DİMES GO ŞEFTALİ ROTASI 2017 🍑 GAZİANTEP – RUMKALE – HALFETİ – ŞANLIURFA – GÖBEKLİTEPE

DİMES GO rotalarının son durağındayız. Geçtiğimiz hafta keşfe çıktığımız Şeftali Rotası, Gaziantep’ten başlayıp Rumkale, Halfeti ve Şanlıurfa’dan geçerek UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Göbeklitepe’de sona eriyor. Ne yazık ki Göbeklitepe kapalıymış o kısım biraz hayal kırıklığı yaratmadı değil. Tabi biz gelmişken her yeri didik didik gezelim, tadılacak ne varsa tadalım, girilecek ne günah varsa girelim dedik o ayrı.

Diğer rotaları öğrenmek isterseniz:

🍒  Vişne : Kaz Dağı – Ayvalık – Cunda Adası – İzmir
🐼  Kayısı : Artvin – Borçka Karagöl – Mençuna Şelalesi
🍑  Şeftali : Gaziantep – Rumkale – Halfeti – Şanlıurfa – Göbeklitepe
🍹 Karışık : Mersin – Kızkalesi – Cennet ve Cehennem Obrukları – Aynalıgöl Mağarası

İşte DİMES GO Şeftali Rotası keşiflerimiz!

GAZİANTEP MERKEZ

UNESCO Onaylı Gaizantep Mutfağı’nın Lezzetlerini Tadın

Böylesine derin bir şehre sadece yemek yemeğe gelmek bu şehre haksızlık olur ama sırf yemek odaklı gezmek için bile her şehre birer haftasonu lazım. Çünkü Gaziantep mutfağı kendine özgülüğü ile UNESCO’dan onayı kapmış bir yer. Hatta UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne özgün mutfağı sayesinde girmeye hak kazanan dünyadaki 9 şehirden biri. Yuvalama, küşleme, katmer, beyran, şöbiyet, içli köfte… Hepsi damak çatlatan lezzetler. Hepsi hakkında nerede yenir bilgilerini Gaziantep’te Ne Yenir, Nerede Yenir yazımızdan öğrenebilirsiniz. Gaziantep’in medar-ı iftiharı, Gaziantep’ten dünyaya yayılmış milli tatlımız baklava ise apayrı bir konu başlığı. Cevabını Gaziantep’te Baklava Nerede Yenir ? yazımızda bulabilirsiniz.

 

Zeugma Mozaik Müzesi’ni Gezin

Gaziantep’te mutlaka görün diyeceğimiz bir yer varsa o da Zeugma Mozaik Müzesi. Bu müze o kadar özenle düzenlenmiş bir müze ki kendisi TripAdvisor’da ziyaretçilerin oylarıyla 2012 yılında “mükemmellik” ödülünün sahibi olmuş. Ayrıca dünyaca ünlü Ekonomist Dergisi tarafından 2012 ve 2011 yıllarında üst üste Türkiye’deki Kültür Turizm Girişimleri kategorisinde birinciliğe layık görülmüş.

Burada sergilenen mozaikler, %30’u Birecik Barajı’nın suları altında kalan Zeugma Antik Kenti yani Belkıs Antik Kenti’nden çıkarılma. Bu antik kent, zamanında Roma İmparatorluğu’nun doğudaki en önemli şehriymiş. Fırat nehri ta Erzurum’dan Basra Körfezi’ne kadar toprakları ikiye böldüğünden, İpek Yolu’ndaki kervanlar burada tıkanıyormuş. Büyük İskender’in generallerinden biri Fırat’ın bir yakasına kendi isminde, tam karşısına ise karısının isiminde iki şehir kurup ve aralarını bir köprü ile birleştirerek burayı İpek Yolu’nun geçiş noktası yaparak tabir-i caizse para basan bir yer haline getirmiş.

Şehir ve sakinleri çok varlıklı oldukları için Zeugma’daki kalıntılar da oldukça özel parçalarmış. Ancak şehrin %30’u sular altında kaldığından kalıntıların sadece bir kısmı Gaziantep Müze Müdürlüğü ve dünyadan destek veren üniversite ve arkeologlar sayesinde kurtarılabilmiş. Zaten ne yazık ki 80’lerin sonunda burada kazı başlayana kadar tarihi eser kaçakçıları bazı eserleri yurtdışına kaçırmış bile. Hatta çalınan eserlerden birisi Amerika’da bir üniversiteden çıkmış ve iadesi sağlanmış ama bu devede kulak kalmış tabi.

Tüm kayıplara rağmen Zeugma, dünyanın en önemli mozaik koleksiyonlarından birisi. Bu mozaiklerin zamanının zengin tüccarlarına ait olduğu düşünülüyor. Aynı İstanbul Boğazı’ndaki yalılar gibi Fırat boyunca varlıklı kişilerin evleri varmış. Evlerde yerler mozaiklerle, duvarlar da fresklerle süslenirmiş. Evin girişinde başka, salonda başka, yatak odasında başka konular işlenirmiş.

Ve karşınızda Zeugma’nın incisi Çingene Kızı. Aslında bunun kim olduğuna dair bir bilgi yok, ama arkeologlar kazı sırasında şapkası ve küpesinden esinlenerek buna kendi aralarında çingene kızı demeye başlayınca ismi öyle kalmış. Bununun Zeugma’nın simgesi olmasının birkaç sebebi var; 1. Yıllar sonra Leonardo Da Vinci de Mona Lisa’yı çizerken aynı bakış tekniğini kullanmış. Odada nereye giderseniz gidin çingene kızı sizi izliyor. 2. Hırsızların soyduğu bir evden çıkması ve sular altında kalmasına ramak kala kurtarılması sebebiyle sembolik bir anlam da taşıyor.  Bu ziyareti Gaziantep lezzetleri ile taçlandırmak isterseniz, yürüyerek hemen 5 dakika mesafede Halil Usta var. Küşleme yiyin, pişman olmazsınız!

Kurtuluş Savaşı Müzesi’ne Gidin

Yarısı klasik müze yarısı mağara olan Kurtuluş Müzesi de Gaziantep’te Zeugma’dan sonra mutlaka görün diyeceğimiz müzelerden. Kurtuluş Savaşı’nda Gaziantep’in göstermiş olduğu direnişin anlatıldığı müzenin bir kısmı klasik müze tarzında ama bir kısmı da bildiğiniz mağara. Evet yanlış duymadınız! Müzenin, Gaziantep’teki yeraltı yaşamına ışık tutan harika bir mağara bölümü var. Eskiden burada yaşayan insanlar evlerinin altında tüneller açarak ve odacıklar oyarak kendilerine bir yaşam alanı yaratmış. Bu alanlar ekisi kadar olmasa da halen aktif bir biçimde kullanılıyormuş. Bu tüneller ve mağara odacıklar gerek Kurtuluş Savaşı sırasında halka kaçış ve saklanma alanı, gerekse su taşıma ve dağıtımı konusunda destek olmuş. Hem Gaziantep’in yeraltı dünyasını hem de yakın tarihini aynı anda keşfetme fırsatının kaçırmayın deriz.

 

Bakırcılar Çarşısı’nı Gezin

Gaziantep zanaatkarların şehri çünkü ülkenin birçok yerinde unutulmaya yüz tutmuş zanaatler burada yaşatılıyor. Özellikle şehrin tarihi kısmında bulunan, ardaşık atölye ve dükkanlarda ustaların harıl harıl çalıştığı Bakırcılar Çarşısı’nı görmek şart. Burada çok sayıda kadınlı erkekli bakır ustası var. Gaziantep’te ünlü olan diğer zanaat kolları ise sedef işçiliği, kutnuculuk ve yemenicilik. Alışveriş yapın veya yapmayın mutlaka bu çarşıdan geçip bakır tıkırtılarının sesine kulak verin. Gaziantep’ten Ne Alınır yazımızda detayları bulabilirsiniz.
 

Bey Mahallesi’nin Otantik Sokaklarını Gezin

Burası Mustafa Kemal Atatürk’ün nüfusa kayıtlı olduğu Bey Mahallesi. Bey Mahallesi’ni eski Gaziantep olarak düşünebilirsiniz. Bölgede Ermeniler ve Türkler yıllarca yan yana yaşadığından müthiş Ermeni mimarisinde taş yapılar var. Bunlardan restorasyon geçiren yapıların kimisi otel, kimisi anıt ev veya müze, kimisi ise restoran / café tarzında işletmelere dönüştürülmüş. Özellikle oyuncakların son 300 yıldaki evrimini görebileceğiniz Oyuncak Müzesi çok hoş. Tam karşısındada da ufak bir Atatürk Anı Müzesi bulunuyor. Yakındaki diğer görülesi müzeler Osmanlı’daki hamam kültürü ve ritüelleri hakkında bilgi sahibi olabileceğiniz Hamam Müzesi ve Gaziantep mutfağı hakkında derinlemesine bilgi edinebileceğiniz Emine Göğüş Gaziantep Mutfak Müzesi. Hepsi hakkında detaylı bilgiyi Gaziantep’te Gezilecek Yerler rehber yazımızda bulabilirsiniz.

 

RUMKALE, GAZİANTEP

Fırat nehri üzerindeki ince uzun yarımadanın üzerine yamacın önce bir kısmı duvar şeklinde traşlanarak, üst kısmı da taş ile örülerek yapılmış kocaman bir kale burası. Aslında buranın stratejik önemini bilip, buraya faaliyet gösterenler ilk Asurlular olmuş ama gördüğümüz kaleyi büyük ölçüde Romanlılar yapmışlar. Ne yazık ki kaleye çıkılamıyor çünkü kale de çevredeki köyler de Birecik Barajı’nın suları altında altında kalmış. Ama dilerseniz hem Rumkale’den, hem de Halfeti’den kalkan teknelerle önlerinden geçebilirsiniz. Rumkale, Rumkale’den sadece 15 dakikalık bir tekne yolcuğu ile varılan Savaşan Köyü ve Halfeti’yi kapsayan tur 2 saat civarında sürüyor. Rumkale’den kalkan tur ise Savaşan Köyü’nden geçiyor ve en fazla 30 dakika sürüyor.

Rumkale, Gaziatep’in merkeze 1 saat 15 dakika mesafedeki Nizip ilçesine bağlı yani o kadar da yakın değil ama kesinlikle görmeye değer. Buraya gelmek için özel aracınızın olması en olmadı bir taksiyle veya transfer sağlayıcıyla anlaşmanız şart. Tura sabah erken başlanacağı için önden teknecilerle anlaşın deriz. Teknecilerle ve transfer sağlayıcılarla irtibata geçmek için otelinizden yardım isteyebilirsiniz. Konum için tıklayın.

Gaziantep’te başka ne yapılır, nerede kalınır, gün nasıl programlanır, detaylı bilgi için: GAZİANTEP GEZİLECEK YERLER

HALFETİ, ŞANLIURFA

Gaziantep’ten sonra önce Halfeti’ye, sonra da Şanlıurfa’ya geçtik. Halfeti de Gaziantep’e bağlı Rumkale gibi Şanlıurfa tarafında Birecik Barajı suları altında kalan bölgelerden.

Halfeti’nin en ünlü yeri, Savaşan Köyü. Burası suyun üzerinde kalan minaresi ile fotoğrafçıların en uğrak yerlerinden. Genellikle internette Halfeti diye aradığınızda hep Savaşan Köyü fotoğrafları çıkması bundan. Keza Halfeti’nin diğer yerleri turizmi geliştirme adı altında silüet düşmanı, otantik dokuya aykırı yapılarla dolmuş. Köydeki evlerin çoğu 1900’lerin başlarında yapılmış tarihi taş evler. Savaşan Köyü’nün bir bölümü 2000 yılında Birecik Barajı’nın açılması sebebiyle sular altında kalmış. Suyun altında en az bi bu kadar daha ev ve bağ bahçe varmış. Eskiden Savaşan Köyü yine Fırat Nehri kenarındaymış ama bu kadar yakınında değilmiş tabi. Buradakilerin dediklerine göre nehir yatağı 3 katı genişlemiş. Şimdi ise köyü bi yarım saat yürüme mesafesinde bir yere taşımışlar. Evler boş ama sahilde kalan 1-2 evi çay bahçesi olarak işleten köyüler var. Teknelerle iskeleye yanaşıp hem burada mola veriyor, hem de köyü geziyorsunuz. Halfeti’den kalkan tekne turları buraya da uğruyor, ama Rumkale’den kalkan teknelerler gelmek daha ekonomik ve hızlı.

 

ŞANLIURFA MERKEZ

Çiğ Köfte, Urfa Kebabı, Şıllık Tatlısı ve Ciğer Kebabı Yemeden Dönmeyin

Urfa’dan tüm ülkeye dalga dalga yayılan bol acılı sevda çiğ köfteyi, kömür ateşinde şişlerde pişip lavaşla yenen lokum gibi ciğer kebabını ve ismi edepsiz olsa da kendisi bir nevi şerbetli ve cevizli krep olan şıllık tatlısını yemeden dönmek olmaz. Şanlıurfa’da Ne Yenir Nerede Yenir? yazımızda detayları bulabilirsiniz.
Urfa’da parmaklarınızı yemek için tıklayın 👉 URFA’DA NE YENİR, NEREDE YENİR

Balıklıgöl’ü Tavaf Edin

Şanlıurfa “Peygamlerler Şehri” olarak biliniyor. Diyarbakır da aynı şekilde anıldığından bu çok polemikli bir konu. Şanlıurfa’nın en büyük alamet-i farikası hatta sembolü Balıklıgöl’ün burada olmasının yanı sıra, Hz Eyyüp’ün hastalığı süresince kaldığı çile mağarası ile hastalığı esnasında tedavi olduğu belirtilen su kuyusu ve Eyyüp peygamberin sırtını dayadığı sabır taşı da burada.

Balıklıgöl, konu olduğu türlü dini olaylar nedeniyle oldukça mistik bir yer. Hikayesini ilkokulda din dersi almış büyük küçük herkesin bildiği üzere, Kral Nemrut dev bir ateş yaktırır Hz.İbrahim’i içine atar. Allah tarafından ateşe “Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selamet ol” emri verilmesi üzerine ateş suya, odunlar da balığa dönüşür. Geldiğinizde balıkları besleyebiliyorsunuz. Balıklıgöl’ün hemen bitişiğinde Aynzeliha Gölü var. Nemrut’un kızı Zeliha da Hz. İbrahim’e inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar, orada da bu göl oluşur. Bugün buraya geldiğinizde mutlaka gölü bir kez baştan aşağı yürüyüp, göldeki balıklara yem atıp yemleri nasıl kapıştıklarını izleyin. Şanlıurfa Gezilecek Yerlerin hepsi için tıklayın.

 

Bir Sıra Gecesine Katılın

Urfalı Evde Yoklar’ın “Turistik ama yine de çok güzel” demesi üzerine kalkıp sıra gecesine gittik. İyi ki de gitmişiz! Ancak en bilinen yerler bize biraz fabrikasyon geldi. Rezervasyon yapmadan önce gidip yeri önden görmekte fayda var. Sıra gecesinde ciğ köfteye de doyuyorsunuz. Bir taşla iki kuş.

 

GÖBEKLİTEPE

Dimes GO Kayısı Rotası’nın son durağı, ne zamandır görmek için yanıp tutuştuğumuz, son yıllarda tüm arkeoloji dünyasının gözünün üzerinde olduğu, insanlığın göçebelikten yerleşik hayata geçişine ışık tutuan kritik bilgilere sahip, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Göbeklitepe, maalesef arkeolojik çalışmalar nedeniyle ziyarete kapalıydı. Biz de ancak Şanlıurfa Müzesi’nindeki modelini gezebildik ama yine de müze müthişti, mutlaka uğramalısınız.

Böylece şeftali rotasının sonuna geldik…