48 SAAT FİLM PROJESİ YARIŞMA FİLMİ – #SAPIK

Ekibimiz Ücretsiz Otopark’ın 48 Saat Film Projesi‘nin Türkiye ayağında yarışan filmi #Sapık’ı yukarıda izleyebilirsiniz. Biz bu yarışmadan En iyi Obje Kullanımı, En İyi Senaryo ve En İyi 2. Film ödüllerini alarak döndük 🙂

48 SAAT FİLM PROJESİ NEDİR?

48 Saat Film Projesi adı üzerinde 48 saat içinde sıfırdan bir film yapmaya çalıştığınız bir uluslararası bir yarışma. Filminizin tarzı 48 saatin başında çekilişle belirleniyor. Bize Kara Mizah çıktı. Ve aynı zamanda tüm ekiplere bir karakter, bir obje ve bir de replik veriliyor. Bu unsurları da filminizde kullanmanız şart.

48 SAAT FİLM PROJESİ 2015 – FİLMLERDE KULLANILMASI GEREKENLER

KARAKTER: Gazeteci Ceren / Çetin Yaşar
OBJE: Tuvalet Kağıdı
REPLİK: Ben kormuyorum, ya sen?

Siz de ekibinizle birlikte 48 saat içinde senaryoyu yazıp, sahneleri çekip kurguyu bitirip filminizi teslim etmeniz gerekiyor. Eğer geç kalırsanız eleniyorsunuz

48 SAAT FİLM PROJESİ DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ

  • Artistik (Ör: Hikaye, Yaratıcılık, Eğlence…) (45%)
  • Teknik (30%)
  • Kurallara Bağlılık (25%)

ÜCRETSİZ OTOPARK EKİBİ OLARAK NELER YAŞADIK?

Ekibimiz: Beril, Bilgehan, Duygu, İpek, Seçkin, Vefik

48 saatlik maratonun sonunda, filmimizi çekip bitirdiğimizde aslında bayağı içimize sinmişti. Kendi kendimize güzel iş çıkardık dedik. Yarışmanın kesin iddalı filmlerinden biriyiz diye düşünüyorduk. Aşağıdaki bağlantıdan filmi çektiğimiz 48 saatte neler yaşadık izleyebilirsiniz.

FİLMİMİZİN KAMERA ARKASI

Geçen seneki performansımıza kıyasla efsaneyiz diye düşündük, çünkü geçen sene filmi bitiremeden yarım teslim etmiştik. 😀  Filmin sonunu yetiştiremedik ama 48 saatlik eforu da çöpe atmaktansa eksik film verelim diye düşündük. Bu sene de yarışmanın  ilk 7 saatinden yenik çıktık. Kullanmamız gereken zorunlu obje, karakter ve replik üçgeninde ve kara mizah tarzı sınırlarında 6 saksıyı birden çalıştırıp, hiç bir şey bulamadık. İlham vermesi için tuvaletten zorunlu obje olan tuvalet kağıtlarını mı getirmedik, internetten fıkralar mı okumadık… Ama olmadı.

Kendimize şöyle bir zaman sınırı koyduk: “Bu gece en iyi ne bulabildiysek onu çekeceğiz”. Ertesi güne senaryoya zaman harcanmayacak, çekime zaman ayırılacaktı. Sonunda uyku vakti geldiğinde hala içimize sinen bir senaryomuz yoktu, ama en azından içimize çok sinemese de, Bilge’nin önerdiği (Daha sonra ödül alacak 🙂 bir senaryomuz her şekilde vardı. Bu da bir şey dedik ve ertesi gün onu çekmek üzere dağıldık.

Ertesi gün buluştuk. Seçkin ve Duygu’nun hayatlarındaki ilk oyunculuk deneyimi olacaktı. O da biraz gözümüzü korkutuyordu ama kısa bir kasılmadan sonra akmaya başladı. Keyiflenmeye başladık.

Yönetmenimiz Vefik ve YArdımcı Yönetmenimiz İpek geçen sene de olduğu gibi, bu sene de işin o tarafını sırtlanmışlardı. Voltranı kurduk, ilerliyorduk.

Bir yandan da senaryoya nasıl bir altın dokunuş yaparız da içimize siner bir hale getiririz diye de düşünüyorduk. Hani bizi kat ettiğimiz yoldan çıkarmayacak ama genel seyri değiştirecek bir dokunuş.

Derken Beril’in kafasında bir ampül yandı. Biz seyirciye ters köşeye yatıralım derken, o ters köşenin de ters köşesine yatıralım fikriyle geldi. Şimdi filmi hala izlemeyenler vardır diye açıkça anlatamıyoruz ama izleyenler için şöyle diyelim: Sondaki #sapık sahnesi’ni Beril buldu. Yoksa film bir önceki sahnede bitiyordu.

Bu dokunuşla senaryoyu içimize sindirince biz iyice gaza geldik. Dedik oldu bu iş!

Çektik, bitirdik. Filmimizden emin bir şekilde teslim ettik. Sonra da yarışan tüm filmlerin gösterileceği galayı heyecanla beklemeye başladık.

Nihayet galası geldi çattı. Aşağıdaki bağlantıdan gala gecesini ve ödül törenini izleyebilirsiniz.

FİLMİMİZİN GÖSTERİMİ VE ÖDÜL TÖRENİ

Hemen patlamış mısırımızı alıp sinema salonunda kendimize yer kaptık. Çok heyecanla girdiğimiz gösterimden, biraz endişeyle çıktık. Bunun sebebi de yarışamaya profesyonel film ekiplerinin de katılmış olmasıydı. Normal olarak, prodüksiyon firmaları ellerindeki imkanlar nedeniyle tüm amatörlerden bir kaç siklet ötedeydiler.

Profesyonel ışıkçılar, oyuncular, sesçiler, görüntü yönetmenleri, kameramanlar vs işin içine girince, işin rengi çok değişiyordu tabi. Ressama “Hadi bir insan çiz” dersin ortaya tablo çıkartır, eli daha önce hiç fırça tutmamış bir adama dersin çöpten adam çizer…  Amatör ve pro farkı.  Onların ezici teknik üstünlüğünü görünce, biz en iyisi bir dereceye girmek için çok heveslenip sonra üzülmeyelim, en fazla, obje kullanımı gibi daha olabilecek kategorilere heves edelim dedik.

Yalnış anlaşılmasın, filmimizi beğenmediğimizden değil, ufaklıklarla büyük abiler aynı maça çıktıklarından. Hani hayal kırıklığına uğramaya korktuğumuzdan 🙂

Nitekim, filmimizi jüri beğenmiş olacak ki, gecenin en skorer filmlerinden biri biz olduk! 3 ödül birden topladık! Yaratıcılığımızın ve amatör ruhumuzun, teknik noksanlarımızı kurtardığına inanan juri üyelerine çoook teşekkür ederiz.

Yarışmada 1. olan Süs filmine Atlanta’daki Filmapalooza‘da bol şans dileyin.

11 Comments

  1. gerçekten harika olmuş emeğinize sağlık ödülleri kesinlikle hakediyorsunuz. özellikle son kısmını çok güzel bağlamışsınız tebrikler …

    1. Çok sağol Volkan 😀
      Denedik elimizden geldiğince. En çok da amatör ruhun produksyon şirketlerinin bileğini bükebilmesine sevindik. Bizim gibi tecrübesi olmayan bir sürü insan için umut kaynağı oldu.

  2. geç izledim, fakat, güç olmadan o güzel yorgunluğun verimli yansımasını yürekten hissettim. kara mizahınıza sağlık..

    1. Beğendiğine çok sevindik Ahmet! Yorucu ve bi o kadar da eğlenceli bir koşturmaydı. Sen de katılımcı mısın yoksa?

      1. bu organizasyondan sizleri takip edince haberdar oldum. yeni bir şey öğrendim açıkçası bundan da pek mutlu oldum. bugüne değin katılımcı değildim, fakat, bu günden sonrası adına katılmayacağım sözü veremiyorum amatör ruh’un mucizesini bir kez daha gözlemledim ki, hafife alınamayacak bir titizlikle emeğiniz harmanlanmış gözlerinize sağlık .. umarım bu “güzel aile” ile bir yorgunluk yaşarım..

        1. Bizim ki çok derme çatma kaldı aslında diğer projelerin yanında. Çünkü prodüksyon firmaları vardı katılan, oyuncusundan yönetmene tüm ekip pro olunca bizimki biraz amatör kaldı ama amatörlüğünde ruhu var!
          Çok merci tekrar…

    2. “amatörlüğün de ruhu var” ki esas işleyen .. işin rengini belirleyen .. gidişatı etkileyen ve saire birçok etkeni tetikleyenin o olduğuna derin inancım ve saygım var.
      sizlerle sohbeti tadabildiğim için -buradan bile olsa- ben de yürekten teşekkür ederim. sevgilerde kalın 🙂

  3. Nefis ve yaratıcı olmuş! Sonunu merak ettiriciydi, hiç ileri almadan tamamını izledim. Cevherler sizi! 🙂

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir