HERKESİN BİLMESİ GEREKEN TEMEL HAYATTA KALMA TEKNİKLERİ
Kampa, offrada, trekkinge geçirenler için temel hayatta kalma tekniklerini bilmek şart ama sakın sadece doğada vakit geçirenlere gerekebileceği gibi bir aldanmaya kapılmayın! Ya da uçak kazasıydı, gemi batmasıydı gibi çok ekstrem durumlarda ancak işe yarayacağını…
Çok daha basit, gündelik hayatın içinde, beklenmedik durumlar oluşabilir ve kendinizi bu hayatta kalma tekniklerini kullanmak zorunda kalmış bulabilirsiniz. Mesela, bir yerden bir yere arabanızın konforunda giderken, tipide mahsur kalabilir, siste yolunuzu kaybedebilir, ya da tatlı tatlı yüzerken kendinizi bir akıntıyla bir yere sürüklenmiş bulabilirsiniz.
O yüzden hayatta kalmanın A’sını B’sini mutlaka bilmek lazım. Burada size okuyarak anlayabileceğiniz temel bilgiler ve becerileri derledik. Ama tabi ki konu bundan çok daha derin ve birçok beceri uygulamayla pekiştirme istiyor. O yüzden size tavsiyemiz daha yetkin olabilmek için TEMEL HAYATTA KALMA EĞİTİMİ almanız olur. Ayrıca doğada vakit geçiren bir insansanız en doğru malzeme nasıl seçilir öğrenmek için KAMP MALZEMELERİ yazımıza da mutlaka bi göz atın deriz.
0. Yola Çıkmadan Önce
İlk ve en önemli kural: Nereye giderseniz gidin mutlaka bir yakınınıza, arkadaşınıza veya ailenize nereye gittiğinizi ve ne zaman dönemeyi planladığınızı haber verin.
Hayatta kalma becerilerinin amacı yardım gelinceye kadar kendinizi idare edebilmenizi sağlamak. Böyle durumlarda sizi aramaya geleceğini düşündüğünüz biri varsa, en doğrusu orayı mesken edinip beklemek. Beklerken de aşağıdaki becerilere ihtiyacınız olacak.
1. Uygun Bir Kamp Yeri Bulmak
Doğru kamp yerini seçmeyi öğrenmeniz güvenliğiniz için çok önemli. Yaban hayvanlarından sakınmak ve kuru kalmak iki gözetmeniz gereken kriter. Dere kenarında kamp fikri hoşunuza gidebilir ama tehlikelidir. Sulak alanlarda ve içinden su geçen vadilerde kamp kurmaktan kesinlikle kaçınmalısınız. Çünkü ani su baskınlarının ani olmasının bir sebebi var. Hatırlar mısınız bilmiyoruz, yıllar önce Kazdağları’nda dere kenarında kamp yapan Kemer Country’nin sahibi Esat Edin 3 çocuğu ile birlikte ani bir su baskınına kapılmış ve can vermişti. Hatta kamp yaptıkları yerde bir damla yağmur bile yağmıyordu. Ancak göremedikleri kadar uzakta bir yerde yağan yağmur, dereye karışıp, sel olmuş ve kamp alanlarını basmıştı. Dakikalar içinde, hiç beklemezken bulunduğunuz alan sular altında kalabilir. Kamp alanını seçerken mümkün olduğunca devrilme tehlikesi olan ölü ağaç gövdeleri ve kayalar, böcek yuvaları gibi potansiyel tehlikelerden uzak bir alan seçin. İdeal olan; 4-5 dakika mesafesesinde akarsu olan, ateş yakmak ve barınak yapmak için kuru ağaçların olduğu, rüzgara ve diğer doğa şartlarına korunaklı bir konuma sahip yerler. Aynı zamanda birçok yırtıcı hayvan suya gelmek için hep aynı yolu kullanır. Kamp yapacağınız yerde hayvan pisliği ya da ayak izi var mı bakın. Varsa yerinizi değiştirin.
2. Barınak Yapmak
Hiç şüphesiz soğuk havalarda hayatta kalmanın önündeki en büyük tehlike hipotermi. Bu nedenle eğer doğada uzun süre vakit geçirecekseniz, önceliğiniz soğuktan iyice izole edilmiş bir barınak yapmak.
Bulunuduğunuz coğrafyanın şartlarına en uygun barınağı yapmayı öğrenmeniz için kursa gitmenizi tavsiye ederiz. Yazın, kışın, orman ya da çöl/ çolak arazi şartlarında bambaşka teknikler uygulayabilirsiniz. Ormanlık arazide yapabileceğiniz basit barınaklardan biri yukarıdaki resimdeki gibi bir prizma oluşturmak. 3 kalın dal asıl iskeleti oluşturuyor. Daha küçük dalları iki tarafına istifleyin. Daha sonra oluşturduğunuz bu iskeleti yapraklar ve yosunlarla katmanlar halinde örün. Karışık geldiyse TEMEL HAYATTA KALMA EĞİTİMİ‘mizin videosundan izleyebilirsiniz. Son olarak, kendinizi soğuk tabandan mümkün olduğunca iyi izole etmeye bakın. Çünkü korumaya çalıştığınız vücut ısınızı emecek olan en büyük düşmanınız soğuk zemin. Bunun için yatacağınız yerde bir izolasyon tabakası oluşturmanız lazım. Etraftaki kuru dal ve yapraklardan 10 – 15 cm kadar bir yükseklik oluşturacak şekilde bir yığın yaratın. Yanınızda mat ve uyku tulumunuz varsa bile ekstra izolasyon göz çıkartmaz.
Kar ortamında ile kalın bir kar duvarına kapak fotoğrafında bizim yaptığımız gibi bir mağara oyabilirsiniz. Buradaki püf noktası kapısını eşyalarınızda örteseniz dahi bir havalandırma deliği bırakmak. Böyle vücud ısınızla eriyen kar bir yandan donar ve sertleşir. Mağara güvenli bir hale gelir.
Not: Kuru kalmak da hipotermiyi önlemek için çok önemli!
3. Kıvılcım Yaratmak
Ateş yakabilmek en temel hayatta kalma becerilerinden. Bunun için hangi ortamda ve etrafınızdaki hangi malzemelerle kıvılcım yaratabilirsiniz bilmeniz lazım. Mesela yolda giderken tipide kaldınız. Arabanızın aküsüyle ateş yakabileceğinizi biliyor muydunuz? Tek yapmanız gereken aküye minik bir kısa devre yaptırmak. Bir iletken tel (firkete, kolye vs… ) veya alüminyum folyo ile (hatta sakız kağıdı bile olur) akünün pozitif ve negatif uçlarını birbirine bağlayın. Şimdi, çıkan kıvılcımlarla kolayca tutuşabilecek bir şeyleri buluşturursanız ateşiniz için gereken ilk tutuşmayı sağlamış olursunuz. Benzer mantık piller için de geçerli.
Pil ya da akü yardımı ile ateş nasıl yakılır?
Ateş yakmanın daha bir sürü yolu var. Elinizin altında hiç bir malzeme olmasa bile doğadaki malzemelerle sürtünmeyi kullanarak ateş yakabilirsiniz. Buna bushcraft ateşi diyoruz. Eğer doğada vakit geçiren insanlarsanız bu gibi becerileri öğrenmek için kursa gitmeniz bir gün hayatınızı kurtarabilir.
Mercek ya da mercek etkisi yapan şeyler (su şişesi gibi) ile ateş yakma:
4. Ateşi Büyütmek
Akü kıvılcımı ile oluşturduğunuz ateşi gerçek bir kamp ateşine çevirebilmek için ateşi doğru şekilde beslemeniz lazım. Kuru, kolay alev alan malzemelerden bir yığın yapın. Bir yandan ateşinize yardımcı olacak ulaşabileceğiniz malzemelerden ne var onları değerlendirin. Mesela yanınızda kolonya, aseton gibi yanıcı şeyler var mı? Dudak kreminiz varsa yanınızdaki pamuk ya da bir minik bir parça kumaşı iyice kreme buladığınızda mumlanır. Böylece çok daha aheste bir şeklide yanarak çok daha fazla şeyi tutuşturma şansı sağlar. Tek yapmanız gereken pamuk gibi kolay yanan bir maddeyi dudak kremine bulamak. Normalde o pamuk parçası aynı dakika içinde yanıp sönecekken, bu şekilde kremle mumlanmış pamuk 10 dakika bile yanmaya devam edebilir.
Ateşimize dönelim: İlk olarak kürdan inceliğindeki dalları yakmaya çalışmanız lazım. Onlar tutuştuktan sonra biraz daha kalın olan kulak temizleme çubuğu boyundaki dallara geçebilirsiniz. Bunu yaparken de, ateşin oksijen alabilmesi için onları korun üzerine çadır gibi birbirine çatmanız lazım. Hava alabilmesi için çok sıkı dizmemeye özen gösterin. Onlar da tutuşunca sıra kalem tipi dallarla aynı şeyi yapmakta. Ön kolunuz kalınlığında bir kütüğü ateşin yanına koyun. O da yanmaya başlayana kadar işleme devam edebilirsiniz. Alevler büyüdüğünde, büyük dalları ve kütükleri ekleyebilirsiniz.
5. İçilebilir Suyu Bulmak
Doğada iki tip su ile karşılaşabilirsiniz: Biri içilebilir duru su diğeri de sizi öldürebilecek kadar içilemez durumdaki su. Eğer ki suyun içilip içilemeceği üzerine ikilemde kaldığınız bir durum olursa zararlı maddeleri öldürmede %100 etkili en iyi opsiyon suyu kaynatmak. En az 10 dakika kaynatmak lazım. Aklınızda olsun: Hareket halindeki su yani akan su, her zaman duran sudan iyidir. Bir dere varsa mesela, suyunuzu derenin göllenen kıyılarından değil de suyun aktığı yerden doldurun.
Özellikle de bu uzun süre durgun kalmış gölet ve su birikintisinden bulduğunuz bir suysa. Fakat bazı durumlarda suyu kaynatma gibi bir şansınız olmayabilir. O zaman da yağmur, kar, çiy gibi kaynaklar en güvenilir opsiyonlar. Örneğin, bir bez parçası veya bandanayla yağmur, kar ve ciy sularını kolayca bir beze çektirip bezi de bir kaba sıkabilirsiniz.
Ayrıca bulunduğunuz yerde devedikeni, kaktüs ve asma gibi su emen bitkiler varsa onları da sıkarak suyunu çıkarabilirsiniz.
6. Suyun Olmadığı Yerde Su Yaratmak
Şeffaf torba (terleme torbası) ile su toplamak. Tıpkı insanlar gibi bitkiler de gün boyunca terlerler. Tabi tek fark onların terlemesinden ortaya içilebilir saflıkta temiz su ortaya çıkması. Bu suyu toplayabilmek için tek yapmanız gereken temiz bir şeffaf plastik torbayı ağacın bol yeşil yapraklı bir dalına geçirmek ve ağzını sıkıca kapamak. Günün sonunda bitkiden çıkan su torbanın dibine çökmüş içmeye hazır olacak. Yazın, büyük bir torbadan günde 1 bardak suya yakın su elde etmek mümkün.
Denizde, çölde, soğuk hava şartlarında tabi başka yöntemler geliştirmeniz lazım. Bunları uygulamalı olarak öğrenmek için yine kursa gidebilirsiniz.
Bir diğer yöndem de derinlerdeki toprağın ve bitkilerin nemini kullanmak:
1. Hiç gölgede kalmayan, sürekli güneş alan bir yere 50 cm derinliğinde bir delik açın.
2. İçine yeşillik atın.
3. Çukurun ortasına kabınızı koyun.
4. Çukurun üzerini şeffaf bir plastik ile örtün.
5. İçeriye hava gitmesini engellemek için plastiğin etrafını toprak ve taşlarla iyice izole edin.
6. Plastiğin tam ortasına, içerideki kabın üzerine tekabül edecek şekilde bir taş koyun ve 1 gün beklemeye bırakın. Güneş içeriyi ısıttıkça toprak ve bitkilerdeki nem buharlaşacak, plastiğin altında yoğunlaşacak ve taş yardımı ile altındaki kapta toplanacaktır.
Bu işlem en iyi yazın sonuç verir. Bir de tüm gün buharlaşma sağlayabilmek için ne kadar günün erken saatlerinde düzeneği kurarsanız, o kadar fayda sağlarsınız.
7. Ertesi gün başka bir delik açarak devam edebilirsiniz.
7. Yenebilir Bitkileri Ve Canlıları Teşhis Etmek
Eğer bir hayatta kalma durumu varsa, ulaşılması güç yerlerdeki meyveleri toplama girişimleri sadece o an sizin için değerli olan enerjinize yazık eder. Çözüm: yenebilir bitkiler (mantarlar, yosunlar, meyveler, otlar, kaksüsler) ve canlılar (kurbağa, küçük balıklar, kertenkeleler… vs.) gibi daha az efor harcayarak ulaşabileceğiniz opsiyonlara yönelmek. Farklı coğrafyalarda en kolay ve sık bulunan yenilebilir bitkiler farklı oluyor ama kuzu kulağı, ısırgan, yaban ıspanağı (kazayağı) ve karahindiba mevsimine göre ülkemizde daha sık görünenlerden. Tabi hangi bitkilerin yenebilir hangilerinin yenilemez olduğunu ayırt etme becerisi biraz da çalışma, bilgi birikimi ve hafıza ile alakalı. Temel hayatta kalma eğitiminde bu bitkileri işliyor, buluyor ve yiyorsunuz. Aynı zamanda şifalı bitkileri de öğreniyorsunuz. Antiseptik, ödem sökücü vs nitelikte bir sürü bitki var.
Hayatta kalma durumunda birinci önceliğiniz hastalanmamak. Hastalanırsanız kendinize bakamayacak kadar aciz düşersiniz çünkü. Into The Wild’daki Alexander Supertramp’i de böyle kaybetmiştik hatırlarsınız. Zehirlenmeyle mücadele, açlıkla mücadeleden daha tehlikeli olabilir. Unutmayın ki 3 hafta yemeden yaşamak mümkün.
8. Kapan Kurmak ve Avlanmak
Avlanmak için çatal uçlu mızrak kullanmak, yılandan balığa birçok canlıyı yakalamak için iyi bir fikir. Kesinlikle tek keskin uçlu mızraktan çok daha etkili. Yaklaşık 2,5 cm çapındaki bir fidanı kesip, kalın olan ucunu keskin bir bıçak veya keskin bir taşla dört eşit parçaya ayırıp uçlarını keskinleştirin. Çatal uçlu mızrağınız hazır!
Kapan kurmak için çok pratik ve etkili yöntemler var. Özellikle sincap, tavşan gibi hayvanlar için. Ama bunları uygulayarak öğrenmeniz lazım. Yine önerimiz kursa gitmeniz.
9. Gündüz Yön Bulmak
Eğer GPS’iniz, pusulanız, haritanız yoksa bile, yine de şansınız yüksek çünkü gökyüzü her daim yol gösterir. Dünyanın her yerinde en bilindik yöntem doğudan doğup, batıdan batan güneşe bakarak yol bulmak. Başka bir yöntem de analog bir saatle yön bulmak: Saatinizi elinize alıp yere paralel bir şekilde tututun. Sonra elinizi yere paralel tuturak akrep (kısa olan kol) güneşi işaret edececek şekilde saati hizalayın. Şimdi akrep güneşi gösterirken, akrep ve 12’nin arasındaki açının tam ortasından geçen bir çizgi hayal edin. İşte bu kuzey-güney hattı. Türkiye gibi bir Kuzey Yarım Küre ülkesindeyseniz hattın güneşe bakan ucu güney, güneşe ters kalan yönü de kuzey. (Güney yarım küredeyse güneşe bakan yön kuzey oluyor.) Eğer dijital saat kullanıyorsanız da saatin analog halini bir kağıda çizip aynı işlemi yapabilirsiniz. Gün ışığından tasarruf edilen zamanlarda (kış) yön bulmak için de hayali çizgiyi 12 yerine akreple 1’in arasına çekin.
10. Gece Yön Bulmak
Küçükayı’nın sonundaki diğer yıldızlar arasındaki en parlak yıldız olan Polaris yani Kuzey Yıldızı’nı bulun. Eğer bir çırpıda Küçükayı’yı ve Kutup Yıldızı’nı bulamadıysanız, Büyükayı’yı bulup, gözünüzle Büyükayı’nın son iki yıldızdan geçen ve yukarı doğru uzayan hayali bir çizgi çekin. İşte o çizgi üzerinde Kutup Yıldızı’nı kolayca bulabiliyorsunuz. İsminden de anlaşılacağı gibi Kutup Yıldızı’nın gösterdiği yön her zaman Kuzey Kutbu’nu yani Kuzey’i gösteriyor. Eğer gökyüzünde hilal ay varsa, hilalin iki ucunu hayali bir çizgi ile birleştirip çizgiyi yukarı doğru uzatın. Yukarı doğru uzadığı yön kuzeyi gösteriyor. Bir kere yönleri belirledikten sonra, gün ışığında yola devam etmek üzere yakınınızda bir dönüm noktası alın. Bu tekniği uygularken ayın gökyüzüne daha yukarıda olduğu bir anı beklemek daha iyi sonuç verecektir. (Burada yazanlar kuzey yarım küre için geçerli).
11. Borina Düğümü Atmak
Düğümler, hayatta kalma senaryolarında çok önemli rol oynayabilen becerilerden. Özellikle tuzak kurma, barınakları sağlamlaştırma, yük taşıma hatta bir uçurumdan aşağı güvenle inme gibi çok kilit yerlerde işe yarayabiliyorlar. İdealde, düğüm repertuarınızda bulunması gereken onlarca şey var. Ama tek bir tanesini öğrenecekseniz borina düğümü yapmayı öğrenin. Çünkü bu düğüm, cankurtaran niteliğinde. Çok yönlü kullanılabilen bu düğümün hem öğrenmesi hem yapması kolay. Hem sıkışmayan, hem de kaymayan bir yapısı var. Bu yüzden bir nesneyi ipe tutturmak için çok güvenli bir düğüm. Özellikle de ipte ağır bir nesne varsa. İpi ne kadar sert çekerseniz, düğüm de o kadar sıkı olur.
12. SOS Sinyali Göndermek
Olur da güçten düşecek kadar yaralanırsanız, hayatta kalma sinyali sizi kurtarmaya gelenlere nerede olduğunuzu belli etmek için tek şansınız olabilir. İki method var ki, doğru kullanıldığı takdirde, sizi arayan birileri varsa kesinlikle dikkatlerini çekmeyi garanti ediyor. Birincisi, işaret ateşi yakmak. Diğeri de ayna ile sinyal vermek.
İşaret ateşi ile SOS
İşaret ateşi yakmada ilk kural, maksimum görünürlük için açıklık alanda olmak. Ateşin dumanını dağılmaması için ağaçların ve kayalıkların olmadığı açıklıklar ve tepelikler ideal yerler. Ateşi yakmadan önce yerdeki nemden odunların etkilenmemesi için yerden yüksek bir platform oluşturmak da önemli. Ayrıca olur da acil, hızlı bir sinyal ateşi yakmak zorunda kalabilirsiniz diye yanıcı materyallerinizi bitirmeyip saklamanızda da yarar var. Bir kere ateşi yaktınız mı, kalın bir duman üretmek için bol yeşillikli dallar kullanın. (Özellikle kışın çam ağacının yeşil dalları gibi).
Duman orman yangını tehlikesine karşı alarmda olan ormancıların, jandarmanın, yakında yerleşim varsa halkın dikkatini çekmenin etkili bir yoludur.
Ayna sinyali ile SOS
Ayna sinyali ile, gece ya da gündüz, el fenerinden kilometrelerce daha uzağa sinyal vermek mümkün. Üstelik bunun için mağazadan alınmış sinyal aynasına da gerek yok. Elinizin altındaki herhangi bir yansıtıcı yüzey de iş görür. Hatta cep telefonu ekranı bile olabilir. Kendinize bir hedef belirleyin (bu bir bot, tekne veya uçak olabilir) ve yansıtıcı yüzeyi elinizle bir ileri bir geri oynatarak ay ışığından da yararlanarak sinyal verin.
SOS sinyali nasıl verilir?
SOS sinyalini ışık (ayna & fener) ya da ses (ıslık, düdük) yardımıyla verebilirsiniz. Sizi arayan kurtarma görevlileri ya da sinyali verdiğiniz uçağın pilotu ve gemi kaptanları sinyali tanıyacak şekilde eğitimlidir. SOS sinyali mors alfabesine göre verilir, kodu da 3 kısa, 3 uzun, 3 kısadır. Tekrar etmeden önce 3 saniye ara vermek önemlidir. Örneklemek gerekirse:
Sesle: Bip, Bip, Bip, Biiiiiiiiiiiip, Biiiiiiiiiiiip, Biiiiiiiiiiip, Bip, Bip, Bip
Işıkla: kısa flaş (feneri açık kapama gibi), kısa flaş, kısa flaş, uzun ışık tutma (feneri 3 saniye açık tutmak gibi), uzun ışık tutma, uzun ışık tutma, kısa flaş, kısa flaş, kısa flaş – Bunu yaparken yardım istediğiniz yeri hedeflemeniz gerektiğini unutmayın.
Sahilde ya da kardaysanız da taşları dizerek SOS yazabilirsiniz.
Instagram’a Da Bekleriz
https://instagram.com/p/pf2nMoPxzG/
verdiğiniz bilgiler çok değerli emeğiniz için çok teşekkürler.
Vahşi hayvanlardan korunmak için de önlemler alınmalı. Çantamızda hayvanları yiyeceği yiyecek bulundurmakta fayda vardır.
Ülkemizde kapan ve tuzak kurarak avlanmak yasak. Gerçek bir hayatta kalma senaryosu dışında yapılmasını önermem.
Yeşil pasaporta sahip kişiler Schengen bölgesini vizesiz geçebiliyor mu , ayrıca Schengen için sizin önerdiğiniz bir rota varmı ?
Yayınlarmısınız bilmem, zor durumda kalanlar için internetsiz çalışan bir uygulama yazdım. Ücretsiz bir versiyonu da mevcut. Google Play’de mevcut: Survival App – Last Survivors Yazınızı çok beğendim 🙂
Ben bu application’u bulamadım. Survival App – Last Survivors. İsmi doğru mu acaba?
Selamlar bende bu uygulamayı bulamadım. acaba tam olarak adı nedir.
‘Hayatta Kalma Ugulaması’ diye aratırsanız ulaşabilirsiniz. Hem Google Play’den hemde App Store’dan indirebilirsiniz.
ABİ EGER BİR SURVİVAL KİT HAZİRLİYORSAK, SİNYAL İCİN AYNA Mİ DAHA ETKİLİDİR YOKSA LAZER Mİ ?
Lazerin pili biterse durum vahim…
sen ikisinide al ama gece ise lazer
(aynadan seken azeride kullanabilirsin)
[Borina] ben denizciyimde o bagın ismi izbarço bagı.
Düzeltme için teşekkürler. 🙂
insanın başına böyle şeyler gelmez diye bir şey yok hiç belli olmaz. küçük bilgiler bile bu durumlarda hayat kurtarır. paylaşımınız çok çok faydalı olmuş sayenizde çok güzel bilgiler öğrenmiş oldum emeğinize sağlık
Ne demek
Umarım hiç bir zaman işinize yaramaz bu bilgiler 🙂
hah haaa
bedduaaaa
Yok, o manada değil, yani umarım hiç bir zaman bu bilgileri kullanması gerekmez
3 KISA,3 UZUN,3 KISA… BU MESAJI KİME GÖNDERMEK LAZIM ACABA, DOLAR SOS VERİYOR DA:)
hahahahahahahahahhaaaaa 😀
ofiste puhahaa diye sesli güldürdün beni
Harikasınız nasılda anlaşılır bir dille anlatmışsınız çok teşekkürler.
Çok mutlu oldum, bunu duyduğuma
Tam kafaya aldınız milleti yani! : D Gündelik hayat diye baktırdınız illa…
Haşa efendim, biz günlük konular demedik – aman hayatta kalan günlük konu olmasın -, günlük hayatın içinde bile bu bilgileri kullanmak zorunda kalınabilinen durumlar oluşabilir dedik. Lakin oluşuyuor da. 🙁 Haftasonu karda mahsur kalan vatandaşlar vardı, yazın yüzerken akıntıya kapılıp giden insanlar oluyor… Bazen normal rutinde yakalıyor hayatta kapma mücadelesi insanı. Yani maceraperest olmasak da bazen insan doğada kendine bakmak zorunda kalabilir. Kimseciklerin başına gelmez, asla gerekmez inşallah ama hepimizin bu temel şeyleri bilmesinde fayda var.
Ellerinize,kaleminize sağlık mutlu günler.
Teşekkürler
Çok faydalı bilgilerinize teşekkürler.
Yaşasın 🙂
Çok sevindik.