’yı tek bir çatı altında birleştirmiş, onu yıllarca refah, istikrar, barış içinde yönetmiş, herkesin eşit olduğu bir ütopyayı hayata geçirmeyi başarmış unutulmaz lideri Josip Broz Tito’dan bahsediyoruz elbette. Kendisi Romanya’yı katı bir diktatörlük ile yöneten, halktan kopuk, acımasız, baskıcı ve totaliter Çavuşesku rejiminin aksine, “ılımlı sosyalizm” anlayışı ile yönettiği Yugoslavya’da, insanlara kendilerini ekonomik olarak güvende hissettikleri, gelecek kaygısı duymadıkları bir hayat vadederek bu vaadini de büyük ölçüde gerçekleştirmiş bir isim. O yüzden halen daha özellikle de yaşlı Belgradlılar arasında saygı ile anılıyor ve bugün Yugoslavya Müzesi içindeki Çiçek Ev’de bulunan mozolesi başında her sene ölüm yıldönümünde anılıyor. Bizce Yugoslavya’nın tarihine ve kültürüne özellikle bir merakınız olmasa bile, bugün Belgrad’a geldiğinizde Josip Broz Tito’nun bıraktığı mirası ve arkasındaki idealleri daha iyi anlamak için Yugoslavya Müzesi’ne mutlaka uğramanız gerek.


Müzenin içerisinde Yugoslavya’nın kültürel ve etnik dinamiklerini gösteren koleksiyonlar, dünya liderleri tarafından Tito’ya verilen hediyeler ve Tito’ya ait kişisel eşyalar bulunuyor. Müzenin bölümlerinden olan Çiçek Ev’de Josip Broz Tito ve eşi Jovanka Broz’un mozoleleri var. Bu kısmın devamında da panoramik bir manzaraya sahip harika bir teras bulunuyor. Pazartesi hariç her gün açık olan müze 10.00 ve 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Müzenin hediyelik eşya mağazası da çok başarılı, Belgrad seyahatinizden hediye bekleyen eş, dost veya arkadaşınız varsa güzel bir hediye durağı olabilir. Konum için tıklayın. Haritada 46 numara.
4.6 Ada Ciganlija


Ender görülen kuş türlerine ve bitki çeşitlerine ev sahipliği yapan Ada Ciganlija, denizi olmayan Belgrad’ın deniz kenarı olarak biliniyor. Özellikle yazın buradaki sahil nehirde serinlemek isteyen Belgradlılarla dolup taşıyor. Önceden Sava Nehri üzerinde bulunan eski bir adayken bilinçli bir planlamayla karaya bağlanmış ve bir yarımada halini almış. İster kano, jet-ski ve sörf gibi su sporları için ister parkurlarında yürüyüş yapmak veya bisiklete binmek için kullanın Ada Ciganlija’nın başarılı bir rekreasyon alanı, Belgradlılar tarafından şehrin karmaşasından uzaklaşmak için ideal bir kaçış durağı olduğunu söyleyebiliriz. Konum için tıklayın. Haritada 47 numara.
4.7 Hyde Park
Evet doğru okudunuz bir dünyada bir Hyde Park da Belgrad’da var. Burası yürürüken ara ara sanat enstalasyonlarına rastlayacağınız, neredeyse 10 hektar büyüklüğünde bir kent ormanı. Konum olarak Yugoslavya Müzesine’de yakın konumda bulunuyor. Koşu veya yürüyüş yapmak ya da piknik için tercih edebileceğiniz Belgrad parkları arasında. Konum için tıklayın. Haritada 48 numara.
4.8 Topcider

Topčider 19. yüzyıldan kalma dev çınarlardan, piknik alanlarına ve içinden geçen nehirlere Belgrad’ın Belgrad Ormanı. Nasıl ki bizdeki Belgrad Ormanı ismini gerçekten Belgrad şehrinden alıyorsa, Topcier’in ismi de bildiğiniz “topçu yeri” anlamına geliyor. Çünkü bu bölge Osmanlı bölgeye hakim iken Osmanlı ordusunun topçu birliklerinin bulunduğu yermiş. Burası aynı zamanda Nobel Edebiyat ödüllü Yugoslav yazar Ivo Andrić’in “dünya üzerinde en sevdiği yer” olarak da biliniyor. Hatta kendisi vasiyeti üzerine Topčider Mezarlığı’na gömülmüş. Konum için tıklayın. Haritada 49 numara.
4.9 Savamala ve Savski Venac’tan Yeme-İçme Önerilerimiz

– Hotel Beograd Cafe: Belgrad tren istasyonuna yakın küçük, hoş bir kafe. Sahibi Karadağlı, oldukça yüksek enerjili bir beyfendi. Kahvelerine eşlik edecek kruvasan çeşitlerine ek olarak bagel sandviç ve cinnamon bun gibi farklı hamur işleri de mevcut. Açık havada birkaç masası da var. Konum için tıklayın.


– Java Coffee Roastery: Java Coffee’nin Ada Ciganlija yakınlarındaki şubesi. Modern ve özenli bir dekorasyonu var. Menüsü de hem içecek hem de yiyecek açısından pek çok çeşide sahip. Konum için tıklayın.
– Java Coffee Serbia: Java Coffee’nin Yugoslavya Müzesi yakınlarında bulunan şubesi. Pek çok yere kahve tedarik ediyorlarmış. İç mekanına ek olarak açık havada oturabileceğiniz birkaç masası da var. Konum için tıklayın.
– Stovarište Materijala: Beton duvarların, büyük tabloların ve eski mobilyaların hakim olduğu hem vintage hem de endüstriyel bir dekorasyonu olan bir pizzacı. Menüsünde pizza dışında günün her öğünü için bir şeyler bulunuyor. Konum için tıklayın.
– Salon 1905: Hem Gault & Millau hem de Michelin rehberlerinde bulunan bir fine dining restoranı. Barok ve Art Nouveau tarzlarının birleştiği ünlü Geozavod binasında bulunan restoran, pazar günleri hariç her gün açık. İnternet siteleri üzerinden rezervasyon yaptırmak mümkün. Konum için tıklayın.
– Tranzit Bar: Brankov Köprüsü yakınlarında, nehir manzaralı bir açık hava terası. Uluslararası DJ’lerin çaldığı kalabalık partilere ev sahipliği yapıyor. Sadece Cuma ve Cumartesi günlerinde, 23:00 ve 04:00 saatleri arasında açık. Konum için tıklayın.
– Prohibicija Pre Club: Daha çok lokaller tarafından gidilen Branko Köprüsü yakınlarındaki bir bar. Evcil dostlar kabul ediliyor. Konum için tıklayın.
– Klub 20/44: Kalemegdan ve Sava Nehri manzaralı, duba üzeri alternatif bir gece kulübü. Özellikle yaz aylarındaki açık hava partileriyle adından sıkça söz ettiriyor. Kısaca Berlin tarzı tekno partileri Belgrad’da arıyorsanız burası tam sizlik. Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri kapalı. Konum için tıklayın.
4.10 Savamala ve Savski Venac’tan Önerdiğimiz Oteller ve Evler

– The Bristol Belgrade $$$: Savamala’da, fitness merkezi, restoranı, saunası, özel park yeri olan, her odasında kahve makinesi, minibar, tv, klima olan, açık büfe kahvaltı sunan beş yıldızlı bir otel seçeneği.
– Nobel Gallery Hotel $$: Savski Venac’tan 4 yıldızlı bir otel. İçinde kendi restoranı ve açık büfe kahvaltı servisi var. Odalarında kettle, minibar, tv ve klima gibi donanımlar var.
– Jump INN Hotel Belgrade $$: Savamala’da zarif oda ve süitler sunan bir otel. Otelin alakart restoranı, tüm oda ve süitlerde klima, tv, su ısıtıcısı ve minibar mevcut.
– Sky Hotel $$: Savamala’da, tüm odalarında klima, tv, minibar bulunan, bazı odaları balkonlu olan, barında her gün açık büfe kahvaltı sunulan bir otel seçeneği.
5. Novi Beograd Bölgesinde Gezilecek Yerler

Sava Nehri’nin karşı kıyısı, Zemun’a kadar olan bölge genel olarak Yeni Belgrad yani Novi Beograd diye adlandırılıyor. Burası Belgrad’ın geniş caddeleri, devasa meydanları, işlevsel ama brutalist mimarili toplu konutları, soğuk ama düzenli şehir planı ile büyük ölçüde Sovyet etkisi ile şekillenmiş Tito dönemi Yugoslav modernizmini yansıtan yüzü. Elbette bölge Tito dönemindeki eşitlikçi bir yaşam alanı olma işlevini yitirerek günümüze gelene dek şehrin finans ve iş merkezi haline gelmiş. Özellikle de nehir kıyısındaki yüzen açık hava barları yani splavovilerde gece hayatı yazın oldukça canlı oluyor.
5.1 Usce Park ve Çağdaş Sanat Müzesi


Branko Köprüsü’nden yürüyerek karşı kıyıya geçtiğinizde sizi karşılayan yeşil alan Ušće Park. Konum olarak Sava ve Tuna nehirlerinin kesiştiği nokta olduğundan ismi de bu yüzden Sıpça “birleşme” anlamına gelen “Ušće” kelimesinden geliyor. Buraya geldiğinizde aylardan yaz ise nehir kenarı yüzen barlarda takılabilir, yürüyüş yapabilir, bisiklete binebilir veya piknik yapabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 50 numara.

Ayrıca şehrin çağdaş sanat müzesi de Ušće Park’ın içinde yer alıyor. 1958 yılında kurulan müzenin üçgen çatılı piramitimsi sütunlardan oluşan binası da kendine has bir tasarıma sahip, parkta yürürken eminiz fark edeceksiniz. İçindeki koleksiyonlar Yugoslav-Sırp sanatçıların 20. ve 21. yüzyılda yaptığı resim, heykel ve enstalasyon gibi sanat eserlerinden oluşuyor. Ayrıca belirtelim, burası Avrupa’nın ilk çağdaş sanatlar müzesiymiş. Bu sebeple çağdaş sanata meraklıysanız bir şans verin deriz. Müze salı günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 51 numara.
5.2 Zemun

Arnavut kaldırımlı sokakları, pastel renkli, kiremit çatılı sevimli evleri ve nostaljik atmosferiyle Zemun, insana Belgrad’da zamanda yolculuk yaptıran bir sahil kasabası. Belgrad’a kısa bir otobüs yolculuğu mesafesinde bulunuyor ama şehrin modern atmosferinden de bir o kadar uzak…Günümüzde Belgrad’ı oluşturan 17 ilçeden biri ama 1934’e kadar Belgrad’dan ayrı bir kasabaymış. Hatta Osmanlı döneminde başlı başına bir şehirmiş. Buraya yarım gününüzü ayırdığınızda Gardos Kulesi’nden manzaraya bakabilir, Tuna kıyısı olan Zemun sahilinde (Kej Oslobođenja) yürüyüş yapabilir ve meydanda kurulan Zemun Pazarı’na uğrayabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 52 numara.
5.3.1 Gardos Kulesi

Zemun denince akla gelen ilk sembollerden biri Milenyum Kulesi diye de bilinen Gardos Kulesi. Avusturya-Macaristan’nın Macar kısmına Macar Krallığı’nın kuruluşunun 1000. yılı şerefine dikilen 7 adet anıtın en güneyindeki parçası. Tam olarak 36 metrelik uzunluğuyla Zemun’un en yüksek tepesine yapılmış. Günümüzde biraz harap halde fakat bir tadilata-onarıma denk gelmediğiniz sürece üst kısmına çıkabiliyorsunuz. Çevresinde otopark ve kafeler var. Konumu sebebiyle muhteşem Zemun manzarası da pastanın üstündeki çilek tabii ki. Konum için tıklayın. Haritada 53 numara.
5.3.2 Tuna Kıyısı (Kej Oslobodenja)

Belgrad’ın en huzurlu yürüyüş yollarından biri de Zemun’da bulunuyor. Kej Oslobođenja diye geçen kıyı hattı Tuna Nehri’ne sıfır bir şekilde boylu boyunca uzanıyor. Bir yandan yürüyüş yapan insanlar, bir yandan köpeğini gezdirenler, bir yandan bisiklet sürenler veya yalnızca şöyle bir durup Tuna’yı ve burada yüzen kuğuları izlemek isteyenler… Ayrıca nehir kenarında bulunan yüzen restoranlarda da vakit geçirebilir, bir şeyler yiyip içmek için de tercih edebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 54 numara.
5.3.3 Meryem Ana’nın Göğe Kabulü Kilisesi

Zemun Pazarı’nın kurulduğu meydanda sade mimarisiyle dikkat çeken bir Katolik kilisesi. 16. yüzyıldan kalma bir caminin yerine 1795 yılında kurulmuş. Kurulma amacı da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yönetimindeyken buraya yerleştirilen Katolik halkın dini ihtiyaçlarını karşılayabilmek. Her ne kadar “sıradan” bir kiliseymiş gibi gözükse de iki ayırt edici özelliği var. İlki; sunağının normalin aksine batı yerine doğuya bakması, ikincisi de bahçesinde 15 metre uzunluğunda ve Kudüs’ten getirilen bir ağacın olması. Bu ağaç önemli çünkü inanışa göre bu spesifik ağacın (Gleditsia triacanthos) dikenlerinden İsa’nın çarmıha gerildiği taç yapılmış. Konum için tıklayın. Haritada 55 numara.
5.3 Yeni Belgrad Bölgesinden Yeme-İçme Önerilerimiz
– Cafeteria Gardos: Gardos Kalesi’ne yakın, Tuna Nehri kıyısında bir kafetarya. Oldukça ikonik bir görünümü olan, Zemun’un kiremit çatılı tatlı binalarından birinde bulunuyor. Hem bir şeyler yemek hem de içmek için tercih edilebilir. Pazartesi günleri hariç her gün açık. Konum için tıklayın.
– Koordinata Street: Gelecek vadeden genç şef Stefan Živković’in “sürdürülebilir gastronomi” temalı restoranı. Kullandıkları bütün malzemeler kendi bahçelerinden. Zemun pazarı içinde bulunan salaş bir dükkanda bulunuyor. Pazar ve pazartesi günleri hariç her gün 14:00 ve 22:00 saatleri arasında açık. Konum için tıklayın.
– Savana: Tuna kıyısındaki sevimli, ahşap bir kulübede bulunan kafe. Nehir manzaralı olduğu için dingin bir atmosferi var. Evcil hayvan dostu. Konum için tıklayın.
5.4 Yeni Belgrad Bölgesinden Önerdiğimiz Oteller ve Evler

– New Belgrade Premium Hotel $$: Yeni Belgrad bölgesinde, açık büfe kahvaltı sunan bir restoranı, kapalı havuzu ve spası olan 4 yıldızlı bir konaklama opsiyonu.
– Hyatt Regency Belgrade $$: Novi Beograd’ın iş bölgesinde bulunan, spası, restoranı ve konforlu odaları olan 5 yıldızlı bir otel.
– Falkensteiner Hotel Belgrade Superior $$: İçinde spası, restoranı, modern tasarımlı odaları olan bir otel seçeneği. Lounge bar kısmından tarihi eski şehrin panoramik manzaraları görülebiliyor.
6. Belgrad Çevresinde Gezilecek Yerler
6.1 Avala Kulesi

Belgrad şehir merkezine arabayla yarım saat, toplu taşımayla ortalama 1.5 saat mesafedeki Avala Kulesi özünde 204.68 metre yüksekliğinde bir gözlem ve telekomünikasyon kulesi. Avala Dağı’nın tepesine 1961-1965 yılları arasında yapılmış. Sabit tek zeminli normal kule tasarımlarının aksine üç adet bacak üzerinde yükselen nadir kule tasarımlarından birine sahip. Ayriyeten tasarımına eşkenar üçgen kesitlerden oluşan Brutalist bir mimari hakim. Fiziken Belgrad’ın simge yapılarından biri olmasının yanında tarihte de kritik bir öneme sahip, 29 Nisan 1999’da NATO tarafından bombardımana tutulmuş ve epey harap görmüş. Ardından sanatçıların ve sporcuların da önderlik ettiği bağışlarla 2006’dan itibaren yeniden inşasına başlanmış. Bugün Belgrad ve Sava Nehri’ni gören panoramik manzara noktasına çıkılabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 56 numara.
6.2 The White Palace (Beli Dvor)

Hazır Avala Kulesi civarına gitmişken uğranabilecek ve günümüzde Sırbistan Kraliyet Ailesi’ne ait olan tarihi bir saray. 1934 – 1937 yılları arasında Kral I. Aleksandar için inşa edilmiş. Neo-Palladian isimli mimari bir akımın örneği ki o akım da 18. yüzyıl İngiltere’de çıkmış olan ve 16. yüzyıl mimarlarından Andrea Palladio’nun Roma ve antik Yunan mimarisinden esinlenen tasarım prensiplerini baz alan bir sanat akımı. Genellikle Tito birilerini ağırlamak ve resmi törenler için Milosevic ise 1999 NATO görüşmelerini yapmak ve istifasını duyurmak için bu sarayı kullanmış. Sarayın içinde ayrıca başta Titian, Rembrandt, Rubens ve Poussin olmak üzere çeşitli bir sanat koleksiyonu da bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 57 numara.
6.3 Novi Sad

Belgrad’a yaklaşık bir buçuk saatlik mesafede yer alan Novi Sad, Sırbistan’ın ikinci büyük şehri ancak onu bu kadar gidilesi yapan şey ne müzeleri ne tarihi yapıları ne de doğası…Burayı asıl önemli yapan şey her yıl Temmuz ayında dünyanın dört bir yanından gelen müzikseverleri ağırlayan EXIT Festivali. Elbette gelmişken zarif mimarili binaları, renkli sokakları ve trafiğe kapalı caddeleriyle oldukça tatlı olan şehir merkezini de görür, meşhur Štrand Plajı’ndaki beach barlarda yerellerle birlikte serinlersiniz. Dilerseniz Belgrad çıkışlı, Novi Sad’ı Sremski Karlovci ile birleştiren günübirlik rehberli tura da katılabilirsiniz. Konum için tıklayın.
3 Günlük Belgrad Turu Programı
1. Gün: Tarihi Şehir Merkezi Stari Grad

Güne Cumhuriyet Meydanı ve çevresindeki önemli yapıları görerek başlayın. Belgrad’da tek bir müze gezecekseniz o Sırbistan Ulusal Müzesi olsun. Ardından Kneza Mihaila (Knez Mihailova) caddesini boyndan boya yürüyün. Data Status – Knjižara Akademija adlı kitapçıya uğramayı ve Zepter Müzesi’ndeki sanat koleksiyonunu görmeden geçmeyin. Eğer biraz daha vaktiniz varsa hemen yakınlardaki Prenses Ljubica’nın Konağı’nı gezin.
Akşam üzerini ise Kalemegdan’da görülecek yerlere ayırın. Kaleden indiğinizde akşam yemeği için nehir kenarındaki Beton Hala’daki mekanları değerlendirebilirsiniz. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise Savamala bölgesinin gece hayatını deneyimleyebilir veya KC GRAD’da bir performans yakalayabilirsiniz.
2. Gün: Vracar ve Dorcol

Güne ilk iş Vracar bölgesinin iki popüler noktası olan Nikola Tesla Müzesi ve Dünyanın en büyük Ortodoks kiliselerinden biri ola Aziz Sava Katedrali’ni gezerek başlayın. İkisini de günün ilk yarısında görmeniz öğleden sonra yoğunlaşan kalabalıklardan sıyrılmanızı sağlayacak. Ardından kahve molanızı şehrin ikonik oteli Hotel Moskva’nın klasik atmosferinde verebilirsiniz.
Mola sonrasında hemen yakınlardaki tasarım mağazalarını gezmek için Belgrade Design District’e uğrayabilir, Taşmeydan Parkı ve Aziz Mark Kilisesi’ni gezip menzilinizi şehrin bohem yüzü Dorcol bölgesine doğru genişletebilirsiniz. Burada içi bugüne kadar gördüğümüz en güzel kiliselerden biri olan St. Alexandar Nevsky Sırp Ortodoks Kilisesi, mahallenin çok kültürlü dokusunu anlayabilmek için Bayraklı Camii ve alternatif bir durak olan Silosi mutlaka listenizde olsun.
Akşamı ise Skadarlija ve Cetinjska sokaklarına ayırın. Yemeği Skadarlija’nın bohem sokaklarında yiyip geceyi Art Quarter – Cetinjska 15’in barlarında sonlandırabilirsiniz.
3. Gün: Savski Venac ve Zemun

Güne Savski Venac’ta Belgrade Waterfront’ta bir sahil yürüyüşü yaparak başlayın ve çok tartışmalı modern Belgrad’a bir de siz yakından bakın. Ardından çok görmenizi önerdiğimiz Yugoslavya Müzesi’ni gezip biraz doğa yürüyüşü için Hyde Park veya Topcider’e uğrayın. Eğer aylardan yaz ise Ada Ciganlija’nın plaja dönüşen sahillerini de değerlendirebilirsiniz. Eğer doğada olmak sizlik değilse Ušće Park’ın içindeki Çağdaş Sanat Müzesi’ni gezebilir veya nehir kıyısındaki duba cafelerde takılabilirsiniz.
Günün ikinci yarısında ise tercihinizi bizce merkeze 20 dakikalık bir otobüs yolculuğu mesafesindeki tarihi kasaba Zemun’dan yana kullanın. Burada Gardoš Kulesi’ne çıkıp manzaraya baktıktan sonra sahilinde yürüyüş yapıp balık restoranlarında günü tamamlayabilirsiniz. Eğer yemek için şehre dönmek isterseniz de Dorcol bölgesi mekanlarına bir de akşam şans verin deriz.

Merhaba,
Eşimle birlikte yazılarınızı severek takip ediyoruz. Yurtiçi veya yurtdışı gezilerimizde sizin önerileriniz tüm rotamızı belirliyor ve gezimizi daha kolay hale getiriyor. Belgrad gezimiz de öyle oldu. Bunun için teşekkür etmek istedik.
Belgrad gezimiz boyunca şehre ve insanlarına dair çok güzel izlenimler edindim. Ancak bir markette yaşadığımız saygısız bir davranış, bu pozitif duygularımı gölgeledi. Sanırım halkın ön yargısı var. Farklı bir şehir ya da ülkeye gittiğimde en çok insanların samimiyetini ve sıcaklığını hatırlarım. Kültürleri tanımaya, yeni yerler görmeye çıktığımızda, karşımızdakinin kim olduğuna bakmadan birbirimize saygı duymak en temel insani değer olmalı. Umarım bir gün herkes bunu gerçekten hissederek yaşar.
Belgrad’a gidip hâlâ keşfetmediğim o kadar yer olması içimi burktu! Henüz vize alamıyor olmamıza, hatta vize tarihini bile netleştirememiş olmamıza rağmen, karıcığımla bir gün mutlaka Belgrad’a gitmeyi planlıyoruz. Bu sefer 2 girişimci olarak işleri, petshop pazaryeri girişimimizi, Petözel’i bir kenara bırakıp sadece gezmeye, keşfetmeye ve anın tadını çıkarmaya odaklanacağız.
Schengen Vizesi gerçekten çok can sıkıcı bir süreç. Neyse ki cebimizde Belgrad ve Tiflis gibi kapıyı çekip gitmelik yerler var. Dönüşünüzde bizimle de yorumlarınızı ve varsa güncellemelerinizi paylaşmayı unutmayın. Karıcığına da sevgilier
Merhaba, Sırbistandaki eylemler gezimizi etkiler mi? Sizce beklemeli miyiz?
Biz gittiğimizde de eylem vardı, bence sıkıntı olmaz
Merhaba;
Sizi severek takip ediyoruz, süpersiniz 🙂
Noel zamanı boy boy 3 çocukla birlikte vizesiz bir ülkede olmak istiyoruz. Ama hangi ülke ve şehirde olmalıyız karar veremedik. Karadağ yada Sırbistan’ da yoğunlaştık. Sizin öneriniz hangisi olur? Yada bunların dışında sizin bir öneriniz var mı noelin o ışıklı ve keyifli zamanlarını yaşayabileceğimiz?
Şimdiden teşekkürler 🙂 🙂
Selam Burcu,
3 çocuk kısmını bilemiyorum ama genel olarak Belgrad Karadağ’dan çok daha dolu bir yer. Karadağ daha çok denizle kumla güzel. Kışın giderseniz eksik kalır. Karadağlılar bile yılbaşına, eğlenmeye vs Sırbistan’a gidiyor zaten.