VENEDİK’TE GEZİLECEK YERLER
Venedik için anca hayal ürünü olabilecek bir yer mi desek yoksa sıkış tepiş bir lunapark mı çok aradayız. Hakkındaki tüm eleştiriler doğru: Anlamsız pahalı, pis kokulu, aşırı turistik ve çok kalabalık. Ama yine de paralel evrenden fırlamış havasıyla kendine has ve etkileyici. Mutlaka görülmesi lazım.
Eşsiz bir lagün sisteminin kalbinde kurulu Venedik, her daim İtalya’nın fütursuzca güzel şehirler listesinin en üst sıralarında. Zamanında ünlü gezgin Marco Polo’nun keşifleri ve Venedikli tacirlerin ticaret zekası ile zenginleşen, Orta Çağ’dan itibaren başta İpek Yolu olmak üzere ticaret yollarının Avrupa’ya açılan kapısı olagelmiş, La Serenìssima yani Venedik Cumhuriyeti’nin başkenti bu çok özel şehir, en çok da tarihi boyunca sularla mücadele içinde olan mimarisiyle ünlü. Sokaklarının ve meydanlarının gel git nedeniyle her yıl su baskınlarına maruz kaldığı, evlerinin her yıl biraz daha santim santim sulara gömüldüğü Venedik’in peşini küresel ısınma da bırakmıyor.
Fakat bu güzelliği Venedik’in hem nimeti hem de laneti. Yılın hiçbir zamanı hız kesmeyen turist akını, tüm şehri turistlerden ayak bastı parası aldıracak kadar bezdirmiş durumda. Her şey aşırı turistik, niteliksiz ve gereksiz pahalı. Bu da onu fantastik bir tema parkından farksızlaştırıyor.
Yine de Gondolların ve Vaporetto’ların vızır vızır geçtiği film seti gibi kanalları, her biri birbirinden güzel köprüleri, güvercinlerle dolu meydanları, aperitiflerin turuncusunun gün batımının turuncusuna karıştığı akşamları ile her şeye rağmen en parlak dönemlerindeki kadar popüler bir rüya şehir. Biz de bu rüya şehrin tadını en optimal şekilde çıkarabilmeniz için bu yazımızda sizlere, şehirde gezilecek yerleri anlatıp üstüne bir de bölge bölge konaklama ile yeme-içme tüyolarımızı ve 3 günlük Venedik gezi rotamızı veriyoruz. Şimdiden harika bir tatil diliyoruz.
Venedik Seyahati Planlaması – Gitmeden Önce
Venedik’e Nasıl Uygun Fiyatlı Uçak Bileti Bulurum?
Venedik’e uçakla geldiğinizde, Türkiye’den direkt uçuşların gerçekleştiği Venedik Marco Polo Havalimanı’na ineceksiniz. Her şekilde uçak biletinizi almadan önce mutlaka çeşitli havayollarının fiyat karşılaştırmasını yapın deriz.
– Venedik Marco Polo Havalimanı’na uygun fiyatlı UÇAK BİLETİ bulmak için TIKLAYIN.
Havalimanı’ndan şehre, şehirden havalimanına ulaşım için de en kolay yöntem bizdeki Havaist gibi ATVO adlı şirketin havalimanı shuttlelarına binmek. Zaten havalimanı çok yakında yolculuk 20 dakika kadar sürüyor. Online shuttle bileti almak için tıklayın.
Venedik’e Ne Zaman Gidilir?
– İlkbahar: Sonbahar gibi sıcaklıkların bol bol gezmeye müsait olduğu keyifli bir dönem. Ancak Mart sonu itibariyle Venedik’te turist sezonu açılmış oluyor. Ayrıca okulların kapanmadan önceki son okul gezileri de bu tarihlere denk geliyor. Haliyle de Nisan ve Mayıs da yaz kadar olmasa da kalabalık oluyor. Yani bu dönemin tek artısı aşırı sıcakların olmaması.
– Sonbahar: Ekim-Kasım-Aralık dönemi, hem sıcaklıkların bol bol yürümek için ideal olduğu dönem. Fotoğrafçılar için ışığın ve renklerin en güzel olduğu zamanlar. Ne yazık ki kalabalıklar yazdan çıkılmış olmasına rağmen yine azalmıyor.
– Yaz: Sıcaklıkların en yüksek olduğu, bizce Venedik’in hiçbir esprisinin olmadığı dönem. Mümkünse yazın Venedik planı yapmayın ama illa bu dönemde gelecekseniz, turistik kalabalıktan ve sıcaktan bunaldığınızda kendinizi atabileceğiniz plajları olan Lido Adası’nı da ekleyin.
– Kış: Şehri gezmenin en elverişsiz olduğu, havaların buz kestiği dönem ancak Şubat’taki Venedik Karnavalı’na geliyorsanız işler değişir. Eğer bu karnavala katılmayı hedefliyorsanız biletler çıktığı anda alıp planlamalarınızı yapmaya başlayabilirsiniz keza son dakikaya bırakırsanız kalacak yer bile bulamayabilirsiniz.
Venedik Kaç Günde Gezilir?
Bizce Venedik için en az bir 3 gün ayırmak lazım. Böylece 2,5 günü şehri gezmeye, yarım günü de çevre adalara ayırırsınız. Bize en çok sorulan sorulardan biri Venedik için 1 gün yeter mi? Bizce yetmez. Evet şehir hakkında genel bir fikir edinirsiniz ancak çok eksik kalır. Şehrin olmazsa olmazlarını öğrenmek için Venedik’te Ne Yapılır – Yapmadan Dönmeyin Diyeceğimiz 31 Şey yazımıza da bakmanızı öneririz.
Venedik’in Hangi Bölgesinde Konaklamalı
– En Turistik San Marco: Şehrin en turistik merkezi. Venedik’in en önemli simgeleri burada yer alıyor. Eğer en merkezde olayım, görülecek her yere kolaylıkla yürüyerek, vaporetto’ları çok kullanmanıza gerek kalmadan ulaşayım derseniz, tercih edebileceğiniz bir bölge. Elbette buradaki seçeneklerin şehrin daha lokal bölgelerine nazaran daha pahalı olduğunu belirtmemiz gerekir.
San Marco otellerini incelemek için tıklayın.
– En Favori Castello: San Marco’nun komşusu Castello’da kalmanız, bizim ilk önerimiz. Biz burada kalmayı tercih ettik. Hem San Marco’ya göre daha az turist oluyor hem de oteller daha nitelikli. Bölgede pek çok lokal restoran ve bar bulunması da şehre karışabilmeniz adına güzel bir sosyal alan sağlıyor. Konumu da oldukça ideal.
Castello otellerini incelemek için tıklayın.
– En Hip Dorsoduro: Dorsoduro, Venedik’in üniversite bölgesi, bu yüzden fazlasıyla genç bir havası var. Bu dinamizm sayesinde sanat galerileri, müzeler, sosyal etkinlikler burada kümelenmiş. Bölgede gece hayatı oldukça canlı. Konaklama seçenekleri de burada daha uygun fiyatlı. Biraz turistik yerlerden uzaklaşayım, biraz da uygun fiyata kalayım diyorsanız, tercih edebilirsiniz.
Dorsoduro otellerini incelemek için tıklayın.
– En Bohem Cannaregio: Cannaregio da Venedik’in yerellerinin takıldığı mekanlarla dolu en bohem bölgesi. Özellikle de Fondamenta de la Misericordia tarafları pazar günleri Venediklilerin toplanma ve sosyalleşme alanı.
Cannaregio otellerini incelemek için tıklayın.
– En Uygun Giudecca: Giudecca Adası’nda gezilebilecek pek fazla yer yok ancak burası ana adada bulunmadığı için konaklama açısından en uygun fiyatlı yerlerden. Yine de ulaşım için vaporetto’ları çok sık kullanmanız gerekeceğini de belirtelim.
Giudecca otellerini incelemek için tıklayın.
– Önermediğimiz Bölge Santa Croce: Santa Croce bölgesi haritada da görebileceğiniz gibi hemen her yere uzak, ulaşım adına zorlayan bir bölge. Burada kalmak isterseniz göz önünde bulundurmanız gereken en önemli şey ulaşım sorunu. Bu yüzden önerilerimiz arasında değil.
Venedik’te Seçtiğimiz Oteller
Venedik’te her bölgede, her bütçeye uygun bir konaklama opsiyonu var. Biz sizin için birkaç otel seçtik. Ayrıca bölge bölge önerilerimizi verirken ilgili kısıma otel ve daire önerilerimizi de ekledik. Onları da rehberin devamında bulabilirsiniz.
Baglioni Hotel Luna $$$
San Marco Meydanı’nın hemen dibinde, güzel konumlu ve çok lüks bir seçenek. 5 yıldızlı otelin ulaşımı oldukça rahat ve turistik yerlere de yürüme mesafesinde yer alıyor. Balayı gibi özel günler için düşünülebilir. İncelemek için TIKLAYIN.
H10 Palazzo $$
Rialto Köprüsü’ne ve Büyük Kanal’a bakan çok güzel bir konumda terası ve barı olan, orta bütçeye uygun bir otel seçeneği. İncelemek için TIKLAYIN.
Carnival Palace $$
Cannaregio bölgesinde, turistik yerelere ve ana caddeye yakın, daha modern bir otel seçeneği. Sabahları açık büfe kahvaltı sunuyor. İncelemek için TIKLAYIN.
Pensione Accademia $
Dorsoduro bölgesinde, tv, klima, minibar, çay kahve makinesi, saç kurutma aleti gibi donanımlara sahip uygun fiyatlı konforlu odaları olan bir otel. İncelemek için TIKLAYIN.
Aşağıdaki bağlantıdan Venedik’teki tüm otelleri ve kiralık evleri inceleyebilirsiniz.
– Venedik’teki tüm OTELLER ve EVLER için TIKLAYIN.
Ayrıca daha fazla Venedik oteli önerisi için VENEDİK’TE NEREDE KALINIR – BÖLGE BÖLGE VENEDİK OTELLERİ yazımız da var.
Venedik’teki En Favori 3 Deneyim
1. San Marco Bazilikası’nı ve Palazzo Ducale’yi rehberle gezmek.
2. Şehrin kanallarında gondol turu yapmak.
3. Burano ve Murano adalarına tekne turu yapmak.
Araba Kiralamak Gerekir mi?
Venedik’te isteseniz de araba kiralayamazsınız çünkü araba yolu yok. Bir yerden bir yere yürüyebilir veya vaporetto denilen ve otobüs mantığında tüm duraklarda duran teknelere binebilirsiniz. Ayrıca dolmuş mantığında işleyen büyük gondollar olan Traghetti’ler de var. Hepsinden detaylıca aşağıda bahsettik.
Venedik’e Gelmeden Önce Bilmeniz Gerekenler: Neyi İle Meşhur, Bütçe, Ulaşım…
Venedik’in Kısaca Tarihi
Venedik Lagün Sistemi
Venedik, ada ve adacıklardan oluşarak Adriyatik Denizi’ne bağlanan bir lagün sisteminin en büyük parçası. Aslında lagündeki en eski insan varlığı izine Venedik’te değil Torcello adasında rastlanmış ancak en büyük medeniyet köprüler ve kanallarla birbirine bağlanan 118 adacıktan oluşan Venedik’te filizlenmiş. Bunda en önemli rolü de şehrin böylesine zor bir coğrafyada, suların içinde olması oynuyor. Çünkü Venedik’in sular içindeki kanallı yapısı onu herhangi bir savunma kalesine bile ihtiyaç duymadan düşmanları tarafından fethedilemez kılıyor. Sıradan bir düşman denizlerin dilinden anlayan ve denizcilikte usta olmuş Venedikliler ile deplasmanda asla boy ölçüşemiyor. Böylece Venedik’teki yerleşim kendine has bir mimari ile gelişmeye ve büyümeye başlıyor. Peki bu mimarinin özelliği ne? Cevabı kazıklar! Evet yanlış duymadınız, Venedik’teki yapıların böylesine sulu ve zorlu bir coğrafya’da binlerce yıldır ayakta kalmasının asıl nedeni temellerine çakılmış ahşap kazıklar. Bu kazıklar binaların temellerini sudan yüksekte tutarak çürümelerini engelliyor ve ömürlerini uzatıyor.
Şehrin Yeni Bir Koruyucu Azize İhtiyacı Vardı Biz De Gittik Mısır’dan Bir Tane Çaldık
Venedik başlangıçta Bizans İmparatorluğu’nun bir parçası sonrasında 7. yüzyılda bağımsızlaşıyor. Venedik’te İncil’in de 4 yazarından biri olan Aziz Markus çok önemli. Hatta kendisi şehrin koruyucu azizi. Bu önemi kendisinin adıyla anılan bazilikasından ve meydanından da anlayabilirsiniz. Ancak şöyle bir gerçek de var ki Venedik’in ilk azizi kendisi değil. Şehrin ilk azizi, Venedik’e denizden geldiğinizde sizi karşılayacak bir anıtsal kapı görevi gören iki sütundan birinin üzerinde yükselen Amasyalı Aziz Teodoro. Ancak Venedikliler zaten bir koruyucu azizleri varken Bizans’tan kopmak ve bağımsız olmak için daha önemli bir azize sahip olmaları gerektiğinin bilinci ile harekete geçmeye karar vermiş. 828 yılında iki Venedikli tüccar Malamoccolu Bono ve Torcellolu Rustico, İskenderiye’ye giderek Evangelist Aziz Marko’nun kutsal emanetlerini çalıp Venedik’e getirdiklerinde işlem tamamlanmış. Peki bu iki kafadar, o dönemde Abbasilerin egemenliğinde olan İskenderiye’den bir azizin bedenini nasıl kaçırmayı başarmış dersiniz sizce? Onu gemiye bindirip üzerini de domuz etlerinin olduğu yük ile örtmüşler. Çünkü Müslümanlar gümrük kontrolünde domuz etlerini görünce içerikle fazla ilgilenmeyip geç geç demişler. Böylece Venedik böylesine değerli bir aziz olan Aziz Markus’un bedeninin koruyucusu ilan edilişiyle Bizans’tan ayrışacak güce de kavuşmuş olmuş.
Ticaretle ve Denizlere Hakimiyetle Zenginleşen Venedik
Orta Çağ ortalarında büyük bir deniz filosu kuran kentin denizcilikteki hünerleri aşikar. Cenevizlilerle rekabetleri bilinen Venedikliler, Akdeniz ülkeleriyle ipek, baharat gibi ticari değeri yüksek malların ticaretini yaparak zenginleşiyorlar. Öyle zenginleşiyorlar ki 13. yüzyılda 4. haçlı seferlerinin başını çekip İstanbulu dahi talan ediyorlar. Yine aynı yüzyılda ünlü kaşif Marko Polo buradan çıkıp Çin’e ulaşıyor ve yıllarca süren macerasını kaleme alıyor. Hatta kendisinin seyahatnameleri, yıllar sonra Kristof Kolomb diğer pekçok gezgine ilham kaynağı oluyor. Rönesans’a gelindiğinde ise Venedik, Floransa, Cenova ve Roma ile birlikte, İtalya’da döneminin en zengin ve önemli kentleri arasında yer alıyor.
4. Haçlı Seferi Sonrası Kostantinapolis Ganimetleri ile Süslenen Venedik
Konstantinopolis’te IV. Alexius hazineyi tamtakır hale getirip eski Venedik Doçesi Enrico Dandolo’ya ödemesini yapamayınca sur dışında kamp kuran Dandolo ve haçlılar Konstantinapolis’in surlarından giriyor. Dandolo borcunun karşılığında şehri yağmalaması için haçlılara 3 gün vermişse de yağma çok daha fazla sürüyor çünkü haçlı ordusu gördüğü servet karşısında dehşete düşüyor. Böylece pek çok eser, kutsal emanet gibi tarihsel bir öneme de sahip eser şehirden yağmalanıyor. Dandolo yağma hatırası olarak birkaç şeyi de Venedik’e getiriyor. Bunların en ünlüsü ise Quadriga’nın Dört Bronz Atı. San Marco Bazilikası’na yerleştirilen ve bazilikanın içinde sergilenen bu bronz atlar aslında Konstantinapolis Hipodromu’nun yani Sultanahmet Meydanı’ndaki hipodromun bir parçası. Şu anda bazilikanın dışında da imitasyonları bulunuyor. Ayrıca şu anda bazilikanın cephesinde gördüğünüz mermer kaplama da Kostantinapolis’teki yapılardan sökülüp buraya getirilen mermerler. 4. Haçlı Seferi’nde Kostantinapolis’in yağmalanmasının ve Latin İmparatorluğu’nun kurulmasının baş mimarı Dondolo’nun mezarı da bugün Ayasofya’da üst katta bulunuyor. Ayasofya camiye dönüştürülmeden önce üst katta görülebiliyordu ancak şu an oraya çıkılamıyor.
Kim Bu Doçeler? (Dükalar)
Venedik 697-1797 tarihleri arasında arasında yüzyıllarca cumhuriyet sistemi ile yönetilmiş bir şehir devleti. Yani burada Avrupa’nın çoğu yerinde krallıklar varken cumhuriyet rejimi var. Venedik doçesi de seçimle başa gelen yönetici anlamına geliyor. Bir aristokrat seçmenler grubu tarafından seçilen doçe, Serenìssima Repùblica Vèneta Republica de Venezsia yani Venedik Cumhuriyeti’nin de başkanlığını üstleniyor. 1797 sonrası cumhuriyet rejimi son buluyor çünkü Napolyon Bonapart burayı işgal ediyor.
Venedik Neden Sular Altında Kalıyor? – “Acqua Alta” ve “Acqua Bassa”
Su, adaletsizce güzel şehirler listesinin en üst sıralarında olan Venedik’in hem en büyük lütfu, hem de en büyük derdi. Her geçen sene biraz daha batan şehrin denizle bir dargın bir barışık hikayesi alınan önlemlerle şimdilik su üstünde devam ediyor. Kanallar ve köprülerle birbirine bağlı adacıklardan oluşan şehrin “arabası” haliyle vaporetto ve gondollar. Su baskınları Venedik için tarihi boyunca bir sorun olagelmiş. Bu su baskınlarının ana nedeni şehrin alçak bir konumda olması ve ilerleyen yıllarda deniz seviyesinin yükselmesi ile birlikte oluşan gelgit olayları. Elbette son yıllardaki iklim değişimi de bu su baskınlarına kaymak sürüyor. Şehirde “yüksek su” yani “acqua alta” ve “alçak su” yani “acqua bassa” olarak adlandırılan bu doğa olayı genelde sonbahar ile kış aylarında yılda en az iki kez ve sabah saatlerinde meydana geliyor. Genellikle Kasım ayında yaşanan Acqua Alta zamanı sular yükseliyor ve baskınlar meydana geliyor. Tam tersi suların çekilip gondolların karaya oturduğu dönem olan Acqua Bassa ise Ocak ayı gibi yaşanıyor. Halk buna elbette alışkın ve şehir de buna göre yapılandırılmaya çalışılıyor. Gezginler içinse bu durum tam bir kabus çünkü şehirde geçireceğiniz günler bu tarihlere denk geldi mi tüm hayat felç oluyor ve tatlar kaçıyor.
Venedik Her Sene Santim Santim Denize Çöküyor
Deniz seviyesinin yükselmesi ve kentteki toprağın çökmesi nedeniyle Venedik’in her yıl 1-2 santim kadar sulara gömülüyor. Bu elbette Venedik için birkaç önemli sorun doğuruyor. Bunlardan biri yine deniz seviyesinin yükselmesinin kentte daha sık sel baskınlarına neden olabileceği. Bir diğeri ise toprağın çökmesinin, kentin alçalmasına ve kentteki yapıların zarar görmesine neden olabilecek olması. Düşünsenize onca tarih santim santim denize doğru çöküyor. Ayrıca turizm kaynaklı aşırı ziyaretçi ve taşımacılık yine kente zarar verenlerden. Venedik Belediyesi ve uluslararası kuruluşlar kenti korumak için projeler geliştiriyor. Örneğin Mose projesi adı verilen büyük ölçekli bir proje deniz sularını kontrol altında tutmak üzerine yürütülenler arasında.
Bütçe: Venedik’te Ne Kadar Harcanır?
Farklı bütçelere göre Venedik’te muhtemel bir gününüzü şöyle özetlemek gerekirse:
Bütçe | Konaklama | Yemek | Hobi / Seyahat | Günlük Kişi Başı |
Uygun | Airbnb evinde çoklu kişi konaklama veya hostelde konaklamak: 100 – 150 Euro | – Espresso / Americano 2,5 /4 Euro – Barda bir şişe bira : 4 Euro – Aperol: 6 Euro | – Vaporetto tek yön: 9.5 Euro | 150 – 200 Euro civarı |
– Al götür makarna: 6 Euro – Foccacia: 4 – 5 Euro – Dondurma: 2,5 – 5 Euro – Dilim pizza: 5 Euro | – Müze giriş bileti: 15 – 25 Euro | |||
Orta | Standart bir otelde çift kişilik oda: 200 – 250 Euro | – Standart bir restoranda ana yemek 30 – 40 Euro | – Rehberli turlara katılmak 40 – 50 Euro | 300 – 350 Euro civarı |
– Cicchetti – Aperol ikilisi: 20 Euro | ||||
Lüks | Tarihi bir butik otelde çift kişilik oda: 400 Euro + | – Kaliteli bir restoranda ana yemek: 50 + Euro | – Kişiye özel gondol turu: 80 – 100 Euro | 500 Euro’dan başlayan fiyatlar |
– Opera bileti 40 – 50 Euro. |
Venedik 6 Bölgeden Yani Sestiere’den Oluşuyor
Venedik 6 bölgeden oluşuyor. Her biri “Sestiere” olarak adlandırılıyor. Tıpkı Paris’teki arrondissement’lar gibi düşünebilirsiniz.
– San Marco: San Marco Meydanı, bazilikası, Palazzo Ducale, saat ve çan kuleleri, Rialto Köprüsü gibi şehrin en turistik ve kalabalık sokaklarının, köprülerinin, tarihi yerlerinin kümelendiği bölgesi.
– Castello: Şehrin en keyifli ve keşfe en açık bölgelerinden biri. Keyifli konaklama opsiyonlarının bulunduğu bölge San Marco’ya göre nispeten daha az turistik. Castello aynı zamanda, Arsenale ve Bienal Bahçeleri gibi alanları ile iki senede bir düzenlenen Venedik Bienali’nin de ana mekanı.
– Dorsoduro: Şehrin üniversite bölgesi. Bir nevi Beşiktaşı. Öğrenci semti olduğu için genç ve dinamik. Bolca lokal bar ve restoran, müze ile sanat galerisi burada kümeleniyor. Bu bölge çok güzel kiliselerin ve meydanların olduğu, şehrin daha az turistik bölgelerinden.
– Cannaregio: Şehrin en bohem ve daha çok Venediklilerin takıldığı bölgesi. Lokal barlar, Venedik aperitivo’cusu bacaro’lar, trattoria’lar ve restoranlarla dolu.
– San Polo: Rialto Köprüsü’nün karşı yakası. Dar sokaklarında pek çok fotoğraflamalık köşe saklıyor.
– Santa Croce: Şehrin ana tren istasyonu Santa Lucia’nın bulunduğu bölgesi. Turizim açısından pek bir şey vadetmiyor.
Venedik Neyi İle Meşhur?
– Kanalları ve Köprüleri: Venedik’in kanalları ve köprüleri o kadar birbirinden farklı ve güzel ki her biri başlı başına bir Instagram fotoğrafı noktası. Mutlaka ama mutlaka ara sokaklarında harita açmadan kaybolup kanallarının ve köprülerinin tadını çıkarın.
– Kendine Has Mimarisi: Ahşap kazıklarla yükseltilmiş temeller üzerine oturan binalar binlerce yıldır Venedik’in çetin şartlarına direnmeye devam ediyor. Suların içinden yükselen saraylar, kiliseler, evler, bu evlerin dönüştürülmesi ile oluşturulmuş butik oteller şehrin o eşsiz dokusunu oluşturuyor.
– Deniz Mahsüllü Mutfağı: Venedik bir lagün şehri olduğu için deniz ürünleri ile öne çıkan bir mutfağı var. Midyeden kalamara, ahtapottan karides ve balık çeşitlerine kadar her türlü deniz mahsulü buradaki restoranların menüsünde demirbaş.
– Bacaro, Cicheti ve Aperol Üçlüsü: Venedik’te Bacaro denilen barlarda, birer Aperol ve Venedik usulü taze kanepeler yani Cicheti ile günün yorgunluğunu çıkarmak en güzel akşam üstü aktivitelerinden.
– Güvercinleri: Venedik kanalları ve köprüleri kadar güvercinleri ile de meşhur. Şehrin her yerinde çekeceğiniz fotoğrafları daha da bir güzelleştiriyorlar. Ancak 2007’den beri şehirde güvercinlere yem atmak hatta nikah törenlerinde çiftin üzerine pirinç atmak bile yasaklandı. Çünkü İtalya Anıtları Koruma Birliği güvercinlerin San Marco gibi tarihi noktalarda turistlerin yem vermesiyle yoğunlaşmasıyla tarihi eserler ve heykellerin zarar gördüğü kararına vardı.
– Ve Tabii Ki Kültürel Etkinlikleri: Bu da bizi bir sonraki maddeye götürüyor.
Karnavalı, Bienali, Festivalleri İle Yıl Boyu Etkinlikleri Bitmeyen Şehir
Venedik tüm sene boyunca enerjisi düşmeyen, temposu asla yerinde saymayan bir şehir. Bunda en büyük pay dev ölçekli kültür sanat etkinliklerinde, meşhur karnavalında ve Büyük Kanal’da düzenlenen regatta’larında (kürek yarışları)…
Venedik Karnavalı
Venedik Karnavalı tarihi 1100’lü yıllara dek uzanan, dünyanın en ünlü ve köklü karnavallarından. Karnavalın amacı aslında pek çok sosyal ve ekonomik statüyü kaldırıp eşitliği vurgulamak. Takılan maskeler de aslında bunu sembolize ediyor. Bir de rivayete göre de Orta Çağ’da yaşanan veba salgınından ağır yaralar almış bölge insanı yara izlerini gizlemek için maske takmaya başlamış ve zamanla bu eğlenceli bir gelenek haline gelmiş. Aslında salgın dönemi düşünüldüğünde, belirli bir sınıfın daha çok etkileneceğini kabul edersek iki rivayet de birbirine uzak değil. Karnavalın tarihinde her yıl minik oynamalar olsa da ağırlıklı olarak şubat ayında gerçekleşiyor. Karnaval geleneği gerçekten önemseniyor ve her yıl rengarenk maske ve kostümleriyle tüm halk festivale dahil oluyor. Neyse ki uzun bir takvim aralığı oluyor, zaten aksi mümkün değil! Festival için siz de kıyafet ve maske kiralamak isterseniz şehirde bir sürü seçenek bulabilirsiniz. Karnavala dahil olmadan önce programı mutlaka inceleyin ve unutmayın dünyanın dört bir yanından katılımcı alan bir karnaval bu yüzden biletinizi asla son zamanlara bırakmayın. Önceden temin edin.
Venedik Sanat Bienali, Mimarlık Bienali ve Film Festivali
Venedik Bienali iki yılda bir gerçekleştirilen ve 1895’ten beri düzenlenen dünyanın en köklü ve prestijli sanat etkinliklerinden. Bu bienali düzenleyen kurum Venedik Film Festivali ve Venedik Mimarlık Bienali’ni ve daha nice kültür sanat etkinliğini de üstleniyor. Tıpkı bizdeki İKSV gibi…Sanat bienali pandemiye kadar tek sayıda biten yıllarda 2 yılda bir yapılıyordu. 2023, 2025, 2027 gibi… Mimarlık bienaliyse arada kalan çift yıllarda. Ama covid döneminde programlar sarkınca bu tam tersine döndü. Ana sanat sergileri Arsenale ve Bienal Bahçeleri’nde düzenlenirken Film festivali Lido Adası’nda gerçekleşiyor.
Regata Storica
Her eylül ayının ilk pazar günü gerçekleşen Regata Storica, tarihi 14. yüzyıla dek dayanan bir kürek yarışı. Süslü püslü rengarenk gondolların geçit töreniyle başlayan festivalde prosfesyonel gondolcular hünerlerini de sergiliyor. Katılımcılar ayrıca 14-15. yüzyıldan kalma kostümlerle tam olarak bir nostalji yaşatıyor. Denk gelirseniz Büyük Kanal’daki köprülerde yerinizi erkenden almayı unutmayın.
Venedik’in Alamet-i Farikası Gondollar
Venedik birbirinden kanallarla ayrılmış, birbirinden hoş köprülerle birbirine bağlanan 118 adanın üzerine kurulu bir şehir. Ee adalardan oluşan bir şehirde yaşayınca, ulaşımın da deniz üzerinden sağlanması kaçınılmaz. Venedikliler asırlardır şehrin simgesi haline gelen gondollarla ulaşımlarını sağlamışlar, gondolculuğu da babadan oğula geçen bir meslek haline getirmişler. Gondolcular geleneksel olarak çizgili üstler giyiyorlar ve kuşaklı şapka takıyorlar. Çoğu gondolcu bu geleneği devam ettiriyor ancak bugünlerde bu bir kural değil çünkü bu işin kışı var soğuğu var. Eskiden gondolların üstü yağmura soğuğa karşı kabin şeklinde kapalıymış ve şehirde tek ulaşım aracıymış. Şimdi ise gondollar sembolik bir ulaşım aracı ve sadece bir turist aktivitesi olarak işlev görüyor. Hatta gerçek Venedikliler hayatlarında hiç gondola binmemiş bile olabilirler. O derece turistik diyelim siz anlayın. Bizdeki bir zamanlar adalarda olan faytonlar gibi.
Venedik’te Ulaşım: Vaporetto’lar ve Traghetto’lar
Venedik’te ulaşım bildiğiniz üzere biraz farklı. Şehir içinde ulaşım kanallar üzerinden Vaporetto’lar ile sağlanıyor. Vaporetto’ları su otobüsleri gibi düşünebilirsiniz. Büyük kanal üzerinden 22 farklı noktaya sefer düzenleniyor. Hepsi için duraklar bulunuyor. Yakınlardaki Giudecca gibi adalara da böyle ulaşım sağlıyorsunuz. “N” harfi ile belirtilen bir gece hattı da var. Su taksileri de yine değişik firmalarca uygulanan başka bir hizmet. Nostaljik gondollar da kısa mesafeler için mümkün ancak kesenin ağzını açmanız gerekir. Vaporetto’lara ek olarak bir de Traghetto’lar var. Traghetto genelde 10 kişinin altında yolcularla kısa mesafeli gondol ulaşımı olarak kullanılıyor. Bir nevi dolmuş gondol gibi düşünebilirsiniz. Kanallar arasında yol almak değil sadece karşıdan karşıya geçmek istiyorsanız çok daha uygun fiyatlı olan Traghetto’ları kullanabilirsiniz.
Venedik Yürüyerek Gezilir Mi?
Şehirde en çok kullanacağınız ulaşım yöntemi ise tabanvay yani yürümek. Hem çok keyifli hem de ücretsiz! Venedik’i bir ucundan bir ucuna yürüseniz en fazla 20-25 dakikanızı alır. Örneğin San Marco Meydanı’ndan tren istasyonu Santa Lucia 27 dakika yürüyerek.
Venedik’e Yoğun Sezonda Günübirlik Gelirseniz 5 Euro Ayak Bastı Parası Ödemek Durumundasınız
Evet 2024 yılında uygulanan plot günübirlik ücret tarifesi resmileşti. Ardık Nisan-Temmuz ayları arasında Venedik’e günübirlik geliyorsanız bu websitesi üzerinden 5 euroluk bir vergi ödemeniz gerekiyor. Eğer günübirlik değil kalmaya geliyorsanız zaten otel sizden konaklama vergisi alıyor o nedenle de ekstra bir daha ayak bastı parası ödemenize gerek yok. Fakat bu ödeme tıpkı Avrupa’daki toplu taşıma kontrolleri gibi kontrol ediliyor. Tesadüfen sizi kontrolör durdurur ve ödemenizi yapıp yapmadığını kontrol ederse cezası var.
Venedik’te Gezilecek Yerler Haritası
Haritayı zoom yaparak detaylı görüntüleyebilirsiniz.
Gezilecek Yerler
- San Marco Meydanı
- San Marco Bazilikası
- Palazzo Ducale
- Aziz Mark’ın Çan Kulesi
- St. Mark Saat Kulesi
- Ahlar Köprüsü
- Rialto Köprüsü
- T Fondaco dei Tedeschi
- Palazzo Contarini del Bovolo
- Museo Correr
- Marciana Kütüphanesi
- Accademia Köprüsü
- Mercatino dell’Antiquariato
- Fenice Tiyatrosu
- Libreria Acqua Alta
- Museo di Palazzo Grimani
- Riva degli Schiavoni
- Church of the Pietà
- Arsenale
- Parco delle Rimembranze
- Peggy Guggenheim Collection
- Accademia
- Santa Maria della Salute Bazilikası
- Squero di San Trovaso
- Campo Santa Margherita
- Chiesa Parrocchiale di San Pantalon
- Ca’ d’Oro
- Fondamenta de la Misericordia
- Ca ‘Macana Atelier
- Gianni Basso Stampatore
- Despar Teatro Italia
- San Giacomo di Rialto
- Mercato di Rialto
- Scuola Grande di San Rocco
- Burano
- Murano
- Torcello
- Lido
- San Giorgio Maggiore
- Giudecca
Yeme-İçme
- Suso
- Caffè Florian
- Terrazza Aperol
- Pizzeria L’Angelo
- Taverna Scalinetto
- Ristorante ai Barbacani
- Osteria alle Testiere
- Osteria Alla Staffa
- Dal Moro’s
- Farini
- Gelateria Gallonetto
- VizioVirtù
- Caffe La Serra
- Osteria Al Squero
- Bar Alla Toletta
- Pizza al Volo
- Osteria Ai Pugni
- Osteria Enoteca Ai Artisti
- La Bitta Venezia
- Ristorante Riviera
- Cantine del Vino già Schiavi
- Gelateria il Doge
- Vino Vero
- Ristorante Levante
- Oficina Ormesini
- Trattoria Bar Pontini
- Bar All’Arco
- WEnice
- Antico Forno
- Pasticceria Rizzardini
- Brunch Cafe
- H10 Palazzo Canova
- Ristorante Wistèria
- Il Mercante
1. San Marco’da Gezilecek Yerler
San Marco’da Nerede Kalınır?
– The St. Regis Venice $$$: Büyük Kanal manzarasına sahip çok şık bir otel. Etrafta gezinmek isterseniz de yürüme mesafesiyle pek çok turistik yere yakın. Otelin çok hoş bir terası da var.
– The Gritti Palace, a Luxury Collection Hotel $$$: Santa Maria Salute Kilisesi’nin yanında kalan oldukça hoş ve lüks bir otel. Restore edilmiş otelin hoş terasından manzara da şahane. Balayı için düşünülebilir.
– Palazzo Keller $$: Pek çok turistik yere yürüme mesafesinde kalan, güzel bir bahçesi ve hoş bir barı da olan otel seçeneği.
– Al Theatro Palace $$: Piazza San Marco’ya çok yakın, merkezi bir konumda, geniş odalar sunan bir otel. Kahvaltısı da beğeniliyor ve bir terası da bulunuyor.
1.1 San Marco Meydanı
San Marco ismini şehrin koruyucu azizi San Marco’da alan, Venedik’in en ünlü meydanı. Kentin hem sosyal hem dini hem de politik bir merkezi. San Marco Bazilikası, Çan Kulesi, Saat Kulesi, Palazzo Ducale gibi önemli ve güzel yapılar bu meydanda bulunuyor. Hem yerel halk hem de turistler için sosyal ve kültürel yaşamın kalbinin attığı yer.
Yaklaşık 180 metre uzunluğunda ve 70 metre genişliğindeki meydan 9. yüzyılda kurulmuş ve 1100’lü yıllarda günümüzdeki görünümünü almaya başlamış. Venedik’in en alçak noktası burası o nedenle de gelgit yaşandığı anda deniz yükselince sular altında kaldığı oluyor. Bu doğa fenomeni birkaç saat sürdüğünden şehri pek de etkilemiyor.
Kanatlı aslan Venedik’in sembolü. Bu sembolü meydandaki tüm önemli yapıların cephelerinde rastlıyorsunuz. Ayrca şehre sembolik giriş kapısı görevi gören iki sütundan birinin tepesinde de bir kanatlı aslan heykeli var. Diğerinde ise Venedik’in ilk koruyucu azizi Aziz Theodore’un heykeli var. Her ne kadar heykeller ve mozaikler zarar görmesin diye başarısız bir girişmle azaltılmaya çalışılsa da güvercinlerle dolu. İtalya’nın en eski cafesi ünvanına sahip olan Caffe Florian da burada. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
1.2 San Marco Bazilikası
Venedik’in sembol yapılarından biri San Marco Bazilikası koca bir meydana adını verebilecek güzellikte. Bizans Mimarisi’nin en güzel örneklerinden olan bazilika, üzerindeki işlemeleri, kıvrımları, kubbeleri, değişik kemerleri, detaylı ince işçiliğiyle gerçekten de meydanın göz bebeği.
Düka Sarayı’na bitişik ve onunla içten bağlantılı bazilika aslında ilk 828 yılında yapılıyor ancak 976’da çıkan isyanda bazı bölümleri yakılıyor ve yağmalanıyor. 978’de tekrar inşa edilen yapının tamamlanması ise 1092 yılını buluyor.
Başta 4. Haçlı Seferi sırasında Kostantinapolis’ten çalınan quadriga yani bronz at dörtlüsü olmak üzere içindeki sanat eserleri ve yaldızlı Bizans stili mozaikler görülmeye değer. Bu atlar bazilikanın üst katındaki sergi alanında sergileniyor. San Marco meydanını gören terasa da buradan çıkılıyor. Zaten siz de fark edeceksiniz ki bazilika üslup olarak bizim Ayasofya’ya çok benziyor zaten 4. Haçlı Seferi sırasında Kostantinapolis’i yağmalayan haçlılar Ayasofya’yı gördüklerinde kendi şehirlerinde de ondan ilham alarak bir bazilika yapmayı kafalarına koyuyorlar.
Giriş kapısındaki mozaik şehirde 13. yüzyıldan günümüze ulaşabilen tek mozaik örneği. Bazilika üzerindeki diğer işleme ve fresklerse genelde Eski Ahit’ten hikayeler anlatıyor. Özellikle de Aziz Markus’un bedeninin İskenderiye’den çalınışı ve Venedik’e getiriliş hikayesi çok kolay ayırt edilebiliyor. Peki biz bu bilgileri nereden edindik? Elbette böylesine önemli bir yapıyı rehbersiz gezemezdik. Bizim de katıldığımız, San Marco Bazilikası’nı ve Ducale Sarayı’nı birleştiren rehberli turu da buraya ekliyoruz. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
1.3 Palazzo Ducale
Venedik’in en önemli üç yapısından ikisi San Marco Bazilikası ve Rialto Köprüsü ise üçüncüsü de Palazzo Ducale. Süslü kemer ve sütunlarıyla Venedik Gotiği tarzda yapılmış olan Dükler Sarayı, Napolyon işgaline kadar Venedik Cumhuriyeti döneminde parlamentonun da evi olagelmiş. 10-11. yüzyıllarda kale olarak kurulmuş yapı yangından dolayı harap olmuş. 1100’lü yıllardaysa yeniden inşa edilmiş ve günümüze gelmiş.
Sarayın en büyük odası, 25 metre ile Avrupa’nın en büyük odalarından biri olan Büyük Konsey Odası. Her yerden bir detay çıkan etkileyici bir yer ancak asla bilmeyen gözlerle gezilmemesi gereken yerlerden. O şekilde gezerseniz size sıradan bir saraydan başka bir şey ifade etmeyecektir. O nedenle de yine rehber eşliğinde gezmenizi tavsiye edeceğiz. Ducale Sarayı’nı San Marco Bazilikası ile birleştiren rehberli tura bilet almak için tıklayın. Benim rehberli gezmeye zamanım yok derseniz de giriş biletinizi her türlü önden almaya bakın çünkü o sıralar beklemeye değmez. Ducale Sarayı giriş bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
1.4 Aziz Mark’ın Çan Kulesi (Campanile)
San Marco Meydanı’ndaki Aziz Mark Çan Kulesi yani Campanile aslında San Marco Bazilikası’nın 9. yüzyıldan kalma çan kulesi. Kule neredeyse 100 metre yüksekliğinde ve meydandaki en yüksek yapı. Kilise çanı olmasının yanı sıra bir zamanlar yangınlara karşı da uyarı çanı olarak kullanılıyormuş.
Yapının tepesine asansörle çıkarsanız şehrin en nefes kesici manzaralarından birini bulacaksınız. Kanallara, San Marco Meydanı’na, köprülere böylesine yüksek bir yerden bakmak şehrin bütününü görebilmek adına oldukça keyifli. Kule her gün ziyarete açık. 09.45’te açılıp 19.00’da ziyarete kapanıyor. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
1.5 St. Mark Saat Kulesi
15. yüzyılda inşa edilen saat kulesi de yine San Marco Meydanı’nda bulunan yapılardan. Rönesans ve Gotik mimari tarzlarının etkileyici bir birleşimi olan kuleyi oluşturan farklı bölümler taş işçiliği ve zarif detaylarla süslenmiş. En dikkat çekici detaylarından biri tepesindeki kanatlı aslan heykeli. Bu aslan aslında hem Venedik’in hem de şehrin koruyucusu Aziz Markus’un bir sembolü.
Bu saat yerel halka saati göstermekle kalmıyor yıllar boyunca hem ticarette hem de denizciler tarafından kullanılıyor. Zaten yerel saat diliminin belirlenmesi de hep bu saate göre yapılırmış. Yani herkesin referans noktası haline gelmiş. Kulenin tarihi eski olunca yaşanmışlıkları da öyle oluyor tabii. Günümüzde ise bir müze. Tepesine de çıkılabiliyor. Yalnızca cuma, cumartesi ve pazar günleri 14.00-16.00 saatleri arasında ziyaret edebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
1.6 Ahlar Köprüsü
Ahlar Köprüsü belki de tüm Venedik köprüleri içinde Rialto Köprüsü’nden sonraki en ünlü ikinci köprü. Köprünün ismi 19. yüzyılda verilmiş. Ahlar Köprüsü adını, Palazzo Ducale’de yargılanıp ömür boyu hapse mahkum edilen tutukluların, yan binadaki hücrelerine giderken son bir kez güzel Venedik manzarasına bakıp iç çekmelerinden alıyor. Yapısal olarak kapalı planlı, küçük pencereli ve ufak bir köprü. Dışardan bembeyaz mimarisiyle oldukça hoş görünse de hikayesiyle Venedik’in en hüzünlü köprüsü.
Köprünün en güzel fotoğraflanabildiği noktalar ise Ponte della Paglia veya Ponte de Canonica. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
1.7 Rialto Köprüsü
Venedik deyince akla gelen yapılardan biri olan Rialto Köprüsü, buranın zaman kapsülü gibi. Yüzyıllardır bir şekilde ayakta kalması köprüyü artık canlı bir arşiv kategorisine sokuyor. Rialto Pazarı’nın gelişmesiyle burada işlevsel bir köprüye ihtiyaç duyuluyor. Bir dönem ahşap şekildeymiş ve gemilerin geçebilmesi için hareketli bir yapısı varmış ama toplumsal olaylarda bu ahşap köprü yanmış. Onarıldıktan sonraysa, 1444’te gemi geçiş törenini izleyenlerin ağırlığını taşıyamayınca, yine hüsran.
1500’lerde geminin taş olarak inşa edilmesi gerektiği artık anlaşılıyor ve inşaya dair sunum önerileri topluyorlar. Palladio, Vignola gibi meşhur mimarların önerileri dahi bi çözüm olamıyor ve reddediliyor. Sonrasında Antonio de Ponte günümüzdeki taş kemerli köprüyü dizayn ediyor ve 1588’de yapımına başlanan köprü 1591’de tamamlanıyor. Köprü Istria taşından yapılmış sebebiyse taşın, suya ve değişen iklim koşullarına dayanıklılığı. Üzerindeki işlemeler Aziz Mark ve Aziz Theodore’yi simgeleyen Rönesans esintileri. Nerdeyse 32 metre uzunluğunda, 7.5 metre yüksekliğinde ve 8.9 metre genişliğinde.
Köprü üzerinde iki hat boyunca alışveriş dükkanları yer alıyor. Hatta üzerinde bu tip çarşı olan dünyanın 4 köprüsünden biri. (Diğerleri ise Floransa’daki Vecchio Köprüsü, Bursa’daki Irgandı Köprüsü ve Bulgaristan Lofça’daki Osma Köprüsü) Köprüye zarar vermemek amacıyla araç trafiğine kapalı sadece yaya yolu var. Her iki yakasında da dinlenebileceğiniz, bir şeyler yiyebileceğiniz dükkanlar var, açıkcası sosyal bir alan. Hem Venedik’in sembollerinden biri haline geldiği için hem de harika Büyük Kanal manzaralarını izleyebileceğiniz bir nokta olduğu için uğrak noktası. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
1.8 T Fondaco dei Tedeschi’nin Manzaralı Terası
San Marco Köprüsü’nin en kuzeyinde, Rialto Köprüsü’nün eteğinde yer alan çok katlı lüks bir alışveriş merkezi T Fondaco dei Tedeschi. Eskiden de postaneymiş. Genelde lüks mağazalar bulunuyor bir yandan elbette hemen her AVM gibi kahve yudumlayabileceğiniz alanları var. Ancak bunların hiçbiri burada ilgimizi çeken noktalar değil. Çünkü bu AVM’nin en şahane yeri terası! Teras için gelmeden önce online rezervasyon yapmanız gerekiyor, bu işlemi gitmeden evvel mutlaka halledin çünkü zaten seçtiğiniz zaman aralığında ziyaret hakkınız oluyor. Spontane bir şekilde geçerken yer bulmanız çok zor. Özellikle de gün batımı saatleriyse…Ücretsiz online rezervasyon yaptırdığınızda seçtiğiniz saat aralığında başlayan 15 dakikalık bir süreniz oluyor. Büyük Kanal’a çok güzel bir terastan kuş bakışı bakmalı bu fırsatı kaçırmayın deriz. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
1.9 Palazzo Contarini del Bovolo
Palazzo Contarini del Bovolo’nun salyangoz merdivenleri Venedik gezimizin en güzel sürprizlerinden oldu. Hayatımızda gördüğümüz en güzel merdivenler olabilir. Renkler şekiller bahçe her şey birbiriyle uyum içinde. Şaşırtıcı şekilde zarif ve göz alıcı saray en çok dıştaki kemerli sarmal merdivenleriyle tanınıyor; ki ismi de bu yüzden salyangoz anlamına gelen “Bovolo” konuyor. 15. yüzyılda mimar Giovanni Candi tarafından Contarini ailesi için inşa edilmiş.
Merdivenlerin en tepesinden Venedik’in çatılarını, Campanile’yi ve San Marco Bazilikası’nın kubbelerini gören manzarası şahane umarız restore edildiği bir vakte denk gelmezsiniz. Sarayı her gün 17.30’a dek gezebiliyorsunuz. İçinde süreli sergiler oluyor. Biz gittiğimizde çağdaş sanat sergisi vardı. Merdivenlerden çıkış biletinizi almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
1.10 Museo Correr
Venedik’teki 11 şehir müzesinden biri olan Museo Correr, San Marco Meydanı’nda yer alıyor. İçinde Venedik’in kültürel ve sanatsal tarihine dair değerli eşyalar sergileniyor. Müze 14. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına dek uzanan bir koleksiyonu içeriyor. Sizi resim, heykel ve değerli eşyalarıyla sosyo tarihsel bir gezintiye çıkarıyor. Venedik’i gezerken biraz daha etraflıca anlamak adına güzel bir müze. Bu müze için aldığınız bileti az sonra bahsedeceğimiz Marciana Kütüphanesi’nde de kullanabiliyorsunuz. Her gün 10.00-18.00 arası gezebilirsiniz. Cuma ve cumartesi günleriyse 23.00’e kadar açık. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
1.11 Marciana Kütüphanesi
San Marco Meydanı’nda yer alan kütüphane, İtalya’nın en eski halk kütüphanelerinden biri ve ülkedeki en eski el yazmaları da burada barınıyor. Tarihi 16. yüzyıla dek uzanan devasa kütüphanede, sayısı 1 milyondan fazla, aralarında nadir bulunanların da olduğu kitap, el yazması ve harita yer alıyor. Şehirde kaç gün kalacaksınız ve kütüphanede vakit geçirmek için ne kadar vaktiniz var bilemeyiz ama düşünsenize; Galileo Galilei, Titian, Veronese gibi isimler burada çalışmışlar. Gerçekten müthiş bir atmosfer. Hafta sonları maalesef kapalı, hafta içi ise 08.30- 18.30 saatleri arasında gelebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
1.12 Accademia Köprüsü
Büyük Kanal’ın üzerinden geçen 4 Venedik Köprüsü’nden biri olan ve San Marco bölgesini Dorsoduro bölgesine bağlayan Accademia, ilk olarak Alfred Neville tarafından tasarlanıp çelik yapıda inşa ediliyor. Sonrasında bu yapı yıkılıyor ve yerine taş köprü fikri baskın olmasına rağmen 1930’da ahşap bir köprü yapılıyor. Tehlikeli duruma geldiği için bu hali de yıkılıyor ve günümüzdeki köprü, 1985’te, eski hali referans alınarak hemen hemen aynı görünümde inşa ediliyor. Köprünün bulunduğu bölüm Büyük Kanal’ın en işlek ve geniş yerlerinden. Hal böyle olunca da deniz trafiği bol oluyor. James Bond’un bol aksiyonlu tekne ile takip sahnelerini aratmayacak manzaralara köprünün hemen ayağının yanındaki cafede doyabilirsiniz. Köprüden güzel fotoğraflar da çekiliyor. Özellikle de gün batımları ayrı güzel. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
1.13 Mercatino dell’Antiquariato Campo San Maurizio
Antika meraklılarını bu pazara alalım! Campo San Maurizio’da kurulan bu bit pazarı çok güzel ve farklı eşyalarla dolu. Pazarda fiyatlar elbette alacağınız şeyin değerine göre değişiyor çünkü gerçekten iyi parçalar da bulabiliyorsunuz. Vakit geçirmek ya da farklı bir yürüyüş için de oldukça elverişli. Yalnız pazar her hafta kurulmuyor. Yılın belli dönemlerinde kuruluyor. Websitesinden sizin gittiğiniz tarihlerde kurulacak mı diye kontrol edebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
1.14 Fenice Tiyatrosu
Fenice Tiyatrosu Venedik’in en köklü opera evi. Birkaç kere yangın geçirip kül olmuş ve her seferinde yeniden inşa edilmiş. İsmi de yanıp yeniden dirilmesiyle ortak bir noktaya sahip olduğu mit kuşu “Feniks” yani bizim kültürümüzdeki Anka kuşundan geliyormuş. Bizce buranın hakkı bir performans izlemeye gelmekle verilir ancak benim o kadar vaktim yok sadece sahnenin ve içerisinin görkemini görmek istiyorum derseniz sesli rehberli giriş bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
1.15 San Marco’dan Yeme-İçme Önerilerimiz
– Gelatoteca Suso: Venedik’in en ünlü Gelato yapan yerlerinden. Kapıdaki sıradan da burayı fark edebilirsiniz, önünde uzun kuyruğu görmeniz çok olası. Oturma alanı gibi bir seçenek bulunmuyor. Sıraya aldanmayın, mutlaka bekleyin. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
– Caffè Florian: San Marco Meydanı’nda 1700’lerden kalma işletme, İtalya’nın eski kafesi. Neobarok tarzıyla dikkat çekiyor ve Venedik havasını size hissettiriyor. Birazcık lüks, pahalı ve turistik. Atıştırmalık veya içecek bir şeyler tercih edebileceğiniz cafede canlı klasik müzik dinletileri de oluyor. Özetle köklü bir yeri deneyimlemek isterseniz tercih edebilirsiniz ama kesenin ağzını bir tık açmanız gerekiyor. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
– Terrazza Aperol: Tatlı meydanda ferah bir mekan. Akşamüstü sakin bir atıştırmalık molası ve güzel bir ortam için oldukça ideal. Cicchetti setleri şeklinde sipariş verebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
– Pizzeria L’Angelo: Sokak arasında, oturacak bir alan bulunmayan, minik, al götür şeklinde işleyen bir pizzacı. Bazen kuyruk olabiliyor. Pizza seçenekeleri geniş. Gözünüzün önünde hazırlanan pizzaları ayaküstü atıştırabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
2. Castello’da Gezilecek Yerler
Castello’da Nerede Kalınır?
– Ca’di Dio-Small Luxury Hotel $$$: Castello bölgesinden 5 yıldızlı bir otel. Spa hizmetleri de var. Kahvaltı açık büfe tercih edilmiş.
– Hotel Ai Cavalieri di Venezia $$: İyi konumlu, antika eşyalarla döşenmiş, tarihsel bir havası olan otel seçeneği. Otelin güzel bir açık alanı var.
– Hotel Colombina $$: Biraz klasik tarza kaçan mobilyalarla döşenmiş, St. Mark’ın çan kulesi ve Palazzo Ducale’yi gören üst kat odaları olan bir otel. Evcil hayvan misafir ediyorlar.
2.1 Libreria Acqua Alta
Libreria Acqua Alta, sadece Venedik’in tüm dünyanın en eşsiz ve popüler kitapçılarından. Venedik dolayısıyla da kitapçı sık sık su altında kaldığı için ismi İtalyanca’da “yüksek su” anlamına geliyor. Bu baskınlara rağmen ayakta kalmış kitapçı 2004 yılında Luigi Frizzo tarafından açılmış. İçinde 150 binden fazla kitabı ve kartpostllar, fotoğraflar gibi çeşit çeşit hatıralık eşyayı barındırıyor.
Kitapçıyı ilginç kılan özellik aslında kitapların size nasıl sunulduğu. Burada kitaplar klasik bir kitapçıdaki gibi raflarda değil gondolların veya küvetlerin içinde tutuluyor. Sebebi ise belli. Kitapları yerden yüksek tutup su baskınlarından korumak. Arka taraftaki avlusunda dinlenebilir, Instagram fotoğrafı noktalarında poz verebilir, keyifli kanal manzarasına dahil olabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.
2.2 Museo di Palazzo Grimani
Bir zamanlar Venedik Doçe’leri nasıl saray yavrularında yani palazzo’larda yaşarmış görmek için şehirdeki en güzel korunmuş yapılardan birisi Palazzo Grimani. 16. yüzyılda Grimani Ailesi tarafından inşa edilmiş saray şimdilerde süreli sergilerin yer aldığı bir müze. Fakat bu güzel yapı Rönesans Dönemi yapısının en can alıcı bölümü Grimani Ailesi’nin heykel koleksiyonunun sergilendiği Tribuna. Rönesans heykeltraş ustalarının eserlerini içeren bu küçük oda insanı adeta büyülüyor. Müzeyi pazartesileri dışında her gün ziyaret edebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
2.3 Riva degli Schiavoni
Venedik’in ünlü rıhtımlarından biri olan Rive degli Schiavoni, San Zaccaria vapur islekelesinden başlayıp uzunca devam ediyor ve yürüyüş yapmak için çok keyifli. Venedik’in binaları, gondolları ve tarihi atmosferiyle şehrin ruhunu hissebileceğiniz en ideal yerlerden. Yürüyüşün sonunda da San Marco Meydanı’na varıyorsunuz. Burano, Murano ve Torcello gibi çevre adalara giden teknelerin de kalkış yeri burası. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.
2.4 Vivaldi Kilisesi
San Zaccaria rıhtımını süsleyen en güzel yapı olan bu kilisenin aslında ismi bu değil. Bu ismi Vivaldi burada görev yaptığı için almış. İsmi Santa Maria della Pieta olan kilise mimari olarak pek çok restorasyona uğrasa da oldukça hoş. Kilisede Vivaldi konserleri veriliyor ve bunlardan birine katılmak bizce eşsiz bir deneyim. Bu kilisede bir Vivaldi eserleri konserine bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.
2.5 Arsenale
Arsenale Venedik’in zamanında deniz gücünün merkezi olarak kullanılmış eski tersane bölgesi. Şimdilerde ise iki senede bir gerçekleşen Venedik Sanat Bienali’nin ana mekanlarından biri. Aslında bu tersane kompleksi bölgesi ve tersane oldukça büyük .İçinde gemi yapımhaneleri, depolar bulunuyor. Tüm bölge, Venedik’i simgeleyen mimarisi ve tarihi önemiyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Çevresindeki kanallarda yürüyüş yapabilir ve bu korunmuş bölgeyi keyifle gezebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.
2.6 Parco delle Rimembranze
Parco delle Rimembranze bir pazar gününü gün batımını izleyerek geçirebileceğiniz sakin ve az turistik bir yeşil alan. Şehrin koşturmacasından kaçabileceğiniz huzurlu bir ortamı var. Burada güzel bir piknik yapabilir, doğayla içiçe yürüyebilir ya da sakince kitabınızı okuyabilirsiniz orası size kalmış. Şehrin dar sokaklarının üstüne size oldukça geniş gelecek! Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.
2.7 Castello’dan Yeme-İçme Önerilerimiz
– Taverna Scalinetto: Ricotta peynirli ve ıspanaklı raviolisini tadıp çok beğendiğimiz samimi İtalyan restoranı. Otantik bir ortamda oturmak ya da Venedik tarzı eski bir atmosfer isterseniz güzel bir seçenek. Biz Ravioli tercih ettik ve beğendik. Salı günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
– Ristorante Al Barbacani: Kanala açılan penceresi ile Instagram ünlüsü bir restoran. Fazlasıyla turistik ancak çok fotojenik. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
– Osteria alle Testiere: Venedik’in en sevilen deniz mahsulü restoranı. Hem atmosferi ile çok lokal bir yer hem de menüsünün lezzeti yerinde. Yalnız mutlaka websitesindeki takvimden rezervasyonunuzu yaptırmanız gerekiyor yoksa çok zor yer bulursunuz. Mevsiminde yani sonbahar ve ilkbahar aylarında, Venedik’in meşhur yumuşak kabuklu yengeci moeche’yi de deneyebileceğiniz yerlerden. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
– Osteria Alla Staffa: Deniz mahsülleri ile çeşitlilik içeren bir menüsü olan osteria. Öok büyük bir yer değil. Genelde dolu oluyor, özellikle akşam saatlerinde. Bu yüzden ayakta takılan insanlara denk gelebilirsiniz. Salı günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
– Dal Moro’s: Al götür yapabileceğiniz bir taze makarnacı. Pek çok makarna çeşiti olan bu yerden kağıt pakette makarnanızı alıyor, sonra da kanala karşı gondolları seyredip yiyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
– Farini: Şehrin en lezzetli fırını. Erken saatlerde açılan bu zincir fırın, otelinizde kahvaltı servisi yoksa taze kruvasanlar ve Focaccia’lar bulabileceğiniz bir yer. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
– Gelato Gallonetto: Şehrin en ünlü ikinci dondurmacısı. Bir oturma yeri falan bulunmuyor elde ister külahta ister kasede alıp çıkıyorsunuz. Genelde sıra oluyor ama yoğun saatlerinin dışında yakalarsanız ne ala. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
– VizioVirtù: Venedik’in ünlü çikolatacısı. Pek oturma alanı yok, genelde herkes uğrayıp ya ayaküstü atıştırıyor ya da paket alıp ayrılıyor. Pazarları kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
– Caffè La Serra: Serra dei Giardini gerçekten de bir seranın içinde yer alan bir cafe. Her yerde bitkiler var ve camdan gelen güneş ışığıyla siz de seradaki bitkiler gibi canlanıveriyorsunuz. Oldukça ferah bir yer, yanında tatlısıyla kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Serada bitkilerle ilgili bilgilendirici atölye ve etkinlikler de oluyor. Eliniz toprağa değmek isterse diye, haberiniz olsun. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
3. Dorsoduro’da Gezilecek Yerler
Dorsoduro’da Nerede Kalınır?
– Il Palazzo Experimental $$: Rialto Köprüsü’ne 20 dakikalık yürüyüş mesafesinde, kanala bakan keyifli bir bahçesi olan bir otel.
– Palazzo Veneziano – Venice Collection $$: Peggy Guggenheim Collection sanat müzesine yürüyerek ulaşabileceğiniz, bazılarının kendine ait teras ve jakuzisi bulunan odaları ve açık büfe kahvaltı sunan bir otel.
– Guggenheim Luxury Suites By Bricola Apartments $: Ferah döşenmiş, modern mobilyaları ve yüksek tavanıyla oldukça ferah bir daire seçeneği. Açık renkler tercih edilmiş ve tam donanımlı mutfağı var.
3.1 Peggy Guggenheim Collection
Dünyanın en ünlü sanat koleksiyonerlerinden biri olan Marguerite (Peggy) Guggenheim’ın kişisel koleksiyonunun bulunduğu Peggy Guggenheim Collection, Venedik’te mutlaka görmelisiniz diyeceğimiz müzelerden. Marguerite Guggenheim, meşhur Titanik kazasında ölen Benjamin Guggenheim’in kızı, Amerikalı bir işadamı ve sanat koleksiyoncusu Solomon R. Guggenheim’ın da yeğeni.
1980’de açılan müze, Büyük Kanal’da yer alıyor ve kendine özgü hoş mimarisiyle dikkat çekiyor. Koleksiyondaki eserler 20. yüzyılın önemli isimlerine ait. Buraya geldiğinizde Pablo Picasso, Salvador Dali, Andy Warhol, Jackson Pollock, Wassily Kandinsky gibi birçok önemli sanatçının eserlerini görebiliyorsunuz. Bu önemli isimlerin dışında koleksiyon genişlemeye ve bünyesine modern eserler katmaya devam ediyor. Müzede süreli özel sergiler de olabiliyor. Şansınıza pek çok sanatçıyı keşfetme imkanı bulabiliyorsunuz. Salı günleri kapalı oluyor ama diğer günlerde 10.00-18.00 arasında ziyaret edebilirsiniz. Peggy Guggenheim Collection giriş biletinizi online olarak alabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.
3.2 Gallerie dell’Accademia
Gallerie dell’Accademia, 18. yüzyıldan beri binlerce sanat eserinin sergilendiği, Venedik’teki prestijli sanat müzelerinden biri. Kısaca Accademia olarak da bilinen müze, Botticelli, Tiziano, Veronese, Tintoretto ve Canaletto gibi ünlü İtalyan ressamlarının eserlerine ev sahipliği yapıyor. Orta Çağ dönemine ait eski bir manastır binasında yer alan müzenin salonları da Rönesans mimarisinin güzel birer örneği. Tarih ve sanata meraklıysanız, müzeye vakit ayırmanızı tavsiye ederiz. Haftanın her günü 08.15-19.15 saatleri arasında açık. Yalnızca Pazartesi günleri 14.00’te kapanıyor. Bizim bu bölgedeki önceliğimiz Peggy Guggenheim Collection oldu ancak özellikle Rönesans sanatına ilgisi olanların es geçmemesi gereken bir müze. Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.
3.3 Santa Maria della Salute Bazilikası
Santa Maria della Salute Bazilikası, kısaca sağlık anlamına gelen “La Salute” olarak da bilinir. Oldukça etkileyici ve görkemli Barok mimarisiyle Venedik’in en güzel yapılarından biri. Bazilika, 17. yüzyılın sonunda büyük veba salgını sonrasında inşa edilmiş. İnşasında salgını önlenmesi gibi amaçlar var zira salgın Venedik nüfusunun 3’te 1’ini götürmüş. Sonrasında bazilikanın halkı salgından kurtaracağına inanılmış ve sağlık annesi Meryem Ana’ya adanmış.
Bazilika mimar Baldassare Longhena tarafından tasarlanmış. Barok tarzdaki yapı en çok merdivenle çıkılan ana girişi ve kubbesiyle dikkat çekiyor. İç mekansa sanat eserleriyle çevrili. Tintoretto, Titian, Veronese gibi birçok ünlü Venedikli ressam bazilikanın iç mekanını süslemek için çağrılmış. Ayrıca kubbe merdivenlerini çıkıp muhteşem Venedik manzarasını da seyredebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 23 numara.
3.4 Squero di San Trovaso
Squero di San Trovaso, Dorsoduro bölgesinde geleneksel bir gondol tersanesi. 17. yüzyıldan beri faaliyet gösteriyor ve ustalar geleneklere bağlı kalarak el yapımı gondollar üretiyor, tamir ediyor, süslüyorlar. Hala aktif kalan az sayıdaki tersaneden biri olan Squero di San Trovaso Venedik’in denizcilik tarihine bir pencere açıyor. Konum için tıklayın. Haritada 24 numara.
3.5 Campo Santa Margherita
Campo Santa Margherita Venedik’in Dordoduro’da yer alan, restoranlarla çevrili, canlı ve hareketli meydanlardan biri. Meydan hem yerel halkın hem de turistlerin buluşma noktalarından biri. Tabii konumu itibariyle bolca öğrenciye de rastlıyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 25 numara.
3.6 Chiesa Parrocchiale di San Pantalon
San Pantalon Kilisesi 17. yüzyılda inşa edilmiş Maniyerist ve Barok tarzında bir kilise. Kilise’nin iç mekanı güzel freskleriyle ünlü. En etkileyici olansa, Rocco Marconi tarafından yapılan ve kilise tabanının 445 metrekarelik alanını kaplayan büyük kubbe freski.
Bu fresk Aziz Pantalon’un mucizelerini tasvir ediyor. Kilise ayrıca Gian Antonio Fumiani tarafından yapılan “ Saint Pantolon’un Mucizeleri” serisine de ev sahipliği yapıyor. Venedik’in dini ve kültürel tarihini görmek için etkileyici bir kilise. Kiliseyi 10.00-12.30 ve 15.30-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz, cuma günleri hariç. Konum için tıklayın. Haritada 26 numara.
3.7 Dorsoduro’dan Yeme-İçme Önerilerimiz
– Osteria Al Squero: Ahşap klasik barıyla tarihi dokusunu koruyan, akşam üzeri veya iş çıkışında Cicchetti’leri için yereller tarafından da sevilen bir aperitif barı yani “cicchetteria”. Pazarları kapalı. Diğer günler 20.30’a dek, cumartesileri 15.00’e kadar açık. Biz çok sevdik. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
– Bar Alla Toletta: Taş duvarları ve ahşap sandalyeleriyle oldukça otantik ve samimi bir atıştırmalık barı. Sandviç çeşitleri fazla. Kahvaltı’da ya da gün ortasında burda bir mola vermek fena olmayabilir. Fiyatlar da makul. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.
– Pizza al Volo: İster dilim ister bütün pizzalar alabileceğiniz bir seçenek. Oturma seçeneği yok ve genelde kapısında sıra oluyor. En avantajlı noktalarından biri de gece geç saatte kapanıyor olması. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
– Osteria Ai Pugni: Lokal, küçük bir şarap evi. Pek çok cicchetti çeşidi de bulabiliyorsunuz. Biraz daha lokal, salaş, daha bar havasında. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.
– Osteria Enoteca Ai Artisti: Şık bir restoran. Modern döşenmiş ama gerek taş duvarlar gerek ambiyans Venedik havasını koruyor. Daha özenli ve sakin bir yemek isterseniz burayı tercih edebilirsiniz. Pazar ve pazartesileri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.
– La Bitta: Oldukça klasik döşenmiş, kültürel dokuyu yansıtan bir esnaf lokantası gibi diyebiliriz. Ev yapımı havasında yerel yemekler bulabilirsiniz. Tatlıları da beğenilenler arasında. Hafta sonları kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.
– Ristorante Riviera: Su kenarında, güzel liman manzaralı ve romantik bir mekan. Burada kesinlikle açıkhava kısmında oturmalısınız. Sunumlar şık detaylardan. Fiyatlar biraz yüksek gelebilir. Rezervasyon yapmanızı mutlaka öneririz. Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.
– Cantine del Vino già Schiavi: Cicchetti ve atıştırmalıkları taze ve lezzetli, lokal, salaş bir yer. Kitapçı gibi bir havası var. Tam ayaküstü takılmalık. Pazar günleri kapalı oluyor, cumartesileri 15.30, diğer günlerde ise 20.30’da kapanıyor. Yine de uyaralım biraz ne zaman açık ne zaman kapalı olduğu belli olmayan yerlerden. Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.
– Gelateria il Doge: Bölgenin sevilen Gelato’cusu. Oturma alanı bulunmuyor ve genelde önünde sıra oluyor. Sabah erken saatte açılıyor ve gece yarısına doğru kapanıyor. Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.
4. Cannaregio’da Gezilecek Yerler
Cannaregio’da Nerede Kalınır?
– Ca Zulian Venice $$$: Venedik ruhunu hissettiren çok hoş bir otel. Kanal manzaralı otelin bazı odalarında balkon yahut küvet gibi seçenekler de var. Otelin terası da vakit geçirmek için oldukça keyifli.
– Radisson Collection Hotel $$: Rialto Köprüsü, San Marco Bazilikası gibi yerlere yakın 5 yıldızlı bu otel, modern döşenmiş seçeneklerden. Bazı odaları bahçe manzaralı.
– Ca’ Bonfadini Historic Experience $$: 16. yüzyıldan kalma bir binada bulunan, dönem dokusunu yansıtan odaları olan bir otel. Kanal manzarası oldukça hoş ve dilerseniz odaya kahvaltı servisi mümkün.
4.1 Ca’ d’Oro
Büyük Kanal üzerindeki Ca’ d’Oro şehrin en ünlü gotik tarzlı saraylarından biri. Büyük Kanal’dan gelen geçenleri izleyebileceğiniz, Venedik Gotiği tarzındaki güzel balkonu ile zaten hemen dikkatinizi çekecektir. “Altın Ev” anlamına gelen Ca’ d’Oro, 1428-1430 yılları arasında Contarini ailesi tarafından yaptırılıyor. Tam adı ‘’Palazzo Santa Sofia’’ olan saray Rönesans Dönemi’nin önemli yapılarından biri. 1797’de Venedik Cumhuriyeti yıkılınca bir çok kez el değiştiriyor. 19. yüzyılda yeni sahibince restore edildikten sonra hükümete bırakılıyor.
Saray şu anda Titian, Bellini, Van Dyck gibi ustaların eserleri ile 15. ve 16. yüzyıllardan kalma sanat koleksiyonu ile bir bakıma Venedik’in zengin tarihine ve sanatsal mirasına ev sahipliği yapıyor. Güzel tarafı ise her ayın son pazar günü herkese ücretsiz olması. Sanatsever olun olmayın, bizce balkonundaki nefis Venedik manzaraları için bile gelinir. Konum için tıklayın. Haritada 27 numara.
4.2 Fondamenta de la Misericordia
Venedik’in en lokal yerlerinden bir Fondamenta de la Misericordia. Burada iş çıkışı barlarda bir şeyler yiyip içerek günün yorgunluğunu atan veya pazar günleri arkadaşlarıyla buluşan Venediklileri bulabilirsiniz. Kanal boyunca peş peşe sıralanan pek çok restoran, cafe ve bar bulunuyor. Aralarından önerilerimizi aşağıdaki yeme-içme bölümünde verdik. Konum için tıklayın. Haritada 28 numara.
4.3 Ca ‘Macana Atelier
Karnaval maskeleriyle süslü vitrini ile hemen dikkatinizi çekecek olan bu kaotik dükkan, 1984’den beri Venedik Karnavalı döneminde takılan maskeleri geleneksel yöntemlerle üreten Ca ‘Macana Atelier. İçerisi oldukça karışık, her yerden bir şeyler çıkıyor ancak tasarımlar çalınıp kopyalanmasın diye fotoğraf çekmek yasak. Siz de burada bir workshopa katılıp ünlü maskelerin nasıl yapıldığını, her maskenin anlamını, tarihsel arka planını öğrenebiliyor, kendi maskenizi tasarlayabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 29 numara.
4.4 Gianni Basso Stampatore
Gianni Basso Stampatore, ismini sahibinden alan, tipo baskı tekniğiyle kart, pul, etiket, kartpostal ve kartvizit gibi pek çok malzeme basan geleneksel ve nostaljik havasını da korumuş bir matbaa. Bu tatlı zanaat atölyesi hala Gianni Basso ve ekibiyle üretmeye devam ediyor. Hafta içleri 09.00-13.00, 14.00-18.00 saatleri arasında; cumartesi günü ise 09.00-12.00 saatlerinde açıklar. Pazarları ekip dinleniyor. Konum için tıklayın. Haritada 30 numara.
4.5 Despar Theatro Italia
Theatro Italia’nın önünden geçerken ellerinde alışveriş poşetleri olan insanlar size garip gelebilir ancak isminin tiyatro olduğuna aldanmayın burası aslında bir süpermarket. Eski bir tiyatro binası atmosferinde market rafları gezmek oldukça keyifli. Görüp görebileceğiniz en otantik bu süpermaket deneyimini sakın atlamayın. Konum için tıklayın. Haritada 31 numara.
4.6 Cannaregio’dan Yeme-İçme Önerilerimiz
– Vino Vero: Fondamenta de la Misericordia’nın sevilen duraklarından. Geniş bir menüleri yok ama atıştırmalıkları çeşitli. İçerde çok fazla alan yok ve dış kısımda da birkaç masa bulunuyor. Umarız birine boşken denk gelirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 23 numara.
– Ristorante Levante: Yine Fondamenta de la Misericordia’da, kanalın yanında, güzel bir manzaraya sahip sakin bir şarap evi. Mekanda aperatiflerin yanında daha doymalık seçenekler de bulabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 24 numara.
– Oficina Ormesini: Modern, şık bir ambiyansta yemek isterseniz güzel bir seçenek. Menüsü deniz mahsülleri ağırlıklı. Konum için tıklayın. Haritada 25 numara.
– Trattoria Bar Pontini: Kanalın kenarında yeşil beyaz çizgili sevimli tentesiyle göze çarpan, deniz mahsülleriyle ünlü bir trattoria. Deniz mahsüllü makarna favori. Pazartesi günleri kapalı oluyor. Konum için tıklayın. Haritada 26 numara.
5. San Polo’da Gezilecek Yerler
San Polo’da Nerede Kalınır?
– Hotel L’Orologio – WTB Hotels $$: Kimisi klasik kimisi modern döşenmiş odalarında ses yalıtımı, ışık kesen perdeler, tv, çay kahve makinesi, en suit banyo bulunan bir otel seçeneği.
– Ca’ della Scimmia $: Modern döşenmiş ve ahşap detaylar hakim bir daire seçeneği. İçinde tam donanımlı bir mutfak, çalışma alanı, oturma alanı var.
– La Finestra sulle Beccarie $: Ahşap detaylı, pastel tonlu, uygun fiyatlı bir otel. Modern eşyalarla ferah bir atmosferi var. Manzarası elbette güzel kanala bakıyor ve bazı odalarda teras bulunuyor.
5.1 San Giacomo di Rialto
Rialto Köprüsü’nün hemen yanında yer alan San Giacomo di Rialto, Venedik’teki en eski kilise olarak kabul ediliyor. Temeli muhtemelen 1097’de Rialto Pazarı’nın canlanmaya başladığı zamana dek dayanıyor ama net olmamakla beraber pek çok görüş var, bazı görüşler artık efsaneleşmiş diyebiliriz. Kilise, çan kulesi, dış cephesindeki 15. yüzyıldan kalma büyük saati ve kentteki son örneklerden sayılan Gotik revağıyla karakteristik bir mimariye sahip. Günümüzde kilisenin içinde Orta Çağ’a ait telli çalgıların sergilendiği küçük bir müze bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 32 numara.
5.2 Rialto Pazarı
Rialto köprüsünün hemen yakınında bulunan tarihi balık pazarı İtalya’nın en ünlü pazarlarından. Meyve, sebze, küçük hediyelikler bulabileceğiniz pazarın yıldızı deniz mahsülleri. Genelde yereller alışveriş için buraya gelip taze ürünler alıyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 33 numara.
5.3 Scuola Grande di San Rocco
Scuola Grande di San Rocco, Aziz Rocco’ya adanmış görkemli bir dini okul ve Rönesans döneminden kalma eserlerin yer aldığı bir sanat merkezi. Beyaz dış cephesi kadar içi de güzel. Heykeller ve mozaiklerle bezeli hoş bir mimarisi var. Burada konser ve sergi gibi birçok etkinlik oluyor. Sanatseverlerin değerlendirebileceği bir yer. Konum için tıklayın. Haritada 34 numara.
5.4 San Polo’dan Yeme-İçme Önerilerimiz
– Bar All’Arco: Bu minik dükkan Venedik’în en köklü mekanlarından biri ve şehrin en taze Cicchetti’lerini bulabileceğiniz yer. Hafta içleri erken saatte kapanıyor, öğlen ikiye dek açık, hafta sonları ise kapalı. Oturacak yer pek yok, herkes içeceği ve Cicchetti’leriyle genelde ayakta. Konum için tıklayın. Haritada 27 numara.
– WEnice – La Gastronomia Veneziana: Deniz mahsülleri sevenler için bir al götür seçeneği. Rialto Köprüsü’nün hemen orda, taze deniz mahsüllerini ya hemen sizin için kızartıyor, pişiriyorlar ya da soğuk seçenekleri deneyebiliyorsunuz. Kova şeklimde 3 boy bulunuyor. Akşam 20.00’ye dek açık. Konum için tıklayın. Haritada 28 numara.
– Antico Forno Venezia: Bölgenin en ünlü pizzacısı. Pizzalarının alt kısmı çok kıtır, üst kısmıysa pofuduk oluyor. Dilim olarak alabiliyorsunuz. Yalnızca elde alıp yiyebiliyorsunuz bir oturma alanı yok. Konum için tıklayın. Haritada 29 numara.
– Pasticceria Rizzardini: Venedik’in tarihi pastanelerinden. Hem kahveleri hem pastane ürünleri taze oluyor. Oturacak bir yer bulunmuyor ayakta atıştırabiliyor ya da yüksek masaları kullanabiliyorsunuz. Salı günleriyse kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 30 numara.
– Brunch Café: Venedik’te kahvaltıda hamur işlerinden biraz bunaldıysanız granola, eggs benedict veya ekmek üstü avokado gibi seçenekleriyle ideal bir yer. Konum için tıklayın. Haritada 31 numara.
– H10 Palazzo Canova Rooftop: Venedik’i ve kanalı seyretmek isterseniz yüksek ferah bir terası olan bir otel rooftopı. Konum için tıklayın. Haritada 32 numara.
– Ristorante Wistèria: Bu restoran ismini girişinde gölge yapan güzel sümbüllerinden alıyor. İçerisi modern döşenmiş, şık ve rahat. Michelin önerilerinde de yer alan bu restoranın bölgesel malzemelerden oluşan ve dönemsel olarak değişen bir menüsü var. Keyifli bir gastronomik deneyim için bu fine dining restoran iyi bir tercih olabilir. Çarşamba ve Perşembe günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 33 numara.
– Il Mercante: Il Mercante retro tasarımlı bir kokteyl bar. Size iki menü sunuyorlar biri klasiklerden oluşurken diğeri bölgesel lezzetlerle yorumlanmış seçeneklerden oluşuyor. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 34 numara.
6. Venedik Lagünü’nde Gezilecek Diğer Yerler
6.1 Burano Adası
Burano Adası her Venedik seyahatinin olmazsa olmaz durağı. Bizce mutlaka ama mutlaka gelmişken gitmeniz gereken bir yer. Hem rengarenk evleri hem de dantel işçiliğiyle öne çıkıyor. Gerçekten de rengarenk bir dünyada geziniyorsunuz. Evlerin renkli olmasının nedeni sisli zamanlarda denizden dönen balıkçıların evlerini kolaylıkla bulması için deniyor ama başka rivayetler de var. Alkollü eve dönen halkın evlerini karıştırmaması gibi… Sebebi her neyse, bu renkliliğin şehri canlı kıldığı ortada!
Sokaklarındaki ve meydanlarındaki bolca restoran ve kafeleri de bu canlılığı katlıyor. Bolca fotoğraf çekmek için buraya gelmek isterseniz Venedik’ten kalkan tekne turlarıyla kısa sürede ulaşabiliyorsunuz. Burano ve Murano adalar tekne turuna bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 35 numara.
6.2 Murano Adası
Murano, Venedik Lagünü’nün dünyaca ünlü cam üretimi ile ünlü adası. Venedik’in 1.5 kilometre kuzeyinde yer alıyor. Adada Orta Çağ’dan beri cam ustalarının atölyelerinin olduğu bir yer. O zamandan bu zamana halk için cam üretimi de bir gelenek haline gelmiş ve nesilden nesile ustalarca aktarılmış. Burada atölyeleri gezip siz de bu zanaata yerinde görebiliyor, hediyelik eşyalar satın alabiliyorsunuz. Turla gelirseniz, cam ustalarının ustalıklarını sergiledikleri show’ları da izleyebilirsiniz.
Yalnız aldığınız ürünün Murano camı sertifikası olduğuna dikkat edin. Taklitçilik her yerde var. Burano gibi Murano’ya da Venedik’ten düzenli kalkan tur tekneleri ile ulaşabilirsiniz. Zaten çoğu tur iki adayı birleştiren bir program sunuyor. Burano ve Murano adalar tekne turuna bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 36 numara.
6.3 Torcello
Torcello Venedik’teki en eski yerleşim kalıntılarının bulunduğu yer. Aslında Venedik’in asıl tarihi yeri bu ada. 452’de Hun akınlarından kaçanlar Torcello’ya ayak basıp burada yerleşim kurmuşlar ve ticaretle gelişmişler. Daha sonra salgın hastalıklarla nüfusu erimiş ve adadaki yerleşim de kaderine terk edilmiş. Yine de çok az bir nüfusla da olsa adada yaşam sürüyor. Kendi halinde, yemyeşil, tarihi yapı kalıntılarının bulunduğu, sakin bir adacık. Adeta huzur adası. Fondamente Nuove’den kalkan teknelerle ulaşım sağlayabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 37 numara.
6.4 Lido Adası
Venedik’e bağlı bu uzun ince ada en çok Venedik Film Festivali’nin gerçekleştirildiği yer olmasıyla ve plajlarıyla ünlü. Her yıl dünya çapında oyuncu ve yönetmenleri ağırlayan ada yazın sıcaktan ve turist kalabalığından kaçan Venedikliler için bir kaçış noktası oluyor. Burada halk plajlarından ücretli plajlara çok fazla seçenek var. Eğer yazın Venedik’teyseniz bir gününüzü burada plaj keyfi yapmaya mutlaka ayırın deriz. Lido’ya ulaşmanın tek yolu vaporetto’ya binmek. Lido’ya S. Marco-San Zaccaria “F” limanından tekneler kalkıyor. Lido’daki tüm plajların bilgisine buradan ulaşabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 38 numara.
6.5 San Giorgio Maggiore
San Giorgio Maggiore adası San Marco ve Castello bölgesinin güneyinde kalan Giudecca adasının doğusunda yer alıyor. Ada en çok aynı isimdeki kilise ve çan kulesiyle tanınıyor zaten oldukça da küçük bir ada. Ünlü kiliseyi 16. yüzyılda, yine ünlü İtalyan mimar Andrea Palladio inşa ediyor. Yüksek kubbesi ve zarif sütunları Palladio tarzının güzel örneklerinden. Çan kulesi 1467’de yapılmış ama sonra çökmüş ve 1774’te yeniden inşa edilmiş. Kiliseye giriş ücretsiz ama manzaraya bakmak için çan kulesine çıkmak isterseniz ücret ödüyorsunuz. San Giorgio Maggiore adasına da ulaşmanın tek yolu vaporetto’ya binmek. Piazzale Roma ve San Marco San Zaccaria durağından kalkan 2. hatlı vaporetto ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 39 numara.
6.6 Giudecca
Giudecca Venedik’in en güzel adalarından biri. Sessiz sakin atmosferiyle ve uygun konaklama opsiyonlarıyla bilinen Giudecca’ya Venedik’ten kısa bir vaporetto yolculuğuyla ulaşabiliyorsunuz. Biraz daha sakin vakit geçirmek isterseniz Giudecca dingin bir tercih. Konum için tıklayın. Haritada 40 numara.
3 Günlük Venedik Gezi Rotası
1. Gün: San Marco Bölgesi’nde Venedik’in Olmazsa Olmazları
Oteliniz kahvaltı servisi vermiyorsa güne Farini’de bir şeyler atıştırarak başlayıp soluğu şehrin ikonik meydanı San Marco’da alın. San Marco Bazilikası ve Palazzo Ducale’yi rehberli turla gezip Campanile’ye çıkıp şehre kuşbakışı baktıntan ve Ahlar Köprüsü’nü fotoğrafladıktan sonra mola için bütçenize de uygunsa Caffe Florian’da bir kahve için.
Günün ikinci yarısını ilgi alanınıza göre ister Museo Correr ve Maricana Kütüphanesi gibi müzeleri gezin ister San Marco’nun birbirine güzel köprülerle bağlanan labirent gibi sokaklarında kaybolun. Eğer ikinci şıkkı seçerseniz ki bizce çok daha cazip, San Polo bölgesinde 14.30 a kadar açık olan Bar All’Arco’da ayak üstü Cicchetti atıştırın veya WEnice – La Gastronomia Veneziana’da kızarmış deniz mahsüllerine doyun.
Akşam üzeri rezervasyon yaptırdığınız saatte t fondaco Rooftop Terrace’da Büyük Kanal’ı izlemeye çıkın. Sonra aşağı inip kanala bir de Rialto Köprüsü’nden bakın ve gün batımında gondola binin. Akşam yemeğinin üzerine Suso’da bir dondurma patlatmayı unutmayın.
2. Gün: Castello ve Dorsoduro’da Lokal Takılmaca
İkinci güne kiliselerle dolu sokakları ve şirin meydanları ile Castello’yu keşfetmekle başlayın. Libreria Acqua Alta ve Museo di Palazzo Grimani mutlaka listenizde olsun. Ardından Palazzo Contarini del Bovolo’nun salyangoz merdivenlerine çıkıp şehre farklı bir açıdan baktından sonra Accademia Köprüsü’nden Dorsoduro bölgesine geçin.
Yemek molasını Campo Santa Margherita’da verip sanat zevkinize göre ister Peggy Guggenheim müzesini ister Accademia müzesini isterseniz ikisini de gezin. Son olarak Santa Maria della Salute Bazilikası’nı da gördükten sonra günü Dorsoduro kıyılarında, Osteria Al Squero’dan al götür yapabileceğiniz Cicchetti’ler ile güneşi batırın.
3. Gün: Burano & Murano Adaları Tekne Turu ve Cannaregio Keşifleri
Son güne Rive degli Schiavoni’den kalkan Burano ve Murano adalar turuna çıkarak başlayın. Tur önce Murano’ya sonra Burano’ya gidip Venedik’e geri dönerek zaten yarım gününüzü alacak.
Günün diğer yarısını ise Venedik’in en lokal bölgelerinden biri olan Cannaregio keşiflerine ayırın. Burada Ca’ d’Oro’yu gezip, Despar Theatro Italia’yı görüp, Ca ‘Macana Atelier’nin de olduğu Rio Terà San Leonardo’yu yürüyüp rotayı Fondamenta de la Misericordia’da sonlandırın. Burada sıra sıra dizili barlarından birine oturup keyif yapın.
Emeğinize sağlık, bütün gezi rotalarım için ben de sizin sitenizden yararlanıyorum ve işimize yarayabilecek her türlü bilgi mevcut gerçekten çok büyük emek. Çok teşekkürler hepsi için.
Merhaba,
Venedik, Milan, Barselona, Floransa tüm şehirler için sizin haritalarınızdan faydalandık. Turla değil kendimiz gitmeyi sokak sokak gezerek toplu taşımasını kullanarak gezmeyi daha çok seviyoruz. Sayenizde, evet sayenizde diyorum çünkü bu yazılarınız ve haritalarınız sayesinde en max verimle tatilimizi geçirdiğimizi düşünüyoruz. Zaman yönetimi, görülüp geziler yer sayısı, tadına bakılan lezzetler açısından baktığımızda bu sayfa olmasaydı birçok seyi kesinlikle kaçırmıs olacaktır. Özellikle vurgulamanız olmazsa olmazlar, hersey her bilgi için emeğinize sağlık, çok teşekkür ederiz.
Sevgiler
Merhabalar bu güzel yorumlarınızı okudukça daha çok çalışmak için motive oluyoruz asıl biz teşekkür ederiz :)))
Merhaba, Murano ve Burano adaları ziyareti için öncesinde tur ayarlamak gerekli mi yoksa Venedik’e vardığımızda orada da tur ayarlama şansımız olur mu?
Merhaba elbette de orada ayarlanabiliyor ama çok popüler turlar olduğundan ve teknelerin de bir kapasitesi olduğundan gitmek istediğiniz güne turun dolmuş olması durumu yaşanabiliyor. O nedenle de gitmeden önce bir gün belirleyip almanız daha garanti olur.
Merhabalar.Venedik’e gidecek olanlar hırsızlardan yankesicilerden kendinizi çok ama çok koruyun.15 kişilik gruptuk dar sokaklardan arka arkaya yürüdüğümüz halde 3 kişinin sırt çantalarını açmışlar mağlesef bir arkadaşın cüzdanını almışlar.sırt çantalarınızı önünüze koyun.İyi gezmeler Venedik harika bir yer.
Merhaba!
Online alacağımız biletlerde giriş saati seçmemiz gerekiyor. Bileti aldığımız giriş saatinde girmek zorunlu mu yoksa esnek davranabiliyor muyuz? Teşekkürler
Merhaba kendi saatinizde gitmeniz bekleniyor ne yazık ki.
Merhaba,
Baktım ama göremedim sanırım. Yazı tarihi tam olarak nedir acaba?
bir de toplam maliyet bilgisi nedir?
Teşekkürler.
Merhaba yazımız bu sene Mayıs ayına ait 🙂
Emeğinize sağlık
Bu rehber, Venedik’e olan ilgimi artırdı ve şehri ziyaret etmeyi düşündüğümde bu önerilere başvuracağım. Ayrıca Venediği görme planı olanlar mümkünse karnaval tarihlerine denk getirsinler pişman olmayacaklar. Ayrıca Yazarın samimi üslubu ve kişisel deneyimleri, makaleyi daha da etkileyici kılmış. Emeği geçen herkese teşekkür ederim!