MÜNİH’TE OKTOBERFEST REHBERİ – KRİTİK PLANLAMA ÖNERİLERİ VE TÜYOLARIMIZ

3 gün 3 gece düğün yapmak abartılı geliyorsa 2 yüzyıldır süren kutlamalara ne demeli? Yanlış duymadınız, ta 17 Ekim 1810’da gerçekleşen Alman veliahtı Veliaht Prens Ludwig’in düğünü bugün tüm dünyayı Münih’e getiren, birçok biraseverin ölmeden önce yapılacaklar listesine giren bir festivale dönüşmüş. Tabi düğün bahane, dev çadırlarda bağıra çağıra şarkı söyleyip tanıdığın tanımadığın herkesle bardak tokuşturmak şahane. Oktoberfest, sadece bir festival değil, Bavyera kıyafetleri ve geleneksel yemekleriyle Alman kültürünün ve geleneklerinin de bir şöleni, Avrupa’da Alman mirası olan birçok başka yerde de kutlanıyor. Mesela Romanya’daki Oktoberfest‘e de katılabilirsiniz.

İsmi her ne kadar Oktober yani “Ekim Festivali” olsa da her sene eylül ortası başlayarak ekimin ilk haftasına uzanan bir programa sahip. Bunun nedeni ise ekim ayının Bavyera bölgesinde oldukça soğuk geçiyor olması. Her sene ortalama 16 gün boyunca sadece Bavyera’da üretim yapan bira üreticilerinin devasa çadırları festival alanında kuruluyor ve şehir milyonlarca turist katılımı ile yılın en kalabalık dönemini yaşıyor. Eğer bu dönemde Münih’e gelmeye niyetlenirseniz, veya sadece Oktoberfest ayağına Münih’e gelecekseniz, her şekilde Münih’te Gezilecek Yerler yazımızı ve Oktoberfest planlamalarınızı kolaylaştıracak bu rehberimizi okumayı unutmayın.

Nedir Bu Oktoberfest?

Oktoberfest’in Tarihi ve Bavyera Kültüründeki Yeri

Oktoberfest, Bavyera’nın veliaht prensi Ludwig ve Saxe-Hildburghausen Prensesi Therese’nin 12 Ekim 1810’da gerçekleşen evliliğini kutlayan halkın ortaya çıkardığı bir şehir festivali aslında. Elbette işin içinde politik bir amaç, arka planda kalmış fakat gidişatı değiştiren aktörler, halkla ilişkisini geliştirmeye çalışan bir hanedan ve Oktoberfest’in mihenk taşı olan o “at yarışı” var!

Öncelikle zaten takvimlerin 12 Ekim’i göstermesi tesadüf değil, Prens Ludwig’in babası Maximilian I Joseph’in isim günü o gün. E krallık da Napolyon Savaşları’ndan sonra halkta ulusal ve kültürel kimliği pekiştirmek için yer arıyor, daha iyi bir fırsat olabilir mi demişler, yapmışlar düğünü. Hemen ertesi günden başlayarak halkın da dahil olduğu beş gün beş gece sürecek kutlamalar yapılmış. Bu kutlamaların içinde tiyatrolar da var, müzik de dans da… Kilolarca pretzel, sosis, peynir, şarap ve bira (bu noktaya daha sonra da değineceğiz) halka dağıtılmış. Sokaklar süslenmiş, her yere ışıklar asılmış. Öyle ki önde gelen soylular birbirleriyle yarışıyorlarmış kim evini daha güzel süsleyecek diye. Oktoberfest’in Oktoberfest olmasında önemli bir dokunuşu var diyeceğimiz Trentolu İtalyan bankacı Andreas von Dall’Armi de onlardan biri. At yarışı fikrinin kimden çıktığı şaibeli olsa da tarihçiler bu fikrin ya ondan ya da Franz Baumgartner isimli kişiden çıktığını söylüyorlar. Andreas von Dall’Armi seçeneği bizce şöyle mümkün, İtalya’nın Siena başta olmak üzere çoğu şehrinde yüzyıllardan beri geleneksel at yarışları yapılıyor. Franz Baumgartner da mantıklı çünkü yarışta birinci olan at onun 🙂

Krala sunulan bu at yarışı fikri onun da hoşunda gitmiş olacak ki 17 Ekim 1810’a gelindiğinde çayırlık bir bölgede 3370 metre uzunluğunda, 3 turdan oluşan bir yarış düzenlenmiş. Halk da bu sırada daha kenarda, Sendling tepesinde. Bir yandan at yarışını izlerken bir yandan da üstünkörü oluşturulmuş standlardan bira alıp bir şeyler atıştırıyorlarmış. Yarış bittikten sonra Kral Maximilian I Joseph birinci olana altın verirken yarışın düzenlendiği alana da Therese’nin Çayırı anlamına gelen “Theresienwiese” adını vermiş. Gelinine hoş bir hediye.

Bu at yarışı halk arasında o kadar büyük bir heyecan yaratmış ki ertesi yıl bir daha düzenlenmiş, sonra bir daha, bir daha derken iki asırlık bir Bavyera geleneği haline gelmiş. Tabii at yarışları zamanla düzenlenmez hale gelmiş ve günümüze kadar gelememiş ama panayır alanı daha da genişleyip Theresenwiese’e yayılmış ve en önemlisi bira üreticileri işin içine girmiş. Bavyera biralarının sadece su, arpa ve şerbetçi otundan yapılmasını zorunlu kılan 1516 tarihli yasa Reinheitsgebot’a (Alman Saflık Yasası) uyarak sunulmak zorunda olan Bavyera biraları Oktoberfest’i olmazsa olmazı haline gelmiş.

O zamandan bu zamana her yıl 6 milyonu aşkın katılımcısı ile Oktoberfest’in hikayesi işte bu şekilde başlamış. İlk başta Bavyeralılar arasında ulusal kültürü pekiştirmek için düzenlense de günümüzde her milletten insanın eğlendiği, çeşit çeşit çadırların kurulduğu ve litrelerce biranın tüketildiği dünya çapında ünlü, ölmeden önce listelerine alınan bir şehir festivali.

Oktoberfest Planlaması Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Geldik Münih’e Oktoberfest için geleceklere veya gelmişken Oktoberfest’e de denk gelenlere tüyolarımıza. Oktoberfest’e bizzat katılmışlar olarak biz aklımıza gelenleri burada sıralıyoruz ancak her türlü ekstra de bilgiyi websitesinden alabileceğinizi de unutmayın.

Oktoberfest’e Katılım Ücretli / Biletli Mi?

Öncelikle şunu kesinleştirelim Oktoberfest giriş bileti veya ücreti gibi bir şey yok. Tamamen halka açık, kapısı bile olmayan bir fuar alanı düşünün. Geliyor ve kalabalığa karışıyorsunuz. Yalnız büyük çadırlarda yer bulmak çoğu zaman imkansıza yakın oluyor. Bu nedenle de yerinizi garantileyebileceğiniz bir rezervasyon sistemi getirmişler hepsi bu. Yani masanız garanti olsun istiyorsanız ancak belli bir ödeme yapıyorsunuz. Bu seçenek de çok çabuk tükeniyor. Yani aslına çadırlara ilk gelen yeri kapıyor mantığı işliyor.

Oktoberfest Çadırlarında Yer Bulmak

Normalde çadırlarda masa rezervasyonları ilan edilen tarihte bu siteden satışa açılıyor ve açıldığı gibi de tükeniyor o nedenle de bu noktada ilk gelen yeri kapar mantığı işliyor. Özellikle de popüler üreticilerin unutulmaz eğlence garantili çadırlarında yerler saniyesinde tükeniyor. Fakat rezervasyonu öyle sadece kendinize, eşinize kadar yapamıyorsunuz. Tüm masayı yani en az 8-10 kişilik bir yeri rezerve etmeniz gerekiyor. Yani rezervasyon seçeneği aslında arkadaş grubunuzla kalabalık olacağınız Oktoberfest macerası dışında mantıklı değil.

Eğer buradan arkadaş grubunuza bir masada yer kapamazsanız, tek çare festival günleri çadırların açıldığı anda (hafta sonları 09.00, hafta içleri 10.00) koşarak en kötü 11’den önce gidip biraz kapıda bekleyerek yer kapmak olacaktır. Aksi halde saat öğlen 12 oldu mu hiç şansınız kalmıyor. O saatten sonra çadırlarda yer bulamaz ama çadırları çevreleyen açık alanda yer bulabilirsiniz. Eğer akşam gelirseniz, ona da yer bulamaz ve festival alanında yiyecek standları ve lunapark atraksiyonları ile yetinmek durumunda kalırsınız. Bizce Oktoberfest ruhu çadırlarla sınırlı değil elbette ama çadırlara giremedikten sonra da en güzel eğlence ortamından mahrum kalmış oluyorsunuz orası kesin. Çünkü çadırlar içindeki eğlence canlı müzik ve insanların coşkusu ile dışarıdakine göre apayrı bir seviyede oluyor. Hangi çadırda ne bulmayı bekleyebiliriz derseniz sizi bir sonraki maddeye alalım.

Oktoberfest’te Her Sene Kurulan Çadırlar ve Özellikleri

Oktoberfest’in malum en bilinen özelliklerinden biri kurulan devasa çadırları. Devasa diyoruz çünkü bu çadırların çoğunda kapasite 2.000-10.000 kişi bandında. Epey büyükler. Toplam 14 tane olan bu koca çadırlara ek olarak daha ufak ölçekli küçük çadırlar da kuruluyor ama şimdilik yazımızda sadece büyük olanlara odaklanıp onların özelliklerini anlatacağız.

Resmi sitede hem Oktoberfest’i hem de iki büyük çadır hariç (Käfer Wiesnschänke ve Weinzelt) tüm çadırları kesin şekilde rezervasyonsuz ziyaret edebileceğinizi söylüyorlar. Fakat bir masayı kapatacak kadar kalabalık bir grup gidiyorsanız, elbette rezervasyon seçeneğini değerlendirin deriz. Her çadır için randevu yapılması önerilen aylar ve randevu için özel linkler de var. Çadırların kendi sayfasında bulabilirsiniz.

Çadır İsmi

Favorimiz

Kapasite

Özelliği
Armbrustschützenzelta 7460 kişi Crossbowmens’ tent diye de bilinen bu çadır diğer çadırlara nazaran daha sakin ve geleneksel bir atmosfere sahip. 1990’dan itibaren ​​Inselkammer ailesi işletiyor. Adının da yansıttığı gibi arbalet temalı. Hatta Bavyera Oktoberfest Arbalet Yarışması da içinde düzenleniyor. Yemek menüsü de var.
Augustiner-Festhalle 8566 kişi Oktoberfest’in en önemli çadırlarından biri. Kendisi geleneksel dekorasyonu ve müziğiyle Münih’in en eskilerinden. Birkaç renovasyon geçirse de 1926’dan beri aynı görünümde. Akşam saatlerinde yer bulmak daha olası. Çocuk yemekleri uygun fiyatlı fakat menüsü biraz pahalı.
 

Bräurosl

 

8250 kişi Oktoberfest’in en büyük çadırlarından biri. İsmini at üstünde bira içmesiyle tanınmış Psorr Ailesi üyesi bir kadından alıyor, girişte de onun fotoğrafı var. 83 yıl aynı aile tarafından işletildikten sonra 2022’de el değiştirmiş.
Fischer-Vroni 3872 kişi Büyük çadırların arasında en küçük kalanı. Geleneksel bir yiyecek olan Steckerlfisch’i (ızgarada pişirilen şişte balık) satan tek çadır. Atmosferi zamanla gelenekselden parti moduna kaymış. Özellikle Prosecco Monday isimli gün sebebiyle LGBTQ+ üyeleri tarafından epey talep görüyor ve çadır dolup taşabiliyor.
Käfer Wiesnschänke 3264 kişi Oktoberfest’in geneline göre daha pahalı bir menüye sahip olduğu için “jet sosyete” çadırı diye anılıyor. Rezervasyonunuz yoksa sadece dışarıdaki bira bahçesine oturabiliyorsunuz. Tasarımı bir çadırdan ziyade Alp’lerdeki lüks restoranlara benziyor.
Hacker-Festzelt 9378 kişi En popüler çadırlardan biri. Ayrıca Oktoberfest’te coşkulu ve enerjik bir atmosfer arıyorsanız tam sizlik. Daha genç bir ziyaretçi kitlesi var, bu sebeple şarkılar ve atmosfer bundan etkileniyor. Menüsü de oldukça çeşitli, fiyat-performans açısından verimli.
Hofbräu-Festzelt 10040 kişi Dışarıdan Hofbräuhaus am Platzl’a benziyor ama içi de bir o kadar etkileyici. Tavanı şerbetçiotlarıyla kaplanmış, ayrıca iç mekanda ayakta durma alanı da sadece bu çadıra mahsus. Özellikle uluslararası ziyaretçilerin buluşma noktası. Gündüzleri daha sakin ama akşamları parti moduna geçiyor.
Löwenbräu-Festzelt 8478 kişi En çok turistler tarafından tercih edilen çadırlardan biri. Müzik geceleri tamamen İngilizce şarkılara dönüyor. İmza özelliklerinden biri ise girişinde bulunan kocaman aslan figürü.
Marstall-Festzelt 4368 kişi Geleneksel Oktoberfest atmosferinden uzak bir çadır. Daha orta yaşlı kesimin favorisi. Rezervasyon konusunda epey katılar hatta bu yüzden Münih şehir yönetimi bile olaya el atmak durumunda kalmış. Menüsüne de otantik lezzetler pek yok ve normale kıyasla daha pahalı.
Ochsenbraterei 7550 kişi Ochsensemmel isimli öküz etli sandviçi özellikle popüler. İkonik, kıvrımlı bir dış cephesi ve mavi-beyaz renklerin hakim olduğu bir dekorasyonu var. Geleneksel müzikler çalıyor. Daha çok öğle saatlerinde kalabalık, akşamları daha sakin oluyor.
Schottenhamel-Festhalle 9029 kişi En köklü ve en popüler çadırlardan biri. Aynı zamanda gençlerin de göz bebeği. Günün erken saatlerinde daha dingin olsa da akşamları, özellikle ışıklandırmasıyla, tam bir parti çadırına dönüşüyor. 1950’de başlayan Münih Belediye Başkanı’nın ilk fıçıyı açma geleneği de buradan çıkmış.
Schützenfestzelt 6278 kişi Atış yarışmaları ve otantik kıyafet kortejiyle bilinen bir çadır. Birkaç farklı kısımdan oluşuyor. Merkez koridor daha hareketli ve genç bir atmosfere sahipken yan kısımlar daha sakin. Menüsünde şarap da mevcut olan ender yerlerden.
Weinzelt 2535 kişi Oktoberfest’in şarap odaklı tek büyük çadırı. Ayrıca akşam 9’a kadar Weißbier denen buğday birasını servis ediyor. Müzik seçkisi parti şarkılarından oluşuyor.
Winzerer Fähndl
8398 kişi Oktoberfest’te Alman hitlerinin adresi. Öğle saatleri sakin fakat akşamları büyük bir gece kulübüne dönüyor desek yeridir. Ayriyeten kendisi zamanında festivalin ilk küçük bira çadırlarındanmış ve küçük standların da büyüyebileceğinin timsali olmuş.

Çadırlarda Masa Garantili Rehberli Turlara Katılmak

Eğer arkadaş grubu değilseniz ve önden masa rezerve edemiyorsanız, erkenden gelip tüm günü çadırda geçirmek de ve yer kapma telaşına da girmek istemiyorsanız, çadırlarda masa garantili Oktoberfest rehberli turlarına katılmayı da düşünebilirsiniz. Bu turların da aylar öncesinden tükenebildiğini, en iyisi elinizi çabuk tutup Oktoberfest planı yapmaya başladığınız gibi satın almayı unutmayın. Biz bu konuda öne çıkan birkaç opsiyonu buraya sizin için bırakıyoruz:

Oktoberfest çadırında akşam masa rezervasyonu bileti almak için tıklayın.

Oktoberfest çadırında öğle yemekli rehberli tura bilet almak için tıklayın.

Festival Alanında Başka Neler Var?

Festivalde Bavyera’nın en önemli bira üreticilerinin devasa çadırları dışında, sayamayacağımız kadar yemek standı ve lunapark atraksiyonu da mevcut. Yani herhangi bir çadıra girememiş olsanız bile tatlı ve tuzlu standlarında takılmalar, kamikazeler, dönmedolaplar, gondollar, rollercoasterlar derken buralarda zamanın nasıl geçtiğine şaşırırsınız. Ayrıca festival alanında küçük çocuklara yönelik seçenekler de var yani Oktoberfest aynı zamanda çocuk dostu bir etkinlik diyebiliriz. Hatta alanda pusetli anne babalara bile rastlayabilirsiniz.

Oktoberfest’e Ne Zaman Katılmalı?

Oktoberfest planlaması yaparken en önemli şey katılacağınız tarihleri iyi seçmek. İmkanınız varsa yoğun kalabalıkların yaşandığı hafta sonu günlerinden uzak durun. Hafta içleri hem daha sakin oluyor, hem de çadırlarda yer bulma şansınız artıyor. Ayrıca çocuklu aileler için salı ve perşembe günleri alandaki atraksiyonların da yarı fiyatlı olduklarını ekleyelim. Eğer illa bir hafta sonu gelebilecekseniz de açılış hafta sonunu değil kapanış hafta sonunu seçin.

Oktoberfest’e Gelecekler İçin Konaklama Önerilerimiz

Fotoğraf Kaynak: Booking.com

İkinci çok önemli husus ise Oktoberfest’e gelecekseniz konaklama konusunu olabildiğince erkenden halletmek. Şehrin otel kapasitesi çok büyük olsa da, Oktoberfest zamanında fiyatlar uçuyor ve uygun yerler tükenmiş oluyor. Otel seçerken festival alanına yakınlık da bir diğer önemli husus. Festival alanına yakın olan seçenekler aylar öncesinden dolmuş oluyor o nedenle de elinizi çabuk tutmak yine kritik. Biz sizin için birkaç seçeneği aşağıya bırakıyoruz:

TELEFONDAN OKUYORSANIZ TABLOYU SAĞA KAYDIRIN >>>

İsim Yıldız Fiyat Festival Alanına Arabayla Mesafe Festival Alanına Yürüyerek Mesafe Favorimiz Özet Link
Bavaria Boutique Hotel 3

$$

Arabayla 3 dakika

Yürüyerek 13 dakika

❤️️ Schwanthalerhöhe bölgesinde bulunan 3 yıldızlı bir konaklama seçeneği. Theresienwiese’ye yürüme mesafesinde. Modern dokunuşlara sahip odalarında ışıklandırmaya önem verilmiş. Fiyatlara kahvaltı dahil. İncele
Residence Inn by Marriott 4

$$$

Arabayla 3 dakika Yürüyerek 14 dakika Schwanthalerhöhe’deki dört yıldızlı otel daha çok mutfaklı stüdyo dairelere sahip. Hepsinde de pastel renklerin kullanıldığı hoş bir tasarım kullanılmış. Kahvaltısı fiyatlara dahil.

İncele

 

Hotel Uhland 3 $$$ Arabayla 4 dakika Yürüyerek 8 dakika ❤️️ Tarihi bir binada yenilenmiş modern daireler sunan Theresenwiese yakınlarındaki otel. Özel park yeri ve çamaşırhanesi mevcut. Bazı odalarında kahvaltı fiyata dahil. İncele
Boutique Hotel Krone 3 $$ Arabayla 3 dakika Yürüyerek 11 dakika ❤️️ Schwanthalerhöhe’de bulunan ve Theresenwiese’ye yakın olan otellerden bir diğeri. Her biri kendine has döşenmiş odalarında gerekli özellikler bulunuyor. Kahvaltı bazı odalarda fiyata dahil. İncele
Courtyard by Marriott  4 $$ Arabayla 4 dakika Yürüyerek 17 dakika Hem şehir merkezine hem de Theresenwiese’ye yakın olan dört yıldızlı bir otel. Odalarına ve otelin geneline modern bir dekorasyon hakim. Bir bistrosu ve spor salonu var. Kahvaltı genellikle fiyatlara dahil. İncele
Roomers Munich, Autograph Collection 5 $$$ Arabayla 7 dakika Yürüyerek 24 dakika Tren istasyonlarına yakın olan beş yıldızlı otelin oldukça modern ve şık bir dizaynı var. Kapalı yüzme havuzu ve spa merkezi de mevcut. Fiyatlara çoğunlukla kahvaltı dahil. İncele
Boutique Hotel Atrium  4 $$$ Arabayla 3 dakika

Yürüyerek 13 dakika

Merkez istasyonuna ve Theresenwiese’ye yürüme mesafesinde bulunan otel. Gerekli donanımlara sahip odaları modern bir tasarıma sahip. Bazı odalarda fiyata kahvaltı dahil. Ayriyeten otelin bitkilerle dolu bir yaz avlusu var. İncele
Hotel Kraft 3 $$ Arabayla 3 dakika Yürüyerek 15 dakika Hem Theresienwiese’ye hem de ana tren istasyonuna yürüme mesafesinde bulunan otel. Odalarında açık renkler ve doğal ahşap dekorasyon kullanılmış. Otoparkı mevcut. Açık büfe kahvaltısı var, fiyata dahil değil. İncele

 

Münih’te Oktoberfest’e Katılacaklara Tüyolarımız

Oktoberfest’in Geleneksel Kıyafetleri Nereden Alınır?

Kadınlarda Dirndl ve erkeklerde Lederhosen Bavyera’nın geleneksel kıyafetleri. Hani o korseli, apronlu, kabarık etekli elbiseler ve gömlek üzerine deriden yapılma kısa paça salopetler… Oktoberfest’e katılacaksanız, o atmosfere ayak uyduracaksanız, geleneksel Oktoberfest kıyafetlerini de edinin deriz. Böylece hem o kalabalığın ve eğlencenin tam olarak bir parçası hem bu geleneğe olan saygınızı göstermiş olursunuz. Münihliler de bu geleneği oldukça ciddiye alıp sahipleniyorlar. Festival süresince Münih’te sokaklar, metrolar, hatta iş yerleri bile Oktoberfest kıyafetli insanlar ile dolup taşıyor. Marketteki bir kasiyer işe veya bir öğretmen okula geleneksel Bavyera kıyafetleri ile gelmiş olabiliyor. Elbette bu kıyafetler olmadan da Oktoberfest’e katılabilir, deneyimin parçası olabilirsiniz ama niye yapasınız ki? Peki bu geleneksel kıyafetleri nerede bulabilirsiniz? Öncelikle o ay Münih’in her yerinde, her vitrinde Dirndl ve Lederhosen görebilirsiniz. Hatta şehirde sadece ikisini satan dükkanlar bile var. Yalnız iyi kalite bir Dirndl veya Lederhosen böyle dükkanlarda yüzlerce Euro yani çok pahalı olabiliyor. O yüzden Münihli değilseniz ve her sene Oktoberfest’e katılmayacaksanız, sizin için en mantıklısı ve ekonomik olanı ikinci el satan dükkanlardan alışveriş yapmak veya kiralamak olacaktır. İnternet siparişi ile de uygun fiyatlı ama düşük kaliteli versiyonları edinmek mümkün ama onda da uzun sürebilen teslimat süreci ile uğraşırsınız çünkü ürünler büyük ihtimalle yurt dışından gelecektir.

Dirndl’da Kuşağı Hangi Yönde Bağladığınız Medeni Durumunuzun Göstergesi

Eğer bir Dirndl giyiyorsanız, belinizdeki kuşağı veya kurdaleyi nasıl bağladığınız çok önemli 🙂 Neden mi? Çünkü kuşağı sağdan mı soldan mı ortadan mı yoksa arkadan mı bağladığınız medeni halinizi temsil ediyor ve adeta bir Facebook durum göstergesi gibi işlev görüyor. Fiyonk sağ tarafta ise ciddi bir ilişkide veya evlisiniz demek. Fiyonk sol tarafta ise bekarsınız demek. Arkadan bağlanmış ise dul veya sadece garsonsunuzdur. Ön ortadan bağlamak ise eskiden bakirelik sembolü iken bugünlerde ortadan kalkmış bir göstergeymiş.

Yanınızda Nakit Bulundurun

Yanınızda mutlaka nakit para olsun çünkü festival alanındaki yemek standlarında ve çadır içlerinde çoğunlukla kredi kartı ile ödeme yapamıyorsunuz. Kredi kartları bir tek atraksiyonlarda geçerli olabiliyor. Ayrıca alanda yeme-içme ve hediyelik eşya standları biraz fahiş fiyatlı kaçabiliyor. Ayrıca herhangi bir çadırda ve çadır çevresinde yer bulduysanız, garsonunuza Yüzde 10-15 oranında bir bahşiş vermek de geleneğin parçası.

Yanınızda Battal Boy Bir Poşet Getirin

Hayat kurtarıcı bir tavsiye olarak eğer çadırlardan birinde yer kaptıysanız yanınızda battal boy bir torba getirip üzerinizde size ağırlık yapacak her şeyi onun içine koyup oturduğunuz yerin altına yerleştirin. Çünkü hava muhtemelen Eylül sonu Ekim başı soğuk olacağı için üzerinizde mont veya palto olacak. Ancak çadırların içi ise ekstra sıcak…Paltonuzu, montunuzu çıkarsanız nereye koyacaksınız, vestiyer yok bir şey yok. Oturduğunuz yere koysanız üzerlerine mi oturacaksınız. Üstelik insanlar oralara belli bir saatten sonra ayakları ile basıp çıkıyorlar. Yerler deseniz yapış yapış… En iyisi hepsini bir güzel poşetleyin, oturduğunuz yerin altında temiz temiz dursunlar.

Festival Alanına Büyük Çantalar ve Sırtçantası Kabul Edilmiyor

Festival alanına gidecekseniz en önemli uyarımız sırtçantası veya büyük çanta kabul edilmiyor oluşu. Girişte çok fazla güvenlik çanta kontrolü yapılıyor ve en fazla 20 cm x 15 cm x 10 cm ölçülerinde küçük model çantalara izin veriliyor.

Bavaria Heykeli’nin Tepesine Çıkıp Manzaraya Bakabiliyorsunuz

Münih’in Özgürlük Anıtı diyebileceğimiz Bavaria Heykeli’nin kafasının içine tırmanıp yazımızın girişindeki fotoğrafı çekme şansınız var. Yalnız giriş için 5 Euro gibi bir meblağ ödemeniz gerekiyor. Dönme dolaba binmeden de festival alanına kuşbakışı bakmak isteyenler tercih edebilirler.

Her Ne Kadar Eylül Sonu Da Olsa Hava Soğuk Oluyor

Festivalin ismi ekim festivali olsa da eylül sonu başlamasının bir nedeni var o da elbette havaların iyice serinlemeye başlıyor olması. Her ne kadar çadırların için sıcak da olsa festival alanı geniş bir ova olduğundan oldukça esiyor. Eylül sonu bile gelecek olsanız yanınıza trençkotunuzu, hırkanızı alıp festival alanına gelmeyi unutmayın yoksa demedi demeyin donarsınız. Hele ki son hız giden trenlere veya kamikazelere bindiğinizde hissedeceğiniz soğuğu düşünemiyoruz bile. Ender de olsa havanın limonata gibi olduğu günler de olmuyor değil ama siz yine de tedbiri elden bırakmayın.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir