İSTANBUL’UN EN GÜZEL PARKLARI, KORULARI VE BAHÇELERİ

Evlerin balkonsuz, apartmanların bahçesiz, semtlerin parksız kaldığı İstanbul’da nefes almak iyice zor bir hal aldı. Biz de şehir sakinlerine ilaç gibi gelecek şehrin en güzel yeşil alanlarını topladığımız liste hazırladık.

Eklemeleriniz ve güncellemeleriniz varsa yorumlara bekleriz.

Bunlar dışında hafta sonu İstanbul’da farkı bir şeyler yapmak isterseniz, önerilerimiz burada: İstanbul

İstanbul’un En Güzel Parkları, Koruları ve Bahçeleri

Sarıyer Belgrad Ormanı, Atatürk Arboretumu, Atatürk Kent Ormanı, Maslak Kasrı, Emirgan Parkı, Baltalimanı Japon Bahçesi, Ortaköy-Yeniköy Boğaz Hattı
Beşiktaş Etiler Sanatçılar Parkı, Ulus Parkı, Yıldız Parkı, Bebek Parkı, Kuruçeşme Parkı, Dilek Sabancı Parkı, Abbasağa Parkı
Şişli Maçka Demokrasi Parkı, Ihlamur Kasrı ve Dünya Barış Parkı
Bakırköy Atatürk Florya Ormanı
Eyüp Göktürk Göleti Tabiat Parkı, Kemerburgaz Kent Ormanı
Çatalca Çilingoz Tabiat Parkı
Kadıköy Moda Parkı, Caddebostan Sahili, Moda Sahili, Fenerbahçe Parkı, Kalamış Parkı, Yoğurtçu Parkı, Göztepe Parkı, Selamiçeşme Özgürlük Parkı, Fenerbahçe-Maltepe Sahili
Üsküdar Validebağ Korusu, Fethipaşa Korusu, Cemile Sultan Korusu, Kuzguncuk Bostanı, Küçük Çamlıca Korusu, Büyük Çamlıca Korusu
Beykoz Mihrabat Korusu, Beykoz Korusu, Otağtepe, Hıdiv Kasrı Korusu, Polonezköy Tabiat Parkı
Ataşehir Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi
Çekmeköy Alemdağ Ormanı
Kartal Aydos Ormanı
Adalar Büyükada Tabiat Parkı

Avrupa Yakası’ndaki Park, Koru ve Bahçeler

1. Belgrad Ormanı, Sarıyer

Belgrad Ormanı, İstanbul’un en geniş yeşil alanı. Hem şehrin oksijen deposu hem de İstanbulluların spor merkezi, şehirden kaçış planı, piknik ve mangal noktası kısacası bir hafta sonundan bekleyebileceği her şeyi. Toplam 6.200 metrelik Neşet Suyu Koşu ve Yürüyüş Parkuru koşucuların favorisi. Wikiloc’tan orman için rotaları takip ederek kalabalıklardan kaçabilirsiniz. Hafta sonları hafta içine göre daha çok insan trafiği oluyor ama aylardan yaz ve bahar olmadığı için o korkulan piknikçi kalabalıkları olmuyor. Burada yapacağınız bir koşu veya yürüyüş sonrası parkurun başlangıcındaki alanda, mevsim meyvelerinden taze sıkılmış bir meyve suyu ile kendinizi ödüllendirmeyi unutmayın. Konum için tıklayın.

Belgrad Ormanı konusunda lafı burada kısa kesiyoruz çünkü kendisi hakkında çok detaylı bir yazımız mevcut: Belgrad Ormanı-Nerde, Nasıl Gidilir, Yeme-İçme

2. Atatürk Kent Ormanı, Sarıyer

Mayıs 2020’de yani tam da Pandemi döneminde kapılarını açan Atatürk Kent Ormanı, evde kalan bünyelere ilaç gibi geldi. Biz bu parka bayıldık, şehrin içinde böyle büyük bir koru olduğuna inanamayacaksınız. Hacıosman ve Darüşaffaka metro duraklarının arasında kalan kocaman vadiyi kapsıyor. Düzenleme olarak da çocuk oyun alanlarından oryantiring parkurlarına tam bir Avrupa parkı olmuş. İstanbul Belediyesi’ne şapka çıkartıyoruz.

Fakat, burayı piknik ve mangal yapabileceğiniz bir mesire yeri gibi düşünmeyin. Çimlere dilediğiniz gibi oturup yayılıp piknik yapamıyorsunuz. Daha aktif İstanbullular için düşünülmüş. Ayrıca içinde basketbol sahası, çocuk oyun alanları, festival alanı gibi bölümler var.

Yürüyüş parkuru ise toplam 12 kilometre. Yani spor yapacaklar için oldukça tatmin edici. İçinde bir de küçük üç göl var. İçinde cafeler de var. Giriş kapısı Hacıosman Metro çıkışına oldukça yakın. Metro ile ulaşım sağlayıp kısa bir yürüyüşle rahatlıkla ulaşıyorsunuz. Aslında Darüşşafaka metro durağından da girişi olacak fakat henüz daha tamamlanmamış (2020). Herhangi bir giriş ücreti yok. Akşam 22.00’a kadar açık. Konum için tıklayın.

3. Atatürk Arboretumu, Sarıyer

Atatürk Arboretumu, İstanbul’da Ekim-Kasım aylarında ağaçların renk dönüşümüne şahit olabileceğiniz en güzel adreslerden. Burası bir arboretum yani ağaç parkı olduğu için zengin bir ağaç çeşitliliğine sahip. Bu da ortaya çıkan manzaraları daha eşsiz yapıyor. Yine buranın da bir mangal, piknik yapabileceğiniz bir mesire yeri olmadığının, bisikete de binilemediğinin, hayvan dostlarımızın da giremediğinin altını çizelim. Gelip görüp yürüş yapıp ortamın tadını çıkarmalık bir yer. Konum için tıklayın. Detayları Atatürk Arboretumu yazımızda bulabilirsiniz.

4. Maslak Kasrı, Sarıyer

Maslak Kasrı, Büyükdere Caddesi üzerinde, Maslak Oto Sanayi’nin karşısındaki Askeri ormanlık arazide bulunan tarihi Osmanlı kasırlarından oluşan yeşil alan. İçinde Kasr-ı Hümayun, Mabeyn-i Hümayun, Paşa dairesi, çadır köşk ve limonluk olmak üzere beş tarihi yapı bulunuyor. Yapımına II. Mahmud döneminde başlanan kasır, Abdülaziz döneminde de yeni bölümler eklenerek genişletilmiş. Özellikle de Avrupa saraylarının “orangerie”lerini andıran limonluk adlı sera bölümü çok güzel fotoğraf kareleri vadediyor. Giriş ücretli. Kapıda size kasırların tarihçesini anlayan bir elektronik rehber cihazı da veriliyor. İçinde bir şeyler yiyip içebileceğiniz cafesi de bulunuyor. Konum için tıklayın.

5. Emirgan Korusu, Sarıyer

Her sene Mart-Nisan aylarında Lale Festivali’nin gerçekleştiği Emirgan Korusu, İstanbul Boğazı’nı tepeden gören konumu ile harika bir yürüyüş parkuru ve piknik noktası. İçinde küçük bir gölet, çocuklar için oyun alanı, Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk olmak gezip görebileceğiniz üç turistik nokta var.

Sarı Köşk aynı zamanda bir şeyler içebileceğiniz veya kahvaltı edebileceğiniz bir cafe olarak işletiliyor. Lale mevsiminde gelirseniz inanılmaz bir kalabalıkla karşılaşmaya hazır olun. Yılın diğer dönemlerinde ise lale dönemine oranla nispeten daha az kalabalık oluyor. Emirgan’a kadar gelmişken, koruda yürüyüşün ardından, hemen korunun bitişiğindeki Sabancı Müzesi’nde sergi gezdikten sonra, MSA’nın Restoranı’nda yemek molası vermek civarda yapılabilecek en güzel program combosu olur. Konum için tıklayın.

6. Baltalimanı Japon Bahçesi, Sarıyer

Baltalimanı Japon Bahçesi, 2003’te “Türkiye’de Japon Yılı” vesilesiyle 1970’lerden beri kardeş şehir anlaşması bulunan İstanbul ile Shimonoseki belediyeleri işbirliği ile kurulmuş küçük bir Japon Bahçesi. Bu parkı spor veya yürüyüş amaçlı olarak düşünmeyin daha çok geçerken uğramalık ve Japon kültürünü tanımalık. En önemli özelliği de bahçede ilkbaharda pembe pembe açan meşhur Japon ağacı sakuralardan olması.

Ayrıca bahçe içinde çay odası (yogetsuan), şelale, gölet, çardak gibi her Japon bahçesinde olması gereken diğer temel unsurlar da var. Bizce Konya’daki Japon Bahçesi İstanbul’dakinden daha başarılı ama burası da genel bir fikir veriyor. Buraya geldiğinizde programı yürüme mesafesindeki SSM ve Emirgan Korusu ile birleştirebilir veya tam tersi yöne yürüyerek Aşiyan’a ve Bebek’e geçebilirsiniz. Konum için tıklayın.

7. Ortaköy – Yeniköy Sahili, Beşiktaş-Sarıyer

Sarıyer’den başlayıp kesintisiz bir şekilde Karaköy’e kadar uzanan Avrupa Yakası sahil şeridinin herhangi bir noktasından başlarsanız başlayın Boğaz’ın masmavi suları eşliğinde keyifli bir yürüyüş sizi bekliyor. Yine de bizce yürüyüş için en ideal aralık, aşırı turistik olan Ortaköy’ü geçtikten sonra Yeniköy’e devam eden yaklaşık 12 kilometrelik kısım.

Ortaköy Cami’nden başlayacağınız rotayı;
Arnavutköy Akıntı Burnu’nda 3 kilometreye,
Rumeli’de 6 kilometreye,
Sakıp Sabancı Müzesi’nde 8 kilometreye
Yeniköy sahilinde 11 kilometreye tamamlayabilirsiniz.

Bu hattın en güzel avantajı da mola verebileceğiniz birçok seçeneğinizin olması. Rotayı yürümek yaklaşık 2.5 saat sürüyor ama dilediğiniz kısmını yürüdükten sonra geri kalan yolu bisikletle de tamamlayabilirsiniz. Tek yapmanız bir İSBİKE hesabı açmak ve rota üzerindeki bisiklet duraklarından bisiklet kiralamak. Konum için tıklayın.

8. Bebek Parkı, Beşiktaş

Bebek Parkı, 30 sene öncesinin İstanbulu’nun nostaljisini yaşamak için ideal yerlerden. Çünkü Bebek dediğimiz popüler semt bundan 30 sene önce, çocuklarınızın yüzyıllık ağaçların arasında rahat rahat koşturabileceği parkı, adaçayı içip simit yiyebileceğiniz klasik kahvesi, badem ezmesi ve mabel sakızı alabileceğiniz Meşhur Bebek Badem Ezmesi ile hafta sonları deniz kıyısında biraz huzur bulmaya gelebileceğiniz ideal adresti. Şimdi ise her daim cıvıl cıvıl olan parkın çevresindeki mekanlarda kahvaltı edip “al götür” kahvenizi alarak pazar yürüyüşü yapabilir veya parkı, Ortaköy’den ya da tam tersi yönden Emirgan’dan yapacağınız yürüyüşünüzün bitişine denk getirip mola verebilirsiniz. Dilerseniz, parkın içindeki iskeleden kalkan vapurla Emirgan, Anadolu Hisarı ve Kanlıca’ya doğru mini bir boğaz turu yapabilirsiniz. Bir de burada her sene Bebek Şenliği ve Petival gibi etkinlikler de oluyor. Bebeğiniz veya evcil hayvanınız varsa ilginizi çekebilir. Konum için tıklayın.

9. Kuruçeşme Parkı, Beşiktaş

Kuruçeşme Parkı da Bebek Parkı’na gelmeden karşınıza çıkacak olan, özellikle de tur teknelerinin ve lüks yatların demir attığı, Bebek Parkı’na oranla daha sessiz sakin ama daha az yeşil küçük bir park. Parkın hemen karşısında arabanızı park edebileceğiniz bir otopark var. Buraya aracınızı park edip Kuruçeşme Parkı’nı yürüyüş başlangıcı yapabilirsiniz. Kuruçeşme sahilinde kahvaltı veya akşam yemeği için çok güzel seçenekler olduğunu da söyleyelim. Fakat her şekilde hafta sonu dışında bir günü seçmenizde fayda var. Konum için tıklayın.

10. Etiler Sanatçılar Parkı ve Alman Deresi Yürüyüş Yolu, Beşiktaş

Etiler’in Akatlar tarafında kalan, yeşilliklerin içerisinde, sessiz ve sakin bir park olan Sanatçılar Parkı, İstanbul’un gizli kalmış cevherlerinden biri. İki bölümden oluşuyor. Birincisi örtünüzü ve atıştırmalıklarınızı kapıp rahat rahat yayılabileceğiniz, yaz akşamlarında gençlerin gitarlarını alıp kendi aralarında çalıp söyledikleri park. Burada bir de belediyenin cafesi var. Oldukça makul fiyatlara yiyip içebiliyorsunuz.

İkincisi hemen parkın devamındaki Alman Deresi Yürüyüş Yolu. Burası da günlük spor ihtiyacınızı karşılayana kadar turlayabileceğiniz 1.500 metrelik bir tartan piste, bir basketbol sahasına ve bir yoga çadırına sahip. Çocuklar için güzel oyun alanları da var. Burada dönem dönem çeşitli açık hava konserleri ve festivaller de düzenleniyor. Etiler metro durağına yürüme mesafesindeki park, yürüyüşün ve koşunun yanında, arkadaşlarla buluşmak için de ideal. Konum için tıklayın.

11. Ulus Parkı, Beşiktaş

Ulus’ta Boğaz gören harika bir konumda kalan Ulus Parkı’nın tadını bizden çok Araplar çıkartıyor. İçindeki şahane manzaralı ama pek de matah olmayan kafesi, mevsim tanımaksızın, 7/24 Arap turistlerle dolu. Park kısmı ise küçük ve yokuşa kurulu. Yani egzersizden çok çimlere yayılmaya gelmelik bir park. Medeni insanlar içinde güzel . Konum için tıklayın.

12. Dilek Sabancı Parkı, Beşiktaş

Sabancı Vakfı ve Beşiktaş Belediyesi işbirliğiyle 2002’de Levent’te açılan bu ufak park, engelli bireylerin erişimi için asansör, engelli aracı şarj üniteleri, kabartmalı park haritası ile şehrin en kapsayıcı parkı. Hatta park, engelli çocukların yardım almadan eğlenebilecekleri Türkiye’deki engelli dostu ilk park olma özelliği taşıyor. Yürüyüş yolları kısa ama ağaçların içindeki basketbol sahası çok keyifli. Konum için tıklayın.

13. Yıldız Parkı, Beşiktaş

Beşiktaş – Ortaköy arasında yer alan Yıldız Parkı veya Yıldız Korusu, 1600’lerden beri şehrin en önemli yeşil alanlarından biri. 17. yüzyılda Kazancıoğlu adlı bir ailenin özel mülkü olan koru, IV. Murat tarafından satın alınarak kızı Kaya Sultan’a hediye ediliyor. Lale Devri’nde Çırağan Sarayı’nın arka bahçesi olan koru, 1877’den itibaren Yıldız Sarayı’nın dış koruluğu haline gelen koru, 1940’tan sonra Yıldız Parkı olarak halka açılıyor. Şu anda İstanbul Belediyesi’ne bağlı olan parkta spor veya piknik yapabiliyor, dilerseniz içindeki köşklerde bir şeyler yiyip içebiliyorsunuz.

Park spor anlamında sınırlarını zorlamak isteyenler için bire bir. Sınırları zorlamak diyoruz çünkü oldukça yokuşlu bir park. Çevresini tam tur dönmek 3 kilometre kadar yürümeniz veya koşmanız gerekiyor. Peyzaj düzenlemesi, güzel kasırları, boğaz manzarası ve kocaman ağaçları bile bir harika. Hafta içi daha boş oluyor. Şelalenin olduğu turistik alan dışındaki yerler çok daha tenha oluyor. Burada birçok ahşap piknik masası var. Arazi büyük olduğu için illa ki kendinize uygun bir yer bulabiliyorsunuz. Parkın içinde çay kahve içebileceğiniz, kahvaltı edebileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz yerler de var. Bunlar restoran olarak işletilen Malta Köşkü ve Çadır Köşkü. Araçla girerseniz otopark parası ödüyorsunuz ama yaylara giriş ücretsiz. Konum için tıklayın.

14. Abbasağa Parkı, Beşiktaş

Abbasağa Parkı, Beşiktaş sakinlerinin mahalle arası parkı. Genellikle mahalle sakinleri tarafından tercih edilen bir yer olduğu için komşuları Yıldız ve Maçka parklarınana göre çok daha sakin bir park. 1941 yılında halka açılmış olan bu yeşil alan ismini, haremde görevli bir haremağası olan Abbas Ağa’dan alıyor. Parkın en önemli özelliği ise zaman zaman toplumsal meselelerin konuşulduğu ve tartışıldığı forumların burada gerçekleştiriliyor olması. Bir nevi zamanında Yunan kentlerinde olduğu gibi Abbasağa Parkı da şehirde tartışma ortamını sağlayan bir kent agorası niteliğinde. Konum için tıklayın.

15. Maçka Demokrasi Parkı, Şişli

Asya Yakası’nda Caddebostan Sahili neyse Avrupa Yakası’nda oturanlar için Maçka Demokrasi Parkı da o. Spor yapanlar, çocuğunu gezdirenler, piknik yapanlar, köpeği ile frizbi oynayanlar gibi manzaralar ile karşılaşacaksınız. Çok merkezi bir park olması ile de her daim kalabalık. Özellikle yaz akşamlarında, parkın her köşesi kalabalık piknik yapan arkadaş grupları, ipte yürüme pratiği yapan gençler, yoga veya pilates yapan spor grupları, müziğini dinleyen, kitabını okuyan, köpekleri ile güneşlenen çiftlerle dolu oluyor. Yer kapmak için çok gece kalmadan gelmiş olmanız gerekiyor.

İçinde cafe var fakat herkes çevre marketlerden kendi alışverişini yapıp gelmeyi daha çok tercih ediyor. İçinde tuvalet ihtiyacınız için belediyenin akbille işleyen tuvaletlerinden var. Yalnız tuvaletler yaz kış demeden 21.00 gibi erken bir saatte kapanıyor. O yüzden o saatten sonra ne kadar içtiğinize dikkat edin yoksa civardaki mekanların kapısını çalmak durumunda kalabiliyorsunuz. Konum için tıklayın.

16. Ihlamur Kasrı ve Dünya Barış Parkı, Şişli

Zamanında padişahların günübirlik dinlenme ve ata binme amacıyla kullandıkları kasırlardan biri olan Ihlamur Kasrı şehir içinde gerçek bir vaha. Neo-Barok usluptaki kasır, 19. yy Osmanlı yapılarının şehirdeki en zarif örneklerinden. Sultan Abdülmecid tarafından 1849 ila 1855 yılları arasında, dönemin ünlü mimarlarından Garabet Balyan’a inşa ettirilmiş olan Ihlamur Kasrı’nda, biri Sultan Abdülmecid’in resmi işleri ve törenler için kullanılan Merasim Köşkü biri de padişahın çevresindekiler ve haremi için tahsis edilmiş Maiyet Köşkü olmak üzere 2 yapı bulunuyor.

Bizce kasrın en güzel yanı, Dolmabahçe Sarayı’nın peyzaj çalışmalarını yürüten Alman bahçıvanlar tarafından yapılmış olan bahçesi. Özellikle de Mart’ın üçüncü haftasından sonra kasrın bahçesindeki büyük manolya ağacı iri pembe çiçeklerini açmış oluyor ve ortaya enfes kareler çıkıyor. Sırf bu ağacı fotoğraflamak için insanlar o hafta buraya akın ediyor. Ayrıca Maiyet Köşkü pazartesi günleri hariç kafeterya olarak hizmet veriyor. Burada tost ve çay gibi atıştırmalıkların yanı sıra serpme kahvaltı gibi seçenekler de var. Ihlamur Kasrı’na giriş ücretli. Gerçekten de Nişantaşı veya Beşiktaş civarındaysanız gelip görmenizi tavsiye edeceğimiz noktalardan.

Dünya Barış Parkı ise Ihlamur Kasrı’nın hemen karşısındaki yokuşlu park. Yıllardır kimsenin gitmediği bir yeşil alan olsa da bu sene (2020) park yenilendi. Yeni düzenleme ile yapılan aydınlatmayla, eklenen çardaklarla, köpek gezdirme ve çocuk oyun alanlarıyla daha sıcak daha vakit geçirilebilir bir yer haline getirildi. Fakat bizim de deneyimleme fırsatımız henüz olmadı. Konum için tıklayın.

17. Florya Atatürk Ormanı, Bakırköy

Zamanında Florya sahilinden denize girmeyi çok seven Atatürk’e, 1935’te dönemin İBB’si tarafından hediye edilmiş Atatürk Deniz Köşkü’ne koruluk olarak yapılmış alan düzenlenerek şimdilerde Florya Atatürk Ormanı olarak halka açılmış durumda. Yürüyüş yapmak için uğranabilir. Konum için tıklayın.

18. Gülhane Parkı, Fatih

Fotoğraf Kaynak: wikimedia.org

Osmanlı döneminde Topkapı Sarayı’nın dış bahçesi olan Gülhane Parkı, ismini aldığı gül bahçelerinin bulunduğu bir yermiş. 3 Kasım 1839’da demokratikleşmenin ilk adımı Gülhane Hatt-ı Hümayunu yani Tanzimat Fermanı burada okunuyor. 1912 yılında İstanbul şehremini Cemil Topuzlu tarafından düzenlenerek park haline getiriliyor ve halka açılıyor. Cumhuriyet döneminde Atatürk, halka latin harflerini ilk kez bu parkta 1 Eylül 1928’de gösteriyor. Atatürk’ün naaşı Ankara’ya gönderilmeden önce, İstanbul’daki son tören burada 19 Kasım 1938 tarihinde yapılıyor. Anlayacağınız burası birçok tarihi olaya sahne olmuş tarihi bir nokta.

2003 yılında kapsamlı bir renovasyondan geçirilen park içindeki Has Ahırlar Binası da 2008’de İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi haline getiriliyor. Gülhane Parkı’nı, Sirkeci, Eminönü, Mısır Çarşısı, Sultanahmet, Yerebatan Sarnıcı gibi turistik turlarınıza bir durak olarak ekleyebilirsiniz. Tarihe meraklıysanız, parkın hemen üst tarafında kalan Arkeoloji Müzeleri’ni gezebilir, edebiyata meraklıysanız park içindeki Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi’ni gezebilirsiniz. Konum için tıklayın.

19. Göktürk Göleti Tabiat Parkı, Eyüp

Göktürk Göleti Tabiat Parkı, bir zamanlar sadece Göktürklülerin bildiği bir sırken pandemi sonrası İstanbul’un her yerinden insanların biraz yeşilin içinde hava almak, kalabalıklardan uzaklaşmak için geldiği bir yer haline geldi. Öyle ki hafta sonları tıpkı Belgrad Ormanı gibi kapısında uzun kuyruklar oluşmaya başladı. Burada yürüyüş veya piknik masalarında piknik yapabilir ya da bisiklete binebilirsiniz. Belirlenen alanlarda mangal yapabiliyorsunuz fakat gölde yüzmek ve balık avlamak yasak. Alana giriş ücretli. Otopark, wc, yeme-içme alanı gibi olanaklar da mevcut. Konum için tıklayın.

20. Kemerburgaz Kent Ormanı, Eyüp

Kemerburgaz Kent Ormanı Belgrad’dan kaçanların en yeni gözdesi. 2019’da açılan Kemerburgaz Kent Ormanı, Alibeyköy Baraj Gölü kıyısına, ormanların kucağında bir çayıra kurulmuş. Peysaj düzenlemesi, tesisleri ve yenilikçi park anlayışı ile pek sevildi. Hal böyle olunca da hafta sonları kapısında uzun kuyrukların olması kaçınılmaz.

Peki burada neler yapabilirsiniz? Öncelikle kendi bisikletinizle veya alandan kiralayabileceğiniz bisikletlerle bisiklete binebilirsiniz. Ayrıca çocuk bisikleti, go kart ve akülü araç kiralama şansınız da var. Sonrasında Alibeyköy Baraj Gölü çevresinde yürüyüş yapabilirsiniz. Piknik masalarında piknik yapabilirsiniz. Fakat ateş yakmak ve mangal yapmak, göle girmek ve avlanmak kesinlikle yasak. Kış aylarında burada seyyar bir buz pateni pisti de kuruluyormuş bizden söylemesi.

Alanda çocuklar için de birçok oyun alanı var. Hatta onlar için klasik kaydırak ve salıncakların yanı sıra dönme dolap, atlıkarınca gibi lunapark eğlenceleri de mevcut. Ayrıca parkta sporseverler için basketbol ve voleybol sahaları ve tenis kortları da unutulmamış. Son olarak çok sevdiğimiz bağımsız tiyatro topluluklarından Dot‘un yeni yerleşkesinin de burada olduğunu söylemeden geçmeyelim.

İçinde 2021 yazında açılan keyifli bir açık hava mekanı, yeme-içme, etkinlik ve sosyalleşme alanı olan Üçüncü Mekan‘a da mutlaka uğrayın. Açık havada sosyal mesafeli oyunlarını izlemek için sabırsızlanıyoruz. Wc, yeme-içme alanı, otopark olanakları bulunuyor. Girişler ücretli. Konum için tıklayın.

21. Çilingoz Tabiat Parkı, Çatalca

Son olarak “Burası İstanbul mu?” diyeceğiniz bir yer var: Çilingöz Tabiat Parkı. Çatalca sahilinde, Çilingöz Deresi’nin tuzlu su ile buluştuğu nokta olan alan tabiat parkı statüsünde. Deniz, orman, Çilingöz Deresi ve sazlıklar birlikte çok güzel manzaralar vadediyor. Göz alabildiğine kumluk olduğundan, özellikle evcil hayvanınızla uzun yürüyüşler için ideal. Fakat yazın kaçın kaçabildiğiniz kadar çünkü deniz tatilcilerinin akınına uğruyor. Konum için tıklayın.

Kuzey Ormanları’nın içinde bir hafta sonu planı arıyorsanız bu Kuzey rotasına göz atabilirsiniz.

Anadolu Yakası’ndaki Park ve Bahçeler

22. Fenerbahçe Parkı, Kadıköy

Fotoğraf Kaynak: wikimedia.org

Adını, Bizans döneminden beri burada bulunan ve şu anki yapısı 1857 yılına ait olan deniz fenerinden alan Fenerbahçe Parkı, Kalamış bölgesinin en keyifli yeşil alanı. Fenerbahçe Adası’nın büyük kısmını oluşturan parkın en önemli özelliği, her sene İstanbul Caz Festivali’nin “Parklarda Caz” etkinliğinin artık gelenekselleşmiş adresi olması. Yılın o günü, insanlar piknik sandalyelerini örtülerini ve favori atıştırmalıklarını alarak, festival sahnesinin önüne kuruluyor ve caz dolu çok keyifli bir hafta sonu geçiriyor. Bizim de her sene kaçırmadığımız İstanbul etkinliklerinen. Park içinde ve çevresinde birçok cafe bulunuyor. Konum için tıklayın.

23. Yoğurtçu Parkı, Kadıköy

Kadıköy’de küçük ama çok sevilen bir yeşil alan Yoğurtçu Parkı. Elbette bunda en büyük pay, parkın Şükrü Saraçoğlu Stadı’na çok yakın konumda olması. Her maç öncesi ve sonrası, park en coşkulu kutlama alanlarından biri haline geliyor. Pakrın hemen önünde, Fenerbahçe’nin gelmiş geçmiş en sevilen oyuncularından biri olan Alex De Souza’nın bir heykeli bulunuyor. Heykelle fotoğraf çektirmek için gelenleri yine Yoğurtçu Park’ı karşılıyor. Lale Devri’nde Kadıköy’ün sevilen mesire alanlarından biri olan parka adını veren 18. yüzyıldan kalma Yoğurtçu Çeşmesi de parkta bulunuyor. Açsanız, parkın hemen karşısında kalan ve şehrin en güzel kruvasanlarını bulabileceğiniz Brekkie’de leziz bir mola verebilirsiniz. Fakat hafta sonları önünde deli gibi bir sıra oluştuğunu baştan söyleyelim. Konum için tıklayın.

24. Caddebostan Sahili, Kadıköy

Caddebostan Sahili, bizce Anadolu Yakası’nın kurtarılmış bölgelerinden. Tıpkı Avrupa Yakası’ndaki izdüşümü Maçka Parkı’nda olduğu gibi, burası da özellikle yazın İstanbulluların medeni bir şekilde eğlendikleri, piknik, paten, yürüyüş, koşu yaptıkları, bisiklete bindikleri uzun bir sahil şeridi. Sahilin bir tarafı yeşil alan olduğu için burada rahatlıkla kendinize uygun bir alan bulabiliyorsunuz ama yine de çok da akşamüstüne kalmadan yerinizi kapın deriz. Zira yaz akşamları burada iğne atsanız yere düşmüyor. En keyifli ve popüler yer, Caddebostan Migros’un arka tarafından başlayan ve Fenerbahçe yönünde devam eden tarihi köşklerin bulunduğu kesim. Bu  noktada basketbol sahaları, cafe ve çay bahçeleri, tuvalet gibi hizmetler de mevcut. Burada da Ortaköy hattında olduğu gibi İSBİKE istasyonları var. Yürüyüşünüze veya koşunuza bir yerden sonra bisikletle devam edebilirsiniz. Konum için tıklayın.

25. Moda Sahili, Kadıköy

Moda Sahili de Caddebostan Sahili gibi keyifli yürüyüş alanlarından. Kayalıklarında saatlerce oturulası ve denizi seyredilesi. Ayrıca burada bulunan 1917 tarihli Moda İskelesi de görülmesi gereken yapılardan. İskele’de ayrıca bir de küçük bir restoran bulunuyor. İster pazar kahvaltısı edebilir ister sadece manzaraya karşı çay kahve içebilirisiniz. Hazır buraya gelmişken Moda’ya çıkıp sokaklarında dolaşmayı, dondurma yemeyi, şirin cafelerinde bir şeyler içmeyi veya kahvaltı etmeyi ve Barış Manço Müze Evi’ni görmeyi de programınıza ekleyin. Konum için tıklayın.

26. Moda Parkı, Kadıköy

Moda’nın sahili ayrı güzel, parkı da ayrı güzel. Daha çok Moda sakinlerinin tercih ettiği parkın girişindeki yaşlı amcadan kuş yemi alıp güvercinleri beslemek bir park klasiği. Moda Parkı aynı zamanda günbatımını izleyebileceğiniz güzel bir nokta. Sahilde bir yürüyüş yapıp bir çay molası vermek için de ideal. Özellikle de Caddebostan’daki kalabalıktan sıkılanlar için çok iyi bir alternatif. Konum için tıklayın.

27. Kalamış Parkı, Kadıköy

Fotoğraf Kaynak: www.instagram.com/onaranlarkulubu

Kalamış Parkı, Kalamış Marina’nın devamında kalan yeşil alan. Aslında çevredeki diğer parkların yanında çok da öne çıkan bir yer değildi taa ki 2020’ye kadar. Çünkü en son 2020’de Nike, Onaranlar Kulübü ve Kadıköy Belediyesi desteği ile Kalamış Parkı’nda harika bir dönüşüm projesi geliştirdi. Park içerisinde yer alan basketbol sahası, açık kaykay parkı, koşu yolu ve voleybol sahası rengarenk yenilendi. Ayrıca parka komünite alanı, gökyüzü hamakları ve masa tenisi sahası da eklendi. Konum için tıklayın.

28. Göztepe 60. Yıl Parkı, Kadıköy

Göztepe 60. Yıl Parkı kısaca Göztepe Parkı, her ne kadar büyük ve düzenlenmiş bir park olsa da bize fazla beton geldiğinden favorilerimiz arasında değil. İçinde özel tasarım akvaryumlar, lale ve gül bahçeleri, çocuklar için tematik oyun alanları bulunsa da yine de bizce ona yakın bir konumda kalan Selamiçeşme Özgürlük Parkı buradan çok daha keyifli. Çünkü daha az beton ve daha çok yeşilin olduğu bir park. Konum için tıklayın.

29. Selamiçeşme Özgürlük Parkı, Kadıköy

Selamiçeşme Özgürlük Parkı, Bağdat Caddesi’nin yeşil alanı. Gerçekten güzel yeşillendirilmiş bir park olduğundan şehir içinde güne sporla başlamak için ideal yerlerden. Park içinde hem yürüyüş ve koşu yapabileceğiniz bir parkur hem basketbol veya tenis oynayabileceğiniz saha ve kortlar bulunuyor. Parkın son kısmında yer alan piknik alanları da piknikçiler için düşünülmüş. Çok sevdiğimiz Kadıköy Organik Pazarı da her hafta çarşambaları yine burada kuruluyor. Park içinde çocuk kütüphanesi, cafe, çok hoş bir Osmanlı yapısı olan Filizi Köşk de yer alıyor. Konum için tıklayın.

30. Fenerbahçe – Maltepe Sahili, Kadıköy-Maltepe

Avrupa Yakası’nın Ortaköy-Yeniköy Boğaz hattı varsa Anadolu Yakası’nın da Fenerbahçe-Maltepe sahil hattı var. Bu hat kesintisiz ve düzenlenmiş parkuru ile hem yürüyüş, hem koşu hem de bisiklet ve paten yapacaklar için ideal alan. Fenerbahçe Orduevi’nin biraz ilerisindeki 1,5 kilometrelik tartan pist ile başlayıp, antrenmanınızı Bostancı İskele’sinde 5 kilometreye, Küçükyalı Beltur’da 7 kilometreye ya da Maltepe Cevahir Otel’de 11 kilometreye tamamlayabilirsiniz. Konum için tıklayın.

31. Mihrabat Korusu, Beykoz

Mihrabat Korusu, Osmanlı Imparatorluğu’nun son döneminde Mısır’lı Abbas Halim Paşa’nın kızı Rukiye Hanım’a yüz görümlüğü olarak hediye edilmiş, Kanlıca sırtlarından boğaza bakan, Ortaköy sahili, Rumeli Hisarı, İstinye Koyu’nu gören bir manzarası olan bir yeşil alan. Mihir “Ay ve Güneş” anlamına geliyor. Abad da “güzelleştirmek” demek. Mihrababat ise Ay’ın ve Güneş’in en güzelleştirilmiş hali anlamını veriyor. Zaten Ay ve Güneş buradan çok güzel görünüyor. Bu güzellik Yahya Kemal Beyatlı ve Özdemir Asaf gibi şairleri çok etkilemiş hatta Özdemir Asaf’ın Mihrabat Korusu’na atfen yazdığı bir şiiri bile bulunuyor. Şimdilerde içinde restoran, cafe ve özel davet ve organizasyon alanları olan özel bir sosyal tesis olarak işletiliyor. Özellikle de pazar kahvaltıları için tercih edilebilir bir seçenek. Önce dilediğinizce yer sonra da koruda yapacağınız 3 kilometrelik bir yürüyüşle yediklerinizi eritirsiniz. Konum için tıklayın.

32. Beykoz Korusu, Beykoz

Fotoğraf Kaynak: tesislerimiz.ibb.istanbul

Sultan II. Abdülhamid döneminden kalma Beykoz Korusu, Beykoz ile Paşabahçe arasındaki sırtlardan başlayarak Riva’ya kadar uzanan Abraham Korusu’nun daha bilindik adı. Boğaz’daki korularının en büyüklerinden olan ve Fransız bahçe mimarları tarafından düzenlenmiş olan koru içinde, asırlık ağaçlar, iki büyük mağara, yürüyüş parkurları, güzel köşkler, kuş evleri, havuzlar bulunuyor. Ayrıca içindeki Beykoz Koru Sosyal Tesisi de Boğaz’ın favori kahvaltı, düğün, nişan, davet ve organizasyon alanlarından. Konum için tıklayın.

33. Hıdiv Kasrı Korusu, Beykoz

Fotoğraf Kaynak: beltur.istanbul

Hıdiv Kasrı ise bizce tüm İstanbul kasırları arasında en güzel peysaja sahip ve zarif olanı. Çubuklu sırtlarındaki kasır, 1907’de Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa tarafından İtalyan mimar Delfo Seminati’ye, Art Nouveau tarzında yaptırılmış. Zaten geldiğinizde ortamdaki Toskana havasından İtalyan dokunuşunu hemen fark ediyorsunuz. Hıdivlik Osmanlı döneminde Mısır valilerine verilen unvan. 19. yüzyıl sonlarında Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa, Mısır’daki İngiliz hakimiyetine tepki olarak buradaki arsayı satın alıyor ve Hıdiv Kasrı’nı İstanbul’a hakim bu tepe üzerine inşa ettiriyor.

Mısır İngilizler tarafından işgal edilince Abbas Hilmi Paşa da İsviçre’ye sürgüne gönderiliyor fakat ailesi 1934’e kadar bu kasırda yaşamaya devam ediyor. İstanbul Belediyesi tarafından satın alınarak kamulaştırılmış olan kasır ve onu çevreleyen koru, şimdilerde Beltur tarafından işletiliyor. Hıdiv Kasrı’nın diğer önemli bir özelliği de buharla çalışan ilk asansöre sahip olması. Özellikle sonbaharda ve ilkbaharda güzel olan koruda 1,5 kilometrelik bir yürüyüş yapabilir, sonrasında da köşkün bahçesinde manzaraya karşı kahvaltı edebilirsiniz. Giriş ücretsiz. (2020 yılında kasır restorasyonda görünüyor gitmeden önce mutlaka arayıp durumunu kontrol edin.) Konum için tıklayın.

34. Otağtepe Korusu (Fatih Korusu Tema Vehbi Koç Kültür Merkezi), Beykoz

Hepimizin Instagram’dan bildiği ama belki de henüz gitmeye fırsat bulamamış olabileceği bir yerde sıra. Kavacık’ta, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün hemen sağında yer alan o pitoresk tepeden bahsediyoruz. Şimdilerde ismi Fatih Korusu Tema Vehbi Koç Kültür Merkezi olsa da eski ismi olan Otağtepe Parkı olarak anılmaya devam ediyor. Zamanında Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’un fethi için hazırlıklarını yapmak üzere tam burada otağı kurduğu düşünülüyor. Parkın içinde manzara terasları, yürüyüş yolları, TEMA ürünleri satış noktası ve oturma alanları bulunuyor. Hafta sonları çok kalabalık olabiliyor o yüzden güzel fotoğraflar yakalamak için hafta içlerini tercih edin. İçinde cafe tarzı bir yeme-içme alanı yok. Giriş ücretsiz. Konum için tıklayın.

35. Polonezköy Tabiat Parkı, Beykoz

Polonezköy Tabiat Parkı, bol oksijenli yeşilliği, içinde bulundurduğu canlı türleri ile gerçek bir doğa kaçamağı. 3.000 hektar alana yayılan tabiat parkında, 5 kilometre uzunluğunda yürüyüş, koşu ve bisiklet parkuru, seyir kuleleri, kahvaltı etmelik mekanlar, piknik alanları, çocuklar için oyun parkları gibi pekçok olanak var. Tabiat parkında bir de hayvanat bahçesi var fakat biz mantalite olarak hayvanat bahçelerine karşı olduğumuzdan burayı önermiyoruz. Konum için tıklayın.

36. Validebağ Korusu, Üsküdar

Validebağ Korusu, Anadolu Yakası’nın ikinci en büyük yeşil alanı. 1999’da Doğal SİT Alanı ilan edilen koru, yaşları 100 ile 400 arasında değişen anıt ağaçlara ve Hababam Sınıfı’nın çekildiği Adile Sultan Kasrı ve Abdülaziz Av Köşkü gibi iki görkemli tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor. İçindeki yolları farklı şekilde bağlayarak rotalar çıkarmak mümkün. Konum için tıklayın.

37. Fethipaşa Korusu, Üsküdar

Fotoğraf Kaynak: tesislerimiz.ibb.istanbul

İstanbul’un denize nazır korularından biri de adını II. Mahmud ve I. Abdülhamid dönemlerinde valilik, elçilik ve nazırlık yapan Tophane Müşiri Fethi Ahmet Paşa’dan alan Fethipaşa Korusu. Burası da belediyeye bağlı bir tesisin olduğu yerlerden. Burada Boğaz’a karşı kahvaltı keyfi kaçmaz. Koru içinde tarihi ağaçlar, Cemil Meriç’in 1948-1960 yılları arasında konakladığı köşk dahil olmak üzere iki tarihi köşk, basketbol sahası ve çocuk oyun alanları var. En güzel zamanı, Boğaz’ı iki yaka süsleyen erguvanların açtığı bahar mevsimi. Konum için tıklayın.

38. Cemile Sultan Korusu, Üsküdar

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/CemileSultanKorusu

Cemile Sultan Korusu ise, II. Abdülhamit’in kardeşi Cemile Sultan’a hediyesi. Şu an ise İstanbul Ticaret Odası tarafından yönetiliyor. İçinde yine İTO’ya ait bir tesis mevcut. Bu tesis özellikle de düğün, davet gibi organizasyonlar için tercih ediliyor fakat kahvaltı için de tercih edilebilir. Koru içinde İTO üyelerinin kullanımına açık yüzme havuzu, basketbol sahası ve tenis kortu gibi sosyal alanlar da bulunuyor. Konum için tıklayın.

39. Kuzguncuk Bostanı, Üsküdar

Kuzguncuk’ta yapacağınız bir hafta sonu kahvaltısının üzerine Kuzguncuk Bostanı’nda bir yürüyüş iyi gider. İlia’nın Bostanı diye de geçen bostan İstanbul’un merkezinde kalan ve aktif olarak kullanıma açık tek bostan.  Bostanın bir kısmı da Kuzguncukluların sebze meyve ekip hasat yapmasına açık. Anaokulu ve ilkokullar da zaman zaman buraya çocukları getirip aktif öğrenme yapıyorlar. Konum için tıklayın.

40. Küçük Çamlıca Korusu, Üsküdar

Küçük Çamlıca Korusu, zamanında II. Mahmut’un atla gezintiye veya ava çıktığı bir yeşil alanmış. 1940’da İstanbul valisi Lütfü Kırdar tarafından kamulaştırılarak halka açılmış. 1980’e kadar bakımsız kalan alan, İstanbul Belediyesi tarafından içine çocuk oyun alanları, spor alanları ve süs havuzları ekletilip düzenletilerek yeniden halka açılmış. Fıstıkçamları, karaçam, kızılçam, servi, çınar, gürgen ve ıhlamur ağaçlarından oluşan bir doğası var. Ayrıca Su Köşkü ve Küçük Çamlıca Köşkü olmak üzere iki güzel yapı bulunuyor. Konum için tıklayın.

41. Büyük Çamlıca Korusu, Üsküdar

Fotoğraf Kaynak: tesislerimiz.ibb.istanbul

İsmini Büyük Çamlıca tepesinden alan koruluk, Osmanlı döneminde edebiyata ve şarkılara konu olmuş gözde gezinti yerlerinden. Küçük Çamlıca Korusu’na göre daha küçük ve daha dar bir alanda bulunuyor. Burası da tıpkı Küçük Çamlıca Korusu gibi Lütfü Kırdar tarafından 1940’da kamulaştırılmış. İstanbul’u panoramik olarak seyredebileceğiniz Çamlıca Tepesi de burada. Alanda bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir restoran da var. Özellikle hafta sonları çok kalabalık olabiliyor. Konum için tıklayın.

42. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, Ataşehir

Burası Ümraniye – Ataşehir arasında, üzerinde ot bile bitmeyen bir otoyol kavşağında yaratılmış 46 hektarlık bir vaha. 50 bin bitki türüne ev sahipliği yapan park aynı zamanda ülkemizdeki biyoçeşitliliği yaşatma projeleri yürüten bir araştırma merkezi. Bitki ressamlığı, kış çayları, balkonda çilek yetiştiriciliği gibi keyfli atölyeler de yapıyorlar. Hazır lale mevsimi olduğundan 19. yüzyılda Amasya’dan toplanarak Avrupa’ya götürülmüş ve Türkiye’de kalmamış olup, kurumun çabalarıyla yurduna geri getirilen “yitik lale”yi sorabilirsiniz. Konum için tıklayın.

43. Alemdağ Ormanı Yürüyüş ve Bisiklet Parkuru, Çekmeköy

Çekmeköy’deki Alemdağ Ormanı ise tüm rotalar arasında keşfe en açık olanı. Şehrin içinde bir parkur olmadığından bir hafta sonu bisikletleri aracınıza yükleyip gidilmesi gereken yerlerden. Toplam 3 parkur var. İlki 5.850 metre, ikincisi 9.300 metre, üçüncü parkur ise 16.500 metre. İlk iki parkur koşu ve yürüyüş için, üçüncü parkur ise bisiklet için ideal. Konum için tıklayın.

44. Aydos Ormanı, Kartal

Güney Ormanları’nın günümüze ulaşan parçalarından biri olan, Kartal’a bağlı Aydos Ormanı, 537 metre ile İstanbul’un en yüksek noktası Aydos Tepesi’ndeki Bizans döneminden kalma kalesi, Aydos Orman Gölü, yürüyüş rotaları ile Anadolu Yakası’nın Belgrad Ormanı. Buraya geldiğinizde, gölde deniz bisikletine binebilir, çadır kampı veya piknik yapabilir, yürüyüş ve koşu parkurlarından istifade edebilirsiniz. Orman içinde hizmet veren yeme-içme yerleri, piknik ve mangal alanları, çocuk oyun parkı gibi yerler de var. Girişi ücretli. Konum için tıklayın.

45. Büyükada Tabiat Parkı, Adalar

Her ne kadar İstanbul’a bağlı olsa da kafa olarak ondan çok uzakta bir yer Büyükada. Her mevsimi ayrı güzel her köşesi ayrı keyifli. Onu da şehirde nefes alma duraklarınız arasına bir numaradan yazın deriz. Yaklaşık 5 hektarlık bir alanı kaplayan ve içinde kızılçam, erguvan, çitlembik, meşe, kocayemiş ve defne gibi türlerin bulunduğu Büyükada, 2011’den beri Tabiat Parkı statüsüne sahip. Adanın özellikle de güney kesiminin tamamını kaplayan yeşillik alanda, deniz manzarasına karşı piknik yapmak, yemek yemek, yürüyüş yapmak ve denize girmek için duş, soyunma kabini, şezlong, şemsiye gibi olanakların da bulunduğu uygun alanlar bulunuyor. Hepsine yürüyerek ulaşabilirsiniz ama en az bir yarım saat sürer. Dilerseniz bisiklet kiralayabilir veya adanın merkezindeki saat kulesinin yanından kalkan ve akbille işleyen shuttlelara binerek ulaşım sağlayabilirsiniz. Konum için tıklayın.

Bonus: Ballıkayalar Tabiat Parkı

İstanbul sınırları içinde olmasa da Kocaeli, Gebze’deki Ballıkayalar Tabiat Parkı da kaya tırmanışı yapanlar için bizden şehre yakın bir alternatif olarak bonus gelsin. Kaya tırmanışı yapmıyorsanız da sorun değil piknik, doğa yürüyüşü yapmak da diğer seçenekleriniz. Buradan tüm detayları Ballıkayalar Tabiat Parkı Rehberimizde bulabilirsiniz. Konum için tıklayın.

One Comment

  1. Harika ya, ben bu sene bogaziçini kazandım sevgilim de istanbulu kazandı anadoludan gidioruz çok güzel yerler varmış hep onunla plan yapacagız ellerinize sağlık varsa öneriniz alırım:))

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir