PARİS’İN EN COOL MAHALLESİ LE MARAİS’DE HARİTALI YÜRÜYÜŞ ROTASI
Bir dönem Paris’in Yahudi mahallesi olması yönüyle bilinen Le Marais bugün daha çok kuir topluluklarını kucaklaması, şık butikleri, sanat galerileri, hoş mekanları ve renkli gece hayatı ile kendinden söz ettiriyor. İşten çıkan Parislilerin doldurduğu mekanlarınında bir aperitif almak, restoranlarında Fransızlar gibi demlene demlene uzun yemekler yemek, tam eve dönerken sokakların canlılığı karşısında niyeti bozup tekrar bir bara girmek Le Marais’in alamet-i farikası. Turistik ya da tarihi Paris rotalarından çıkıp Paris’in hip ve dinamik yüzünü görmek için ideal yer.
Gezerseniz Picasso Müzesi ve Victor Hugo gibi çok güzel müzelere de ev sahipliği yapıyor. Ama açıkçası biz sizi ne müzelerini görün, ne de tarihini keşfedin diye Le Marais’ye yolluyoruz. Zaten buradaki müzeleri gezmeye sıra geldiyse muhtemelen Louvre ve Orsay‘ı görmüşsünüz, müze iştahınızı köreltmişsinizdir ve tarihi Paris ile de ile çoktan tanışmışsınızdır. Le Marais’de sizin için temennimiz keyif yapmanızdan başka bir şey değil.
Biz yine de çok vakti olanlar için Marais’in tarihi yerlerini, müzelerini ve diğer kültürel noktalarını rehberimize ekledik tabi. Siz de bu rehberimizde bulacağınız yürüyüş rotası ile hem Orta Çağ Paris’ine ışınlanacak hem Paris’in çokkültürlü ve bohem gibi başka başka yüzlerini görecek hem de keyifli bir akşamına tanık olacaksınız. Büyük markalara alternatif olacak otantik butikler, yeni isim yapmaya başlamış tasarımcıların dükkanları, konsept mağazalar, antikacılar, ikinci el mağazaları, sanat galerileri, bağımsız müzeler, kapalı pazar alanları, üçüncü dalga cafeler, trend restoranlar, samimi barlar, popüler rooftop’lar ve gay barlarla dolu canlı sokaklar burada bulabilecekleriniz arasında.
Le Marais İçin Ne Kadar Vakit Lazım?
Eğer Paris’e 3-5 günlüğüne gelen çoğunluktaysanız buraya yarım günden fazla ayıramayacağınız aşikar. Bu durumda önerimiz saat 15-16 gibi Marais’ye varmanız. Böylece hem gündüz gözüyle dükkanları gezer ya da sokaklarını keşfedersiniz, sonrasında akşamları çiçek gibi açılan Marais’de yemek yer, sonra da bir bara ya da kafeye geçersiniz.
Eğer Paris’te 1 haftadan fazla vaktiniz varsa o zaman bu rehberdeki tam turu yapıp, hatta yakınlardaki modern sanat müzesi Pompidou ve sanatçıların 59 Rivoli’deki istila evini gezmeye bile vakit bulabilirsiniz. Bunun için bir tam güne ihtiyacınız olacaktır.
Yeme-içmeden konaklamaya, Paris hakkında diğer her konu için ise Paris Gezi Rehberimize mutlaka bir göz atın.
Paris’te Konaklamayı En Sevdiğimiz Yer Le Marais
Her yere kolayca ulaşmayı mümkün kılan merkezi konumunun dışında bunun en büyük sebebi gündüz Paris’i gezip akşam odamıza döndüğümüzde Le Marais’nin bizi cıvıl cıvıl karşılıyor olması. Ne kadar yorgun olursanız olun iki sokak yürüyüp ortamı koklamak, köşedeki mekanda bir şeyler içip geleni geçeni sevretmek istiyorsunuz. Ve işte bu enerjinin içinde otururken Fransızların meşhur Savoir vivre, yani yaşamayı bilmekteki uzmanlığını hissediyorsunuz. Buradan konaklama önerilerimize Paris’te Nerede Kalınır – Paris Otelleri yazımızdan ulaşabilirsiniz. Biz de birkaç öne çıkan önerimizi buradan paylaşalım.
– Bizim tatlış airbnb evimiz $$: Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz, 2 kişilik, banyolu ve şirin balkonlu bir kiralık daire seçeneği.
– Cour des Vosges $$$: Place de Vosges manzaralı lüks bir otel seçeneği.
– Assia & Nathalie – Luxury B&B $$: Centre Pompidou’ya yakın, oda & kahvaltı hizmet sunan bir konaklama seçeneği.
Le Marais’nin Kalbi Neresi?
Paris’in 3. ve 4. bölgelerin kesişiminde yer alan semtin 3. bölgede kalan kısmına Haut-Marais yani Yukarı Marais, 4. bölgede kalan kısmına ise Bas-Marais yani “Aşağı Marais” deniyor.
Marais’de Yarım Gün: 15’ten sonra Marais’e gelenler mağazalarla dolu ve semtin en işlek sokakları olan Rue Vieille du Temple ve onu kesen Rue de Francs Bourgeois’a uğrayabilirler. Ara sokaklara da girmeyi ihmal etmeyin. Rue Vieille du Temple’ı kesen Rue Sainte-Croix de la Bretonnerie üzerinde de birçok tatlı dükkan yer alıyor. Akşama doğru mekanların yoğunlukta olduğu Oberkampf’tan ve Rue Jean-Pierre Timbaud’ya uzanan sokağa ve onu kesenler ara sokaklara girip çıkabilirsiniz. Buralar barlar ve hip yeme içme duraklarının kümelendiği yerler.
Aşağı Marais’de ise daha çok görülecek önemli yapılar, Yahudi Mahallesi Pletzl, kafeler ve dükkanlar sıralanıyor. Hepsinin detaylarına aşağıdaki rotamızda değineceğiz.
Le Marais Eskiden Bataklıkmış
Semt, Seine Nehri’nin oluşturduğu bataklıklardan biri üzerine kurulduğu için adına “Le Marais” yani “Bataklık” denilmiş. 16. yüzyıla gelindiğinde bu bataklık Fransız aristokrasisinin görkemli konaklarına ev sahipliği yapan oldukça zengin bir semt haline gelmiş.
18. yüzyılın sonunda, Fransız Devrimi ile semtin seçkinleri malikanalerini terk etmek zorunda kaldıklarında bölge de kaderine terk edilmiş. İşçi sınıfının güç kazanmaya başlamasıyla semt tam bir sanayi semti haline gelmiş. 19. yüzyılda Baron Haussmann’ın şehir planlaması dışında kalan bölge 20. yüzyılın başlarında bakımsız kalmış.
Ancak 1960’lara gelindiğinde bölgede restorasyon ve koruma çalışmaları başlamış. Bundan sonraki yıllarda da iktidara gelenler bu bölge özelinde bu koruma politikalarını sürdürmüşler. Zamanla bölge birçok restoranın, cafenin, moda evinin ve galerilerin peş peşe açıldığı, yaşayan ve dönüşen bir yer haline gelmiş.
Le Marais’ye Gelmek İçin 5 Neden
1. Şehrin En Çokkültürlü, Kozmopolit Mahallelerinden
Le Marais’nin Yahudi Cemaati: Le Marais bölgesi, Yahudi, LGBTİ+, Çin ve Vietnam gibi birçok farklı kültürün birbirine harmanlandığı eklektik ve dinamik bir yer. Le Marais sokaklarında yürürken her birinin varlığını ve bölgedeki etkisini ayrı ayrı hissediyorsunuz.
Le Marais 13. yüzyıldan beri Musevi cemaatinin şehirde yoğun olarak yaşadığı yerlerden. Özellikle 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın başında Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika’dan Paris’e yoğun bir Yahudi yerleşmiş ve sonrasında bölge zamanla Yahudi Mahallesi olarak anılmaya başlamış. Le Marais’nin “Pletzl” olarak bilinen bölgesinde bu karakteristiğini yansıtan, ona sosyo – kültürel bir doku katan sinagoglar, koşer kasaplar, şarküteriler, fırınlar ve falafelciler göreceksiniz. Lübnanlılar duymasın, Paris’in en iyi falalelin burada yendiği söyleniyor.
Le Marais’nin Asyalı Cemaati: Aynı zamanda Le Marais 1. Dünya Savaşı döneminde Paris’teki Çinli nüfusun ağırlıklı olarak yaşadığı yerlerdenmiş. Savaş sırasında Fransız erkeklerinin büyük çoğunluğu cephede olduğundan, şehirde kalıp işçi olarak çalışacak insan gücüne ihtiyaç duyan Fransa, savaşa dahil olmamaları kaydı ile Çin’den binlerce insana kapılarını açmış. Savaşın zaferle sonuçlanması sonrası aralarından bazıları Çin’e geri dönerken bazıları da Paris’te kalmayı seçmiş. Özellikle Yukarı Marais bölgesine yerleşen bu Çinli nüfus bölgenin çokkültürlü karakterini ta o zamandan şekillendirmeye başlamış.
Le Marais’nin Kuir Cemaati: Le Marais’nin en önemli özelliklerinden biri de 1980’lerden başlayarak LGBT+ kültürünün merkezi olması ve kuir topluluklara kucak açması. 2019’da Paris Konseyi, San Francisco’dan çıkmış dünyanın gelmiş geçmiş en etkin eşcinsel hakları aktivisti, Gökkuşağı Bayrağı’nın yaratıcısı, politikacı Harvey Milk’e saygısını sunmaya karar vererk Le Marais’deki bir meydana boydan boya bir gökkuşağı çizerek ismini Place Harvey Milk adını verdi. Bugün de LGBT+ odaklı sinemaları, kitapçıları, barlar ve diğer işletmeleriyle şehrin en kapsayıcı mahallelerinden. Gay barların çoğu Rue du Temple, Rue des Archives ve ikisini birbirine bağlayan sokaklarda kümeleniyor.
2. Aristokratların “Hôtel Particulier” Denilen Görkemli Malikanelerini Görme İmkanı
Le Marais bölgesinin karakteristik mimarisinin en önemli parçaları “Hôtel Particulier”ler. 16. yüzyıl Paris’inde aristokratlar ve burjuvalar, şehirde kendilerine devasa malikaneler yapmak için yeterince büyük arsa ararken o zamanlar henüz gelişmemiş bir köy gibi olan Le Marais’e yönelmişler. 18. yüzyıla gelindiğinde bölge, her biri birer mini saray olan, gösterişli malikaneler olan “Hôtel Particulier”lerin inşa edildiği bir yer haline gelmiş.
18. yüzyılın sonunda, Fransız Devrimi yaşanırken semtin seçkinleri de o görkemli konaklarını bir bir terk etmek zorunda kalmışlar. Böylece hepsi bakımsızlıktan kaderine terk edilmişler. 1950’lere gelindiğinde bir işçi sınıfı bölgesi haline gelen Marais’de o eski aristokratlar döneminden kalma mimari şaheserlerinin çoğu kötü durumdaymış. 1964’te Charles de Gaulle’ün cabaları ile bölgedeki önemli yapılarda kurtarma ve restorasyon çalışmaları başlatılmış.
İşte o dönemden bugüne kalan en güzel Hôtel Particulier’ler restore edilerek müzelere dönüştürülmüş. Bugün bölgenin en güzel müzelerinden Picasso Müzesi’nin bulunduğu Hôtel Salé, Paris Tarih Müzesi’ne ev sahipliği yapan Hôtel Carnavalet, Ulusal Arşiv Müzesi olan Hôtel de Soubise ve Cognacq-Jay Müzesi’nin yer aldığı Hôtel Donon bunlardan bazıları. Aşağıda vereceğimiz yürüyüş rotası üzerinde hepsi hakkında bilgiyi bulacak hatta kimisinin içine girme fırsatı yakalayacaksınız.
3. Orta Çağ Paris’inden Geriye Kalan Tek Tük Mahallelerden
Le Marais’nin bir başka özelliği ise Orta Çağ’dan kalma Paris’in izlerini sürebiliyor oluşunuz. Çünkü Orta Çağ ve Rönesans dönemi Paris’inin dar sokaklarını ve mimari tarzlarını koruyan yegane yerlerinden biri Le Marais. Nedeni ise bölgenin Baron Georges Eugène Haussmann’ın Paris’in çoğu bölgesini kapsayan devasa kentsel dönüşüm projesinin dışında kalmış olması.
19. yüzyılın ortalarında Napolyon III’ün önderliğinde, Haussmann’ın idaresinde başlayan geniş çaplı kentsel dönüşüm rüzgarı, tıpkı şehrin banliyösü sayılan Montmartre gibi Le Marais’ye de uğramıyor. Bu sebeple Champs-Elysées ve Montparnasse gibi yerleri karakterize eden geniş bulvarlı ve gri, klasik esintili, Fransız balkonlu yapıları burada göremeyeceksiniz. Onun yerine Orta Çağ’dan kalma kale duvarları ve konutlar burada bulabilecekleriniz arasında. Hepsini aşağıdaki yürüyüş rotasında koyduk.
4. Samimi Mekanları ve Canlı Gece Hayatı
Yukarı Le Marais zaten geceleri epey hareketleniyor. Çevresindeki Oberkampf, Folie-Méricourt, Porte-Saint-Martin gibi semtler de şehrin en hip yeme içme mekanlarının, gastro pub’ların, barların, rooftop’ların, kanal kenarı mekanların kümelendiği yerler. Zaten isminin ayrı olmasına bakmayın, yürürken hop birinden diğerine geçtiğiniz için birbirinin devamı gibiler. Haliyle bu da Le Marais ve çevresinin sosyalleşme ve eğlence konusunda şehrin en gözde semtlerinden yapıyor. Zaten akşam saatlerinde mahallenin mekanlarının sadece turistlerle değil Parislilerle de dolup taştığını fark edeceksiniz.
Le Marais’nin bir diğer özelliği de Paris’e yavaş yavaş egemen olan artizan bar akımının ve queer topluluğunun eğlence üssü olması. Bizim bölgeden verdiğimiz önerileri de aşağıdaki yeme-içme ve gece hayatı bölümlerinde bulabilirsiniz.
5. Butik Alışveriş Deneyimi
Le Marais hem Marché des Enfants Rouges adlı kapalı pazarı hem de Rue des Francs-Bourgeois veya Le Village Saint-Paul gibi butik markaları ve tasarım ürünleri bulabileceğiniz dükkanlarla dolu sokakları ile şehir halkı için de cazip bir alışveriş noktası. Buralarda daha çok ana akım olmayan ama zincirleşmiş mağazalar var. Ama ara sokaklara girmeye başladığınızda takı tasarımcıları, 1643’ten beri yaşayarak şehrin en eski mum üretici ünvanını taşıyan Cire Trudon, sadece sihir temalı ürünler satan büyücü dükkanı gibi kendine has işletmeler de göreceksiniz.
Nasıl Planlamalı?
1. Unutmayın, bu rehberdeki ana hedefimiz rap rap semti keşfetmek değil, semtin sosyal hayatının tadını çıkarmak. Biz aşağıda size 1 gününüzü alacak semtin detaylı bir turunu çıkardık ama buraya akşam sadece takılmak için de uğrayabilirsiniz.
2. Le Marais’yi yakından tanımak isteyenler için aşağıda detaylı bir gezi planı çıkardık. Tur yaklaşık 3 saat kadar sürüyor. Alışveriş yapacaksanız, müzeleri gezerseniz, yiyip içerseniz elbette uzar. Özellikle ilginizi çeken yerleri seçip zamanınıza ve ilginize göre maddeleri atlayabilir ve rotadan sapabilirsiniz.
3. Paris Metrosu’nun 1 ve 11 numaralı hatları üzerinde bulunan Châtelet durağının Hôtel de Ville çıkışından çıkın ve haritadaki numaraları izleyerek önce Aşağı Marais’de Orta Çağ Marais’sini sonra da Yukarı Marais’de hip ve cool Marais’yi keşfedin.
4. Bizce saat 16.00 gibi buralara varın. Müzelere girecekseniz ya da hava erken kararıyorsa da 15.00 gibi. Gündüz mahalleyi gezdikten sonra 19.00 gibi Yukarı Marais’nin mekanlarında yiyip içebilirsiniz.
Le Marais’de Gezilecek Yerler Haritası
Haritayı zoom yaparak detaylı görüntüleyebilirsiniz.
Gezilecek Yerler
- Hôtel de Ville
- Orta Çağ Evleri
- Rue des Barres
- Mémorial de la Shoah
- Hôtel de Sens
- Surlar
- Le Village Saint-Paul
- Saint-Paul Saint-Louis
- Hôtel de Ville
- Sully Hôtel
- Maison de Victor Hugo
- Place des Vosges
- Carnavalet Müzesi
- Hôtel d’Angoulême Lamoignon
- Agoudas Hakehilos Synagogue
- Rue des Rosiers
- Rue Sainte-Croix de la Bretonnerie
- Place Harvey Milk
- Rue Vieille du Temple
- Rue des Francs-Bourgeois
- Picasso Müzesi
- Quartier d’Oberkampf
- Rue Jean-Pierre Timbaud
- Pompidou Merkezi
- Maison Nicolas Flamel
- Passage de l’Ancre
- Metiers Art Museum
- L’Atelier des Lumières
- Place de la Bastille
- 59 Rivoli
Yeme-İçme
- Pitzman
- La Boutique Jaune
- L’As du Fallafel
- L’Ange 20
- Restaurant Au Passage
- L’Ambroisie
- Ober Mamma
- BigLove
- Au Petit Fer à Cheval
- La Belle Hortense
- Le Barav
- Folderol
- Hank Burger
- Breizh Café
- Boot Café
- Fringe
- Jacques Genin
- Pierre Hermé
- Little Red Door
- Le Mary Celeste
- Sherry Butt
- Les Souffleurs
- Duplex Bar
Alışveriş
- Marché des Enfants Rouges
- Merci
- Paris Plages
- Nomadeshop
- The Broken Arm
- Tom Greyhound
- OFR
Le Marais Gezi Rotası
1. Yürümeye Hôtel de Ville de Paris’den Başlayın
Çizdiğimiz Le Marais rotasına başlamak için ideal nokta bölgeye de ismini veren, şehrin en eski yapılarından biri olan yapı, 1357 yılından beri kentin yönetiminin gerçekleştirildiği belediye binası. Aslında yapının içini de rezervasyonlu rehberli turlarla gezilebiliyor ama bizce dışarıdan görüp rotaya devam etmeniz yeterli.
Paris’te Gezilecek Yerler + Haritalı Günlük Rotalar yazımızdan buraya geleceğinizi varsayarsak, Notre Dame De Paris’i gezdirdikten sonraki durağınızın zaten Le Marais olduğunu fark etmişsinizdir. Eğer buraya o programdan bağlanmayacaksanız da Paris Metrosu’nun 1 ve 11 numaralı hatları üzerinde bulunan Châtelet durağının Hôtel de Ville çıkışından çıktığınızda yine aynı yerdesiniz. Bu muhteşem yapının güzelliğini takdir ettiyseniz marş marş yürümeye başlayabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
2. Orta Çağ Mimarisindeki Tarihi Evler
Hôtel de Ville’den Le Marais sokaklarına doğru girdiğinizde, 11-13 Rue François Miron adresinde karşınıza bitişik nizamda, ahşap çerçeveli iki ev çıkacak. Baron Haussmann’ın şehir planlamasından paçayı kurtarmayı başarmış olan bu evler sanılanın aksine aslında Orta Çağ’dan kalma değiller. Yapılan araştırmalar evlerin 1644’te Orta Çağ mimarisinde inşa edildiğini ortaya çıkarmış. Elbette bu tarihi oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Haussmann tipi binalara inat olduğu gibi korunmayı başarmış Paris’in bu numunelik evleri kesinlikle sokağa ayrı bir hava katıyor. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
3. Rue de Barres
Evleri gördükten sonra Paris’te keşfettiğimiz en güzel sokaklardan biri olan Rue de Barres’ın ismi gibi basamaklı yollarından aşağı doğru kendinizi verin. Bu yol bölgedeki en eski yollardan biri. Kendisi Orta Çağ’dan kalma. Yol üzerinde karşınıza yine Orta Çağ’dan kalma görünümlü tarihi evlerden çıkacak. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
4. Soykırım Anıtı (Mémorial de la Shoah)
II. Dünya Savaşı öncesinde Paris’te Yahudi nüfusunun yoğun olarak yaşadığı yerin Le Marais’nin Yahudi Mahallesi Pletzl olduğundan bahsetmiştik. İşte Pletzl sınırları içinde olmasa da Le Marais aynı zamanda bir Soykırım Anıtı’nı da içinde barındırıyor. Zaten Avrupa’nın 2. Dünya Savaşı’ndan etkilenmiş Viyana, Berlin, Varşova gibi çoğu şehrinde bu tip soykırım anıtına rastlamanız olağan. İçinde fotoğraflar, belgeler ve multimedya sergileriyle ücretsiz girişli bir Soykırım Müzesi de bulunuyor. Müzeyi detaylı gezmeyecek olsanız da anıtı görmeniz için rotamıza ekliyoruz. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
5. Orta Çağ’dan Kalma Mini Bir Şato: Hôtel de Sens
İşte sıra geldi Le Marais sokaklarından gerçek bir Orta Çağ yapısına. Bölgenin Seine Nehri kıyısında konumlanan bu mini şato görünümlü yapı 15. yüzyılda başpiskoposların konutu olarak inşa edilmiş olan Hôtel de Sens. 1475 ve 1519 yılları arasında yapılmış bina şu anda Forney Kütüphanesi’ne ev sahipliği yapıyor. Güneşli bir günde bahçesindeki banklardan birinde oturmak çok keyifli. Bugün binanın dış cephesine saplanmış bir top mermisi göreceksiniz. Bu 1830’da gerçekleştirilmiş bir ikinci devrim olan Temmuz Devrimi’nden kalma. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
6. Orta Çağ Kale Duvarları
Hôtel de Sens’den Rue de l’Avé Maria’ya kadar yürüyüp Rue des Jardins Saint-Paul’e doğru sola döndüğünüzde karşınıza bir basketbol sahası çıkacak. İşte bu saha boyunca uzanan uzun duvar 12. yüzyılda Kral Philippe-Auguste tarafından inşa edilen ve temelleri Louvre Müzesi’nin en alt katında görülebilen kale surları. Bilmeseniz önünden geçerken belk fark etmeyeceğiniz bu kale kalıntısı duvar, 12. yüzyıl Paris’inin sınırlarını belirleyen noktada. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
7. Şehir İçinde Bir Köy: Saint-Paul (Le Village Saint-Paul)
Sahanın ve kale duvarının hemen sağ tarafında, Paris’te zaman kapsülünde sıkışıp kalmış gibi görünen eski bir yerleşim bölgesi olan Saint-Paul Köyü var. Le Marais’nin, Arnavut kaldırımlı, ufak geçitlerle ve onlara açılan avlularla dolu sokaklarında çok sayıda antikacının, zanaatkar dükkanlarının, butiklerin, sanat galerilerinin ve küçük restoranların kümelendiği, turistlerle dolup taşmayan köşelerinden. Labirent gibi sokaklarında gezinmenin çok keyifli olduğu, köy havasına sahip bu sıra dışı yer insana Paris’in merkezinde olduğunu unutturacak cinsten. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
8. Paris’teki Cizvit Mimarisinin En Eski Ve En Güzel Örneklerinden: Saint-Paul Saint-Louis Kilisesi
Saint-Paul Köyü’nden çıktığınızda Rue Saint Antoine üzerinde, bölgenin kırmızı kapılı kilisesi Saint-Paul Saint-Louis’i göreceksiniz. Kral Louis XIII tarafından 1641’de yaptırılan kilise Cizvit tarzı Korint sütunları ve süslemeleri ile dikkat çekiyor. 1789 Fransız Devrimi sırasında isyancılar tarafından yağmalanmış olsa da içinde bir Delacroix eseri bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
9. Sully Dükü Maximilien de Béthune’nin Konutu: Hôtel de Sully
Rue Saint Antoine’dan devam ettiğinizde kendinizi 17. yüzyıldan kalma başka bir tarihi konut yani “Hôtel Particulier” olan Sully Hôtel’de bulacaksınız. Binaya girdiğinizde Yunan esintili heykeller, sfenksler ve kabartmalarla dolu rezidansın Neoklasik tarzını gözlemleyebiliyorsunuz. Sully ismini büyük ihtimalle Louvre Müzesi‘nden hatırlayacaksınız. Louvre Müzesi’nin üç kanadından birine isim veren, IV. Henri’nin en güvendiği bakanlarından Sully Dükü Maximilien de Béthune bir zamanlar burada ikamet ediyormuş. Websitesi ve Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
10. Victor Hugo’nun Süslü Mü Süslü Müze Evi (Maison de Victor Hugo)
Ünlü Fransız romancı ve şair Victor Hugo, 1832 ve 1848 yılları arasında Paris’in Le Marais bölgesinde, şehrin en zarif meydanlarından biri olan Place des Vosges’a bakan Hôtel de Rohan-Guéménée’deki bu apartman dairesinde yaşamış. Bizce yazarın hayranları için çok anlamlı bir yer. Ünlü eseri Notre Dame’ın Kamburu’nun yayınlanmasından bir yıl sonra eşi Adele ile birlikte bu daireye taşınan Hugo evini, Çin uslübunda dekore edilmiş bir oturma odası ve Orta Çağ tarzını yorumlayan bir yemek odası ile dekore etmiş.
Yazarın en yakın arkadaşı Paul Meurice tarafından müzeleştirilen evde Hugo’nun kişisel çizimleri, portreleri ve mektupları görülebiliyor. Evin de bir köşesinde bulunduğu, kare plan bir meydan olan Place des Vosges’u çevreleyen barlar, cafeler, restoranlar da akşam iş çıkışlarında ve hafta sonları oldukça hareketli oluyor. Müze gezisinden sonra burada takılmak isteyebilirsiniz. Çalışma Saatleri: Salıdan pazara 10.00 – 18.00 saatleri arasında açık. Son girişler 17.40’ta yapılıyor. Websitesi ve Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
11. Paris’teki Beş Kraliyet Meydanından Biri: Place des Vosges
Place des Vosges Paris’in en güzel meydanlarından. Kestane ağaçlarının ve kırmızı tuğla binaların çevrelediği meydan şehrin resmi olarak planlanmış ilk meydanı. 1612’de Henri IV tarafından düzenlenen meydan eskiden at üstünde mızarak atmalı turnuvaların ve düelloların düzenlendiği noktaymış. Şimdi ise meydanı çevreleyen barlar, cafeler, restoranlar ile akşam iş çıkışları ve hafta sonları oldukça hareketli olan bir yer. Le Marais turunda olmasa bile başka bir akşam için aklınızda olsun. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
12. Paris’i Anlatan Ücretsiz Bir Müze: Musée Carnavalet
Sırada mutlaka gezmelisiniz değil de mutlaka bahçesini görmelisiniz diyeceğimiz bir müze var. 1548’de bir Hôtel Particulier olarak inşa edilen, şimdi ise erken dönem Roma yerleşimlerinden Fransız Devrimi’ne kadar Paris’in tarihine odaklanan ücretsiz bir müze olarak işlevselleştirilen Musée Carnavalet. Müzenin en önemli özelliği gösterişli bahçesi ve avlusu. İçeri girip bakmayacaksanız da binanın Rue des Francs-Bourgeois tarafında kalan demir kapılarından görebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
13. Paris Şehir Kütüphanesi’nin Evi: Hôtel Lamoignon
Hôtel Carnavalet’in hemen karşısında, II. Henri’nin kızı Diane of France tarafından 16. yüzyılın sonlarında inşa edilen Hôtel Lamoignon bulunuyor. Bugün Paris’in Tarihi Şehir Kütüphanesi’ne ev sahipliği yapan malikanenin avlusuna girip gezebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
14. Pletzl (Yahudi Mahallesi): Le Marais’nin Çokkültürlü Çekirdeği
Şimdi artık Yahudi Mahallesi sınırlarına doğru giriyoruz. Rue des Rosiers ve Rue Vieille-du-Temple’ın kesişiminde kalan bölge Paris’in, kısaca Yidiş dilinde “küçük yer, meydan” anlamına “Pletzl” denilen Yahudi Mahallesi’ni oluşturuyor. Bölge Paris’in, 13. yüzyıldan 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali ve Vichy hükümeti sırasında etkin olan işbirlikçi Fransız polisi tarafından hedef alınana kadar Yahudi cemaatine mesken olmuş yeri.
Bugün burada son derece dindar bir Ortodoks Yahudi topluluk yaşıyor ve çoğu bölgedeki üç sinagogdan birine ibadete gidiyor. Bu sinagoglardan ikisi Rue des Rosiers üzerinde üçüncüsü de Rue Pavée’de bulunuyor. Hatta bu üçüncü sinagog olan Agoudas Hakehilos’un bir özelliği de Paris metrosunun ünlü Art Nouveau çıkışlarını tasarlayan mimar Hector Guimard imzalı olması.
Gezmeye Rue Pavée ve Mahallenin Ana Sokağı Rue des Rosiers’den Başlayın
Tura Pletzl’de bir tur atarak devam edelim. Mahallenin ana caddesini Rue des Rosiers oluşturuyor. Rue des Rosiers’e girmeden önce onu kesen minik sokak Rue Pavée’de yukarıda bahsettiğimiz Hector Guimard imzalı Art Nouveau cepheli sinagogu Agoudas Hakehilos’u görebilir ve hemen yanında bölgenin en ünlü falafelcisi Pitzman’dan pita ekmeği arasında falafel alıp yürüyüşe devam edebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
Geri dönüp Rue des Rosiers’e saptığınızda ise cadde boyunca yürürken karşınıza çıkacak 20. yüzyıl yapılarının cephelerinde Fransızca ve İbranice yazılar fark edecek ve bölgedeki zengin tarihi hissedeceksiniz. Ayrıca bu sokakta falafel, hamur işleri, koşer şarküterileri gibi Orta Doğu ve Yidiş spesiyallerini sunan mekanları da sıralanmış bulacaksınız. Kısa bir atıştırmalık molası verecekseniz, burada bulunan L’As du Fallafel‘i tercih edebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.
Pletzl’den Sapıp Le Marais’nin Kuir Kalbine Girin
Şimdi biraz Pletzl’den sapıp Le Marais’nin kuir komünitelerinin mesken tuttuğu sokakları keşfedelim. Bunun için Marais’in en eski caddelerinden biri olan Rue Sainte Croix de Bretonnerie’den giriyoruz. Bu sokağın bir diğer özelliği ise lüks butiklerin mantar gibi filizlendiği caddelerden olması. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
Rue Sainte-Croix de la Bretonnerie’nin bitişinde sizi gökkuşaklı bir dört yol ağzı karşılayacak. Buradan itibaren anlayın ki Le Marais’nin kuir kalbindesiniz. Yukarıda bahsettiğimiz Place Harvey Milk’in olduğu, gay barların kümelendiği cadde olan Rue des Archives burası. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.
Le Marais’nin Ana Caddesi Rue Vieille-du-Temple’ı Keşfedin
Gökkuşaklı meydanı da gördükten sonra Le Marais’nin ana caddesi Rue Vieille du Temple’a giriş yapmak için Rue du Roi de Sicile’den geri yürümeye başlayın. Ana cadde Rue Vieille-du-Temple boyunca sıralanan keyifli barlar, butiklerden geçerek, kitapçılara, butik parfüm mağazalarına ve ev dekorasyonu dükkanlarına gire çıka Le Marais’nin alışveriş sokağı Rue des Francs-Bourgeois’ya sapın. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.
Finali Alışveriş Caddesi Rue des Francs-Bourgeois’da Yapın
Rue des Francs-Bourgeois da pazar alışverişi için bölgedeki en popüler sokak. Bir zamanlar şehrin zanaatkar dokumacılarının çalıştığı sokak hala moda ve tasarımın önemli merkezlerinden. Bunun nedeni de 19. yüzyılda bölgeye yerleşen Yahudi halkın kumaşçılık ve dokumacılıkta becerikli olması. Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.
15. Yaşamının Büyük Kısmını Paris’te Geçirmiş Olan Ressama Adanmış Bir Müze: Picasso Müzesi
Rue Elzevir üzerinden bir zamanlar Hôtel de Donon olan şimdilerde 18. yüzyıldan kalma bir yağlıboya tablo koleksiyonunun sergilendiği Musée Cognacq-Jay’i geçerek asıl gezmenizi tavsiye edeceğimiz müzeye gelin. Siz de bizim gibi bir Picasso hayranıysanız, şimdi tam olarak cennete düşeceksiniz. Paris’in Le Marais bölgesine bulunan Hotel Salé adlı bir 17. yüzyıl konağı, 1985’ten beri Picasso’nun 200’ü aşkın resim, 158 heykel ve yüzlerce çizim, gravür ve seramik eserine ev sahipliği yapıyor.
1881 yılında İspanya’da doğan, sanat tarihinin en üretken sanatçılardan biri olan Pablo Picasso yaşamının büyük bir bölümünü Paris’te geçirmiş. 1973’te yaşamını yitiren sanatçının ailesi, cenaze masrafları ve veraset vergisini ödememek için Picasso’nun binlerce eserini Fransız devletine bağışlamayı kabul etmiş. Böylece Fransa, sanatçıya ait dünyanın en büyük koleksiyonuna sahip olmuş.
Belki müzede Picasso’nun en ünlü eserlerini bulmayacaksınız ama sanatçının yaşamına dair kronolojik bir yolculuğa çıkıp üslubunun nasıl geliştiğini gözlemleyebiliyorsunuz. Ayrıca Picasso’nun kendi eserleri dışında, mektupları, fotoğraf albümü, boğa güreşi biletleri ve kartpostalları gibi özel ve ilgi çekici eşyalarını ve Cezanne, Degas, Matisse gibi sanatçılara ait tablolar ile Yeni Gine masklarından İberya’dan bronz heykellere kendi sanat koleksiyonu da görebiliyorsunuz. Çalışma Saatleri: Pazartesileri hariç hafta içi 10.30 – 18.00, hafta sonu 9.30 – 18.00. Son girişler 17.00’de. Websitesi ve Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.
16. Marché des Enfants-Rouges
Paris’in 1615’ten beri işlek olan en ünlü kapalı pazar yeri aynı zamanda şehrin en popüler food hall’u. Vietnam’dan Fas mutfağına bir farklı stand var. Samimi bir atmosferi, İtalyan şarküterisinden, organik peynir, meyve sebze standlarına, Lübnan marketinden Japon snack bar’ına öğle yemeği molası vermek için ideal yerlerden. Pazar günleri brunch sever Parislilerin de gözdesi. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
17. Merci
Paris’in en popüler konsept dükkanı. Üst Marais’de yeniden yapılandırılmış 19. yüzyıldan kalma bir kumaş fabrikasının içinde yer alıyor. Kapısının önünde kırmızı bir Fiat Cinquecento fark edeceksiniz. Burası tasarım ürünleri avcıları için bir cennet.
İki de cafesi var. Biri özellikle de 7. sanat olan sinemaya adanmış, duvarları retro film afişleriyle süslü olan Cinema Cafe. Diğeri ise rafları 10.000 adet ikinci el kitaplarla dolu bir kütüphane bulacağınız Used Book Cafe. Kahvenizi içerken rafları karıştırıp dilediğinizi okumak serbest. Instagram ve konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
18. Sonrasında Le Marais ve Oberkampf Mekanlarından Takılmaca
Merci’den sonra çizdiğimiz rotadaki gezilecek görülecek yerler sona eriyor. Sıra geldi yorgunluğu çevredeki keyifli mekanlarda atmaya. İster Le Marais’de kalabilir isterseniz de Marais’nin komşusu Oberkampf ve Jean-Pierre Timbaud gibi diğer renkli mahallelere geçebilirsiniz. Biz hepsinden ortaya karışık önerilerilerimizi aşağıdaki yeme-içme bölümünde verdik. Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.
Vaktiniz Kalırsa Bunlar Da Yakın
Vaktiniz kalırsa veya baştan bu bölgeye daha çok vakit ayırdıysanız, şimdi bahsedeceğimiz yerler de rotaya eklenebilir yerler.
19. Centre Pompidou
Paris’in en ikonik ilk üç müzesi hangisi diye soracak olsanız, Louvre ve Orsay’ın ardından Centre Pompidou derdik. Her nasıl ki medeniyetler tarihinin mabedi Louvre Müzesi, modern sanatın kalbi Orsay Müzesi ise şehirde çağdaş sanatın merkezi ise Centre Pompidou. İçinde Kandinski’den Delaunay’e, Chagall’dan Kahlo’ya, Miro’dan, Mondrian ve Matisse’e birçok büyük ustanın eserleri ve 1960’tan günümüze Marcel Duchamp, Beuys, Klein, Arman gibi çağdaş sanatçıların eserleri sergileniyor. Müzede görülebilecek en ünlü eser hangisi derseniz Marcel Duchamp’ın “Fontaine / Çeşme” adlı ikonik çalışması diyebiliriz. Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.
20. Paris’teki En Eski Ev: Nicolas Flamel Evi
1407 yılında inşa edilmiş olan kargir yapı, “Harry Potter ve Felsefe Taşı” ve “Da Vinci’nin Şifresi” kitaplarında da ismi geçen, dünyanın en ünlü simyacısı Nicolas Flamel’in evi. Paris’in en eski evi unvanına da sahip. Evin aynı zamanda bir restoran olduğunu da ekleyelim. Konum için tıklayın. Haritada 23 numara.
21. Passage de l’Ancre
Londra’daki “Neals Yard”a benzeyen, rengarenk evlerle çevrili, gizli-saklı kalmış yemyeşil bir üstü açık pasaj. Eski Paris’in göbeğinde görmeye alışkın olmadığınız kadar renkli ve çiçekli olan bu pasaj, Paris’in geleneksel kapalı pasajlarından çok farklı. Burada antika eşyalar bulabileceğiniz dükkanlar yok. Daha çok ofis olarak kullanılan yerler var ama şehrin içinde tekdüze yapılar arasında yol alırken 50 metreliğine de olsa gününüzü renklendirecek bir geçit. Konum için tıklayın. Haritada 24 numara.
22. Bilim Tarihine Meraklı Olanlar İçin Musée Des Arts Et Métiers
Bilim tarihine meraklıysanız, favoriniz Le Marais yakınlarındaki endüstriyel tasarım müzesi olabilir. Müzeyi Paris’in Rahmi Koç Müzesi gibi düşünebilirsiniz. İçinde 1794’te bilimsel buluşların korunması için oluşturulan bir koleksiyon sergileniyor. Koleksiyon Bilimsel Araçlar, Malzemeler, Enerji, Mekanik, İnşaat, İletişim ve Taşımacılık olmak üzere yedi bölüme ayrılıyor.
Müzenin bulunduğu yapı da eski Kraliyet Manastırı Saint-Martin-des-Champs. Özellikle de modern uçakların atası sayılan Ader Avion’ların örneklerini görmek çok ilginç. Havada asılı duran planörler, nostaljik bisikletler, eski arabalar…Özellikle de çocuklu gezginler için gezmesi ekstra keyifli bir müze. Konum için tıklayın. Haritada 25 numara.
23. L’Atelier des Lumières
L’Atelier des Lumières, Le Marais’nin komşusu 11. bölgede, Fransız donanması ve demiryollarına demir sağlayan 1835 tarihli eski bir dökümhane olan La Halle içindeki Paris’in ilk dijital sanat müzesi. Yaklaşık 30 dakikalık programlar sunan ışık projeksiyonları, Monet, Van Gogh, Picasso, Dali, Klimt gibi sanatçılarının eserlerini müzenin iç duvarlarına yansıtıyor. Çalışma Saatleri: Pazartesiden perşembeye 10.00 – 18.00. Cuma ve cumartesileri 22.00’ye kadar, pazarları da 19.00’a kadar açık. Websitesi ve Konum için tıklayın. Haritada 26 numara.
24. Bastille Meydanı (Place de la Bastille)
1370’te Charles V tarafından inşa edilen sonrasında da Richelieu’nun kararıyla bir devlet hapishanesine dönüştürülen, zamanında Sade’dan Voltaire’e birçok yazarın hapis yattığı eksi Bastille hapishanesinin bulunduğu meydan. Hapishane yıkılmış ve yerine bu meydan oluşturulmuş. Paris’in Taksim Meydanı diyebiliriz. Halen daha toplumsal olayların, protestoların merkezi Fransız Devrimi’nin sembol meydanı. Konum için tıklayın. Haritada 27 numara.
25. İşgal Evinden Sanat Kolektiflerini Ağırlayan Bir Galeriye: 59 Rivoli
Rivoli Caddesi 59 numarada bulunan 59 Rivoli, harabeye dönmüş bir işgal evinin zamanla legal bir sanatçı kolektifine dönüştüğü sanat galerisi. Alternatif partilerin, sergilerin ve performansların mabedi. Rengarenk ve çok misafirperver bir yer. Kafanızdaki soğuk ve mesafeli galeri algısını yıkacak bir oluşum. Websitesi ve Konum için tıklayın. Haritada 28 numara.
Le Marais Aktiviteleri
Parc Rives de Seine ve Paris Plages
Her sene Temmuz – Ağustos ayları arasında, Paris belediyesinin çimle doldurup palmiyeler, şezlonglar ve hamaklarla yapay da olsa bir plaj ortamı yarattığı “Paris Plages” denilen şehir içi plajları yazın çok hareketli ve keyifli oluyor. Aslında en ünlüleri şehrin kuzeyinde kalan Le Bassin de la Villette tarafında ama Seine Nehri’nin Pont des Arts’tan Pont de Sully’ye kadar olan kıyı şeridini kaplayan Parc Rives de Seine de şehrin ortasında olması sebebiyle çok popüler. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
Paten, Bisiklet ve Petanque
Paten, bisiklete binmek ve petank (özellikle eski toprak Parislilerin favorisi olan metal toplarla küçük çakıllı, hafif kumlu zeminde oynanan bir oyun.) Paris’te çok yaygın üç pazar aktivitesi. Bastille Meydanı’nda faaliyet gösteren paten, kask, dizlik kiralama noktası olan Nomadeshop var. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
Rollers & Coquillages adlı paten kulübü her pazar saat 14.30’da buradan hareketle üç saatlik bir şehir turu yapıyor.
Bisiklet kiralama konusunu ise zaten girişte ele almıştık. Petank oynayanlara Place des Vosges’da kum alanda rastlayabilirsiniz.
Le Marais Gurme Turu
Rota boyunca yürüyerek Paris’in en meşhur pazarlarından olan Le Marché Couvert des Enfants Rouges’daki Fromagerie’leri gezip Brie, Camembert, keçi peyniri, rokfor ve Comté gibi peynirleri tadıyor, şarküterilerden alışveriş yapıyorsunuz. Le Marais’de gurme tura bilet almak için tıklayın.
Le Marais’den Yeme-İçme Önerilerimiz
Pitzman
Yahudi Mahallesi Pletzl’in sokaklarından biri olan Rue Pavée’de, mahallenin bir numaralı sokak lezzeti falafeli bulabileceğiniz meşhur falafelci. Instagram ve Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
Sacha Finkelsztajn
Tatlı molası için ise adresiniz, mahallenin en ünlü Aşkenaz lezzetlerini sunan fırını Sacha Finkelsztajn olsun. Polonyalı bir çift tarafından 1946’da açılan ve bugün onların torunları tarafından işletilen bu sarı dükkanda Viyana usulü elmalı turta, ılık keçi peynirli börek, Yidiş lezzetleri, sade veya etli latkeler (geleneksel olarak Hanuka’da yenen kızarmış patates), lahana, patlıcan veya ıspanaklı hamur işi pirojki gibi Doğu ve Orta Avrupa spesiyallerini bulabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
L’As du Fallafel
Rue des Rosiers’nin önünde sıra olan falafelcisi. Buradan bir falafel sandviç alıp ve rotamızdaki bir sonraki durağa doğru yol alabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
L’Ange 20
Paris’teki fiyat-performans olarak en iyi öğünümüzü burada yedik. Ambiyans olarak Le Marais’deki diğer yerler gibi hip değil ama ortalama bir restoran fiyatına Michelin ayarında parmak yedirtiyor. Websitesi ve Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
Restaurant Au Passage
Le Marais’nin yükselen şef barı. Küçük bir mahalle barı konseptinde olan, küçük tapas tarzı tabaklar ve ağır ateşte pişmiş kuzu kol veya kaburga gibi baba ana yemekler sunan bir yer. Rezervasyon önemli. Instagram ve Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
L’Ambroisie
Mahallenin, Place des Vosges’da bulunan, 3 Michelin yıldızlı restoranı. Geleneksel Fransız yemekleri servis ediliyor. Paris’in en pahalı restoranlarından biri olduğunu farz edebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
Ober Mamma
Oberkampf tarafında İtalyan restoranı. “Big Mamma” grubun şehirdeki mekanlarından biri. Pizza ve makarnaları başarılı. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
BigLove
Hem brunch için hem de hızlı bir şeyler atıştımak için uygun bir vejetaryen mekanı. Big Mamma grubun İtalyan trattoriası. Cuma akşamları çok kalabalık oluyor ve rezervasyon almıyorlar, kapıda beklemeniz gerekiyor. Brunch için İtalyan peyniri ricotta ve böğürtlenli pancake, prosciuttolu avokado tost, ev yapımı brioche ekmeği üzerine eggs benedict gibi seçenekler bulabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
Au Petit Fer a Cheval
Le Marais’in ana caddesi Vieille du Temple’da, kaldırıma attığı birkaç masası ile şık, samimi, kozmopolit bir mekan. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
La Belle Hortense
Au Petit Fer a Cheval’in hemen karşısında kalan, bizdeki kitapçı cafe konseptinin farklı bir versiyonunu bulacağınız, lokallerin çok sevdiği bir adres. Instagram ve Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
Le Barav
Marais’in kalbinde yer alan Barav, iş çıkışı arkadaşlarla buluşup ortaya paylaşımlık tapas’lardan söylemelik bir mekan. Mahzeninde de takılabilirsiniz. Instagram ve Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
Folderol
Mahallenin ev yapımı dondurma konseptli barı. Sadece dondurma değil peynir tabakları da var. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
Hank Vegan Burger
Le Marais’de vegan burgeri ile meşhur burgerci. Toplamda dört hamburger arasından seçim yapıyorsunuz. “Le Touriste” spesiyali. Ek ücret karşılığında hamburgerlerin yanında patates kızartması servis ediliyor. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
Breizh Café
Breton’da bir sahil kasabası olan Cancale’den çıkma krepçinin Marais şubesi. Organik buğday ve karabuğday unundan, çiftlik tereyağı ve Valrhona çikolatası gibi en kaliteli malzemelerle yapılan galette’ler ve krepler sunuyor. Füme balık, yumurta, jambon, peynir ve mantarlı tuzlu seçenekler de var. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
Boot Cafe
Yukarı Marais’de kahve molası verebileceğiniz sevimli ve küçük bir cafe. Eski bir lostra dükkanının yerine açıldığından ismi Boot. Sadece iki masa ve birkaç plastik taburelik yeri var. Çok küçük olduğu için al götür de tercih edebilirsiniz. Instagram ve Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.
Fringe
Bölgedeki en popüler üçüncü dalga kahvecilerden. Vegan banana bread, granola bowl, cinnamon roll veya cookie gibi atıştırmalık seçenekler de bulabilirsiniz. Instagram ve Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
Jacques Genin
Le Marais’nin artizan çikolatacısı. Sadece çikolataları, karamelaları, meyve şekerlemeleri ile değil milföy gibi tatlılarda da iddialı. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.
Pierre Hermé
Macaron için ise adresiniz Pierre Hermé olsun. Kendisi son yıllarda dünyaya açılarak kalitesinden ödün vermiş La Durée’yi solladı. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.
Le Marais’de Gece Hayatı
Little Red Door
Tıpkı ismindeki gibi küçük bir kırmızı kapının ardında kalan bir kokteyl bar. “Dünyanın En İyi 50 Bar”ı arasında gösteriliyor. Instagram ve Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.
Le Mary Celeste
Ortaya paylaşımlık tabaklar ve mevsimlik tatlar bulabileceğiniz şehrin en popüler barlarından. Özellikle istiridyeleri meşhur. Instagram ve Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.
Sherry Butt
Sherry Butt 20-30 yaş arası gençliğin favori barlarından. Hafta sonları özellikle cumartesi geceleri dj performansları oluyor. Instagram ve Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.
Les Souffleurs
Başkentin queer hipster’larının tercihi mekan. Her gün 18:00 – 21:00 saatleri arasında happy hour yapıyor. Perşembe ve cumartesi günleri DJ setleri oluyor. Instagram ve Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.
Duplex Bar
Mahallede 30 yaş üstü queer grupların uğrak yeri ise Duplex Bar. Biraz Le Marais’nin dışında kalıyor ancak düzenli olarak düzenlenen sanat sergilerini görmek için çok küçük bir yürüyüşe değer. Instagram ve Konum için tıklayın. Haritada 23 numara.
Le Marais’de Alışveriş
Merci: Bölgedeki yenilikçi konsept mağazaların sayısı her geçen gün artarken, vintage giyim ve aksesuarlardan ev eşyalarına, hediyelik eşyalardan ve kırtasiye malzemelerine kadar her şeyi bulabileceğiniz Merci her daim popülerliğini koruyor. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
The Broken Arm: Moda severler için ise önerimiz, biraz stil ilhamı yakalamak için The Broken Arm’a uğramaları. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
Tom Greyhound: Mahallenin popüler Kore konsept mağazası. Menşei Kore olsa da dünyanın her yerinden çağdaş tasarımcıların parçalarını bulabileceğiniz bir dükkan. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
Ofr Librairie: Paris’teki en havalı kitapçı olan, avangard yayınları ile bilinen 0fr’ye uğramadan geçmeyin. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
Galeriler: Le Marais, genç ve yaratıcı yeteneklerin şehirde kendini en çok ifade ettiği yer. Place des Vosges’un dünyaca ünlü isimlerin eserlerine yer veren köklü galerilerinin yanı sıra, Rue Vielle du Temple, Rue de Turenne, Rue Charlot da küçük ölçekli galerilerin yer aldığı sokaklar.
Mahallenin Orta Çağ kasabası Le Village Saint Paul’da yenilenen dinamik yüzü ile galeriler ve butiklerle ev sahipliği yapıyor. Özelliklle ev ve yaşam kategorilerinde çok farklı tasarım ürünleri bulabilirsiniz. Le Village Saint Paul ve République arasında ise keşfinize açık yüzlerce sanat galerisi var. Üstelik bazıları pazarlığa da açıklar.
Biz De Sizi Çok Sevdik, Instagram’a Da Bekleriz
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Çok detaylı, akıcı , güzel bir yazı . Seyatimizde mutlaka yararlanacağız.
Merhaba öncelikle yazınıza bayıldım ben de 28 Haziran tarihinde Pariste olacağım ve 5 günlük tatilimde yarım gün bu sokağa ayırmak istiyorum öğlene doğru geçeceğim için sizce sabah nerede olmam daha mantıklı olur özellikle yürüyerek geçmek istiyorum planlamamı nasıl yaparsam daha doğru olur ?
Selamlar,
Yazımız yürüyüş rotası şeklinde. Aynısını uygulayabilirsiniz
Merhabalar, öncelikle ellerinize sağlık bu kadar kapsamlı anlatmanız takdire şayan olduğunu düşünüyorum 🙂 Yazdığınız içeriklere göre gezimi planlıyorum, “Liberte, Egalite, Fraternite” yazısının olduğu duvar tam olarak nerede acaba? Çok merak ediyorum ve en çok görmek istediğim şeylerden biri haline geldi. Cevaplarsanız çok sevinirim 🙂
L’avenue Vincent Auriol ve la rue Nationale sokaklarının kesişiminde.
Konum: https://www.google.com/maps/place/Libert%C3%A9+%C3%A9galit%C3%A9+fraternit%C3%A9+Shepard+Farey+(OBEY)/@48.832789,2.2103333,12z/data=!4m10!1m2!2m1!1sliberte+egalite+fraternite+mural+paris!3m6!1s0x47e671ad6b6c93b5:0xaef71c553c26815b!8m2!3d48.8327885!4d2.3627691!15sCiZsaWJlcnRlIGVnYWxpdGUgZnJhdGVybml0ZSBtdXJhbCBwYXJpc5IBBm11c2V1beABAA!16s%2Fg%2F11smvfk2zq?entry=ttu
Bir mahalle için yazılmış mükemmel bir içerik, gösterilen emeğe hayret ederek okudum. Teşekkürler.
Merhabalar çok teşekkür ederiz beğenmenize çok sevindik :)))