GÖBEKLİTEPE – TARİHİ, ÖNEMİ VE NASIL GİDİLİR

Göbelitepe’nin tarihi baştan yazıdığı söyleniyor. Neden bu kadar önemli olduğunu merak ettiniz mi?

Yaklaşık 12.000 senelik tarihi ile, Mısır Piramitleri’nden ve İngiltere’deki Stonehenge’den yaklaşık 7.500 yıl önce inşa edilmiş Göbeklitepe’nin keşfi ile dünya sallandı. İnsanlık tarihinin bilinen en eski tapınağı oldu. Ama bu neden önemliydi? Bu kadar eski olması neden ve nasıl bir devrim yarattı?

Bu yazımızda da neden Göbeklitepe’nin öneminden ve ziyaretine gidecekler için gereken faydalı bilgilerden bahsedeceğiz.

Göbeklitepe Nerede & Nasıl Gidilir

Şanlıurfa’ya bağlı Örencik’te bulunan Göbeklitepe şehir merkezinden araba ile yarım saat sürüyor. Konum için tıklayın.

Eğer arabanız yoksa toplum taşıma ile 0 numaralı otobüs ile ulaşım sağlayabilirsiniz.

Gaziantep, Mardin, Diyarbakır’dan Göbeklitepe
Gaziantep merkezden araba ile 2 saat
Diyarbakır merkezden araba ile 2,5 saat
Mardin merkezden araba ile 2,5 saat sürüyor.

Göbeklitepe Neden Önemli?


Peki Göbeklitepe’yi arkeoloji tarihinin en önemli keşiflerinden biri yapan şey ne? Bunun birden fazla yanıtı var.

Din Kurumunun, İnsanların Yerleşik Hayata Geçmeden Önce Başladığını Ortaya Çıkardı

Göbeklitepe’nin keşfine kadar yapılan tüm araştırmalar, insanların yerleşik hayata geçtikten sonra din kurumunun oluştuğu sonucuna varıyordu. 12 bin yıllık bir ibadet merkezi olan Göbeklitepe bunun yanlış olduğunu ortaya koydu. Çünkü insanlar yaklaşık 10 bin yıl önce yerleşik hayat geçmişlerdi. Yani din kurumu yerleşik hayattan yaklaşık 2000 sene önce oluşmuştu.

Medeniyetin Sıfır Noktası Yeniden Belirlenmiş Oldu

M.Ö 10.000 yıllarında yaşayan insanların, henüz ilkel çağlarda olmalarına rağmen, sanılandan çok daha gelişmiş bir yaşam tarzı olduğunu ortaya koydu. Böylece insanlık tarihinin ve medeniyetin sıfır noktası yeniden belirlenmiş oldu.

Göbeklitepe İnsanların Yerleşik Hayata Tarımla Geçtikleri Genel Geçer Düşüncesine De Kafa Tutuyor

Çünkü Neolitik Çağ’da insanlar henüz daha avcı toplayıcı bir topluluk olmalarına karşın, buradaki ileri düzeyde mimarlık gerektiren tapınaklar gibi yerleşik yapılar inşa etmeye ve yerleşik düzene geçmeye başlamışlar bile.

İnsanların Neolitik Çağda Varsayılandan Çok Daha İleride Olduklarını Gösterdi

Göbeklitepe’nin keşfinden önce, insanların Taş Devri veya bilimsel adıyla Neolitik Çağ’da demir kullanmayı bilmedikleri ve çanak çömlek yapımına başlamadıkları düşünülüyordu. Fakat Göbeklitepe bunun tam aksini kanıtlamış oldu.

Böylece Göbeklitepe insanlık tarihi üzerine bilinen tüm akışı değiştirdi ve Neolitik dönemle ilgili tüm bildiklerimizi yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösterdi.

Göbeklitepe’nin Keşfi


1983’te ise Mahmut Kılıç isimli bir çiftçi tarlasını sürerken oymalı bir taş buluyor ve bulduğu taşı Urfa Müzesi’ne götürüyor. Müze yetkilileri bu taşın önemini idrak edemiyor. Alman arkeolog Prof. Klaus Schmidt’in bu taşa denk gelmesi üzerine 1995’te Göbeklitepe kazıları başlıyor. Fakat burası üzerine yapılan çalışmalar, 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ile Chicago Üniversitesi ortaklığında kurulan ekibin çalışmaları ile oluyor. Her nasılsa bu çalışmalar o kadar da ses getirmiyor. 1980’e gelindiğinde, Amerikalı arkeolog Peter Benedict’in bir makalesinde Göbeklitepe’den bahsetmesi ile önemi nihayet fark edilmeye başlanıyor.

Göbeklitepe’nin Gizemleri

Göbeklitepe’nin İnsan Eli ile Gömüldüğü Teorisi

Elbette Göbeklitepe hakkında birçok teori ve efsane var. Bunlardan en gizemlisi hiç şüphesiz 12.000 yıllık bu tapınakların nasıl günümüze kadar gelebildiği.
Araştırmacılar bunun nedenini, Göbeklitepe’nin insan eli ile gömülmüş olabileceği teorisi. Çünkü Göbeklitepe’deki tapınaklar, yapılışlarından yaklaşık bin yıl sonra tonlarca toprak ve çakmaktaşına gömülmüş. Hem de araştırmalar bunun insan eliyle kasıtlı olarak yapıldığını gösteriyor. Çünkü yapının bulunduğu yerdeki  toprak tabakası doğal yollarla değil insan eliyle düzeltilmiş bir görünüme sahip. Bazı teorilere göre zamanında burası bir yıldız gözlemeviymiş fakat zamanla işlevini yitirdiği için toprak altına gömülmüş. Fakat bu teorinin de kesinliği yok.

İlk Beyin Ameliyatı

Kazı alanında bir kafatası da araştırmacılara, tarihin bilinen ilk beyin ameliyatının burada gerçekleştirilmiş olabileceğini düşündürtüyor. Çünkü kafatasında bulunan delik izinin, ilkel bir delgi aleti ile yapılan bir ameliyat izi olduğu düşünülüyor.

Sıvı Geçirmeyen Taban

Yapıların bir diğer dikkat çeken özelliği de tabanlarının sıvı geçirmez olarak tasarlanmış olması. Bu durum, tapınakta düzenlenen seramonilerin sıvı içeren seramoniler olabileceğini düşündürüyor. Son zamanlarda ortaya atılan bir diğer teori de tüm bu yapıların birbiri ile alakalı olabileceği teorisi.

Göbeklitepe’de Tapınaklar

Peki Ya Göbeklitepe Tapınak Değilse?

30 metre çapındaki 20 yuvarlak ve oval yapının ortasında 2 tane T biçimli, 5 metre yüksekliğinde, kireçtaşından sütundan bulunuyor. Genel kanı Göbeklitepe’nin dini amaçlı yapıldığı şeklinde, yani bir Taş Devri tapınağı.

Fakat kimi teorisyenlere göre burayı bir tapınak olarak adlandırmak yanlış çünkü o dönemdeki insanlarda bir tapınak algısı henüz yok. O yüzden burası için ancak bir toplanma yeri diyebiliriz.

Bölgede 20 Tane Göbeklitepe Gibi Yapının Olduğu Düşünülüyor

Bugüne kadar yapılan kazılarda 6 yapı ortaya çıkarılmış fakat yapılan yüzey araştırmalarına göre toplamda 20 adet yapı ve 200’den fazla dikilitaşın olduğu düşünülüyor. Bu yapıların ileri düzey mimari bilgi gerektiren yapılar olması, Neolitik Çağ’da çanak çömlek bile yapamadıkları düşünülen insanların aslında teknolojide ne kadar gelişmiş olduklarını gösteriyor.

Bu tapınaklar aynı zamanda, Neolitik Çağ’da insanın kutsal olanla arasındaki bağı, leopar, yaban domuzları, leylek, tilki, ceylan, akrep, yılan gibi üç boyutlu hayvan kabartmaları ile ifade ettikleri inanış biçimlerini anlamamıza yardımcı oluyor. Çünkü dikilitaşların çoğunda insan, taşa işlenmiş hayvan ya da soyut semboller bulunuyor. Gövdesinde el, kol ve parmak motifleri bulunan dikilitaşların da stilize edilmiş insan heykelleri olduğu düşünülüyor.

Göbeklitepe UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde


Her ne kadar Göbeklitepe, 1995’te keşfedilmiş olsa da, ancak 2018 yılına gelindiğinde dünya mirası listesine eklendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı da 2019 yılını Göbeklitepe yılı olarak ilan etti. Buradaki kazılar ve Göbeklitepe üzerine yapılan araştırmalar halen daha devam ediyor hatta kazıların bir 150 yıl daha sürebileceği düşünülüyor. Anlaşılan o ki Göbeklitepe’nin daha çözülecek birçok gizemi var.

Göbeklitepe’nin, 2018’de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmesi ve onu takiben 2019’un Göbeklitepe yılı ilan edilmesinin ardından, Netflix’in globale oynadığı yeni projesi Atiye ile hem Türkiye’de hem de dünya çapında bilinirliğinin daha da arttığını söyleyebiliriz. Umarız ki önümüzdeki yıllarda bu ilgi katlanarak artar ve bu arkeolojik hazinenin değeri kitlelerce bilinir hale gelir.

Göbeklitepe Hakkında Daha Fazla Bilgi İçin

Göbeklitepe hakkında çok daha kapsamlı bir okuma yapmak isterseniz tavsiyemiz, kazı başkanı Prof. Klaus Schmidt’in Göbeklitepe: En Eski Tapınağı Yapanlar kitabını ve Levent Sepici’nin Göbeklitepe kitabını edinmeniz.

Göbeklitepe’ye Gelmişken Bunları Da Atlamayın

– Göbeklitepe’den çıkarılan buluntular ve heykeller Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde segileniyor. Şahane bir müze. Ayrıca Göbeklitepe’nin bir replikası da müzede bulunuyor. Şiddetle tavsiyemiz olur.

– Şanlıurfa’yı gezin: Şanlıurfa’da Gezilecek Yerler

– Şanlıurfa lezzetlerini tadın: Şanlıurfa’da Ne Yenir, Nerede Yenir

Göbeklitepe Ören Yeri Bilgileri

National Geographic’in Göbeklitepe Filmi

Kazı alanı koruma altında olduğu için araç ile çok yaklaşamıyorsunuz. Aşağıdaki otoparka park ettikten sonra hemen yanındaki sergi alanında National Geographic’in Göbeklitepe hakkında yaptığı kısa filmi izleyin. Ardından sizi servis araçları kısa bir yolculukla sizi yukarıya, eserleri göreceğiniz yere çıkıyor. Aslında mesafe kısa ancak yürümek yasak. Servisten indiğinizde yürüyüş platformundan geçerek alana varıyorsunuz.

Ne Kadar Zaman Ayırmak Lazım

Göbeklitepe dev bir ören alanı ancak şimdilik ufacık bir kısmı gün yüzüne çıkarılabilmiş. Dolayısı ile gezeceğiniz alan fotoğraflarda gördüğünüz kadar bir yer. Yine de yol, film ve fotoğraf çekmek için 1 saat ayırmayı düşünmelisiniz.

Göbeklitepe Ören Yeri Ziyaret Saatleri

Her gün açık.
15 Nisan / 2 Ekim: 08:00 – 19:00
3 Ekim / 14 Nisan: 08:00 – 17:00

Müzekart

Müzekart geçerli.

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir