MÜNİH’TE GEZİLECEK YERLER

Münih, Oktoberfest gibi köklü gelenekleri, kendine has mutfağı ve mimarisi ile Bavyera kültürünün kalbinin attığı, dünyanın dört bir yanından gelen expat’ların yüksek yaşam standardı ve refah seviyesinin tadını çıkarttığı, ülkede sadece otomotiv endüstrisinin değil, çok uluslu şirketlerin ve teknolojinin de merkezi, iş dünyası kadar sosyal yaşamın da zengin olduğu, insanların geniş parklarında çimlere uzandığı hatta şehrin ortasında sörf yaptığı, dinlenmek ve doğayla iç içe olmak isteyenlerin cafelerde değil biergartenlarda buluştuğu kısacası Alman geleneğiyle modern yaşamın mükemmel bir birleşimini sunan yaşayan, yaşatan, insanın içini açan, “oh be!” dedirten, saygı duyulası, önünde eğilinesi bir şehir.

Bizce Berlin ve Hamburg gibi Almanya’nın en yaşanılası üç yerinden bir tanesi. İnsanları medeni, iyi eğitimli, hoşgörülü, kaygısız, görgülü, kibar… Sokakları güvenli, rahat, trafiksiz, kavgasız, gürültüsüz… Üniversite şehri olduğu için diğer Almanya şehirlerine göre genç ve dinamik. Konum olarak kayak tatili için İsviçre veya Avusturya’daki Alpler’e de çok yakınsınız, yaz tatili için İtalya’ya da… Gerçekten de daha ne olsun!

Burada sizi sadece turistlerin gittiği klasik noktalardan çok daha fazlası, her sokak başında karşınıza çıkacak küçük kafeler, geleneksel Alman mutfağının modern yorumlamalarını sunan restoranlar ve yerel halkın favorisi olan lokal barlar gibi şehrin sokaklarına yayılmış gizli hazineler bekliyor. Hadi o zaman Münih’i bir de bizim gözümüzden keşfetmeye başlayalım.

Münih Seyahati Planlaması – Gitmeden Önce

Münih’e Nasıl Uygun Fiyatlı Uçak Bileti Bulurum?

İstanbul’dan Münih’e tüm havayollarının direkt uçuşları var. Uçak biletinizi almadan önce mutlaka fiyat karşılaştırmasını yapın deriz. Münih Franz Josef Strauss Havaliman’na uygun fiyatlı UÇAK BİLETİ bulmak için TIKLAYIN.


Münih’e Ne Zaman Gidilir?

Sonbahar: Münih’e gitmek için en güzel zamanlar bizce Eylül – Ekim arası dönem. Çünkü bu zaman aralığı bir taşla iki kuş vurabiliyorsunuz. 1. Bavyera kültürü içinde çok önemli bir yeri olan, her sene 6 milyon kişinin katıldığı, dünyanın en büyük halk şenliği olan Oktoberfest eylül ayının son haftası başlayıp ekim ayının ilk haftasına dek uzanıyor. Bu nedenle iyi planlama yapmak şart. 2. Bavyera’da muhteşem sonbahar manzaraları sizi bekliyor. Özellikle de Münih’e trenle 2.5 saat mesafedeki Schwangau’da bulunan peri masallarından fırlama Neuschwanstein Şatosu ve civarları sonbaharda ayrı bir büyüleyici oluyor.

İlkbahar & Yaz: Havaların ısındığı, şehrin canlandığı, insanların biergartenlerde ve parklarda yayılmaya başladığı ilkbahar ve yaz ayları da Münih için güzel zamanlar. Ancak Münih yazı klasik Avrupa yazlarına pek benzemiyor. Ağustos ayında bile hava bir anda serinleyip yağmur bastırabiliyor o nedenle hazırlıklı olup yanınıza kalın bir iki şey almayı unutmayın.

Kış: Eğer kıştan kastınız Aralık ayı değilse bizce Münih’e kışın gelmenin hiç bir esprisi yok. Çünkü havalar hem çok soğuk hem de şehir parklarında sere serpe yayılmadıktan, biergartenlerinde takılmadıktan sonra şehir gözünüze bir hayli sevimsiz gelebilir. Aralık ayını ayrı tutmamızın nedeni ise Münih’te 14. yüzyıldan beri kurulan Noel Pazarı Christkindlmarkt’a denk geliyor oluşunuz. Yine de diğer mevsimler var iken bizce kış Münih’in güçlü kozlarından biri değil.


Münih’de Kaç Gün Gezilir?

Münih’i hakkıyla gezmek istiyorsanız en az 3 güne ihtiyacınız var ama programa şiddetle tavsiye edeceğimiz o güzel çevresini de katmak, Bavyera kırsalının lirizmine doymak, küçük kasabalarını ve peri masallarına ilham olmuş şatolarını gezmek isterseniz rahatlıkla 4-5 güne çıkarabilirsiniz ki bizce çıkarmalısınız da…


Münih’in Hangi Bölgesinde Konaklamalı?

Tam Merkezde Olmak İsteyenler İçin / Altstadt: Münih’e gittiğinizde adım atacağınız ilk bölge büyük ihtimalle tarihi dokusu ve dinamik atmosferiyle Altstadt yani eski şehir bölgesi olacak. Ünlü meydanları ve Orta Çağ’dan kalma yapılarıyla en turistik ve olmazsa olmaz Münih deneyimlerini bu bölge yaşatıyor. Zaten şehirde gezilecek yerlerin kabaca yüzde 50’si burada kümeleniyor. Münih’e ilk gelişiniz ise, şehri kısıtlı vakitte yoğun şekilde yaşamak istiyorum diyorsanız konaklamak için Altstadt’ı tercih edebilirsiniz. Yalnız bu bölgedeki konaklama seçeneklerinin diğerlerine oranla yüksek kaçtığını da ekleyelim.

Altstadt otellerini incelemek için tıklayın.

Genç Ruhu Kovalayanlar İçin / Maxvorstadt: İster sanat meraklısı olun isterseniz de ruhu genç, Maxvorstadt Alte Pinakothek ve Pinakothek der Moderne gibi yüzlerce yıllık eserlere ev sahipliği yapan müzeleri, sanat galerileri ve hip mekanları ile beklentilerinizi karşılayacaktır. Aynı zamanda üniversite bölgesi olduğu için de genç nüfusun mekanlarında takıldığı, Altstadt’dan daha az turistik, gecesi gündüzü canlı bir mahalle olduğunu da eklememiz lazım. Fakat bu bölgede şık ve lüks seçenekler değil, daha mütevazı, aile işletmesi, b&b veya apart hotel tarzı işletmeler yoğunlukta.

Maxvorstadt otellerini incelemek için tıklayın.

Uygun Fiyatlı Konaklama İçin / Schwabing: Münih’in Central Park’ı The Englischer Garten’a ev sahipliği yapan Schwabing bölgesi, Maxvorstadt’ın üzerinde kalan bölge. Münihliler arasında “bohem” olmasıyla biliniyor. Bunun sebebi de birkaç yüzyıl öncesinden itibaren pek çok sanatçının buluşma noktası olması. Bu bohem atmosferine ek olarak Olympiapark, BMW Welt ve BMW Müzesi gibi popüler noktalar da bölgede bulunuyor. Konaklama açısından ise diğer bölgelere kıyasla bütçe dostu diyebiliriz.

Schwabing otellerini incelemek için tıklayın.

Oktoberfestçiler İçin / Ludwigsvorstadt-Isarvorstadt: Ludwigsvorstadt-Isarvorstadt demek eşittir Oktoberfest demek. Her yıl Oktoberfest’in düzenlendiği açık alan Theresienwiese burada bulunuyor ve bu yüzden Eylül-Ekim aylarında bölgenin popülasyonunda dehşet bir artış oluyor. Tabii konaklama fiyatlarında da aynı şekilde… Yılın bu aylarını saymazsak gece hayatı ve merkeze yakınlığıyla hem gezmek hem de konaklamak için tercih edilebilecek bir bölge.

Ludwigsvorstadt-Isarvorstadt otellerini incelemek için tıklayın.

Sakinlik Arayanlar İçin / Au-Haidhusen: Şimdiye kadar saydığımız bölgeler arasında en sessiz sakini, en kafa dinlemelik olanı Au-Haidhusen. Bunun nedeni Isar Nehri’nin karşı yakasında kalıyor oluşu. Nehir kıyısında olduğu için su manzaralı yeşil alanlara ve patikalara, Fransız mimarili evleriyle de estetik sokaklara ev sahipliği yapıyor. Sokaklarında salına salına yürümek ve şehrin kalabalığından uzakta bir yerlerde konaklamak isteyecekler için ideal.

Au-Haidhusen otellerini incelemek için tıklayın.


Münih’te Seçtiğimiz Oteller & Evler

Münih’te’de her bütçeye uygun bir konaklama opsiyonu var. Biz sizin için birkaç otel seçtik. Ayrıca aşağıda yukarıda önerdiğimiz bölgelerin sonuna o bölgeden önerdiğimiz otelleri de ekledik.

DO & CO Hotel München $$$

DO & CO München, Altstadt’taki beş yıldızlı konaklama seçeneklerinden biri. Doğal renklerin kullanıldığı oda ve süitleri, restoran, bar, fitness merkezi ve teras gibi alanları var. İncelemek için TIKLAYIN.

AdvaStay by KING’s $$

Maxvorstadt bölgeside, modern ve klasik karışımı bir tarza sahip orta bütçeli bir otel seçeneği. Her biriminde özel banyo, oturma alanı, klima, düz ekran tv, kahve makinesi ve mini mutfak bulunuyor. İncelemek için TIKLAYIN.

Andaz Munich Schwabinger Tor $$

Schwabing bölgesinde yer alan lüks otellerden bir diğeri. Spa ve sağlıklı yaşam merkezi, fitness merkezi, birkaç restoran ve barı bulunan otelin kapalı yüzme havuzu da bulunuyor. İncelemek için TIKLAYIN.

Bavaria Boutique Hotel $$

Oktoberfest’in gerçekleştiği yere yakın konumda, yaklaşık 35 yıldır hizmet veren Bavaria Boutique Hotel üç yıldızlı bir aile işletmesi. Modern endüstriyel tarzda döşenmiş, minibar, tv, kahve makinesi ve özel banyo ile donatılmış odaları var. İncelemek için TIKLAYIN.

Aşağıdaki bağlantıdan Münih’teki tüm otelleri ve kiralık evleri inceleyebilirsiniz.

– Münih’teki tüm OTELLER ve EVLER için TIKLAYIN.

Münih’den çok daha fazla otel önerimizi MÜNİH’TE NEREDE KALINIR – EN GÜZEL MÜNİH OTELLERİ yazımızda bulabilirsiniz.


Münih’teki En Favori 3 Deneyim

1. Devasa çadırlar içinde Oktoberfest deneyimi yaşamak.
2. Üçüncü Reich ve İkinci Dünya Savaşı’nın izlerini bir yürüyüş turu ile görmek.
3. Neuschwanstein ve Linderhof Kalesi’ne tam günlük bir geziye çıkmak.


5 Dolar Hediyeli eSIM İle Uygun Fiyatlı İnternet

Yurt dışı gezilerimizde hepimizin olmazsa olmazı internet değil mi? Ne yerel SIM kart aramak ne de ne de cafe restoran wifi kovalamak istemediğimizde imdadımıza eSIM teknolojisi yetişiyor. Bizce Roamless, bu konuda diğer internet sağlayıcılarına kıyasla avantajlı kalıyor. Roamless’ın eSIM kartını tek seferlik telefona indirdiğimizde 180’den fazla ülkede her seferinde yeniden kurulum yapmadan kullanabiliyoruz. Sadece ihtiyaç olan GB kadar bakiye yüklemek yeterli. Kullanılmayan datanın son kullanma tarihi de yok. Bir sonraki seyahatinizde kaldığınız yerden internete bağlanmaya devam.

Avrupa’daki diğer eSIM sağlayıcılarına kıyasla epey tasarruflu olan Roamless, özellikle Almanya gibi sık ziyaret edilen ülkelerde ceplerimizi koruyor. BIZEVDEYOKUZ kodunu kullandığınızda tek seferlik 5$ değerinde ücretsiz kredi de sizi bekliyor. Bu kredinin ortalama 2 GB kadar internete denk geldiğini söyleyelim. Almanya’daki Roamless fırsatlarını incelemek için TIKLAYIN.


Araba Kiralamak Gerekir Mi?

Münih’te çok gelişmiş bir toplu taşıma ağı var. Özellikle de S bahn ve U bahn (trenler ve metro) durakları neredeyse her sokak köşesinde bulmak mümkün. Buna bir de otobüs ağını ekleyin. Gitmek isteyebileceğiniz hemen hemen her noktaya kolaylıkla ulaşabileceğinize eminiz. Elbette Münih’i başka şehirlerle birleştirecekseniz ve trenlere bağlı kalmadan daha özgürce hareket etmek istiyorsanız, iki-üç kişiden daha kalabalıksanız, çocukluysanız o zaman konforunuz için araba kiralamayı da düşünebilirsiniz. Münih’ten uygun fiyatlı araç kiralamak için TIKLAYIN.

Münih Seyahati Öncesinde Bilmeniz Gerekenler ve Tüyolarımız

Münih’in Neyi Meşhur?

Bavyera’nın ve Bavyera Kültürünün Başkenti

Bavyera aslında Almanya içinde bir eyalet. Yüzölçüm bakımından tüm ülkenin en büyük eyaleti ve başkenti de Münih. Aynı İspanya’daki Katalan kültürü gibi Almanya’da da Bavyera kültüründen benzer şekilde bahsedebiliyoruz. Bavyeralılar, kendilerini Alman olarak tanımlamadan önce Bavyeralı olarak tanımlıyorlar. Kendilerine has “Bayerisch” isimli bir lehçeleri de var. Bu farklılık da çeşitli kültürel ve tarihi sebeplerle aslında ortaya çıkıyor. Tarihsel açıdan baktığımızda Almanya 1871’de resmi olarak birleşiyor. Bu tarihe kadar Bavyera Krallığı özerk bir devlet, başkenti de Münih. Bu sebeple burası zaten özerklik bilinci gelişmiş bir bölge. Ek olarak Almanya’nın diğer bölgelerine kıyasla Bavyera, Katoliklerin yoğun olduğu bir bölge. Şehirdeki Katolik kiliselerinden de bu durum anlaşılıyor. Yemek ve bira kültürü de Almanya’nın kalanından daha farklı. Her sene Münih’in ev sahipliğini yaptığı Oktoberfest de halihazırda bu bölgenin birayla ve onun etrafında oluşan kültür ile nasıl özdeşleştiğinin canlı bir kanıtı.

Oktoberfest’in Doğduğu Yer

Münih’in en büyük olaylarından biri dünyanın en büyük festivallerinden biri olan Oktoberfest’in evi olması. Her sene eylül sonun ekim başı yaklaşık 16 gün boyunca sadece Bavyera’da üretim yapan bira üreticilerinin devasa çadırları festival alanında kuruluyor ve şehir milyonlarca turist katılımı ile yılın en kalabalık dönemini yaşıyor. Biz gelmişken Oktoberfest’e de katıldığımız için tüyolarımızı ayrı bir yazıda anlatmayı doğru bulduk. Hepsini Oktorberfest Rehberi‘mizden okuyabilirsiniz ancak en önemli tüyomuzu buradan da verelim: Eğer Oktoberfest planı yapıyorsanız, kalabalık bir arkadaş grubu değilseniz ve önden masa rezerve edemiyorsanız, çadırlarda masa garantili Oktoberfest rehberli turlarına katılmayı da düşünebilirsiniz. Aksi halde erkenden gelip tüm günü çadırda geçirmek ve yer kapma telaşına girmek durumundasınız ki bu şekilde eliniz boş dönme ihtimali yüksek. Bu turların da aylar öncesinden tükenebildiğini, en iyisi elinizi çabuk tutup Oktoberfest planı yapmaya başladığınız gibi satın almayı unutmayın. Biz bu konuda öne çıkan birkaç opsiyonu buraya sizin için bırakıyoruz. Oktoberfest çadırında akşam masa rezervasyonu bileti almak için tıklayın. Oktoberfest çadırında öğle yemekli rehberli tura bilet almak için tıklayın.

Parklar, Bahçeler ve Biergartenler Şehri

Münih’i Münih yapan şeylerden biri de Englischer Garten gibi geniş yeşil alanları, bahçeleri ve hiç şüphesi ünü sınırları aşmış biergarten kültürü. Münih büyük bir metropol evet ama doğaya bu kadar sahip çıkabilmiş olması da gerçekten hayranlık uyandırıcı. Bu yeşil alanlar hem şehrin akciğerleri hem de insanların sosyalleşmesi için bir alan. Bu sosyalleşme alanlarının belki temeli parklar ama bel kemiği de Münih’in önemli tarihi-kültürel değerlerinden biri olan biergartenlar. 19. yüzyılda bira üreticileri biralarını daha soğuk kalsınlar diye Isar Nehri kenarında kurdukları mahzenlere kaldırmışlar. Gölge olsun diye de üstlerine kestane ağaçları dikmişler. Sonra bu ağaçların altına masalar da atılmış sandalyeler de… Biergarten kültürü de Münih’te işte böyle doğmuş ve gelişmiş. Şehirde güzel havalarda insanlar çoğunlukla parklar içindeki biergartenlarda buluşup bir şeyler yiyor içiyor, spor sonrası veya köpeklerini gezdirdikten sonra mola veriyor, pazar günleri çocukları yakınlardaki oyun alanlarında oynarken hafta sonunun keyfini çıkarıyor. Siz de Münih’i Münihliler gibi yaşamak isterseniz, yazımızda önereceğimiz biergartenlerı haritanızda işaretlemeyi es geçmeyin.

Denemeniz Gereken Münih Lezzetleri

Pretzel

Münih’e gelmişken Bavyera mutfağının yapı taşı olan bazı lezzetleri pas geçmeyin diye sizlere mutlaka denemelisiniz diyeceğimiz lezzetleri toparladık. Aralarında domuz eti içerikli olanlar var hassasiyetlerinize göre yiyip yememek size kalmış.

– Pretzel: Bavyera’nın sembolü haline gelen ve kıvrık bir şekli olan hamur işi. Bir nevi Bavyera’nın simidi. Dışı gevrek, içi yumuşak. Farklı versiyonları olabiliyor elbet ama en klasiği sade ve kaplamasında sadece tuz kullanılan versiyonu. Hem sokaktaki satıcılarda hem de Biergarten’larda sık sık rastlayabiliyorsunuz.

Schmalznudel

– Schmalznudel: Pişi’nin Münihli kardeşi. Mayalı bir hamurun yağda kızartıldıktan sonra şekerle kaplanmasından oluşan ünlü bir hamur işi. Ortası basık bir şekle sahip. En iyisini Schmalznudel – Cafe Frischhut’ta yiyebilirsiniz.

– Kartoffelsuppe: Patates, soğan ve çeşitli baharatlarla hazırlanan Bavyera’ya özgü geleneksel bir patates çorbası. İçine bazen sosis de ekleniyor. Özellikle soğuk kış günlerinde iç ısıtan sıcak bir alternatif.

– Kartoffelsalat: Bir nevi patates salatası. Ayırt edici malzemeleri arasında hardal ve sirke bulunuyor. Et yemeklerinin yanında garnitür veya eşlikçi olarak da tüketilebiliyor.

Prinzregententorte: Bavyera’nın idari bölgelerini temsilen sekiz kat bisküvi ve çikolata kaplamasından oluşan ünlü bir tatlı. Bizdeki mozaik pastayı andırıyor.

Leberkäs Semmel

– Leberkäs Semmel: Sığır veya domuz etinden yapılan bir sosis türü olan Leberkäs ve küçük bir ekmek türü olan Semmel’den oluşan bir sandviç. Hardal ve turşu ile servis ediliyor. Hızlı ve doyurucu bir öğün. En güzelini Viktualienmarkt kasaplarında yiyebilirsiniz.

– Knödel: Bavyera’da popüler olan bir köfte türü. Ama aklınıza kıymalı bir şey gelmesin. Çoğunlukla patatesten yapılıyor. Özellikle et yemeklerinin yanında garnitür olarak servis ediliyor.

– Weisswurst: Kelimenin tam anlamıyla “beyaz sosis” anlamına gelen Weisswurst, Münih’e özgü bir sosis türü. Ya kıyılmış dana etinden ya da domuz sırt yağından yapılıyor. İçinde de ek olarak geleneksel baharatlar ve maydanoz var. Tatlı hardal ve pretzel eşliğinde kahvaltıda tüketiliyor genelde.

FC Bayern Münih Efsanesi

Fotoğraf Kaynak: Bernd Dittrich / Unsplash

Sadece Bavyera bölgesinin değil tüm Almanya’nın en köklü, en çok şampiyon olan, Avrupa liglerinde en çok şampiyonluk yaşamış en ikonik takımı FC Bayern Münih. Bir futbolsever için FC Bayern Münih’i 75 bin kişi ile birlikte Allianz Arena tribününden, o ambiyansı yaşayarak izlemek gibisi yoktur herhalde. 1900’de kurulan ve o günden bugüne 30’dan fazla Almanya şampiyonluğunu, 6 Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu yaşamış bu efsane kulüp, tarihinde Franz Beckenbauer, Gerd Müller, Oliver Kahn gibi ünü Almanya’yı aşmış çok büyük futbolcular çıkarmış. Çok güçlü bir altyapısı olduğundan halen daha bir sürü genç yıldız burada yetişiyor. Uzun bir süreliğine şehirde olacaksanız, şansınıza gittiğinizde güzel bir maça ve tükenmemiş biletlere rastlarsanız o atmosferi yerinde yaşamayı bir düşünün deriz. FC Bayern Münih maçına bilet bulamazsanız da stadyumunu ve müzesini turla gezebiliyorsunuz. İlgi alanınıza ve vaktinize de bağlı olarak Allianz Arena’yı gezdiren tura katılabilir veya sadece FC Bayern Müzesi’ni gezebilirsiniz.

BMW’nin Evi

Münih bugün bir dünya markası olan BMW yani Bayerische Motoren Werke AG’nin de doğum yeri. Karl Rapp ve Gustav Otto tarafından 1916 yılında kurulan ve asıl amacı uçak motoru üretmek olan BMW zamanla önce motosiklet, ardından otomobil üreten bir şirket halini alıyor. II. Dünya Savaşı’ndan sonra da zaten uçak motoru üretmeyi tamamen bırakıyorlar. Kurulduğu tarihten beri Münih’in en önemli değerlerinden. Şehrin ekonomisine, istihdamına, kimliğine ve kültürel mirasına sürekli katkıda bulunan bir katalizör. Otomobil tutkunlarının da dünyadaki hac yerlerinden biri de aynı zamanda. Olympiapark’taki ikonik dört silindirli binası, en yeni modellerin sergilendiği BMW Welt ve markanın tarihine ışıl tutan BMW Müzesi hem markayı hem de Münih’in bu markayla bağlantısını daha detaylı öğrenmek isteyenler için bizce kesinlikle uğranması gereken noktalardan.

Münih’in Kısaca Tarihi

Roma İmparatorluğu’na kadar dayanan tarihiyle Münih’in ismi, Orta Çağ’da bu bölgede Benediktin keşişlerinin yerleşim yerleri bulunduğu için etimolojik olarak “zu den Munichen” yani “keşişlere” tabirinden geliyor. Şehir Isar Nehri kıyısında stratejik bir konumda olduğundan hep ticaretin merkezi oluyor. 1505 yılından sonra da Bavyera Dükalığı’nın başkenti seçiliyor. Sonraki yüzyıllarda Bavyera Saflık Yasası (Reinheitsgebot)’nın çıkmasıyla bira üretiminde önemli bir rol oynuyor. 17. ve 18. yüzyıllarda Barok ve Rokoko mimarinin etkisiyle Münih’te kilise ve saray gibi etkileyici yapılar inşa ediliyor ve bu dönemlerde şehir altın çağını yaşıyor.

Şehrin kültür ve sanat geçmişini incelediğimiz zaman Kral II. Ludwig’den bahsetmeden de olmaz. Kendisi epey romantik, epey idealist biri. Öyle ki “Masal Kralı” lakabı bile takılıyor kendisine. Münih’in dönemine göre modern bir bilim ve sanat merkezine dönüşmesinde yaptırdığı saraylar ve müzelerle çok katkısı bulunuyor. Örneğin Neuschwanstein Şatosu onun en önemli eserlerinden biri. Alte Pinakothek, Neue Pinakothek ve Glyptothek gibi müzeler de dedesi Kral I. Ludwig tarafından yaptırılıyor. Bütün bu eserler de Münih ve Bavyera bölgesinin kültürel mirasına, turizmine önemli katkıda bulunmaya devam ediyor tabii.

20. yüzyılın başlarına gelindiğinde Münih, Nazi Partisi’nin doğduğu yer olmasıyla epey politik hale geliyor. Adolf Hitler ve yandaşlarının burada yapmaya çalıştığı ama başarısız olduğu “Birahane Darbesi” Münih’te gerçekleşen önemli olaylardan biri olarak tarihe geçiyor. Sonraki yıllarda Nazi ideolojisi yükseldikçe Münih de bu ideolojinin merkezi haline geliyor, propaganda faaliyetlerine ev sahipliği yapıyor. Şehir merkezinde yapacağınız yürüyüşlere hep döneme sahne olmuş yapılar da eşlik ediyor buna Adolf Hitler’in Prinzregentenplatz 16 numaradaki apartmanı da dahil. Tüm bunların aksine Nazi karşıtı bir direniş olan “Beyaz Gül Hareketi” de Münih’te doğuyor. Bu hareket kısaca Nazi zulmüne karşı barışçıl bir direniş gerçekleştirmeyi hedefleyen, savaş karşıtı bildiriler dağıtan bir grubun önderlik ettiği bir hareket. Münih Üniversitesi’nde, beş öğrenci ve bir profesör liderliğinde kuruluyor. Üniversite bölgesinde onları onurlandıran da anıtlar göze çarpıyor.

Beyaz Gül Hareketi anıtları

Daha yakın tarihe gelindiğinde ise Münih adını 1972 Münih Olimpiyatları sırasında yaşanan ve insanlık adına kara bir leke olarak geçen Kara Eylül isimli örgütün İsrailli sporculara saldırısı ile duyuruyor. Son birkaç on yılda ise Münih BMW, Siemens ve Allianz gibi çokuluslu dev şirketlerin ana merkezlerine ev sahipliği yapan, dünyanın her yerinden kalifiye iş gücünü ve expatları kendine çeken etkisiyle Avrupa’nın en önemli teknoloji ve ekonomi merkezlerinden biri haline geliyor.

Şehir İçi Toplu Ulaşım

Münih öncelikle yürümeye çok müsait bir şehir, aynı şekilde bisiklet sürmeye de. İstediğiniz çoğu meydana, turistik noktaya sadece yürüyerek varabiliyorsunuz. Ama elbet yürüyerek veya bisikletle gidilemeyecek noktalarda yardıma MVV tarafından yönetilen U-Bahn (metro) ve S-Bahn (banliyö treni) sistemi yetişiyor. U-Bahn da S-Bahn da sekiz hattan oluşuyor. Tek fark U-Bhan daha şehir içi ve hızlı bir ulaşım sunarken S-Bahn şehrin banliyölerine ve diğer illere doğru daha yavaş bir ulaşım imkanı sunuyor. Örnek vermek gerekirse Marienplatz ve Olympiapark gibi şehrin önemli noktalarına U-Bahn ile ulaşırken S-Bahn ile Münih Franz Josef Strauss Havalimanı’ndan şehir merkezine gidebiliyorsunuz. Bilet konusu ise şöyle; otomatlardan ve bilet gişesinden alabileceğiniz gibi MVV uygulamasından da online şekilde satın alabiliyorsunuz. İhtiyacınıza göre tek seferlik (Einzelfahrkarte) veya günlük bilet (Tageskarte) de tercih edebilirsiniz esnek bir şekilde kullanabileceğiniz bir aylık bilet (Streifenkarte) de. Tamamen ihtiyaca ve bütçeye göre değişen bir durum. Hem mobil MVV mobil uygulamasından hem de MVV resmi websitesinden detaylıca inceleyebilirsiniz.

Münih Pahalı Bir Şehir Mi?

Münih Almanya’nın en zengin ve pahalı şehri bu net. Refah seviyesi olarak da Almanya’nın en gelişmiş yerlerinden. O nedenle de burada Berlin’den alışkın olduğunuz toplu taşıma ücretlerini, market fiyatlarını veya restoran hesaplarını bulmayı beklememek gerekiyor. Berlin fiyatlarının üzerine kafadan bir %20 daha eklemeyi bekleyebilirsiniz.

Münih’te Bazı Müzeler Pazar Günleri 1 Euro!

Güzel haber şu ki Münih’te çok fazla güzel ve gezilmeye değer müze var ve bunların da bir bölümü pazar günleri 1 Euro gibi bir ücretle gezilebiliyor. Yalnız bu sadece turistler arasında değil Münihliler arasında da popüler olduğu için kapılarda biraz sıra beklemeniz olası.

Münih’te Gezilecek Yerler Haritası

 Haritayı zoom yaparak detaylı görüntüleyebilirsiniz.

Gezilecek Yerler

  1. Marienplatz
  2. Yeni Belediye Binası
  3. Juristische Bibliothek
  4. St. Peter Kilisesi
  5. Oyuncak Müzesi
  6. Mariensäule
  7. Fischbrunnen
  8. Frauenkirche
  9. Munich Residenz
  10. Antiquarium
  11. Hofgarten
  12. Cuvilliéstheater
  13. Hofkapelle der Residenz
  14. Allerheiligen-Hofkirche
  15. Max-Joseph-Platz
  16. Bavarian State Opera
  17. Odeonsplatz
  18. Theatine Church
  19. Feldherrnhalle
  20. Drückebergergasse
  21. Heilig Geist
  22. Viktualienmarkt
  23. Alter Hof
  24. Platzl
  25. Hofbräuhaus am Platzl
  26. Asamkirche
  27. Sendlinger Strasse
  28. Sendlinger Tor
  29. Kaufingerstraße
  30. Karlsplatz
  31. Justizpalast
  32. St. Michael Kilisesi
  33. Maximilianstraße
  34. Fünf Höfe
  35. Kunsthalle der Hypo-Kulturstiftung
  36. Haus der Kunst
  37. Münchner Stadtmuseum
  38. MUCA – Museum of Urban and Contemporary Art
  39. Bavarian National Museum
  40. Archäologische Staatssammlung
  41. Ludwigskirche
  42. Königsplatz
  43. Staatliche Antikensammlungen
  44. Glyptothek
  45. Lenbachhaus
  46. Staatliches Museum Ägyptischer Kunst
  47. Alte Pinakothek
  48. Pinakothek der Moderne
  49. Museum Brandhorst
  50. Siegestor
  51. Leopoldstraße
  52. Deutsches Museum
  53. Isaarpark
  54. Gärtnerplatz
  55. Glockenbachviertel
  56. Theresienwiese
  57. Bavaria Statue
  58. Endless Staircase
  59. İngiliz Bahçesi
  60. Eisbachwelle
  61. Monopteros im Englischen Garten
  62. Çin Kulesi
  63. Art Nouveau Ev 1-2
  64. Art Nouveau Ev 3
  65. Münih Olimpiyat Parkı
  66. BMW Welt
  67. BMW Museum
  68. Friedensengel
  69. Maximilianeum
  70. Wiener Platz
  71. Werksviertel München
  72. Flaucher
  73. Westpark
  74. Bahnwärter Thiel
  75. Nymphenburg Sarayı
  76. Botanical Garden
  77. Hirschgarten
  78. Herz-Jesu-Kirche

Yeme-İçme

  1. Hofbräuhaus am Platzl
  2. Schmalznudel – Cafe Frischhut
  3. Ratskeller München
  4. Cotidiano Promenadeplatz
  5. Viktualienmarkt Kasapları
  6. Ruff’s Burger
  7. Brenner Restaurant
  8. HiT Bar
  9. Der Pschorr
  10. Ory Bar
  11. Chocolaterie Beluga
  12. Kanso Coffee Lab
  13. sweet spot kaffee
  14. Keep Bañana
  15. Pageou
  16. Restaurant Pfistermühle
  17. Bar Centrale
  18. KOMU
  19. Herzog
  20. Augustiner Klosterwirt
  21. Pusser’s
  22. ONE Nation Munich
  23. The Klub Kitchen
  24. Man versus Machine Coffee Roasters
  25. Peet and the Flat White
  26. Mary’s Coffee Club
  27. Standl 20
  28. Café Puck
  29. roca junior
  30. Görreshof Wirtshaus
  31. Max Emanuel Brauerei
  32. Supernova
  33. Bodeguita
  34. Le Refuge
  35. Neo-Brasserie Hoiz
  36. Löwenbräukeller
  37. Cafe Königin 43
  38. Das Kulinariat
  39. stray coffee roasters
  40. Rosso Mille Miglia
  41. Augustiner-Keller
  42. Daintree Pinsa Bar
  43. Botanista Café Club
  44. Eiscafé Eismeer
  45. Gasthaus Waltz
  46. Bingo
  47. Madam Anna Ekke – Glockenbach
  48. Garçon
  49. Zephyr Bar
  50. Gärtnerplatz Alm
  51. Xaver’s
  52. Gigi Trattoria
  53. Wagners Juicery
  54. Gaststätte Burg Pappenheim
  55. AVIN
  56. Cotidiano Schwabing
  57. caffè conte
  58. Suuapinga – Specialty Coffee
  59. Biergarten am Chinesischen Turm
  60. SEEHAUS im Englischen Garten
  61. Weinbauer
  62. Condesa – Authentic Mexican Taste
  63. La Bohème Schwabing
  64. M’Uniqo Rooftop Bar
  65. Mr. Baker’s Coffee House
  66. Café Faber
  67. Café Blá – Specialty Coffee Shop
  68. Sorry Johnny Kaffeebar
  69. Wirtshaus in der Au
  70. Rue des Halles
  71. Restaurant Dal Cavaliere
  72. Coffee Box
  73. Giorgia Trattoria
  74. Cafe Gans am Wasser
  75. Alte Utting
  76. Zum Flaucher Biergarten
  77. Isar Alm
  78. Maison Tran
  79. Königlicher Hirschgarten
  80. Restaurant & Weinhandel Broeding
  81. Madam Anna Ekke

1. Altstadt – Lehel’de Gezilecek Yerler

Altstadt – Lehel, Münih’in tarihi çekirdeğini oluşturan eski şehir bölgesi. Haritadan da gördüğünüz üzere gezilecek yerlerin neredeyse yüzde 50’si burada kümeleniyor. Her şey birbirine yürüme mesafesi kadar yakın. Muhtemelen Münih’teki zamanınızın büyük çoğunluğu bu bölgede geçecektir. Yalnız bölge şehrin en turistik yeri olduğundan kalabalık da aynı oranda yoğun. Özellikle de Marienplatz ve Viktualienmarkt, her büyük şehirde olabilecek kadar yankesicilik vakalarının yaşanabileceği iki sıcak nokta.

1.1 Marienplatz’ta Gezilecek Yerler

Marienplatz ismini meydanın tam ortasında bulunan Meryem Ana Sütunu’ndan alan, 1158’de oluşturulduğundan beri Münih’in en canlı ve en ünlü meydanı. Aynı zamanda da Ortaçağ mimarisini yansıtan Aziz Peter Kilisesi’nden, Neues Rathaus’a Altes Rathaus’dan tarihi Fischbrunnen çeşmesine tarihi şehir merkezinin en kıymetli tarihi yapıları ile çevrili. Aşağıda burada gözünüzden kaçırmayın dediklerimizi detaylıca anlattık. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.

1.1.1 Yeni Belediye Binası (Neues Rathaus)

Münih denilince aklınızda belirecek fotoğrafın öznesi büyük ihtimalle Yeni Belediye Binası olacaktır. Eski belediye binasının Münih’i idari işlerine artık yetersiz kalmasıyla 19. yüzyılın sonlarına doğru yeni bir belediye binasının yapılmasına karar verilmiş. Mimar Georg von Hauberrisser bu yeni belediye binasını Neo-Gotik tarzda tasarlamış, ki bu da binanın sivri kuleleri ve detaylı taş işlemeleriyle şehrin Orta Çağ atmosferine uyum sağlaması demek. Kulelerden bahsetmişken ana kuledeki Glockenspiel Saati’nin her gün 11.00’de, 12:00’de ve 17:00’de melodik bir şekilde çalmasıyla saatin içinden çıkan onlarca figür ve kuklanın dansını mutlaka seyretmek için diğer herkes gibi meydandaki yerinizi almayı unutmayın.

Dilerseniz yapıyı bizim yaptığımız gibi rehberli bir turla gezme şansınız da var. Biz gittiğimiz şehirlerde belediye binalarını gezmeyi çok seviyoruz çünkü şehrin tarihi ve kültürü hakkında şehir müzelerinden bizce daha çok şey anlatıyorlar. Ayrıca şehrin en güzel yapısının içinde gezmek de insanı anında başka çağlara ışınlıyor. Yeni Belediye Binası’nda rehberli tura bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.

1.1.2 Yeni Belediye Binası’nın Meşhur Hukuk Kütüphanesi (Juristische Bibliothek)

Yeni Belediye Binası’nın içinde bulunan Juristische Bibliothek için sadece Münih’in değil dünyanın en güzel kütüphanelerinden biri desek abartmış sayılmayız. Hukuk üstüne uzmanlaşmış bu Art Nouveau tarzındaki kütüphane aslında 1834’te kurulmuş fakat ardından Yeni Belediye Binası’na taşınmış. Ancak rehberli turlarla geldiğinizde görme fırsatı bulabildiğiniz bu on metre yüksekliğindeki iki katlı okuma salonu bizce oymalı merdiven trabzanları, işlemeli aydınlatmaları ve renkli vitraylarıyla gerçek bir hazine. Kütüphaneyi kullananları rahatsız etmemek adına tursitler için hafta içleri belirli günlerde salonun kapanmasına yakın 17.00’den sonra kısa süreli bir ziyaret saati de oluşturmuşlar. Kütüphaneyi ziyaret etmek veya fotoğraf çekmek isterseniz rehberli turlardan birine katılmak şart. İster yukarıda bahsettiğimiz tüm belediye binasını içeren tura ister sadece kütüphaneyi gezdiren tura katılabilirsiniz. Rehberli Hukuk Kütüphanesi turu bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.

1.1.3 Aziz Peter Kilisesi

Öyle bir kilise düşünün ki bulunduğu şehirden bile önce kurulmuş olsun… Aziz Peter Kilisesi, Münih’in bugünkü anmalıyla bir kent olarak 1158’de kurulmasından bile önce orada bulunan, bölgenin kayıtlı en eski kilisesi. Tabii günümüzdeki formuyla kurulmamış, Merovenj Hanedanlığı öncesinde burada bulunan bir kilisenin üstüne eklenen yapılar ve yapılan restorasyonlarla bugünkü halini almış. Örneğin 12. yüzyılda Romanesk tarzdayken 1327’de geçirdiği büyük yangından sonra Gotik tarzda inşa edilmiş. Şehrin en eski saat kuleleri ve çanları da bu kilisede. Aziz Peter Kilisesi günümüzde Münih’in ve Marienplatz’ın en ikonik panoramik şehir manzaralarından birini de sunuyor. Hava açıksa Alpler’e kadar bir görüş alanınız ve Yeni Belediye Binası ile Frauenkirche gibi yapılara çok farklı bir açıdan bakma şansınız var. 56 metre yükseklikteki kuleye çıkmak ücretli ve eforlu ama inanın bize 300 basamağı tırmanmaya değer. Kule tırmanışları 12:00’den – 16:30’a kadar yapılıyor. Asansör bulunmuyor. Sadece kiliseye girip çıkacağım derseniz o zaman herhangi bir ücret ödemenize gerek yok ama biz yine de kuleye çıkmakla ciddi düşünün deriz. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.

1.1.4 Münih Oyuncak Müzesi (Altes Rathaus)

Yeni belediye binasını anlattık… Peki nerede bu eski belediye binası diye soracak olursanız, kendisi günümüzde aynı meydanda bütün ihtişamı ve görkemiyle Münih Oyuncak Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. 1300’lerde yapılmış Gotik mimarili eski belediye binasının saat kulesinde dört katlı bir oyuncak müzesi bulunuyor. Sanatçı Ivan Steiger’in kişisel merakı olan oyuncak koleksiyonu birkaç yüzyıl ötesinden günümüze tahta ve teneke oyuncaklardan oyuncak bebeklere, koleksiyon Barbie’lerden lokomotiflere çeşit çeşit oyuncakları sergiliyor. Her gün 10:00’dan 17:30’a kadar açık olan müzenin her katına asansörle ulaşmak mümkün. Bizce çocuklarla değerlendirebileceğiniz güzel seçenekler arasında. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.

1.1.5 Mariensäule (Meryem Ana Sütunu)

Marienplatz’a adını da veren, meydanın tam merkezinde yer alan ve üzerinde altından bir Meryem Ana heykeli yer alan bu sütun, şehrin 1638’de yani 30 Yıl Savaşları sırasında, İsveç’e karşı kazandığı zaferin şerefine Maximilian I tarafından inşa edilmiş önemli anıtlardan biri. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.

1.1.6 Fischbrunnen Çeşmesi

Fotoğraf Kaynak: Donald Judge, 13.7.20 Munchen 218 (50114604436), CC BY 2.0

Yine meydanda bulunan, şehrin tarihi ticaret kaynaklarından biri olan balıkçılık geleneğine atıfta bulunan, 1866 yılında inşa edilmiş bir anıt çeşme Fischbrunnen. Tam da bu yüzden zamanında balık ticaretinin döndüğü yer olan Marienplatz’a kondurulmuş. Üzerinde de balıkçılıkla ilgili figürler ve süslemeler bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.

1.2 Frauenkirche

Frauenkirche, Münih silüetinin Aziz Peter Kilisesi ve Yeni Belediye Binası ile birlikte en ikonik üçüncü yapısı. Gotik tarzda, iç mekanı diğer kiliselere kıyasla daha sade fakat sıra dışı kubbeli kuleleri ile şehrin en karakteristik yapılarından biri. Şu anki yapıdan önce de yerinde 12. yüzyıldan kalma bir kilise varmış ama bugün gördüğümüz yapı 1468 – 1524 yılları arasında tamamlanmış. Kilisenin soğan kubbeli iki kulesinden birine asansörle çıkıp panoramik manzaraya bakabiliyorsunuz. Elbette kulesine çıkmak ücretli ama kiliseyi gezmek ücretsiz.

Kilisenin kubbeleri kendisinden daha ünlü ama içindeki en ünlü detay ise hakkında binbir türlü şehir efsanesinin anlatıldığı “Şeytanın Ayak İzi”. Efaneye göre şeytan kilisenin inşaatçıyla içinde pencere olmaması konusunda bir anlaşma yapıyor ancak kurnaz inşaatçı sütunları öyle bir yerleştiriyor ki kilisenin antresinden bakıldığında gerçekten de içeride hiçbir pencere yokmuş gibi görünüyor. Şeytan kandırıldığını anladığında çoktan kutsanıp hizmete açılmış olan kiliseye giremeyip ayağını girişte öfkeyle yere vuruyor ve bugün kilisenin girişinde görülebilen ayak izini bırakıyor. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.

1.3 Munich Residenz

Münih’te tek bir saray yapısı gezmeye vaktiniz varsa bu mutlaka Munich Residenz olsun. Burası şehrin tam merkezinde, 1318’den 1918’e kadar Bavyera krallarının, düklerinin ve prenslerinin ikametgahı olarak kullandığı saray. İlk başta ufak bir alanı kapsarken yapılan eklemeler ve restorasyonlarla zamanla genişlemiş ve günümüzde yaklaşık yüz otuz odayı, on avluyu ve şatafatlı salonları içeren büyük bir saray kompleksine dönüşmüş. Dışarıdan baktığınızda size Floransa’daki Pitti Sarayı’nı andırabilir zira 1825 – 1835 yılları arasında inşa edilen Königsbau kısmının tasarımında Pitti Sarayı örnek alınmış. Bu sarayda pek çok kralın ve mimarın dokunuşu var elbet fakat tarihinde geriye gittiğimizde karşımıza çıkan ilk kişi Bavyera Dükü III. Stephan. Almanya’nın en büyük şehir sarayı olan Munich Residenz’da zaman içinde Gotik, Barok, Rokoko, Rönesans ve Neoklasik üslupların mimarisi birikmiş, karışmış ve ortaya bugünkü ihtişamını yansıtan ekletik bir tarz çıkmış.

Königsbau

Avrupa’nın en büyük Rönesans salonlarından biri olan Antiquarium, şaşalı kral dairesi Königsbau, Avrupa’nın en değerli tarihi tiyatrolarından Cuvilliés Tiyatrosu, vakti zamanında kraliyet ailesinin özel kullanımında olan şapel Hofkapelle ve hoş peyzaj düzeniyle bilinen Hofgarten bahçeleri bu sarayın en güzel bölümleri arasında yer alıyor biz de onlardan biraz daha detaylı az sonra bahsedeceğiz ancak burayı gezeceklere en önemli tüyomuz rehberli bir gezi planlamaları olur. Çünkü yapıyı rehberli bir turla gezdiğinizde daha bir anlamlı oluyor, her odanın yapılış amacı, kullanılış şekli kafanızda canlanıyor. Biz de yapıyı bu turla gezdik ve çok memnun kaldık. Munich Residenz rehberli tur bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.

1.3.1 Antiquarium

Antiquarium, Residenz Sarayı’nın belki de en ünlü odası. Almanya’nın en büyük antik koleksiyonlarından biri burada sergileniyor. Zaten ismi de içindeki Roma ve Yunan dönemine ait heykeller, tablolalar ve diğer sanat eserlerine istinaden Antiquarium. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.

1.3.2 Hofgarten

Residenz Sarayı’nın yanında, İngiliz Bahçesi’ne de kolaylıkla bağlanan şehrin merkezinde fakat gürültüsü ve kalabalığından da bir hayli uzak olan Residenz Sarayı’nın bahçesi. İtalyanın Rönesans bahçelerini andıran peyzaj tasarımı, çeşmeleri, çiçekleri ve meyve ağaçlarıyla sadece turistlerin değil yerellerin de bir yerden bir yere giderken asfalt yoldan değil de içinden geçip gitmeyi sevdiği yerlerden. Günün her saati ücretsiz şekilde gezilebiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.

1.3.3 Cuvilliés Tiyatrosu

Fotoğraf Kaynak: AuHaidhausen, Cuvilliés-Theater in Münchner Residenz, CC BY 4.0

Residenz Sarayı’nın içinde, kırmız tonlarının ve altın işlemelerin hakim olduğu Cuvilliéstheater, Barok ve Rokoko tiyatro mimarisinin dünyadaki en ihtişamlı örnekleri arasında sayılıyor. 18. yüzyılın ortalarında kraliyet ailesinin tiyatro ve opera izleyebilmesi için sarayın içine, mimar François de Cuvilliés l’Ancien tarafından tasarlanmış. Residenz Sarayı’nı gezmek için aldığınız biletle buraya da girebiliyorsunuz. Rehberli turlar bu noktayı kapsamıyor ama yine de biletinizle kendiniz gelip gezebiliyorsunuz. Denk geliyorsanız burada bir temsil veya klasik müzik konseri de izleyebilirsiniz ancak bir öyle bir niyetiniz varsa onu az sonra bahsedeceğimiz Bavyera Devlet Operası’na saklayın deriz. Yine de Cuvilliés Tiyatrosu’nda gerçekleşen konserlerin biletlerine göz atmak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.

1.3.4 Hofkapelle der Residenz

Hofkapelle der Residenz, vakti zamanında kraliyet ailesinin ve Bavyera düklerinin özel olarak ibadet ettiği Barok bir şapel. Günümüzde sadece saray ziyaretçilerine açık. Burada Mozart ve Vivaldi gibi müzisyenlerin eserlerinin çalındığı klasik müzik konserleri de düzenleniyor. Hofkapelle der Residenz klasik müzik konserlerine bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.

1.3.5 Allerheiligen-Hofkirche

Bu kilise de sarayın içinde bulunan küçük bir Katolik kilisesi. Avrupa’nın ilk neo-Bizans kilise yapısı olarak geçiyor çünkü Venedik’teki San Marco Bazilikası’ndan ilham alınarak tasarlanmış. 1826-1837 yılları arasında inşa edilmiş ama İkinci Dünya Savaşı’nda büyük hasar gördüğü ve sıfırdan tekrar yapıldığı için içi Hofkapelle der Residenz gibi ihtişamlı değil. Günümüzde o da konser ve konferans salonu olarak kullanılıyor. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.

1.4 Max-Joseph-Platz Ve Bavyera Devlet Operası

Max-Joseph-Platz, şehrin kültür ve sanat etkinlikleri açısından en önemli noktası çünkü hem dünyanın en büyük ve köklü opera sahnelerinden biri olan Bavyera Devlet Operası’nın bulunduğu meydan hem de Residenz Sarayı’nın bir cephesinin yer aldığı, yıllar yılı kraliyetin törenlerine, kutlamalara ve etkinlere ev sahipliği yapmış bir kamusal alan. İsmini Kral I. Maximilian Joseph’ten alan meydanda kralın bronz bir heykeli de var. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.

Yunan tapınaklarını andıran Neo-klasik mimarisiyle meydanı süsleyen Bavyera Devlet Operası ise dünyanın en prestijli opera evlerinden biri. Yaklaşık 2.000 kişiyi ağırlayabilen salonunda geniş bir sahne, altın detayların ve kırmızının hakim olduğu büyülü bir atmosfer bulunuyor. Repertuarında hem klasik hem de çağdaş eserler bulunurken başta Wagner olmak üzere Mozart, Verdi, Puccini ve Strauss gibi bestecilerin eserleri programının bel kemiğini oluşturuyor. Her yıl Haziran ve Temmuz aylarında gerçekleşen ve dünyanın en önemli opera sanatçılarını ağırlayan Münih Opera Festivali’ne birer bilet alıp bu eşsiz ambiyansın tadını çıkarabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.

1.5 Odeonsplatz

Munich Residenz’ın bir başka cephesi ise şehrin yine tarihi ve kültürel değeri olan bir başka meydanına açılıyor: Odeonsplatz. Ludwigstraße’ye bağlanan caddesiyle birlikte Theatine Church, Hofgarten, Feldherrnhalle, Bavyera Eyalet Kütüphanesi gibi yapılarla çevrelenmiş bu meydanın en önemli tarihi özelliği Nazi Almanyası’ndaki mitinglerin çoğu için alan olarak kullanılmış olması. Günümüzde de şehirde birileri sesini duyurmak istediğinde, protesto hakkını genellikle bu meydanda kullanıyor. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.

1.5.1 Theatine Church

Odeonsplatz’da bulunan Theatine Church parlak sarı dış cephesi ve içindeki zengin freskleriyle Bavyera’nın ilk Barok mimarili kilisesi olma özelliğini taşıyor. 1663’te inşasına başlanan kilisenin tasarımı İtalyan mimar Agostino Barelli tarafından yapılmış. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.

1.5.2 Feldherrnhalle

Odeonsplatz’ın bir ucunda bulunan Feldherrnhalle uzaktan bakıldığında İtalya’daki binalara benzeyen iki tarafında taştan aslan heykeller bulunan estetik bir anıt. Hatta size Floransa’daki Signoria Meydanı’nda bulunan Loggia dei Lanzi’yi hatırlatabili gerçekten de İtalyan Rönesansı mimarisiyle mimar Friedrich von Gärtner tarafından ondan esinlenilerek tasarlanmış. Binanın yapılması emrini de Kral I. Ludwig vermiş. Evet mimari açıdan çok güzel ve estetik ancak anlatacaklarımız henüz bitmedi. Burası Hitler’in yaklaşık iki bin Naziyle birlikte yürüdüğü, 1923 Birahane Darbesi’ni yapmaya çalıştığı ama başarısız olduğu yer. Tarihe ve özellikle siyasete ilginiz varsa Feldherrnhalle’i yerinde görüp bu estetik binanın arkasındaki yaşanmışlıkları anlayabilir ve daha derin bir perspektifle buradan ayrılabilirsiniz. Bunu yapmak için en iyi yol da Nazi Almanyası dönemini anlamanıza yardımcı olacak rehberli bir yürüyüş turuna katılmak. Bu noktada Üçüncü Reich ve İkinci Dünya Savaşı’nın izlerini göreceğiniz yürüyüş turunu şiddetle öneririz. Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.

1.5.3 Drückebergergasse

Hemen Feldherrnhalle’nin arka sokağına denk gelen Drückerbergasse ilk bakışta normal, arnavut kaldırımlı hoş bir sokak gibi görünebilir. Fakat arkasında yatan hikayeyi öğrendiğinizde eminiz sizin için de görünen görüntü daha derin bir anlama kavuşacak. Az önce bahsettiğimiz gibi Feldherrnhalle, Hitler’in 1923’te kariyerinin başlarında Weimar Cumhuriyet’ni devirmek için yaptığı başarısız darbede önemli rol almıştı. Hitler için anlamı büyük bir yer olduğu için Nazilerin iktidara geldiği sonraki dönemlerde önünden geçen herkesin Nazi selamı verip yoluna öyle devam etmesinin zorunda kaldığı bir anıt halini almış. Bireysel seviyede bile olsa tepki göstermek isteyen, sessiz direnişe katkıda bulunan veya Nazi selamı vermek istemeyen kişiler Feldherrnhalle’in önünden değil de sonradan Drückebergergasse (“Kaçamakçılar Sokağı”) ismini alan bu ara sokaktan geçmeyi tercih etmişler. İşte bugün bu sokağa, bir zamanlar Hitler selamı vermemek için yolunu değiştirmiş o onurlu kişileri anmak adına gri arnavut kaldırımı taşlara tezat oluşturacak şekilde altın renginde kıvrımlı bir yol eklenmiş. Gördüğümüz en anlamlı sessiz direniş sembollerinden biri. Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.

1.6 Heilig Geist Kirche (Kutsal Ruh Kilisesi)

Münih’in tarihi, dini ve mimari açıdan önemli yapılarından bir diğeri ise Heilig Geist Kirche yani Kutsal Ruh Kilisesi. Kutsal Ruh Tarikatı tarafından 13. yüzyılda düşkünlerevi olarak kullanılan şapel sonraki yıllarda genişletilerek Gotik mimarili bir kiliseye çevrilmiş. Ardından da mimar Johann Georg Ettenhofer tarafından, özellikle iç mekana, Barok dokunuşlar yapılmış. Altın varaklı tavanları ve İncil’den sahneleri işleyen freskleriyle hem günlük ibadetler hem de ziyaret etmek isteyen turistler için ziyarete açık. Giriş ücretsiz. Zaman zaman çeşitli sergilere ve sanat enstalasyonlarına mekan olarak da kullanılıyor. Biz gittiğimizde içinde çok güzel bir origami bir kuş entelasyonu vardı. Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.

1.7 Viktualienmarkt

Viktualienmarkt 1807’den beri kurulan bir pazar alanı. Epey geniş bir alana yayılmış olan pazarın büfe havası veren dükkanları ve standlarında, şarküteriden peynirlere ve sokak lezzetlerine, çiçekten hediyelik eşyalara alışveriş için pek çok seçeneğiniz bulunuyor. Pazar günleri hariç her gün 08.00 ve 20.00 saatleri arasında bu yerel pazarı ziyaret edebiliyorsunuz. Dilerseniz Viktualienmarkt’ın tadına bakabileceğiniz rehberli bir gurme tur da var. Viktualienmarkt gurme yemek turuna bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.

1.8 Alter Hof

Alter Hof için Wittelsbach hanedanının ilk kraliyet konutu diyebiliriz. Residenz Sarayı henüz ortada yokken, 13. yüzyılda yaptırılan 5 kanatlı konut II. Ludwig de dahil olmak üzere pek çok Bavyera düküne ev sahipliği yapmış. II. Dünya Savaşı sırasında zarar görse de yapılan restorasyonlarla hala şehrin Orta Çağ estetiğine uyum sağlıyor. Gotik tarzdaki “Maymun Kulesi” ise yapının en karakteristik özelliği. Konum için tıklayın. Haritada 23 numara.

1.9 Platzl & Hofbräuhaus am Platzl

Platzl için tarihi merkezin en küçük ve kendine has meydanı diyebiliriz. Küçük ara sokaklara, butik dükkanlara ve kafelere sahip meydanı geleneksel şehir evleri çevreliyor. Ünlü Rönesans bestecisi Orlando di Lasso’nun evinin bulunduğu alan ve turistlerin uğrak noktası tarihi birahane Hofbräuhaus da bu meydanda bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 24 numara.

1589’da Bavyera Dükü 5. Wilhelm tarafından kurulan Hofbräuhaus, renkli iç mekanı ve otantik lezzetleriyle Bavyera mutfağını deneyebileceğiniz tarihi ve popüler noktalardan biri. Aslen Bavyera mahkemesine bira üretmek için kurulmuş olsa da sonraki yıllarda halkın da kullanımına açılmış. Birasının bu kadar bilinir olmasının temelinde kuruluşunun ta ilk yıllarından beri geçerli olan “Reinheitsgebot” yani “Bavyera’nın Bira Saflığı Yasası” yatıyor denebilir. Normalde rezervasyona gerek yokken dört kişiden fazlaysanız rezervasyon yaptırmanız bekleniyor. Her gün sabah 11’den gece yarısına kadar açık. Genellikle içinde canlı Bavyera müziği de oluyor. Tam bir Münih klasiği. Konum için tıklayın. Haritada 25 numara.

1.10 Asamkirche

Geldik tüm Münih’in en süslü, Instagram fenomeni haline gelen Barok kilisesine. Alman geç Barok döneminin en önemli temsilcilerinden olan mimar ve heykeltraş Asam Kardeşler, kendi ustalıklarını sergileyebildikleri bir ibadet alanı yaratmak amacıyla Asamkirche’yi veya resmi adıyla St. Johann Nepomuk Kilisesi’ni inşa etmişler. Bu kilisenin ilginç tarafı halkın özel isteği sonucu kamuya mal olması. Yoksa bıraksalar Asam Kardeşler bu kiliseyi kendi kişisel şapelleri olarak kullanmaya devam edecekmiş. Boyut olarak nispeten küçük bir kilise de olsa altın işlemeleri, tavanı kaplayan freskleri ve etrafı çevreleyen heykelleriyle özellikle turistlerin uğramayı sevdiği duraklarından biri. Tek dezavantajı her istediğinizde içine giremiyor oluşunuz. Yani büyük ihtimalle siz de bizim gibi kapısındaki demir parmaklıklar arasından bakmakla yetineceksiniz ama şanslıysanız içeride daha fazla vakit geçirip detaylarda kaybolabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 26 numara.

1.11 Sendlinger Tor & Sendlinger Strasse

Bavyeralı Ludwig tarafından yaplması emredilen Sendlinger Tor tarihi bir şehir kapısı. İsmini bulunduğu caddeden, Sendlinger Strasse’den alıyor. İki tarafındaki karakteristik kuleler, taş işçiliği ve dış cephesindeki figürler ile şehrin Gotik estetiğine katkıda bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 27 numara.

Sendlinger Tor ile Marienplatz’ı birbirine bağlayan bir yaya yolu olan Sendlinger Strasse ise küçüklü büyüklü dükkanlarına eşlik eden Barok mimarili evleri ile Münih’in ünlü alışveriş caddelerinden biri. Az önce bahsettiğimiz Asamkirche de bu cadde üzerinde kalıyor. Konum için tıklayın. Haritada 28 numara.

1.12 Kaufinger Ve Neuhauser Caddeleri

Karlsplatz ve Marienplatz gibi iki önemli meydanı birbirine bağlayan Kaufingerstraße ve devamındaki Neuhauser Caddesi, uluslararası markalardan tutun da butik sevimli dükkanlara çeşit çeşit mağazalara sahip iki cadde. Aslında uzun ve tek bir caddeden bahsediyoruz ama Marienplatz’tan başladığında Kaufinger olan ismi Karlsplatz’a yaklaştıkça Neuhauser’e dönüşüyor. Bu da bu hattı şehrin en önemli alışveriş caddelerinden biri yapıyor. Konum için tıklayın. Haritada 29 numara.

1.13 Karlsplatz (Stachus)

Karlsplatz, halk arasında bilinen adıyla Stachus, Münih’in en önemli meydanlarından bir diğeri. Adını Bavyera Elektörü Karl Theodor’dan alan meydan halk tarafından bu isimle pek kullanılmıyor. Meydanın inşaatı başlayana kadar orada bulunan “Beim Stachus” isimli pub gayri resmi olarak bu meydanın insanlar tarafından kullanılan ismine de ilham olmuş. Sürekli bir akışın ve kalabalığın olduğu Karlsplatz’da alışveriş, yeme- içme ve toplu taşıma adına pek çok seçenek var. Konum için tıklayın. Haritada 30 numara.

1.14 Justizpalast

Karlsplatz’ın hemen arka planında yer alan görkemli yapı Justizpalast yani adalet sarayı. Nazi rejimine karşı muhalif çalışmalar yürüten Beyaz Gül hareketi üyelerinin haksız yere yargılandığı Justizpalast München, Almanya’nın yargı tarihinde önemli bir yer kaplıyor. Devasa bir cam kubbeye ve etkileyici Neo-Rönesans mimarisine sahip olan binada Nazi rejimine karşı çıkan öğrencileri anmak üzere kalıcı bir sergi de bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 31 numara.

1.15 Aziz Michael Kilisesi

Fotoğraf Kaynak: Yelkrokoyade, St. Michael’s Church – Munich, CC BY-SA 4.0

Neuhauser Caddesi üzerinde cephesi ile dikkatinizi çekecek olan St. Michael Kilisesi, Münih’teki en etkileyici Rönesans yapılarından biri. 16. yüzyılda inşa edilen kilise Hristiyanlık tarihinin de önemli figürlerinden olan Başmelek Mikail’e adanmış. Tavan freskleri ve detaylı iç dekorasyonuyla Barok sanatının şehirdeki güzel örneklerinden biri. Konum için tıklayın. Haritada 32 numara.

1.16 Maximilianstraße

Dünyaca ünlü lüks ve niş markaların bulunduğu Maximilianstraße, Münih’in en şık ve en sosyetik bulvarlarından biri. İtalya’da görmeye alışkın olduğumuz arkadlı kaldırım mimarisi ile dikkat çeken, lüks butik ve mağazalarının yanında kaliteli restoran-kafelerin de bulunduğu bulvar şehrin en sofistike noktalarından biri. Konum için tıklayın. Haritada 33 numara.

1.17 Fünf Höfe & Kunsthalle der Hypo-Kulturstiftung

Şehrin kalbindeki klasik binaların arasında modern tasarımıyla dikkat çeken Fünf Höfe, iç içe geçmiş beş avludan oluşan pasaj görünümlü bir alışveriş merkezi. Burada bulunan mağazalar ve butiklerin yanında oturup bir şeyler yiyip içmek için birçok kafe ve restoran da bulunuyor. Genellikle civardaki plazalarda çalışan beyaz yakalıların takıldığı yerlerden biri. Fünf Höfe pazar günleri kapalı kalan günlerde saat 10.00’da itibaren açık. Konum için tıklayın. Haritada 34 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.hypo-kulturstiftung.de

Kunsthalle der Hypo-Kulturstiftung de yine Fünf Höfe içinde, çoğunlukla çağdaş sanat eserlerine ve sergilerine ev sahipliği yapan butik bir sanat alanı. Resim, heykel, fotoğrafçılık ve moda gibi sanatın her koluna dair yenilikçi sergilere rastlamanız mümkün. Her gün 10:00 ve 20:00 saatleri arasında ziyaret edebiliyorsunuz. Ek olarak salı günleri biletler %50 indirimli. Konum için tıklayın. Haritada 35 numara.

1.18 Haus der Kunst

Haus der Kunst yani Sanat Evi, 1937 yılında Nazilerin kendi propagandalarını yapabilmek için açtıkları merkezlerden biriymiş. Günümüzde ise tamamen çağdaş sanata adanmış olan müze olarak kullanılıyor. Şimdiye dek Robert Rauschenberg, Matthew Barney, Andreas Gursky ve Ai Weiwei gibi sanatçıların eserlerini ağırlamış. Kalıcı ve geçici sergileri bulunan müze salı günleri kapalı, kalan günlerde de sabah 10’dan akşam 10’a kadar açık. Eğer çağdaş sanata ilginiz varsa mutlaka zaman ayırın. Konum için tıklayın. Haritada 36 numara.

1.19 Münih Şehir Müzesi (Münchner Stadtmuseum)

Fotoğraf Kaynak: Burkhard Mücke , Münchner Stadtmuseum 2022, CC BY-SA 4.0

Her şehir müzesi gibi şehrin tarihine, şehir kültürüne, geçmişteki günlük yaşama dair derinlemesine bakış sunan bir müze Münchner Stadtmuseum. Özellikle de Münih’in 19. yüzyıldan itibaren nasıl gelişip Almanya’nın en önemli ve gelişmiş 3. şehri oluşu hakkında geniş bir koleksiyon var. Elbette ilginizi çekmiyorsa pas geçebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 37 numara.

1.20 MUCA – Museum of Urban and Contemporary Art

Fotoğraf Kaynak: Rufus46, Museum of Urban and Contemporary Art Muenchen-1, CC BY-SA 3.0

2016 yılında açılan MUCA – Museum of Urban and Contemporary Art, Almanya’nın ilk kentsel sanat müzesi olmasıyla dikkat çekiyor. Peki nedir bu kentsel sanat diye soracak olursanız, grafiti ve sokak sanatı gibi formların kentlerde gözlemlenen hali denebilir. Genç sanatçıların ve alternatif sanat akımlarının desteklendiği müzede eserleri sergilenen isimler arasında Banksy, Dami̇en Hi̇rst, Frank Shepard Fairey var. MUCA pazar ve pazartesi günleri hariç her gün ziyarete açık. Yine sade ve sadece özel bir ilginiz varsa değerlendirin diyeceğimiz noktalardan. Konum için tıklayın. Haritada 38 numara.

1.21 Bavarian National Museum

Bavyera bölgesinin kültürel tarihi, mirası ve sanatıyla ilgiliyseniz Bavarian National Museum ziyaret edebileceğiniz en doğru adres. Kral II. Maximilian tarafından 1855’te kurulan ve Avrupa’nın en büyük sanat-kültür tarihi müzelerinden biri olan müze zaman içinde iki kez yer değiştirmiş fakat günümüzde Isar Nehri kıyısında Romantik, Gotik, Barok ve Rönesans tarzlarının karışımından oluşan etkileyici bir binada bulunuyor. Pazartesi günleri hariç her gün ziyaret edilebilirsiniz. Münih’in çoğu müzesinde geçerli olduğu gibi pazar günleri̇ giriş 1 Euro. Konum için tıklayın. Haritada 39 numara.

1.22 Bavyera Arkeoloji Müzesi (Archäologische Staatssammlung)

Fotoğraf Kaynak: Burkhard Mücke, 2024-04-15 Archäologische Staatssammlung nach Wiedereröffnung 06, CC BY 4.0

Archäologische Staatssammlung yani Bavyera Arkeoloji Müzesi, isminden de anlaşıldığı şekilde Bavyera bölgesinin arkeolojik tarihine ışık tutuyor. Prehistorik dönemden Bronz ve Demir Çağı’na, oradan Roma Dönemi’ne ve Orta Çağ’a pek çok buluntu ve obje bu müzede sergileniyor. Pazartesi günleri kapalı, kalan günlerde saat 10.00’dan itibaren ziyarete açık. Ve hatta pazar günleri müzeye giriş sadece 1 Euro. Konum için tıklayın. Haritada 40 numara.

1.23 Altstadt – Lehel’den Yeme-İçme Önerilerimiz

Hofbräuhaus am Platzl

Hofbräuhaus am Platzl: Hofbräu birası ve Bavyera lezzetleriyle 1589’dan beri hizmet veren Hofbräuhaus am Platzl için dünyanın en ünlü birahanelerinden biri diyebiliriz. Bavyera Dükü 5. Wilhelm tarafından kurulan Hofbräuhaus’un amacı sadece Bavyera mahkemesi için bira tedarik edebilmekmiş. Ardından yıllar geçe geçe 1828 yılında halka açılmış ve o günden beri yerli-turist demeden bütün ziyaretçilerine hizmet veriyor. Münih’e gidince uğranılması gereken yerlerden biri. Her gün saat 11’den gece yarısına kadar açıklar. Bir iki kişiyseniz rezervasyona gerek yok fakat dört kişiden fazlaysanız rezervasyon gerekli. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.

Schmalznudel – Cafe Frischhut

– Schmalznudel – Cafe Frischhut: Viktualienmarkt’a çıkan ana caddede bulunan Schmalznudel – Cafe Frischhut, ahşap cephesi ve vitrinin arkasındaki schmalznudel’leri ile lokal, turist fark etmeksinizin herkesin kahvaltı için uğradığı bir mekan. Schmalznudel ne ola ki diyecek olursanız bizim pişinin Münih versiyonu diyebiliriz. İçinde ve dışında oturma alanları mevcut. Bir Schmalznudel bir kahve ile tipik bir Bavyera kahvaltısı yapabilirsiniz. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.

Ratskeller München

Ratskeller München: Orta Çağ’daki tavernalar gibi gözüken Ratskeller München 1874’ten beri, Marienplatz’da, Münih Belediye Binası’nın orta avlusunda bulunuyor. Menüsünde otantik Bavyera tabaklarının yanında şinitzel gibi tanıdık lezzetler de var. Popüler bir yer olduğu için önünde kuyruk olabiliyor, denk gelmek istemiyorsanız online rezervasyon yaptırabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.

Cotidiano Promenadeplatz

Cotidiano Promenadeplatz: Almanya’da ve Avusturya’da pek çok şubesi bulunan, Münih’teki en sevdiğimiz brunch zincirlerinden biri olan Cotidiano’nun en merkezdeki şubesi. Amerikan stili büyük ve doyurucu tabaklı brunch seçenekleri bulmak istiyorsanız doğru adres. Eğer hafta sonu biraz geçe kalırsanız yer bulmakta zorlanırsınız ve sıra bekleyebilirsiniz. Google üzerinden rezervasyon yaptırabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.

Viktualienmarkt Kasapları: Viktualienmarkt’ta bulunan üç kasap: Metzgerei Setschin, Weilheimer Landmetzger ve Metzgerei Schäbitz’in hepsi uzun yıllardır aynı yerde hizmet veriyor. Üçü de aile mesleğiyle başlayıp zamanla şarküteri dükkanına dönüşmüş yerler. Sosisler, etler, salamlar ve biftek gibi çeşitlerin yanı sıra domuz ürünü yiyebiliyorsanız bir Bavyera spesiyali olan Leberkäs Semmel denilen ekmek arası domuz rosto sandviçlerini mutlaka deneyin deriz. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.

Ruff’s Burger

Ruff’s Burger Marienplatz: Almanya’nın popüler hamburgercilerinden biri. Münih’te de birkaç şubesi var. İster et ister tavuk ister vegan isterseniz de glutensiz bir hamburger sipariş verebiliyorsunuz. Daha çok ye-kalk bir sistem işliyor. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/brennerRestaurant

Brenner Restaurant: Münih’te klasik İtalyan mutfağı denemek istediğinizde tercih edebileceğiniz restoranlardan. Menüsünde makarna, et ve balık tabakları, salatalar ve tatlılar var. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.

HiT Bar: Münih merkezde bir otel olan Haus im Tal’in popüler rooftop barı. Belli bir saatten sonra dopdolu oluyor o nedenle de çok geçe kalmadan gelmeye bakın. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.

Der Pschorr: Viktualienmarkt’ın klasik mekanlarından. İç dekorasyonu modern ve geniş masalara sahip. Bavyera yerel mutfağını tadabileceğiniz bir yemek menüsü de var. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/ory.bar.muc

Ory Bar: 2024’ün en iyi otel barı seçilmiş bir bar. İçinde suşinin de olduğu bir menüsü var. Özellikle hafta sonları rezervasyon şart. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.

Chocolaterie Beluga: Viktualienmarkt’ta küçük bir çikolata dükkanı. İsterseniz el yapımı çeşit çeşit çikolata satın alabiliyorsunuz isterseniz de dışardaki küçük masalarında seçtiğiniz çikolatayı sıcak çikolata halinde alabiliyorsunuz. Size süt ve çubukta çikolata geliyor. Sıcak süte batıra batıra çikolatanızı eritip kendi sıcak çikolatınızı yapıyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.

KANSO COFFEE LAB: Zen minimalizmini andıran dekorasyonuyla bölgedeki ünlü kahve dükkanlarından. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.

sweet spot kaffee – specialty coffee: Münih’te iki konumda hizmet veren, farklı kavuruculardan kahveler sunan bir kahve dükkanı. İçinde kahve aksesuarları, hediyelik ürünler ve paket kahve de satılıyor. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/keepbanana

Keep Bañana ~ Café ~ Vegan Ice Cream: Sendlinger Tor civarında sağlıklı bir şeyler yemek istediğinizde şekersiz ve vegan gelato’ları, glutensiz muzlu ekmekleri ve kahveleri ile yardımınıza koşan bir kafe ve dondurma dükkanı. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.instagram.com/pageou.de

Pageou: Michelin yıldızlı şef Ali Güngörmüş’ün ismini Tunceli’de doğduğu köy “Pago”dan alan fine dining restoranı. Gitmeden rezervasyon yaptırmanız tavsiye edilir. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.

Restaurant Pfistermühle

Restaurant Pfistermühle: Geleneksel Bavyera yemeklerinin yenilikçi dokunuşlarla sofistike tabaklara dönüştüğü bir restoran. Et yemeklerinden çorbalara, başlangıçtan tatlılara dolu dolu bir menüsü var. Pazar ve pazartesi günleri kapalı, rezervasyon yaptırmak iyi olur. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/barcentralemunich

Bar Centrale: Küçük bir espresso barı. Akşam üzeri bir şeyler içmek için ayrıca bir menüsü ve yancı olarak makarna ve salataları da var. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.instagram.com/komu.restaurant/

KOMU: Michelin rehberinde yer alan, iki Michelin yıldızlı şef Christoph Kunz tarafından kurulmuş bir restoran. Atmosferi oldukça şık ve modern. Rezervasyon şart. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.

Fotoğraf Kaynak: herzog.bar

Herzog: Bir zamanlar Bavyera Dükü Wilhelm’in Maxburg’un inşa ettiği bir binada yer alan fine dining bir restoran ve bar. Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.

Augustiner Klosterwirt: Frauenkirche kilisesinin hemen karşısında bulunan ve geleneksel Bavyera lezzetlerini tadabileceğiniz otantik bir restoran. Baya talep görüyor ve önünde kuyruk oluşabiliyor. Bu sebeple başkalarıyla aynı masayı paylaşabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.

Pusser’s: Retro atmosferiyle eski tip bir kokteyl barı. Ayrıca rezervasyonla girebileceğiniz bir “piyano barı” da bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.

ONE Nation Munich: Hem grup egzersizleri ve yoga seanslarının da düzenlendiği bir spor salonu hem de sağlıklı seçenekler bulabileceğiniz bir restoran. Menüsünde bol bol Bowl, bananabread ve fit cheesecake var. Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.

The Klub Kitchen | München Löwengrube: Salataları, bowlları ve içecekleriyle sağlıklı alternatifler sunan bir brunch restoranı. Minimal ve ferah bir dekorasyonu var. Konum için tıklayın. Haritada 23 numara.

1.24 Altstadt – Lehel’de Önerdiğimiz Oteller ve Evler

Fotoğraf Kaynak: Booking.com

Mandarin Oriental Munich $$$: Şehrin en lüks, beş yıldızlı otellerinden. Bir restorana, Türk hamamına, açık yüzme havuzuna ve sağlıklı yaşam merkezine sahip.

BEYOND by Geisel – Adults only $$$: Modern-lüks tarzı yansıtan odalarıyla BEYOND by Geisel, sadece yetişkinlerin konaklayabildiği beş yıldızlı bir otel.

Platzl Hotel – Superior $$: Viktualienmarkt ve Hofbräuhaus Bira Fabrikası’na iki dakikalık yürümeyle ulaşabileceğiniz merkezi ve dört yıldızlı bir otel seçeneği.

Haus im Tal $$: Marienplatz ve Yeni Belediye Binası’na beş dakika yürüme mesafesinde bulunan Haus im Tal, sade ve modern oda-stüdyo dairelere sahip bir seçenek. Her biriminde wifi, tv, özel banyo ve bazılarında mutfak mevcut.

CORTIINA Hotel $$: Üç dakika yürüme mesafesinde bir metro istasyonu da olan, dört yıldızlı bir otel. Oda ve süitlerinde wifi, tv, klima, minibar ve özel banyo bulunuyor.

2. Maxvorstadt’ta Gezilecek Yerler

Maxvorstadt için Münih’in üniversite bölgesi desek yanılmayız. Ludwig-Maximilians-Universität ve Technische Universität München gibi Almanya’nın en prestijli üniversitelerinin bulunduğu bu bölge aynı zamanda Königsplatz’ı içinde bulundurmasıyla antik sanat müzelerine, modern sanat müzesi Lenbachhaus’a ve sinema seçeneği olan Gärtnerplatztheater’a sahip. Kısaca Maxvorstadt, kültürün ve sanatın nabzının attığı canlı bir bölge.

2.1 Ludwigskirche

Universität metro durağının hemen yanında bulunan Ludwigskirche bir Katolik kilisesi. Kral I. Ludwig tarafından mimar Friedrich von Gärtner’e yaptırılan kilise “Romanesk Revival” mimari tarzında tasarlanmış ve 1829-1844 yılları arasında inşası tamamlanmış. En önemli özellikleri arasında sadece kuşbakışı bakıldığında görünen rengarenk bir mozaik çatısı ve dünyanın en büyük fresklerinden biri olan Peter Cornelius’un “The Last Judgment” adlı freski var. Konum için tıklayın. Haritada 41 numara.

2.2 Königsplatz & Propylaea

Königsplatz’ı ilk gördüğünüzde aklınıza gelecek olan ilk şey muhtemelen burasının Akropolis’e ne kadar benzediği olacak. Gerçekten de öyle çünkü Königsplatz yani Kral Meydanı, Kral I. Ludwig tarafından muhteşem bir meydan inşa edilmesi emriyle, Atina’daki Akropolis modeli örnek alınarak yapılıyor. Zaten Akropolis’e gittiyseniz, oradaki Propylaea’dan da (Antik Yunan’da giriş yapısı, tak) bu meydandakini bağdaştıracaksınız. Bu meydanın tarihi bir önemi de var. Nasyonal Sosyalistler propaganda için Königsplatz’ı oldukça sık kullanmışlar. Öyle ki Nazi rejimi tarafından yasaklanan kitapların yakıldığı yer de tam olarak burası. Bu olaya ithafen spiral şekilli sembolik bir anıt olan “The Blacklist / Die Schwarze Liste” de meydanın tam ortasında bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 42 numara.

2.2.1 Staatliche Antikensammlungen (Devlet Antik Koleksiyonu)

Königsplatz’da, Glyptothek’in tam karşısında kalan, korint sütunlu neoklasik bina, Yunan ve Roma dönemlerine ait heykellerin, vazoların ve sanat eserlerinin sergilendiği kapsamlı bir müze. 1848’de Bavyera Kralı I. Ludwig tarafından inşa edilmiş. Müze binası II. Dünya Savaşı’ndaki bombalamalarda ciddi şekilde hasar görmüş olsa da aslına uygun şekilde restore edilerek 1960’larda yeniden kapılarını açmış. Burası da pazar günleri 1 Euro olan müzelerden. Pazartesileri dışında 10-17 saatleri arasında açık. Çarşambaları ise uzun ziyaret saatiyle 20’ye kadar gezebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 43 numara.

2.2.2 Glyptothek

Glyptothek kelimesinin kökeni ta Antik Yunan’a uzanıyor. Glyphein yani heykel yapmak ve theke, depo kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş. Heykellerin depolandığı yer demek olan Glyptothek’te, Kral I. Ludwig’in Antik Roma ve Yunan uygarlıklarına duyduğu derin tutkusu sebebiyle oluşturduğu büyük bir koleksiyon sunuluyor. Öyle ki burası dünyada antik heykellere adanmış olan tek müze. Pazartesi günleri kapalı fakat kalan günlerde saat 10.00’dan itibaren ziyarete açık. Ayrıca pazar günleri giriş sadece 1 Euro. Konum için tıklayın. Haritada 44 numara.

2.2.3 Lenbachhaus

Almanya’nın ilk demokratik hükümetinin yönetimde olduğu 1929 yılında kurulan Lenbachhaus, başta Blauer Reiter (Mavi Süvari) akımının örnekleri olmak üzere 19. yüzyıl akımı, klasik ve savaş sonrası modernizm ile birlikte modern sanatın önemli eserlerine ev sahipliği yapıyor. Wassily Kandinsky, August Macke ve Franz Marc gibi sanatçıların eserlerine ek olarak süreli sergiler de oluyor. Biz gittiğimizde Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi’ne benzer şekilde farklı tematik kutular içinde oluşturduğu “Şeylerin Tesellisi” adlı sergisi vardı. Pazartesi günleri kapalı. Her ayın ilk perşembesinde de ücretsiz şekilde ziyarete açık. Müzenin binası da sarı rengi ve Floransa stili İtalyan mimarisi ile ayrıca çok güzel ve güzel bir havada gelirseniz bahçesi de çok keyifli. Konum için tıklayın. Haritada 45 numara.

2.2.4 Staatliches Museum Ägyptischer Kunst (Devlet Mısır Sanatı Müzesi)

Türkçesiyle Mısır Sanatı Devlet Müzesi, yaklaşık 5.000 yıl öncesinden gelen heykeller, papirüsler, takılar ve objelerle Antik Mısır’a ışık tutan dünyanın en saygın Antik Mısır koleksiyonlarından biri. Burada bulunan en önemli eserler arasında Firavun Thutmosis III’e ait yaklaşık dört bin yıllık cam bir kadeh bulunuyor. Pazartesileri kapalı olan müze, kalan günlerde 10:00 ve 18:00 saatleri arasında açık. Üstelik pazar günleri giriş sadece 1 Euro. Konum için tıklayın. Haritada 46 numara.

2.3 Alte Pinakothek

Bavyera Krallığı’nın sanata ve mimariye olan merakı sanıyoruz ki inkar edilemez. Bu krallığın üyelerinden Kral I. Ludwig de sanat eserleri biriktirmeye meraklı bir koleksiyoncuymuş. Biriktirdiği eserleri halka açmaya karar verdiğinde Mimar Leo von Klenze’ye bir bina tasarlatmış ve 1836’da açılan bu müze de döneminin Avrupa sanatında öncü olmuş. Botticelli, Leonardo da Vinci, Raphael, Titian ve Rubens gibi sanat tarihinin usta isimlerin eserleri koleksiyonunda bulunuyor. Özellikle 14-18. yüzyıllar arasındaki Batı Avrupa sanatının izlerini taşıyan eserler arasında Rönesans ve Barok dönemine ait 700’den fazla “başyapıt” bulunuyor. Bu başyapıtlar içinde Leonardo da Vinci’den “Madonna of the Carnation”, Albrecht Dürer’den “Self-Portrait in a Fur Coat”, Rembrandt’tan “Youthful Self-Portrait” ve Rubens’ten “The Great Last Judgement” sayılabilir. Pazartesi günleri kapalı olan müze kalan günlerde saat 10.00’dan itibaren açık. Pazar günleri çoğu müzede geçerli olan 1 Euro kampanyası burada da aynen mevcut. Eğer Münih’te tek bir klasik sanat müzesi gezecekseniz o burası olsun. Konum için tıklayın. Haritada 47 numara.

2.4 Pinakothek der Moderne

2002 yılında modern sanata katkı sağlayabilmek amacıyla açılan Pinakothek der Moderne, Stephan Braunfels tarafından tasarlanan dört katlı binasıyla konu modern ve çağdaş sanata geldiğinde önemli rol oynayan müzelerden biri. Bizce burası da şehirde tek bir modern/çağdaş sanat müzesi gezmek için vaktiniz varsa tercih etmeniz gereken yer. Odaklandığı alanlar temelde dört ana disiplinden oluşuyor ki bunlar modern sanat, grafik tasarım, mimarlık ve endüstriyel tasarım.

Modern sanat koleksiyonuna geldiğimizde bir köşede Picasso, Dalí, Kandinsky ve Warhol’u görürken diğer taraftan Paul Klee ve Francis Bacon’ın eserleri bize göz kırpıyor. Grafik koleksiyonu ise dünyanın en büyük grafik tasarım koleksiyonlarından biri. Rembrandt, Francisco de Goya ve Paul Cézanne gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserlerinin eşlik ettiği dile kolay 400.000 farklı türdeki eser, grafik tasarımın tarihini ve gelişimini ziyaretçilerinin gözü önüne seriyor. Mimarlık bölümünde Le Corbusier, Ludwig Mies van der Rohe ve Zaha Hadid gibi daha pek çok sanatçının çizimlerini, modellerini ve projelerini inceleme fırsatı buluyoruz. Son olarak tasarım koleksiyonu Dieter Rams, Charles ve Ray Eames gibi sanatçıların eserlerinden Bauhaus tasarımlarına, tasarım tarihinin evrimini yansıtan geniş bir seçkiye sahip. Pazartesi günleri hariç her gün 10.00’da açılan müze pazartesi günleri kapalı. Pazar günleri ise 1 Euro’luk biletlerle indirimli şekilde gezebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 48 numara.

2.5 Museum Brandhorst

Rengarenk 36.000 çubuktan oluşan dış cephesiyle dikkat çekici bir binaya sahip olan Museum Brandhorst, Maxvorstadt bölgesinin modern sanat müzelerinden biri. 2009 yılında açılan müzenin temeli Anette ve Udo Brandhorst’un özel koleksiyonlarına dayanıyor. Andy Warhol, Keith Haring ve Cy Twombly’un eserleri ağırlıklı olmak üzere Jean-Michel Basquiat ve Damien Hirst gibi sanatçıların eserleri de müzede var. Pazartesi günleri kapalı, diğer günlerde 10:00 ve 18:00 arasında ziyaret edilebilir. Pazar günleri biletler 1 Euro. Konum için tıklayın. Haritada 49 numara.

2.6 Siegestor & Leopoldstraße

Bölgenin iki önemli caddesinin, Ludwigstrasse ve Leopoldstrasse’nin birleştiği noktada bulunan Siegestor 1850’lerde yapılmış bir zafer takı. Görünüş olarak Paris’teki Arc de Triomphe ile kardeş gibiler. Yirmi bir metrelik yapının üstünde bulunan quadriga at yerine dört aslandan ve Bavaria isimli azizden oluşuyor. Takın üstünde görebileceğiniz “Dem bayerischen Heere” sözüyle ise Bavyera ordusuna selam çakılmış. Konum için tıklayın. Haritada 50 numara.

Takın devamında uzanan Leopoldstraße ise Bavyera Prensi Luitpold’un oğlu Leopold’un adını almış popüler bir alışveriş caddesi. Burada bulunan mağaza ve dükkanlara ek olarak kafe ve restoran sayısının bolluğuyla bir şeyler yemek veya vakit geçirmek için pek çok seçeneğe sahipsiniz. Yolunuz düşerse Amerikalı heykeltıraş Jonathan Borofsky’nin devasa heykeli Walking Man’i de görmeden dönmeyin deriz. Konum için tıklayın. Haritada 51 numara.

2.7 Maxvorstadt’ta Yeme-İçme Önerilerimiz

Man Versus Machine Coffee Roasters

Man Versus Machine Coffee Roasters: Michelin yıldızlı restoranlara ve Almanya dışında pek çok ülkeye kendi kavurdukları kahveleri temin eden, Münih’te üç şubesi olan en hip kahve dükkanı. Sıkı bir kahveseverseniz, buradaki şubesinde olmasa bile bir şubesine mutlaka uğrayın. Konum için tıklayın. Haritada 24 numara.

Peet and the Flat White: Renkli bir minimal tarza sahip olan, adından da anlaşılabileceği gibi Flat White’ıyla meşhur bir kafe. Atıştırmak için kruvasan, kek ve cheesecake’leri de var. Konum için tıklayın. Haritada 25 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/maryscoffeeclub

Mary’s Coffee Club Maxvorstadt: Mary’s Coffee Club, neredeyse günün her saati kahvaltı veya brunch tabağı bulabileceğiniz renkli bir kafe. Tatlıları ve hamburgerleri de var. Konum için tıklayın. Haritada 26 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/Standl20

Standl 20: Mola verip bir şeyler içebileceğiniz bir kahve dükkanı olan Standl 20, kendi kavurduğu kahveleri ve hamur işleriyle pazar günleri hariç her gün açık. Konum için tıklayın. Haritada 27 numara.

Café Puck: Brunch tabakları ve sandviçleri ile meşhur, lokal bir kafe. Porsiyonları baya büyük. Online rezervasyon yaptırılabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 28 numara.

roca junior – artisan coffee: Sahibi Onur Kaya’nın yüksek lisansını yarıda bırakıp hayallerinin peşinden koşmak için açtığı küçük bir kahve dükkanı. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 29 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/goerreshof

Görreshof Wirtshaus: Ahşap dekorasyonu ve samimi atmosferiyle geleneksel Bavyera lezzetlerini tadabileceğiniz otantik bir restoran. Menüsünde salatalar, çorbalar, et yemekleri ve tatlılar bulunuyor. Rezervasyon yaptırmanız faydalı olacaktır. Konum için tıklayın. Haritada 30 numara.

Max Emanuel Brauerei – Wirtshaus und Biergarten: Hem bir biergarten hem de modern bir ortamda Bavyera tipi ev yemekleri yiyebileceğiniz bir restoran. Konum için tıklayın. Haritada 31 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.instagram.om/supernova_munich

SUPERNOVA Bar & Trattoria: Üniversite yakınlarında bulunan bir İtalyan restoranı. İster brunch ister akşam yemeği için tercih edilebilir. Canlı renklerin kullanıldığı çağdaş bir dekorasyonu var. Biraz hip bir mekan o nedenle de rezervasyon yaptırmak iyi olur. Konum için tıklayın. Haritada 32 numara.

Bodeguita: Bir şeyler içerken tapas keyfi yapmak istiyorsanız uğrayabileceğiniz küçük bir tapas barı. Rezervasyon tavsiye edilir. Konum için tıklayın. Haritada 33 numara.

Le Refuge: Maxvorstadt’ta bulunan küçük bir Fransız restoranı. Lokallerin de sıklıkla tercih ettiği bir yer. Et yemeklerinden, deniz mahsullerinden, salata, çorba ve tatlılardan oluşan bir menüsü var. Konum için tıklayın. Haritada 34 numara.

Neo-Brasserie Hoiz: Rustik bir dekorasyonu ve rahat bir atmosferi bulunan restoran. Fransız mutfağı dokunuşlu bir menüsü var. Rezervasyon yaptırmak faydalı olacaktır. Konum için tıklayın. Haritada 35 numara.

Löwenbräukeller – Das Original: Etkileyici tarihi bir yapıda bulunan, hem geleneksel bir restoran hem de Almanya’nın en eski ve en köklü biergartenlerinden biri. Çok talep gördüğü için önceden rezervasyon yaptırmak lazım. Konum için tıklayın. Haritada 36 numara.

Cafe Königin 43: Üniversite bölgesinde bulunan ve öğrencilerin uğrak noktası olan bir kafe. Kahvaltı ve brunch tabakları, “strudel” başta olmak üzere tatlıları beğeniliyor. Konum için tıklayın. Haritada 37 numara.

2.8 Maxvorstadt’tan Önerdiğimiz Oteller ve Evler

Fotoğraf Kaynak: Booking.com

Rocco Forte The Charles Hotel $$$: Spa ve sağlıklı yaşam merkezi, teras, bar ve restorana sahip olan Rocco Forte The Charles Hotel lüks olanaklarıyla beş yıldızlı bir tasarım oteli.

PRIME – City Apartment für 6 – Neu & Modern $$: Toplam 6 kişinin konaklamasına uygun bir daire seçeneği. Konigsplatz ve Münih Merkez İstasyonu’na birkaç kilometre mesafede.

Hotel im Hof $$: Theresienstrasse Metro İstasyonu’na da beş dakika mesafede, yakınlarında Alte Pinakothek ve Lenbachhaus gibi gezilecek yerler bulunan bir otel seçeneği.

King’s Hotel Center Superior $$: Karlsplatz ve Lenbachhaus’a yürüme mesafesinde bulunan, ahşap mobilyaların bulunduğu, klasik tarza sahip bir otel seçeneği.

3. Ludwigsvorstadt – Isarvorstadt & Schwanthalerhöhe’de Gezilecek Yerler

Geldik Münih’in tartışmasız en renkli ve kültürel açıdan en zengin mahallelerine: Ludwigsvorstadt-Isarvorstadt ve Oktoberfest’e ev sahipliği yapan komşusu, şehirdeki festival atmosferini deneyimlemek için ideal yer olan Schwanthalerhöhe. Buralarda Isar Nehri’nin kenarında yürüyüşler yapabileceğiniz parklar da var, Gärtnerplatz’dan açılan ve Münih’in gay mahallesi olarak bilinen Glockenbachviertel gibi hareketli mahalleler de… Gece hayatı, kafe kültürü ve uluslararası bir ortam arıyorsanız bu bölgeye daha fazla zaman ayırabilirsiniz bizce.

3.1 Deutsches Museum

Deutsches Museum, Alman teknolojisi-mekaniği-sistemi denen kavramların zamanla nasıl üst üste eklenerek sınırları aşan seviyeye ulaştığını gösteren interaktif bir müze. 1903 yılında, Isar Nehri üstünde bulunan bir adaya 28.000 metrekarelik geniş bir alanı kapsayacak şekilde inşa edilmiş. Dünyanın en büyük bilim ve teknoloji müzelerinden biri olan Deutsches Museum’da havacılık ve uzaydan denizciliğe, madencilikten robotik ve yapay zekaya çeşitli teknolojik temaları işleyen sergiler bulunuyor. Tabii geçmiş ve günümüzden eserleri içermesinin yanında ziyaretçilerin katıldığı deneyler ve interaktif etkinlikler bu müzenin ayırt edici özelliklerinden. Müze, ilgi çekici atölyeleri sayesinde çocukların ve özellikle bilime meraklı olan herkesin ziyaretine her gün 9:00 ve 17:00 saatleri arasında açık. Deutsches Muesum’a online bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 52 numara.

3.2 Isar Nehri Kıyısı

Isar Nehri, Alpler’den doğarak Avusturya’nın Tirol, Almanya’nın Bavyera bölgelerinden geçerek Tuna Nehri’ne dökülen bir nehir. İşte bu nehir Münih’e de uğruyor ve bu şehri içinden su geçen bir şehir yapıyor. Isar Nehri kıyısınca bir yürüyüş yapmak bizce güzel bir havada şehirde yapılabilecek en güzel aktivitelerden. Biraz soluklanmak isterseniz tavsiyemiz Isarpark denilen geniş yeşil alan. Konum için tıklayın. Haritada 53 numara.

3.3 Gärtnerplatz ve Glockenbachviertel

Fotoğraf Kaynak: Andreas Praefcke, Gärtnerplatz vom Theater, CC BY 3.0

Yaz kış demeden gençlerin, yaşlıların, bekarların veya ailelerin sıklıkla buluşmak için tercih ettiği Gärtnerplatz, Akdeniz esintileri taşıyan çiçekleri ve peyzaj düzenlemesiyle şehrin en dinamik meydanlarından biri. Peyzaj mimarı Friedrich von Gärtner adına 1860’larda yaptırılan meydan Gärtnerplatz Tiyatrosuna da oldukça yakın. Konum için tıklayın. Haritada 54 numara.

Glockenbachviertel ise 1950’lerden beri şehrin LGBTQ+ komünitesinin evi olarak görülen mahallesi. Burada trafik lambaları bile LGBTQ+ dostu. Bölge mahalle barları, gece klüpleri, hip cafeleri ile hala çok renkli. Öyle ki zamanında Freddie Mercury bile buradaki barlardan birine doğum gününü kutlamaya gelmiş ve o geceden sahneleri “Living On My Own” klibinde kullanmış. Konum için tıklayın. Haritada 55 numara.

3.4 Theresienwiese

Oktoberfest kültürünü az çok biliyor ve takip ediyorsanız Theresienwiese’nin ününü muhtemelen duymuşsunuzdur. Her yıl düzenlenen Oktoberfest’le uluslararası bir üne sahip olan Theresienwiese, daha çok lokallerin bildiği ve katıldığı Spring Festival ve Tollwood Winter Festival’in de ev sahibi. Bu sebeple hem nitelik hem de nicelik açısından Münih’in en büyük açık hava etkinlik alanı. Oktoberfest geleneği nasıl başladı sorusu tam olarak bu etkinlik alanıyla cevaplanıyor. 1810 yılında Bavyera Prensi Ludwig ile Prenses Therese’nin evlenmesinin ardından bütün halkın günlerce katıldığı bir kutlama dönemi oluyor ve bunu takip eden yıllarda da gerçekleşen festival geleneğiyle, ta da, ortaya Oktoberfest çıkıyor. 42 hektarlık alanıyla Theresienwiese bu festivallerin yanında basketbol, kaykay gibi birçok sporu yapabileceğiniz alanlara, Bavaria Heykeli gibi mimari ve kültürel önemi olan yapılara da sahip. Konum için tıklayın. Haritada 56 numara.

3.5 Bavaria Heykeli

Oktoberfest’in her yıl düzenlendiği meydan Theresienwiese’de bulunan Bavaria Heykeli, on sekiz metre yüksekliğinde görkemli bir kadın heykeli, Bavyera Özgür Devleti’ni koruyan sembolik bir aziz figürü aynı zamanda. 1843 yılında Münihli sanatçı Ludwig Schwanthaler tarafından tasarlanmış ve I. Ludwig tarafından yaptırılmış. Çoğu yerlinin bile bilmediği şekilde cüzi bir miktar ödeyerek heykelin en tepesine çıkabiliyorsunuz. Özellikle de Oktoberfest döneminde, Theresienwiese’nin panoramik manzarasını görebilmek için farklı bir alternatif. Konum için tıklayın. Haritada 57 numara.

3.6 Endless Staircase

Fotoğraf Kaynak: Peermucl, “Endless Staircase” KPMG Munich, CC BY-SA 4.0

Endless Staircase ünlü Danimarkalı sanatçı Olafur Eliasson tarafından akışı, bir hedef olmadan akıp giden hayatı yansıtan 2004 yılında tasarlanmış bir merdiven enstalasyonu. Döngüsel çelik merdivenlerden oluşan eserin gerçekten de bir sonu ve başlangıcı yok. KPMG binasının avlusunda yer alan eser normal şartlarda halka açık ve ücretsiz şekilde ziyaret edilebiliyor fakat gittiğimizde kapalıydı ve iki seneliğine daha kapalı kalacağını öğrendik. Yani kabaca bir hesapla 2026’da yeniden açılmış olmasını umuyoruz. Konum için tıklayın. Haritada 58 numara.

3.7 Ludwigsvorstadt – Isarvorstadt & Schwanthalerhöhe’den Yeme İçme Önerilerimiz

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/daskulinariat

Das Kulinariat: Schwanthalerhöhe’de, hem bir restoran hem de etkinlik mekanı olarak hizmet veren, karmaşık olmayan, sade ama yine de vurucu tabaklar yaratan bir şef restoranı. Küçük bir yer olduğu için rezervasyon yaptırmanız tavsiye. Pazartesi ve salı günleri kapalılar. Konum için tıklayın. Haritada 38 numara.

stray coffee roasters: Flat White ve Cappuccino’ları ile dikkat çeken kafelerden biri. Kendi kavurdukları kahveleri paket şeklinde de satın alabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 39 numara.

– Rosso Mille Miglia: Odun fırınıyla 1970’ten beri pizzalar pişiren bir İtalyan mutfağı restoranı. Pizzalarının yanında makarna, et ve balık tabakları da bulunuyor. Yalnız bir pizza araba tekeri kadar, porsiyonlar devasa. Her gün açık ve rezervasyon kabul ediyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 40 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.augustinerkeller.de

Augustiner-Keller: Augustiner-Keller, büyük bir biergarteni de olan geleneksel bir restoran. Ahşap tavanların, masaların ve şamdanların olduğu rustik bir havaya sahip. Menüsünde çoğunlukla Bavyera mutfağının lezzetleri var. Çok kalabalık değilseniz rezervasyon gerekli değil. Konum için tıklayın. Haritada 41 numara.

Daintree Pinsa Bar

Daintree Pinsa Bar: Pizzaya benzeyen “pinsa” isimli hamur işiyle ünlü bir restoran. Menüsünde çeşit çeşit pinsalarının yanında salata ve paylaşımlık başlangıçlar gibi seçenekler de var. İnternet sitesinden rezervasyon yapılabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 42 numara.

Botanista Café Club: Sağlıklı tabaklarıyla revaçta olan bir brunch ve kahvaltı mekanı. O nedenle de sabah saatlerinde önünde kuyruk oluşabiliyor, o yüzden rezervasyon yaptırmak faydalı olabilir. Konum için tıklayın. Haritada 43 numara.

Eiscafé Eismeer: Münih’te ünlü bir dondurmacı. Her dondurması doğal malzemelerden yapılıyor. İster sütlü isterseniz de vegan çeşitlerden tercih yapabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 44 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/waltzgasthaus

– Gasthaus Waltz: Münih’te Avusturya mutfağını deneyimleyebileceğiniz bir restoran. Bar kısmı da bulunuyor. Salı ve çarşamba günleri kapalı. Rezervasyon tavsiye edilir. Konum için tıklayın. Haritada 45 numara.

Bingo: Münih’te farklı bir şeyler denemek isteyenler için ideal bir mekan. Uluslararası mutfaktan lezzetleri kendi dokunuşlarıyla yorumluyorlar. Pazar ve pazartesi günleri kapalılar. Konum için tıklayın. Haritada 46 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/madamannaekke

Madam Anna Ekke – Glockenbach: Şehirdeki en sevdiğimiz brunch mekanlarından olan Madam Anna Ekke’in Glockenbach şubesi. Pankekler, focaccia’lar, çırpılmış yumurtalarla dolu brunch tabakları ve tapas üzerine odaklanmış. İnternet sitesi üzerinden rezervasyon yapılabilir. Haftanın her günü açık. Konum için tıklayın. Haritada 47 numara.

Garçon: Vinil plaklardan çıkan melodilerin ortamı doldurduğu, popüler bir kokteyl barı. Pazar günleri hariç her gün açık. Rezervasyon kabul etmiyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 48 numara.

Zephyr Bar: Isar Nehri’ne yakın, oldukça meşhur bir kokteyl barı. Pazartesi günleri kapalı, rezervasyon kabul etmiyorlar. Bu sebeple açılmadan önce önünde kuyruk oluşabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 49 numara.

Gärtnerplatz Alm: Rustik atmosferli bir fondü restoranı. Fondü deyince aklımıza sadece çikolata gelebiliyor fakat öyle değil, menüsünde farklı aromalı peynir fondüleri var. Rezervasyon yaptırmanız iyi olur. Konum için tıklayın. Haritada 50 numara.

Xaver’s

Xaver’s: Ahşaplar içinde geleneksel bir Bavyera restoranı. Eskilerin hancıyla misafir ilişkisini ve o samimiyeti devam ettiriyor. Yerel seçeneklerin olduğu bir menüsü var. Haftanın her günü açık. Rezervasyon şart. Konum için tıklayın. Haritada 51 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/gigimunich

– Gigi Trattoria: Otantik Napoliten pizzaları, makarnaları, ızgaraları ve tatlılarıyla popüler bir İtalyan restoranı. Bir bar kısmı da var. Her gün açık, rezervasyon tavsiye. Konum için tıklayın. Haritada 52 numara.

Wagners Juicery: Çeşit çeşit smoothie bowl’lar, fit kaseler, meyveli smoothie’ler ve soğuk sıkım meyve suları ile güne taze bir başlangıç yapmak isteyenler için güzel bir seçenek. Konum için tıklayın. Haritada 53 numara.

Gaststätte Burg Pappenheim: Şinitzelleri ve köfteleriyle tavsiye edilen, turistik olmayan bir Bavyera restoranı. Samimi bir atmosferi var. Konum için tıklayın. Haritada 54 numara.

AVIN: Glockenbachviertel bölgesinde bulunan ve tabaklarında yaratıcı kreasyonlar sunan, lokallerin tercihi bir restoran ve şarapevi. Konum için tıklayın. Haritada 55 numara.

3.8 Ludwigsvorstadt – Isarvorstadt & Schwanthalerhöhe’den Önerdiğimiz Oteller ve Evler

Fotoğraf Kaynak: Booking.com

Koenigshof, a Luxury Collection Hotel $$$: Bölgedeki beş yıldızlı lüks otellerden biri. Fitness merkezi, barı, üç restoranı bulunan otelde her sabah açık büfe kahvaltı servis ediliyor.

Hotel Deutsche Eiche $$: Isartor’a yaklaşık beş dakika yürüme mesafesinde bulunan, modern mobilyaların ve doğal tonların kullanıldığı odalarla hizmet veren bir otel.

Lizz Hotel Munich $$: Sendlinger Tor’a yaklaşık on dakika yürüme mesafesinde, oldukça merkezi bir konumda otel seçeneği. Her odası ücretsiz wifi, tv, minibar ve özel banyoya sahip.

Jugend- und Familienhotel Augustin $$: Oktoberfest’in düzenlendiği yere yakın, restoran, bar ve özel otoparkı bulunan, klasik odalarına ek olarak aileler için uygun odaları da mevcut olan uygun fiyatlı bir otel.

Luxury Omaruru-Design-Apartment Deluxe $: Minimal ve modern dekorasyona sahip maksimum 6 kişilik bir daire opsiyonu. Toplam iki yatak odası, bir oturma odası, tam donanımlı bir mutfağı, banyosu ve teraslı bahçesiyle yaklaşık 110 metrekare büyüklüğünde.

4. Schwabing’de Gezilecek Yerler

Schwabing, Münih’in en bohem, en yükselen trend bölgelerinden biri. Yeni yeni açılan hip kafeleri, dünya mutfağına dair mekanları, galerileri ve butik dükkanları ile şehre modern bir dokunuş katan mahallelerinden. Özellikle gençlerin, yaratıcı endüstrilerde çalışanların ve sanatçıların şehirdeki uğrak noktalarından.

4.1 İngiliz Bahçesi (Englischer Garten)

İngiliz Bahçesi, Isar Nehri kıyısında 375 hektarlık büyüklüğüyle dünyanın en büyük şehir parklarından biri. Tabi hektar mektar derken ne kadar büyük olduğu insanın kafasında tam olarak canlanmayabiliyor. Şöyle diyelim, New York’taki Central Park’tan bile daha büyük… Şehrin manzarasını panoramik olarak izleyebileceğiniz Monopteros isimli tapınak benzeri yapıya, yirmi beş metrelik bir Çin Kulesi’ne, geleneksel Japon çay seremonisini deneyimleyebileceğiniz Japon Çay Evi’ne ve yapay dalga oluşturularak sörf tutkunlarına hitap eden Eisbachwelle noktasına sahip. Tabi bunların yanında koşu yolları, göletler ve çimenlik alanlar da parkta bulunuyor. Münih’te çoğu saraya ve botanik parka ilham olmuş Fransız peyzaj mimarisinin aksine bu parkta İngiliz tipi peyzaj tasarımı kullanılmış. İsminin İngiliz Bahçesi olmasının sebebi de burada yatıyor. Konum için tıklayın. Haritada 59 numara.

4.1.1 Eisbachwelle

İngiliz Bahçesi’nin şehir merkezine yakın olan ucunda bulunan Eisbachwelle, yapay dalgaların oluşturulmasıyla bir okyanus kadar kuvvetli dalgalara sahip ve bu sebeple sörfçülerin, onları izleyenlerin ve fotoğrafçıların yıl boyunca uğradığı enteresan bir durak. Güzel haberse şu. Dengenize güveniyorsanız siz de burada bir sörf deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Eisbachwelle’de sörf deneyimi için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 60 numara.

4.1.2 Monopteros

Yaklaşık 370 hektarlık genişliğiyle Münih’in en büyük parkı olan Englischer Garten’ın en yüksek tepesinde bulunan Monopteros, Bavyera Kralı I. Ludwig tarafından yaptırılan ve kralın antik kültürlere olan tutkusunu Yunan-Roma mimarisiyle yansıtan tapınak görünümlü bir yapı. Leo von Klenze’ye tasarlatılmış ve parkın imza görünümlerinden biri. Yüksek konumu nedeniyle şehri, gün batımını izlemek, arkadaşlarla buluşmak veya piknik yapmak için sıklıkla tercih ediliyor. Konum için tıklayın. Haritada 61 numara.

4.1.3 Çin Kulesi (Chinesischer Turm)

Englischer Garten içinde, 25 metrelik bir Çin Kulesi görürseniz şaşırmayın! Bir örneğini de Brüksel’deki Laeken Park’ta gördüğümüz bu tip Uzak Doğu yapılarını parkların içine yaptırmak 18-19. yıllarının Avrupasında oldukça popülermiş. Bu kule de I. Karl Theodor tarafından 1790’larda dönemin modasına uygun olarak yaptırılmış. Kulenin etrafında çok popüler bir biergarten de var ve özellikle ilkbahar-sonbahar arası dönemde çok işlek. Konum için tıklayın. Haritada 62 numara.

4.2 Mahallenin Art Nouveau’nun Alman Versiyonu Jugendstil Evleri

Schwabing’in bir diğer özelliği de mahalle arasında karşınıza çıkacak çok güzel Art Nouveau’nun Almanya’da etkili olan versiyonu Jugendstil apartmanları. 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar etkili olan bu mimari üslupta Art Nouveau’daki gibi organik formlar, zarif kıvrımlar, doğa temaları (çiçekler, yapraklar, dalgalar vb.), geometrik desenler, vitraylı pencereler ön planda. Özellikle de Schwabing’in eski sokaklarında bu stilin örnekleri bolca karşınıza çıkacak. Biz yürüyüşlerimiz sırasında gözümüze çarpan birkaç örneği sizin için haritada işaretledik ama eminiz ki siz de en az bunlar kadar güzel başka örneklere de rastlayacaksınız.

1. ve 2. Ev (Yan Yana): Konum için tıklayın. Haritada 63 numara.
3. Ev: Konum için tıklayın. Haritada 64 numara.

4.3 Münih Olimpiyat Parkı (Olympiapark)

Fotoğraf Kaynak: Tiia Monto, Munich – Olympiapark 3, CC BY-SA 3.0

1972 yılı Yaz Olimpiyatları’na ev sahipliği yapabilmesi amacıyla tasarlanan Münih Olimpiyat Parkı neredeyse bir milyon metrekarelik alanıyla günümüzde hem doğayla iç içe vakit geçirmek hem de düzenlenen kültürel-sportif etkinliklere katılmak isteyenlerin geldiği devasa bir reakreasyon alanı. Parkta bulunan yüzme havuzu, göl ve olimpiyat salonu gibi olanakların yanına en karakteristik yapı tabii ki Alman mimar Frei Paul Otto’nun çadır çatısıyla ikonikleşmiş Olimpiyat Stadyumu. 1972 Olimpiyat Oyunları’nın açılış ve kapanış törenlerine, FC Bayern ve TSV 1860 München maçlarına mesken olmuş stadyumda şimdilerde Coldplay veya Adele gibi dünyaca ünlü grupların, sanatçıların konserleri ve bazı spor etkinlikleri yer alıyor. Konum için tıklayın. Haritada 65 numara.

4.4 BMW Welt

BMW Welt için pek çok şey denebilir ama en doğrusu sanıyoruz ki büyük bir deneyim merkezi olduğu. Coop Himmelb(l)au isimli mimarlık şirketi tarafından tasarlanan BMW Welt sadece BMW’nin değil başka araba markalarının da araçlarının sergilendiği, veya özel bir seremoniyle satın alındığı modern bir yapı. Bunun yanında teknolojik sergilerin ve yenilikçi etkinliklerin düzenlendiği kültürel bir alan. İki Michelin yıldızlı restoranı Restaurant EssZimmer ve BAVARIE BY KÄFER isimli başka bir restoranıyla Bavyera mutfağını deneyimlemeye olanak veren bir gastronomi merkezi. En iyi tarafı ise her gün gece yarısına kadar açık olan BMW Welt’i ücretsiz şekilde gezebiliyor oluşunuz. Fakat buraya bağlı bir diğer yapı olan BMW Museum için bilet alınması gerekiyor. Konum için tıklayın. Haritada 66 numara.

4.5 BMW Museum

BMW Welt ile aynı alanda bulunan BMW Museum ise markanın tarihsel yolculuğunu gözler önüne seren koleksiyon ve sergilerin olduğu, özellikle de markanın meraklılarının ilgisini çekecek bir müze. İnteraktif deneyimlere, rehberli turlara ve düzenlenen özel etkinliklere ev sahipliği yapan müzeye giriş için biletler kapıdan veya internet sitesi üzerinden alınabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 67 numara.

4.6 Schwabing’den Yeme İçme Önerilerimiz

Cotidiano Schwabing

Cotidiano Schwabing: Merkezdeki şubesinden de bahsettiğimiz, sabah, öğle, akşam fark etmeden kendinize uygun bir şeyler bulabileceğiniz bir restoran. Yoğun saatlerde gidecekseniz rezervasyon yaptırmanız iyi olur. Konum için tıklayın. Haritada 56 numara.

caffè conte

caffè conte: Kahvaltı ve brunch tabakları, öğle yemekleri, sandviçleri, makarnaları ve tatlıları ile çeşit çeşit seçeneğe sahip olan, kahveleri de ayrıca lezzetli bir kafe. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 57 numara.

Suuapinga – Specialty Coffee: Sade ve minimal bir tarza sahip olan Suuapinga, Münih’te toplam dört şubesi bulunan ve kendi kahve çekirdeklerini işleyip kahveler yapan üçüncü dalga bir kahve dükkanı. Paket halinde de çekilmiş kahvelerini satın da alabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 58 numara.

Biergarten am Chinesischen Turm

Biergarten am Chinesischen Turm: İngiliz Bahçesi’nndeki karakteristik Çin Kulesi’nin altında kalan, oldukça popüler olan bir biergarten. Zaman zaman kulenin altında müzik etkinlikleri de gerçekleşiyor. Böyle günlerde ağaçların altında keyifli zaman geçirmek isteyenlerce dolup taşıyor. Geleneksel-mevsimsel tabaklar, vegan opsiyonlar ve pretzel gibi atıştırmalıklar da var. Her gün açık. Konum için tıklayın. Haritada 59 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/seehaus.muenchen

SEEHAUS im Englischen Garten: İngiliz Bahçesi’ndeki Kleinhesseloher See gölüne sınır bir biergarten. Aynı zamanda birkaç haftada bir değişen menüsüyle şık bir restoran olarak da hizmet veriyor. Ağaçların altında, göl manzarasını izleyerek bir şeyler yiyip içmek istiyorsanız ideal. Haftanın her günü açık. Konum için tıklayın. Haritada 60 numara.

Weinbauer: Bavyera mutfağını deneyimlemek istediğinizde tercih edebileceğiniz restoranlardan. 1861’den beri hizmet veriyor. Etli yemeklerin, çorbaların ve salataların yanında vejetaryen tabakları da bulunuyor. Rezervasyonu internet sitesi üzerinden yaptırabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 61 numara.

Condensa – Authentic Mexican Taste: Münih’te üç şubesi bulunan Condensa, menüsüyle Meksika’yı Münih’e getiren bir Meksika restoranı. Daha çok büfe tarzı, uzun uzun oturmak istiyorsanız ideal değil. Menüsünde burrito, quesedilla, taco ve salatalar bulunuyor. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 62 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/bohemeschwabing

La Bohème Schwabing: Kırmızı deri koltukları, tuğla duvarları ve bakır lambalarıyla modern-endüstriyel bir görünüme sahip olan La Bohème Schwabing, biftek odaklı bir Fransız restoranı. Haftanın her günü açıklar, rezervasyon tavsiye edilir. Konum için tıklayın. Haritada 63 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/MUniqoRooftopBar

M’Uniqo Rooftop Bar: Hyatt otellerine bağlı bir teras ve kokteyl barı. Bir şeyler içmek, sosyalleşmek ve Münih manzarasını panoramik şekilde seyretmek için ideal. Akdeniz esintili bir yiyecek menüsü de mevcut. Pazar ve pazartesi günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 64 numara.

4.7 Schwabing’den Önerdiğimiz Oteller ve Evler

Fotoğraf Kaynak: Booking.com

Breakfast at Tiffany’s $$: 120 metrekare büyüklüğündeki Breakfast at Tiffany’s bu bölgede tercih edebileceğiniz daire seçeneklerinden biri. Toplamda dört çekyat ve bir yatağa sahip olmak üzere 2 yatak odası, bir oturma salonu, bir mutfak ve banyodan oluşan daireler modern ve endüstriyel tarzda dekore edilmiş.

Bob W $$: Modern ve minimal çizgilere sahip olan daireleriyle hizmet veren bir tesis. Hohenzollernplatz Metro İstasyonu’na üç dakika yürüme mesafesinde. Her odasında mini mutfak, özel banyo, düz ekran tv, wifi ve kahve makinesi var.

Timehouse Serviced Apartments $$: Çevresinde İngiliz Bahçesi ve BMW Müzesi gibi yerler bulunan Timehouse Serviced Apartments, lüks otel ve özel daire konseptlerini birleştirerek konuklarına geliştirilmiş oda-daireler sunuyor.

Gästehaus der Katholischen Akademie in Bayern $$: İngiliz Bahçesi’nin hemen dibinde bulunan Gästehaus der Katholischen Akademie in Bayern, sade ve mütevazı odalarıyla hizmet veriyor.

5. Au-Haidhausen’de Gezilecek Yerler

Au-Haidhausen, Isar Nehri’nin karşı yakasında, geleneksel Alman mahallesi karakteristiğini koruyan, özellikle eski taş evleri, dar sokakları, rengarenk dükkanları, şirin cafeleri ile meşhur, yürüyüşle keşfe açık, oldukça lokal ve sakin bir mahalle. Aylardan yaz ise Münihlilerin Isar Nehri’nin sığlık bir alan oluşturduğu Praterinsel’de suya ayaklarını sokarak serinlemeye çalışmasına değilse de Maximiliansanlagen Parkı veya nehir boyunca koşu yapışlarına şahit olabilirsiniz.

5.1 Friedensengel

Friedensengel, Angel of Peace veya Özgürlük Meleği… Ne dersek diyelim otuz sekiz metre yüksekliğindeki bu heybetli altın heykelin ihtişamı için az kalacaktır. 1899’da açılan heykel 1870 ve 1871 yıllarında gerçekleşen Fransız-Prusya Savaşı’ndan sonra gelen yirmi beş yıllık barış süreci temsilen yapılmış. Yunan zafer tanrıçası Nike’a ait antik bir heykelin kopyası aslında. Konum için tıklayın. Haritada 68 numara.

5.2 Maximilianeum

Fotoğraf Kaynak: Michael Vogt, Maximilianeum München, CC BY-SA 3.0

Isar Nehri kenarında ağaçlarla ve yeşil alanla çevrili olan Maximilianeum, günümüzde Bavyera Eyalet Parlamentosu olarak kullanılıyor. Bina Neoklasik tarzda mimar Friedrich von Gärtner tarafından tasarlanmış ve 1857 yılında da binanın inşası tamamlanmış. İçi genellikle ziyarete kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 69 numara.

5.3 Wiener Platz

Wiener Platz, Haidhausen’ın en ünlü merkezlerinden biri. İsmini Viyana’ya giden yoldan alan Wiener Platz burada kurulan pazarlarla bölgenin yerel dokusunu hissetmek isteyenler için ideal nokta. Hafta içleri 18:00’e, cumartesi günleri de öğle vaktine kadar açık olan pazarda meyve, sebze, şarküteri ve el yapımı ürünlerin satıldığı küçük tezgahlar kuruluyor. Meydanın çevresinde de bölgenin en sevdiğimiz cafeleri var. Konum için tıklayın. Haritada 70 numara.

5.4 Werksviertel Mitte

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/werksviertelmitte

Eski bir fabrika alanının dönüştürülmesiyle sanayi geçmişini bırakıp sosyal ve kültürel bir alana evrilen Werksviertel Mitte, herkesin kendine göre bir şeyler bulabileceği bir yer. Kafe ve restoranlar, alışveriş yapabileceğiniz mağazalar, eğlenebileceğiniz kulüp ve barların hepsi bu alanın içinde bulunuyor. Ayrıca sokak sanatı açısından da çok zengin bir nokta. Konum için tıklayın. Haritada 71 numara.

5.5 Au-Haidhausen’den Yeme-İçme Önerilerimiz

Mr. Baker’s Coffee House

Mr. Baker’s Coffee House: El yapımı kruvasanları, kekleri, kahvaltı ve brunch tabaklarıyla Wiener Platz’a oldukça yakın Fransız tipi bir kafe. Pazartesi günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 65 numara.

Café Faber

Café Faber: Kahve ve hamur işlerinin yanı sıra kahvaltı ve brunch tabakları ile ünlü bir cafe. Çılbır, onların deyişiyle Turkish egg de menülerinde var. Rezervasyon kabul etmiyorlar, pazartesi ve salı günleri kapalı. Çok popüler olduğu için gidecekseniz saat 10’dan öncesini hedefleyin. Konum için tıklayın. Haritada 66 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.facebook.com/cafebla.muenchen

Café Blá: Café Blá, Isar Nehri’ne yakın İskandinav tipi bir kafe. Kahvelerine ek olarak sandviç ve kek gibi atıştırmalıkları da var. Paket olarak kavrulmuş kahvelerini satın alabiliyorsunuz. Her gün açık, rezervasyon kabul etmiyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 67 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.instagram.com/sorry.johnny

Sorry Johnny Kaffeebar: Wiener Platz’a beş dakika yürüme mesafesinde, kahvelerinin yanında brunch tabaklarıyla da tercih edilen bir kafe. Salı ve çarşamba günleri kapalı. Aynı zamanda köpek dostu. Konum için tıklayın. Haritada 68 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.instagram.com/wirtshaus_inder_au

Wirtshaus in der Au: 1901’den beri geleneksel bir köfte çeşidi olan Knödel’leriyle özdeşleşmiş, Münih’teki en ünlü biergarten ve Bavyera restoranlarından biri. Rezervasyon yaptırmanız faydalı olacaktır, haftanın her günü açıklar. Konum için tıklayın. Haritada 69 numara.

Rue des Halles

Rue des Halles: Münih’in en eski Fransız restoranı. Menüsünde soğan çorbası, salyangoz ve istiridye gibi Fransız mutfağı klasiklerini bulabilirsiniz. Online rezervasyon yapılabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 70 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.instagram.com/dalcavaliere

Restaurant dal cavaliere: 1980’den beri hizmet veren bir İtalyan restoranı. Rahat ambiyansı eşliğinde pizzalar, makarnalar ve tiramisu gibi İtalyan lezzetleri sunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 71 numara.

Coffee Box: Pastel de nata’dan kruvasanlara, keklerden kurabiyelere çeşit çeşit hamur işine kahvelerinin eşlik ettiği butik bir mahalle kafesi. Ağaçların altında oturmalık birkaç masa ve sandalyesi de var. Pazar ve pazartesi günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 72 numara.

Giorgia Trattoria: Capcanlı dekorasyonu ve menüsüyle ünlü bir İtalyan restoranı. Buraya talep oldukça fazla, o yüzden ortalama iki hafta önceden rezervasyon yaptırın deriz. Konum için tıklayın. Haritada 73 numara.

5.6 Au-Haidhausen’den Önerdiğimiz Oteller ve Evler

Fotoğraf Kaynak: Booking.com

Marias Platzl $$: Dekorasyonunda geleneksel Bavyera tarzının modern dokunuşlarla yeniden yorumlandığı, Deutsches Museum’a birkaç dakika yürüme mesafesinde bir otel.

MOMA1890 Boutique Hotel $$: Haidhausen bölgesinde bulunan, odaları mimar Kurt Seidel tarafından tasarlanmış bir butik otel seçeneği.

Motel One München-Haidhausen $$: München Ost Tren İstasyonu’na beş dakika yürümeyle ulaşabileceğiniz konumuyla, modern tarzda dekore edilmiş odalara sahip bir motel.

Puro-Design-Apartment Deluxe $: İki yatak odası, tam donanımlı mutfak ve özel banyodan oluşan Puro-Design-Apartment Deluxe yaklaşık beş kişinin konaklayabileceği 90 metrekarelik bir daire opsiyonu.

6. Sendling & Westpark’ta Gezilecek Yerler

Tarihi merkezden uzaklaştıkça Münih’in size sunacağı yerel deneyimlere de otomatikman varmış oluyorsunuz. Tarihi bir işçi mahallesi olan Sendling ve ona komşu olan Westpark mahalleleri, yerel halkın hafta sonlarını geçirdiği en popüler noktalardan. Flaucher veya Westpark’ta göletler, yürüyüş yolları, biergartenler arasında mekik dokuyabilir, piknik yapabilir, dönüştürülmüş malzemelerden yapılma, sokak sanatı ile dolu, ilginç tasarımlı, sürprizli mekanlarda Berlin kafası yaşayabilirsiniz.

6.1 Flaucher

Isar Nehri kıyısında oldukça geniş bir alana yayılmış olan, doğada vakit geçirmek isteyen herkesin yüzmek, yürümek, bisiklet sürmek ve piknik yapmak için geldiği popüler bir park. Münih’te barbekü / mangal yapmaya izin verilen nadir yerlerden. İçinde vakit geçirebileceğiniz bir biergarten da bulunuyor. Özellikle pazar günleri değerlendirmelik huzurlu bir yeşil alan. Konum için tıklayın. Haritada 72 numara.

6.2 Westpark

Westpark, Münih’in en sevdiğimiz parklarından biri oldu. Münih’in batısında kalan yaklaşık yetmiş hektar alana yayılmış geniş bir park burası. İçinde bulunan göletler, oyun alanları, bisiklet parkurları ve yürüyüş yollarıyla doğanın içinde vakit geçirmek isteyenler için şehir merkezinin biraz dışında bulunan başka bir seçenek. Çocuk dostu alanlara sahip olduğu için çocuklu aileler arasında da popüler. İçindeki Cafe Gans am Wasser ise tüm şehir içindeki en beğendiğimiz biergartenlardan biri. Konum için tıklayın. Haritada 73 numara.

6.3 Bahnwärter Thiel

Münih’te Berlin atmosferi bulmayı bekleyenler bu önerimize iyi kulak verin. Bahnwärter Thiel, kullanılmayan tramvay ve metro vagonlarının grafitilerle birer sanat eserine dönüştüğü, kültür, sanat ve gastronominin birleştiği alternatif bir etkinlik alanı. Sergilere, elektronik müzik konserlerine, bit pazarlarına, konserlere ve performanslara ev sahipliği yapıyor. Bir şeyler yemek veya içmek istediğinizde uğrayabileceğiniz yemek vagonları da mevcut. Sürekli değişen etkinlikleri web sitesi üzerinden takip etmenizde fayda var. Konum için tıklayın. Haritada 74 numara.

6.4 Sendling & Westpark’tan Yeme-İçme Önerilerimiz

Cafe Gans am Wasser

Cafe Gans am Wasser: Westpark’ın doğusunda, Mollsee Gölü kenarında bulunan çok keyifli bir mekan. Göl manzarasına bakıp bir şeyler içmenin yanında patates kızartmasıi hotdog veya sandviç gibi atıştırmalıklar da bulabileceğiniz bir biergarten. Yağmurlu günler haricinde açık olan barbeküleri ve kuş cıvıltılarına eşlik eden müzik performansları var. Rezervasyon kabul etmiyorlar. Bu sebeple, göl kenarındaki masalarda yer kapabilmek biraz şans meselesi. Haftanın her günü açık. Konum için tıklayın. Haritada 74 numara.

Alte Utting

Alte Utting: Buharlı eski bir geminin bira bahçesine dönüştürülmesiyle ortaya çıkan Alte Utting’in içinde Avrupa ve Batı Afrika mutfağından food truck’lar olan yine alternatif bir seçenek. Pizza, krep ve vegan yiyecekler de bulunuyor. Canlı müzik eşliğinde açık havada vakit geçirmek için ideal. Yalnızca kartla ödeme kabul ediyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 75 numara.

Zum Flaucher Biergarten

Zum Flaucher Biergarten: Isar Nehri’nin geçtiği yeşillik alanlardan biri olan Flaucher Park’taki Zum Flaucher Biergarten bisikletçilerin, yürüyüş yapanların ve lokallerin sık tercih ettiği bir biergarten. Günlük değişen yemek menülerinde klasik lezzetlere ek olarak vegan ve vejetaryen opsiyonlar da var. Burada çocuklar için bir oyun alanı da bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 76 numara.

Isar Alm: Yine Flaucher yakınlarında, geleneksel ve büyük biergartenlera kıyasla daha butik bir bira bahçesi. Currywurst gibi atıştırmalık yiyecekler de bulabilirsiniz. Ayrıca küçük oyun alanıyla çocuklu aileler için de uygun. Konum için tıklayın. Haritada 77 numara.

Fotoğraf Kaynak: www.instagram.com/maison.tran

Maison Tran: Popüler bir Vietnam restoranı. Menüsünde Vietnam mutfağından tapaslar, brunch tabakları ve sushiler bulunuyor. Vejetaryen ve vegan alternatifler de mevcut. Konum için tıklayın. Haritada 78 numara.

7. Neuhausen – Nymphenburg’da Gezilecek Yerler

17. yüzyıldan kalma Barok mimarisiyle göz alıcı ve geniş bahçeleriyle ünlü Nymphenburg Sarayı’nın bölgenin en büyük cazibe merkezi olduğu Neuhausen – Nymphenburg, Münih’in en lokal mahallelerinden. Eğer yerel yaşama tanık olmak, doğa içinde sakin bir gün geçirmek, pazar akşam üzerinin tadını çıkaran Münihlilere karışmak isterseniz bu bölgeyi değerlendirebilirsiniz.

7.1 Nymphenburg Sarayı

Hükümdarların eşleri için yaptırdığı görkemli yapıları biliyoruz, işte Nymphenburg Sarayı da Münih’in Tac Mahal’i gibi bir yapı. Bavyera Elektörü Ferdinand Maria tarafından eşi Henriette Adelaide için yaptırılmış sarayın tarihi 1664 yılına dayanıyor. Henriette, tahtın varisi Max Emanuel’i karnında taşıdığı için bu sarayın ona bir nevi doğum hediyesi olduğu söylenebilir. Bavyera kraliyet ailesinin favori ikametgahlarından biri olan Nymphenburg Sarayı bazı kralların ölümüne bazılarının da doğumuna tanıklık etmiş. Kral I. Maximilian Joseph bu sarayda vefat ederken Bavyera Kralı II. Ludwig 1845’te burada doğmuş.

Kuzey İtalyalı mimar Agostino Barelli sarayın yapımı için görevlendirilen kişi. Başlangıçta “yazlık konut” gibi küçük mercekli bir projeyken zamanla yapılan eklemelerle bugünkü büyük saray kompleksi halini almış. Barok mimarinin en değerli örneklerinden olan Nymphenburg Sarayı’nın içinde, özellikle salonlarında ve Amalienburg av köşkünde Rokoko tarzı hakim. Peyzaj alanlarıyla da öne çıkan sarayın bu konudaki ilk düzenlemeleri 1715 yılında Fransız peyzaj mimarı Dominique Girard ile mimar Joseph Effner iş birliğiyle gerçekleşmiş. 1792 yılında da Karl Theodor Nymphenburg parkını halka açarak kamuya mal etmiş. Her gün 09.00 ve 18.00 saatleri arasında ziyarete açık olan sarayın içinde porselen ve atlı araba müzesi gibi küçük müzeler de var. Yalnız onlara da ayrıca bilet almanız gerekiyor. Nymphenburg sarayına giriş bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 75 numara.

7.2 Münih Botanik Bahçesi

Fotoğraf Kaynak: Diego Delso, Edificio principal, Jardín Botánico, Múnich, Alemania 2012-04-21, DD 09, CC BY-SA 3.0

Sadece Münih’in değil, dünyanın en önemli botanik bahçelerinden biri olan Botanical Garden Munich-Nymphenburg yaklaşık 14 bin bitki türüne, tematik bahçelere, göletlere ve yürüyüş yollarına sahip 21 bin hektara yayılmış geniş bir botanik parkı. Büyüklüğünü anlatırken 0.7 hektarlık bir futbol sahasından yola çıkarsak, ortalama otuz futbol sahası genişliğinde yani epey geniş bir alan söz konusu. Bahçeye girişler ücretli, her gün 09:00 ve 18:00 saatleri arasında ziyarete açık. Konum için tıklayın. Haritada 76 numara.

7.3 Hirschgarten

Nymphenburg Sarayı yakınlarında bulunan Hirschgarten, yaklaşık kırk hektarlık bir alana yayılmış büyük bir park. Ancak buraya sadece park demek de olmaz. İçinde biergarten, yürüyüş parkurları ve çocuklar için oyun alanları ve geyikleri ellerinizle besleyebileceğiniz bir alan da bulunuyor. Zaten parkın ismi de “geyik bahçesi” anlamına geliyor. Vakti zamanında soylular buraya avlanmaya geliyormuş, günümüzde ise yediden yetmişe herkesin doğa içinde vakit geçirmek, dinlenmek veya spor yapmak için tercih ettiği bir park. Bizce çocukların geyikleri elleri ile beslerken duyacakları hazzın tarifi yok. Ayrıca burada barbeküye de izin veriliyor. Konum için tıklayın. Haritada 77 numara.

7.4 Herz-Jesu-Kirche

Fotoğraf Kaynak: Günter W. Schnell, München Herz-Jesu-Kirche, CC BY 4.0

Herz-Jesu-Kirche yani Kutsal Kalp Kilisesi belki de görüp görebileceğiniz en modern çizgili kilise yapılarından biri olabilir. Mimari ile biraz ilgiliyseniz sadece bu bu bile burayı görmeye gelmeniz için başlı başına bir neden. Dışarıdan baktığınızda devasa camdan bir küp gibi duran kilisenin cam panellerden oluşan ön kapısı bütün olarak açıldığında içerisinden oldukça sade çizgili, ahşap detaylı bir Katolik kilisesi çıkıyor. Münihli mimarlık firması Allmann Sattler Wappner’in tasarımı olan kilise 1997 – 2000 yılları arasında inşa edilmiş ve sıra dışı mimarisi ile kısa sürede Münih’in en çok cemaat çeken kiliselerinden biri olmuş. Bu tarafa yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederiz. Konum için tıklayın. Haritada 78 numara.

7.5 Neuhausen – Nymphenburg’dan Yeme – İçme Önerilerimiz

Königlicher Hirschgarten

Königlicher Hirschgarten: Koruma altındaki geyik parkı Hirschgarten’da bulunan Biergarten im Hirschgarten, 8000’den fazla kişilik kapasitesi ile dünyanın en büyük biergarteni olma unvanını taşıyor. Yemyeşil ağaçların arasında size eşlik eden geyiklerle bir şeyler yiyip içebileceğiniz ferah bir yer. 1791’de geleneksel bira ve yemekler sunan bir restoran olarak açılmış. Haftanın her günü açık. İç kısmında oturmak isterseniz rezervasyon yaptırabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 79 numara.

Restaurant & Weinhandel Broeding: 2024’te Michelin yıldızını alan Restaurant & Weinhandel Broeding her gün değişen menüsüyle 1990’dan beri hizmet veriyor. “Yavaş yemek” akımını benimseyip taze, yerel ve kaliteli malzemelerle tabaklarını hazırlıyorlar. Pazar günleri kapalı, internet sitesi üzerinden rezervasyon yaptırılabilir. Konum için tıklayın. Haritada 80 numara.

Madam Anna Ekke: En sevdiğimiz brunch adreslerinden, Glockenbach’taki Madam Anna Ekke’in şehirdeki diğer şubesi. Pankekler, focaccia’lar, çırpılmış yumurtalar burada da başrolde. Online rezervasyon yapılabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 81 numara.

Münih Yakınlarında Gezilecek Yerler

Neuschwanstein Şatosu

Bavyera Alpleri’nin ve çam ormanlarının arasında sarp bir kayalıkta yükselen Neuschwanstein Şatosu gerçekten karakteristik ve eşi benzeri olmayan bir yapı. Görünce aklınıza hemen Disney prenseslerinin şatoları gelecek. Öyle ki Disneyland Paris’in içindeki masal kalesi, Sindirella ve Uyuyan Güzel gibi animasyonlarındaki şatoların hepsi buradan ilham alıyor, hatta şatoyu direkt model alıyor desek daha doğru olur. Zaten Walt Disney de şatonun çekiciliğine öyle kapılıyor ki onu logosunda da kullanıyor.

Şato, Hohenschwangau’da, sanata, yalnızlığa ve müziğe hayran olan Bavyera Kralı II. Ludwig’in emriyle yapılıyor. Kral II. Ludwig, kendisine özel bir inziva yeri olsun diye bu koskoca sarayı yaptırmaya başlıyor. “Peri masalı kralı” olarak da bilinen II. Ludwig kendisini orta çağdaki bir şövalye gibi hissetmek istemiş olmalı ki bu şatoyu da orta çağ tarzında Gotik ve Romanesk mimariyle yaptırmış. Ne yazık ki kral hayallerindeki şatonun tamamlanmasını göremeden 1886 yılında hayatını kaybediyor. Ah II. Ludwig üzümlü kekimiz 🙁 Kralın ölümü hakkında bazı şaibeler bulunuyor ki onlardan biri bu inşaatların artık kraliyet bütçesini zorlaması, kredilere başvurulması, bunun sonucunda da zorla tahttan indirilmesi ve en sonunda bir gölde boğulmuş halde bulunması şeklinde. Tabii gerçekte neler oldu görmeden bilemeyiz ama bu devasa projeye ayrılan bütçe bazı kişileri rahatsız etmiş olabilir.

Bir Münih seyahatinizde kesinlikle bir gün ayırıp görmenizi tavsiye edeceğimiz bir güzellik. Neuschwanstein Şatosu’na bizim gibi Münih’ten kalkan turlarla rahatlıkla ulaşabilirsiniz: Münih’ten hareketle Neuschwanstein Şatosu ve Linderhof Sarayı’na götüren rehberli günübirlik tura bilet almak için tıklayın.

Şato her mevsim ulaşılabilir, kışın karlar altında ve sonbahar renklerine büründüğü dönemde ayrı bir masalsı. Şatonun en güzel açıdan, afili fotoğraflarını çekmek için Marienbrücke adlı köprüyü not edin ama karlı havalarda kapalı olabileceği ve diğer güzel havalarda da en az 40-45 dakika kadar fotoğraf sırası bekleyebileceğiniz de aklınızda bulunsun. Konum için tıklayın.

Linderhof Sarayı

Linderhof Sarayı’nı ilk gördüğünüzde, sisli Alp dağlarının eteklerinde, ağaçların arasında biraz izole kalmış bir saray olduğunu fark edebilirsiniz. Bunun sebebi, burayı sıradan bir av köşkünden etkileyici bir saraya dönüştüren Bavyera Kral II. Ludwig’de yatıyor. II. Ludwig hayatı boyunca yalnızlığı seven ve sanatla, romantizmle ilgilenen bir kralmış. Versailles Sarayı’ndan fazlasıyla etkilendiği için her türlü zorluğa rağmen burasının ona benzeyen bir saraya dönüştürülmesini istemiş ve mimar Georg von Dollmann’ı görevlendirmiş. Zaman içinde tamamlanan saray onun yaptırdıkları arasında en küçüğü ama en sevdiğine dönüşmüş. Vaktinin çoğunluğunu da bu sarayda geçirmiş.

Rokoko stilinde dekore edilmiş odaları, aynalı salonu ve yatak odasında tavandaki fresklerin, altın varakların ve mermerlerin yoğun şekilde kullanıldığını görüyoruz. Öyle güzel bir yer ki sadece bahçesi bile görülmeye değer. Fransız tipi peyzaj tasarımının kullanıldığı bahçede geometrik şekiller, heykeller ve süs havuzları kullanılmış. Linderhof Sarayı’na yapacağınız ziyaret Kral II. Ludwig’i daha yakından tanımak, estetik bahçelerin, Rokoko tipi mimarinin eşsiz örneklerinde birini görmek için Münih’ten bir günlük tur kadar uzağınızda. Yukarıda bahsettiğimiz tur buraya da getirip rehber eşliğinde sarayın içini de gezdiriyor. Münih’ten hareketle Linderhof Sarayı ve Neuschwanstein Şatosu’na götüren rehberli günübirlik tura bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın.

Oberammergau

Fotoğraf Kaynak: Alexandra Zelena / Unsplash

Münih’e tren veya araba yolculuğu mesafesinde bulunan güzel köylerden bir diğeri de Oberammergau. Bavyera Alpleri’nde bulunan bu köy ahşap oymacılığı, “lüftlmalerei” denen özel bir fresk tekniğiyle boyanmış geleneksel evleri ile Bavyera’yı lokal bir dağ köyünde deneyimlemek isteyenlere önereceğimiz duraklardan biri. Konum için tıklayın.

Dachau Anıt Alanı

Fotoğraf Kaynak: Lisa Van Dijk / Unsplash

Nazi döneminin karanlık günlerine ve soykırıma tanıklık etmiş en eski toplama kampı Münih’e yaklaşık 20 kilometre mesafede bulunan Dachau kasabasında yer alıyor. Burada 1933 – 1945 yılları arasında, Yahudiler, siyasi muhalifler ve diğer azınlık grupları zorla çalıştırılıyor ve yaklaşık 30,000’den fazla mahkum Dachau’da hayatını kaybediyor. Günümüzde ise insanlık tarihinin en acı günlerine ışık tutan bir müze. Siz de Münih seyahatinizde ziyret etmek isteyebilirsiniz diyerek Münih çıkışlı yarım günlük rehberli tur biletini buraya ekliyoruz. Konum için tıklayın.

Tegernsee

Fotoğraf Kaynak: Daniel Sessler / Unsplash

Doğa sporları ile ilgileniyorsanız, spa ve kaplıcalara ilginiz varsa veya geleneksel peynir çeşitlerini yerinde denemek istiyorsanız Münih’e trenle bir saat mesafedeki, gölü, Höhenweg parkuru, Herzoglich Bayerisches Brauhaus’u ve iyot-kükürt kaplıcaları bulunan Tegernsee’yi planlarınıza dahil edebilirsiniz. Konum için tıklayın.

Wildpark Poing

Fotoğraf Kaynak: Vinicius FX / Unsplash

Münih’e 18 kilometre mesafede, geyikler, keçiler, domuzlar gibi çok sayıda hayvan türünün kendi doğal yaşam alanlarında büyük oranda serbestçe dolaştığı güzel bir doğa parkı. Burada bu coğrafyanın kendisine ait olmayan hayvanlar yok. Yani fildi, aslandı, tropikal hayvanlardı görmeyi beklemeyin ki zaten altını çizelim burası bir hayvanat bahçesi değil vahşi yaşam parkı. Bizce çocuklu aileler için güzel bir doğa ile bütünleşme fırsatı. Biz hayvanların esir tutulduğu hayvanat bahçelerine karşıyız ancak buradaki özgürlük ortamı umut verici. Konum için tıklayın.

FC Bayern Münih’in Evi Allianz Arena

Fotoğraf Kaynak: Saumya Rastogi / Unsplash

Her gezgine hitap etmez belki ama biz gerçek futbolseverleri de böylesine özel bir deneyimden mahrum bırakamazdık: Almanya’nın efsane takımlarından FC Bayern Münih’in evi Allianz Arena’yı ziyaret etme hatta burada bir maç izleme keyfi! Dış cephesinin tamamen LED ışıklarla kaplanmış fütüristik stad mimarisi ile de en güzel futbol stadyumlarından biri sayılıyor. Bayern Münih’in maçları olduğu zaman stadyum kırmızılara bürünürken diğer zamanlarda genellikle beyaz renkte oluyor. Eğer stadyumu yakından görmek isterseniz, Allianz Arena tribününe çıkmalı, müzesini gezmeli seçenekler var. FC Bayern Münih Müzesi + Tribün biletine veya Allianz Arena’yı gezdiren tur biletine göz atabilirsiniz. Elbette buraya kadar gelmişken bir maça da bilet bulabilirseniz ne mutlu size. Konum için tıklayın.

Romantik Yol Rotası

Yurt dışında bir roadtrip deneyimi yaşamaya Almanya’dan başlamaya ne dersiniz? O zaman tek yapmanız gereken Münih havalimanından bir araç kiralamak ve dikiz aynanıza Grimm Kardeşler’in masallarından fırlamış gibi duran şatolar ve evlerle dolu Romantik Yol Rotasını yerleştirmek. Sonrasında üzüm bağlarıyla kaplı tepeler arasındaki Würzburg, Disney animasyonu “Pinocchio”nun yaşadığı köye ilham kaynağı olmuş Rothenburg ob der Tauber, bundan 15 milyon yıl önce bir göktaşının düşmesi sonucu oluşmuş dev bir kraterin içine konuşlanmış Orta Çağ şehri Nördlingen, Barok, Rokoko ve Gotik mimarilerin birleşimindeki büyüleyici dokusuyla Augsburg ve Walt Disney’in logosuna ilham vermiş Neuschwanstein şatosu ile Hohenschwangau sizi bekler. Güzel manzaralara, peri masallarına ve tarihe doyduysanız geri dönüşe geçebilirsiniz.

Kitzbühel Kayak Merkezi

Münih’ten iki saat yol yaptığınızda, Avusturya Alpleri’nin kucağındaki Kitzbühel’desiniz. İster tüm gün kayın, ister merkezinde mimarinin ilham vericiliğine kapılın ister gece hayatına etkileyici bir giriş yapın, burası sıradan bir kış tatilini kar beyazının çok ötesine taşıyor. Her yıl en iyi kayak merkezi listelerinde ilk beşte yer alan bölgede, 56 teleferik ve 40 kilometrelik bakımlı pistlerde kayarak kasabaları birbirine bağlayabiliyorsunuz. Kizbühel’in en büyük telesiyej operatörü Kitzski’nin üst üste tam yedi defa “Dünyanın En İyi Kayak Merkezi Operatörü” seçilmiş olması da bölgeye ilgimizi arttıran bir diğer etken. Konum için tıklayın.

3 Günlük Münih Turu Rotası

1. Gün: Eski Şehir Bölgesi Altstadt

Münih’i keşfetmeye eski şehir merkezi Altstadt’tan başlayın. Maximilianstraße’den geçip eski şehrin Bavarian State Opera ve Max-Joseph-Platz çevresindeki sokaklarını yürüyün. Sonrasında Munich Residenz’a gelin. Burası için önerimiz rehberli bir tura katılmanız. 2-3 saat sürecek turun ardından Heilig Geist Kilisesi’ni gezip Viktualienmarkt’ın standları arasında kaybolun. Schmalznudel – Cafe Frischhut’ta Alman usulü pişi olan Schmalznudel’ın üzerine toz şeker döküp birer kahve eşliğinde denemeden geçmeyin. Ardından Sendlinger Tor’dan geçerek Sendlinger Strasse’yi boydan boya yürüyüp Asamkirche’nin Barok iç dekorasyonunda büyülenip akşam üzeri Marienplatz’a varın. Önce Aziz Peter kilisesinin kulesine tırmanıp meydana ve şehre kuşbakışı bakın. Ardından saat 17:00’de Yeni Belediye Binası’nın saatinin gösterisini izleyip kütüphane turuna katılın. Alter Hof’tan geçerek Platzl bölgesine gelip buradaki Hofbräuhaus am Platzl’da günü sonlandırın.

2. Gün: Maxvorstadt & Schwanthalerhöhe & Westpark

İkinci güne Maxvorstadt müzelerini gezerek başlayın. Alte Pinakothek, Pinakothek der Moderne, Lenbachhaus ve Brandhorst gibi müzelere tik atıp Maxvorstadt cafelerinde kahve molası verip Odeonsplatz üzerinden Fünf Höfe içinden geçerek Frauenkirche oradan da Kaufingerstraße ve Neuhauser Caddeleri’ni yürüyüp Karlsplatz’a ulaşın. Burası zaten toplu taşıma konusunda tüm yolların ve araçların kesiştiği en merkez nokta. Buradan Oktoberfest’in de yapıldığı bölge olan Schwanthalerhöhe’ye geçip bölgeyi keşfedip yemek molası verebilirsiniz. Açılmış ise Endless Staircase ve Bavyera Heykeli’ni görüp biraz yeşille bütünleşmeye Westpark’a geçin. Buradaki Cafe Gans am Wasser’da günü bir şeyler içerek sonlandırın.

3. Gün: Ludwigsvorstadt – Isarvorstadt & Au-Haidhausen & Schwabing & Nymphenburg

Son gün Gärtnerplatz ve Glockenbachviertel bölgelerini keşfedip Isaarpark üzerinden Au-Haidhausen bölgesine geçin. Deutsches Museum’u gezip Wiener Platz’a doğru bir yürüyüş yapın. Ardından Friedensengel’den tekrar karşı yakaya geçip Eisbachwelle’de sörf yapanları izleyin. Oradan Englischen Garten’e girip Monopteros’a çıkıp manzaraya bakın. Chinesischer Turm’a yürüyüş yapıp altındaki Biergarten am Chinesischen Turm’da mola verin. Leopoldstraße’ye çıkıp biraz da burada yürüyüp eğer ilginiz varsa BBW Welt ve Müzesi için Olimpiyat Park tarafına geçin. Eğer yoksa Nymphenburg Sarayı’nı ve bahçelerini gezmeye gidebilirsiniz.

BONUS 1: Neuschwanstein Şatosu ve Linderhof Sarayı

Münih’e gelecekseniz buraya ayırdığınız gün sayısı ne olursa olsun üzerine bir gün daha koyup Bavyera kırsalına da zaman ayırın deriz. Özellikle de Münih Yakınlarında Gezilecek Yerler bölümünde bahsettiğimiz iki görkemli nokta Neuschwanstein Şatosu ve Linderhof Sarayı’nı görmek Bavyera bölgesinde yapılacak en güzel şeylerden bazıları bizce.

BONUS 2: Eğer Oktoberfest İçin Geldiyseniz

O zaman tüm bu programı 1 haftalık olarak düşünün. 2 günü sadece Oktoberfest’e, 1 günü Bavyera kırsalına, 2-3 günü de sadece Münih’e ayırın. Oktoberfest’e 2 günden fazla ayırmanızı da tavsiye etmiyoruz çünkü tüm günü festival alanında geçirmeye insanın ancak 2 gün enerjisi yetiyor. Daha fazlası hem ekonomik açıdan hem de enerji açısından zorlayıcı olabiliyor. Elbette 25 yaş altı değilseniz 🙂

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir