Isparta’nın birkaç sene öncesine kadar tamamen radar dışı olan Kuyucak Köyü son senelerde Türkiye’nin Provence’ı olmaya oynuyor. Bak sen… 🙂
Atladık geldik Kuyucak’a. Köye girer girmez, daha arabanın kapısını bile açmadan içeri lavanta kokusu doldu. Mis…
Dün adını bilmediğimiz köyün bugün çılgınlar gibi turist alması elbette tesadüf değil; arkasında ciddi bir seferberlik var: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Batı Akdeniz Kalkıma Ajansı ve Anadolu Efes’in “Gelecek Turizmde” adlı kalkınma programı, hepsi Kuyucak’ı dönüştürmek için birlikte çalışmış.
Sonuç: Yıllar önce kurak ve boş tarlalardan oluşan Kuyucak Köyü’ne ekilen lavantalar şu an 3000 hektara ulaşmış durumda ve lavanta sezonu boyunca tur otobüsleri küçücük köyde cirit atıyor.
Lavanta üretimi üzerinden istihdam yaratmak, turizmi güçlendirmek, alternatif gelir kaynağı oluşturmak üzerine tasarlanmış projenin başarılı sonuçlar verdiğini, Kuyucak Köyü’ne gidip oradaki yerel halkla konuştuğunuzda, teyzelerin tezgahından lavantalı ürünlerin alışverişini yaptığınızda daha iyi anlıyorsunuz. Hepsi lavantaya olan bu ilgiden çok memnun. Özellikle de köyün kadınlarına yepyeni bir yaşam alanı yaratmış.
Tamam, çok hoş, bölgenin kaderi değişmiş ve Türkiye’deki birçok kurak köy için umut ışığı ve örnek olmuş. Peki, yerel halk kadar ziyaretçiler de mutlu mu yoksa hayal kırıklığı mı yaşıyorlar? Konu evet ya da hayır ile kesip atılacak kadar basit değil çünkü bunu belirleyen birçok faktör var. Mesela lavantanın mor hali 3 hafta kadar sürüyor ve eğer tam sezonda gelmezseniz sadece yuvarlak bir çalı görürsünüz, o zaman da hayal kırıklığına uğrarsınız. O yüzden şimdi madde madde giderek size burada aradığınızı bulabilmeniz için bilmeniz gerekenleri anlatacağız.
Kuyucak Köyü’nde Lavanta Zamanı Ne Zaman?
Normal şartlarda lavantalar Haziran ayında çiçeklenmeye başlıyor, Temmuz’un ikinci haftasıda da hasat ediliyor. Yani köyün en güzel hallerini görmek için en ideal zaman Haziran sonu ve Temmuz başı. Hasat parça parça devam ettiğinden Temmuz ortasına kadar kırpılmamış tarlalar görebilme şansınız oluyor. AMA biliyorsunuz dünyanın tıpası çıktı ve mevsimler kayabiliyor. Mesela bu sene sezon 3 hafta erken başladı. O yüzden sakın bu yazıya güvenip arkanıza yaslanmayın, Haziran itibariyle takipte kalın.
Nasıl takip edeceğiz derseniz iki önerimiz var:
1. Instagram’daki #Kuyucak ve #Lavantakokulukköy paylaşımlarını hashtaglerden takip edin. Güncel paylaşımların tarihi bir fikir verecektir.
2. Daha da iyisi, insan üstü bir çaba ile her soruya cevap veren Lavanta Kokulu Köy hesabını takip edin, onlara en iyi zamanını danışın. Instagram’dan soru cevaplamanın ne kadar külfetli olduğunu çok iyi bildiğimizden kendilerine dev bir helal olsun diyoruz.
Uçsuz Bucaksız Lavanta Tarlaları Var Mı?
Var, ama hemen komşu olan Burdur’daki Lavanta Deresi’nde. Arabayla 20-30 dakikada gidersiniz.
Provence fotoğraflarındaki o sonsuza giden lavanta tarlalarından Kuyucak’ta yok, onu bi söyleyelim. Buradaki tarlalar genellikle farklı bireylere ait ufak tarlalar oldukları için bütünsel bir çalışma olmamış. Oraya buraya serpiştirilmiş irili ufaklı tarlalar var. Ha, Provence’ta her yer alabildiğine mor tarla sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Orada sanayicilerin 2-3 tane büyük parseli dışında büyük tarla yokmuş.

“Tüh, ben hektarlarca uzanan o görseli yakalamak istiyordum” diyorsanız Lavanta Kokulu Köy’ün arabayla 20-30 dak ilerisinde Lisinia’nın kurduğu Lavanta Deresi var.
“Peki o zaman Kuyucak’a gitmeye gerek var mı?” İkisi farklı deneyimler, birisi lavantanın köy kültürü hali, diğeri ise daha çok görsellik üzerine bir tarla.
En Güzel Tarlaları Nasıl Bulurum?
Bizim gördüğümüz en güzel tarlalar, ana yolun gitmediği, uzaktan bakıp da göremeyeceğiniz, arkada bir yerlerdeydi. Yol üzerindeki tarlalar genellikle daha genç ve kalabalıktı. Göçü ve Eresin yaylaları favorilerimiz ama yine de siz mutlaka Kuyucak’ın köylüsüne tavsiyelerini sorun. Özellikle de hasat zamanı, hangi tarla kesilmiş/kesilmemiş, en güncel bilgiyi onlardan alırsınız.
Alerjik Bünyeli Olanların Dikkat Etmesi Gerekenler
Öncelikle şunun altını çizmek gerekiyor ki lavantalar arı kaynıyor. Ama agresif bir mizaçları hiç yok. Yani o kadar arı olmasına rağmen insanlara hiç bulaşmıyor ve kendi hallerinde takılıyorlar. Ama arıya karşı alerjik bir yapınız varsa kesinlikle dikkat edin ve ilaçlarınızı yanınızda bulundurun.
Aynı şekilde bizim gibi lavantaya karşı da alerjik olabilir, alerjik olduğunuzu o güne kadar bilmiyor bile olabilirsiniz. Bu nedenle eğer alerjik bir bünyeye sahipseniz, tedbiri elden bırakmayın deriz.
Kuyucak’tan Ne Bekleyebilirsiniz?
Lavanta sezonu boyunca tarlalarının ortasında kurulan büyülü atmosferde yapılan akustik müzik dinletileri burada kaçırmamanız gereken en önemli şey demek isterdik ama böyle şeyler yok.
Malesef köyde tarlaları fotoğraflamak ve tezgahlardan lavanta ürünleri almak dışında pek de yapılacak şey yok. Çok şanslıyız ki biz fotoğraflarını gördüğünüz bu özel etkinliğe denk geldik ve müthiş lavanta deneyimi yaşama şansımız oldu. Yoksa buralar bu kadar talebe rağmen hala kabuğunu kırıp yerel bir faaliyet olmaktan ileriye henüz gidememiş. Mesela tarlaların ortasında samimi yörük çadırları ya da gözlemeci teyzeler var ama şöyle insanın hem ruhuna, hem gözüne hitap eden bir kafe ya da oturma alanı, farklı aktiviteler gibi şeyler yok.
Aslında atla deve değil burada özel bir ambiyans yaratmak, zaten lavantalar estetik şeyler. Bakın fotoğraflara, iki saman balyası, birkaç kasa, mor yastıklar, keten örtüler, doğal malzeme kullanımı gibi ufak dokunuşlar nasıl dev bir fark yaratmış.
Diyeceğimiz o ki; lavantacılık Trakya’dan Adana’ya yaygınlaşmaya başladı. Eğer köy gerekli atılımı göstermezse turizmcilikten anlayan birileri gelip, Kuyucak’ın ekmeğini elinden alabilir.
Yetkililerin okuyacağını umarak önerilerimizi de not edelim: Keşke burada yerel halkı ve dokuyu içne alan ama şenlik tadında geçmeyen, Bozcada Jazz ya da Cappadox tadında bir festival yapılsa. Yerel anlayışı her alanda uygulansa, mesela o lavantalı dondurmalar gerçekten ev yapımı olsa ve endüstriyel ambalajda değil külahta verilse… Ziyarete gelen insanların fotoğraf çekmek dışında da yapabileceği şeyler olsa; mesela Güney Fransa‘daki Eze’deki gibi bir parfümeri sergisi olsa, bizler için atölyeler olsa… Bölge bütün olarak ele anılmış ve planlanmış olsa. Hollanda’nın Lale Rotası‘ındaki gibi bir danışma merkezi olsa, gidip oradan bölgeye yayılmış etkinlik, enstelasyon ve tarlaların haritasını alsak. Sadece lavanta ve gül mutfağı üzerine bir konsept restoran/ kafe olsa, ve bunun gibi…
“Lavantalar hiç de mor değil. Fotoğrafların renkleri ile oynuyorlar.”
Gidip de mor tarla görmediyseniz, yanlış planlama yapmışsınız. 3 mühim konu var:
1. Tam hasat başlamadan önceki hafta gitmek gerekiyor. Her hafta rengi değişiyor lavantaların.
2. Biraz uğraşıp en güzel tarlayı bulmak lazım. Öyle hemen yol kenarındaki tarlalardan birine konmak yok. (Yukarıda daha detaylı anlattık)
3. Lavanta bitkisi olgunlaştıkça çiçeği daha tok bir mor renk alıyor. Yani genç tarlaları değil, yaşını almış tarlaları bulmalısınız.
4. Yukarıda hiç bir düzenleme yapılmamış iki fotoğraf var. Soldaki mosmor, sağdaki soluk bir eflatun. İkisi de aynı gün ve aynı makina ile çekildi. Farkı yaratan ne? Günün saati. Güneş üzerine vuruyorken (sağda) lavantaların morları çok belli olmuyor. Güneş doğmadan hemen önce veya battıktan hemen sonra gibi, havanın aydınlık olup güneşin olmadığı saatleri yakalamak lazım.
Kuyucak Köyü’nde Yeme-İçme
Gözleme çay birçok yerde var. Yemek de bulabileceğiniz ise 2 yerden bahsetmek mümkün:
1. Lavanta Kokulu Köy Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi – Yol kenarında olmadığı için köyden geçerken görünmeyen, çay – kahve içebileceğiniz, teyzelerin elleriyle yaptığı yemekleri tadabileceğini kooperatif bizim favorimiz. İsmini hatırlmadığım ama her gün çıkan çorbası, haşhaşlı kaymaklı sarması, lavantalı muhallebisi en çok sevilenler.
2. Lavanta Kokulu Cafe – Burada daha çok ızgara çeşitleri, ve saç kavurma gibi et ağırlıklı bir menü hakim. Konum için tıklayın. Haftasonu turlar çok uğradığı için akşama yemek kalmayabiliyor.
Ayrıca köy içinde lavantalı ve güllü dondurma yiyebileceğiniz birkaç yer de var ama hiç birisi ev yapımı gibi görünmedi bize.
Kuyucak’ta Konaklama
Köyün hemen girişinde Lavanta Villa adlı bir yer açılmış. Biz kalmadık ama kalan Evde Yoklar çok memnun ayrılmışlar. Elbette beklentinizi yüksek tutmayın. Civarda konaklama için eli yüzü düzgün, odaları mis gibi lavanta kokan temiz bir seçenek olarak bakın.
Kuyucak’a Gelmişken Başka Nereleri Görmeli?
Bölgeye büyük şehirlerden ve çevre illerden çok sayıda butik tur firması tur düzenliyor. Göller yöresi turları çok revaçta. Genelde Burdur ve Isparta’yı kapsıyor ve 2 gün sürüyor. Gelmişken siz de bölgeyi gezmek isterseniz rehberlerimiz için tıklayın:
Isparta Gezilecek Yerler
Burdur Gezilecek Yerler
Peki bunun 2 günlük rota hali var mı? Buyurun: Isparta Burdur Rotası
Instagram’a Da Bekleriz
Bu gönderiyi Instagram’da gör