AMSTERDAM GEZİLECEK YERLER & TOZUNU ATTIRMA REHBERİ
Amsterdam, bulunduğu coğrafyayı idrak edememiş gizli bir Akdenizli bizce. Bu kadar sıcak kanlı, bu kadar eğlencesine düşkün milletin yoksa kuzey Avrupa’da ne işi var? 😀 Hollanda’da 1 sene Erasmus yapmış olmaktan ötürü farkında olmadığımız bir kayırma durumumuz illa vardır, kabul ediyoruz ama Amsterdam da az değil şimdi. Eğlence var, 176 ülkeden insan var, kanallar var, mimari güzellikler var, özgürlükler var, kültür sanat var… Yılın 50 güne yakını bi festival olan, hayatın bisiklet üzerinde geçtiği bir şehre ısınmamak ne mümkün!
Nereden nereye değil mi? Yaklaşık on yüzyıl önce Amstel Irmağı üzerinde kurulan bir balıkçı köyü şimdi Avrupa’nın en özgür ruhlu, en gelişmiş şehirlerinden biri olarak bizi karşılıyor. Küçük köylerin karmaşık, kentsel toplumlara dönüşme sürecini anlatmak için kullanılan “kentsel devrim” kavramı Amsterdam’ı anlatmak için en uygun kavramlardan biri sanıyoruz. Çünkü bataklıkların, kanalların ve tarıma uygun olmayan arazilerin çevrelediği Amsterdam zamanla bütün bu özellikleri kendi lehine çevirmeyi bilip 17. yüzyıl Altın Çağı’ndan miras kalma ticaretin, Rembrandt ve Van Gogh’un yön verdiği sanatın, asırlık kiliselerinden modern kütüphanelerine mimarinin ve dillere destan sosyal yaşamın dünyaya ilham verdiği modern bir metropol haline gelmeyi bilmiş! Ee bize de hayran olup ilham almak kalıyor. O zaman beyler, bayanlar, beğenmeyenin tıkı geri iade garantili Biz Evde Yokuz’un Amsterdam rehberi başlıyor! 😀
Amsterdam Seyahati Planlaması – Gitmeden Önce
Amsterdam’a Nasıl Uygun Fiyatlı Uçak Bileti Bulurum?
Amsterdam’a İstanbul’dan birçok havayolu şirketinin neredeyse her gün uçuşları var ve İstanbul-Amsterdam arası direk uçuşla yaklaşık 3 saat 50 dakika sürüyor. Şehre uçakla geldiğinizde Schiphol Havalimanı’na ineceksiniz. Her şekilde uçak biletinizi almadan önce mutlaka fiyat karşılaştırması yapın deriz. Schiphol Havalimanı’na uygun fiyatlı UÇAK BİLETİ bulmak için TIKLAYIN.
Amsterdam Havalimanından Şehir Merkezine Nasıl Ulaşırım?
Schipol Plaza’daki B15 ve B19 peronlarının arasındaki duraktan kalkan 397 nolu otobüsle rahatlıkla şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Bu otobüs Amsterdam Airport Express diye de geçiyor ve yaklaşık 40-45 dakikada son durağa gidiyor. Seferler Sabah 05:00’den gece yarısına kadar her 7-8 dakikada bir kalkıyor bu yüzden acele etmenize gerek yok. 397 nolu Amsterdam havalimanı – şehir merkezi otobüsüne bilet almak için tıklayın.
Havalimanından şehir merkezine direkt tren seferleriyle de ulaşabiliyorsunuz. Her sefer yaklaşık 15 dakika sürüyor. Havalimanının alt katına inip tren istasyonuna geçtikten sonra yapmanız gereken pek bir şey yok. Amsterdam havalimanı – şehir merkezi arası tren bileti almak için tıklayın. Tren konusunda dikkat etmeniz gereken konu, sabah 05:30’tan gece 01:00’e kadar olan seferler beş-on dakikada bir olurken gece 02:00’den 05:30’a kadar olan seferler saat başı hareket ediyor.
Amsterdam’a Ne Zaman Gelinir?
Amsterdam’da kış ve sonbahar çok soğuk geçtiğinden en uygun zaman Nisan – Ekim dönemi. King’s Day’daki atmosferi ve partiyi yakalamanızı çok isteriz 27 Nisan.
Amsterdam’a Ne Kadar Zaman Ayırmalı?
Aşağıdaki uzuuun listeden de anlayacağınız üzere burada 4-5 gün kalsanız sıkılmazsınız ancak 2 gün Amsterdam’ın genel hissini ve ritmini anlamak, önemli yerlerini gezmek, biraz da yerel takılmak için yeterli bir zaman. 2 gün en iyi nasıl kullanılır derseniz ideal 2 günlük programı Amsterdam Turu yazımızda anlattık.
Amsterdam’ın Hangi Bölgesinde Konaklamalı
En Merkezi & Turistik Şehir Merkezi: Sadece Amsterdam’a ilk kez geleceklerin tercih etmesini önerdiğimiz, Red Light District’ten Dam Meydanı’na turistik her yere yürüyerek veya tramvayla kolayca ulaşabileceğiniz şehrin merkez bölgesi.
Amsterdam merkez otellerini incelemek için tıklayın.
En Aile Dostu Oud-Zuid: Parkları, çocuklar için oyun alanları, gölleri, yürüyüş yolları ve yakınlardaki Vondelpark ile çoğunlukla çocuklu ailelerin konakladığı bölge.
Oud-Zuid otellerini incelemek için tıklayın.
En Lokal De Pijp: Çok kültürlü yapısı ve bağımsız ruhu ile şehrin en bohem mahallesi. Sokaklarında kurulan pazarlara ve yerel tasarımcıların dükkanlarına uğramalık. Bu bölgenin özellikle de brunch’ları ve yerel barları ile ünlü olduğunu da hatırlatalım.
De Pijp otellerini incelemek için tıklayın.
En Pitoresk Manzaralar için Canal Belt: Amsterdam’ın en pitoresk kanalları ve bu kanallara bakan butik oteller burada. Romantik kaçamaklar için ideal.
Canal Belt otellerini incelemek için tıklayın.
Amsterdam’da Seçtiğimiz Oteller & Evler
Amsterdam’da her bütçeye uygun bir konaklama opsiyonu var. Ayrıca şehrin genelinde otel kadar ev tutmak daha yaygın. Özellikle de 4-6 kişilik bir ekipseniz çok güzel ve uygun fiyatlı seçenekler var. Biz sizin için birkaç seçeneği aşağıda verdik. Ayrıca rehberimizin devamında da her bölgenin son maddesinde daha fazla otel önerisi de bulacaksınız.
Waldorf Astoria $$$
UNESCO Dünya Mirası listesindeki Herengracht’ta yer alan Waldorf Astoria Amsterdam, 17. yüzyıldan kalma 6 kanal manzaralı malikaneden oluşan 5 yıldızlı bir lüks otel. İncelemek için TIKLAYIN.
The Dylan $$
The Dylan, Keizersgracht Kanalı kıyısında yer alan bir butik otel. Otel bünyesindeki restoran Vinkeles, Michelin yıldızına sahip. İncelemek için TIKLAYIN.
Hotel The Craftsmen $$
Amsterdam Kraliyet Sarayı’na yakın tercihlerden. Odaların hemen hepsi yüksek tavanlı ve geniş. Tv, klima, su ısıtıcısı, saç kurutma makinesi gibi banyo gereçleri her odada mevcut. İncelemek için TIKLAYIN.
Zoku Amsterdam $$
Modern ve dinamik bir tasarımı olan hayli renkli bir otel. Bazı odalar loft. Odalarda temel ihtiyaçların hepsi düşünülmüş. Çatı katı salonu manzaralı. İncelemek için TIKLAYIN.
Aşağıdaki bağlantıdan Amsterdam’daki tüm otelleri ve kiralık evleri inceleyebilirsiniz.
– Amsterdam’daki tüm OTELLER ve EVLER için TIKLAYIN.
Amsterdam’dan çok daha fazla otel önerimizi AMSTERDAM’DA NEREDE KALINIR? EN GÜZEL MAHALLELER & OTELLER yazımızda bulabilirsiniz.
Amsterdam’daki En Favori 4 Deneyim
1. Van Gogh Müzesi’ni gezmek.
2. Rijksmuseum’u görmek.
3. Kanallarında tekne turuna çıkmak.
4. Hollanda kırsalındaki geleneksel yel değirmenlerini görmek.
Araba Kiralamak Gerekir mi?
Amsterdam’ın çok güzel bir tramvay ve otobüs ağı var, kolayca istediğiniz yere kısa zamanda ulaşabiliyorsunuz bu yüzden araç kiralamanıza çok gerek olmayacaktır. Ayrıca araç yerine şehrin yerelleri gibi bisiklet kiramalayı da düşünebilirsiniz. Yine de Amsterdam’dan çıkmalı daha uzun bir Hollanda programı planlıyorsanız Amsterdam’dan uygun fiyatlı araç kiralamak için TIKLAYIN.
Amsterdam’a Gelmeden Önce Bilmeniz Gerekenler ve Tüyolarımız
I Amsterdam City Card
Amsterdam’da ulaşımınızı ve müze girişlerinizi daha uygun fiyata getirecek değişik kartlar var. Kaç gün gittiğinize veya gezmek istediğiniz yerlere bağlı olarak size uygun kartı seçip onu kullanmak mantıklı olacaktır. I Amsterdam 1-5 günlük kullanabileceğiniz, birçok şeyi içine kapsayan bir şehir kartı. En büyük artıları şehir içi toplu taşımanın ücretsiz oluşu, kanal turunu içermesi, Van Gogh Müzesi, Stedelijk Müzesi, Hermitage Müzesi ve Rembrant Evi de dahil 70’den fazla müze girişini kapsıyor oluşu. Bunun dışında bazı yerlerde indirim de kazanabiliyorsunuz. Kartı online alıp sonra da Amsterdam Schiphol Havalimanı’ndaki turist bilgi ofisinden, Amsterdam Central Station’daki I Amsterdam dükkanından veya oradaki turist bilgi ofisinden teslim alabilirsiniz. I Amsterdam City Card almak için tıklayın.
GVB Günlük Kartlar
GVB Amsterdam’ın içindeki tramvay, metro ve GVB şirketine ait otobüs yolculuklarını içine alan bir kart. Havalimanından olan otobüs maalesef buna dahil değil. Sadece GVB adı altındaki toplu taşıma araçlarını içine kapsıyor yani ama bisiklet kiralamadıysanız bunu almak güzel bir fikir olabilir. Şehrin içinde her yerde tramvay var ve bir yerden bir yere giderken oldukça basit ve pratik. Kaç gün kalacaksanız o kadar günlük alabiliyorsunuz. Saat bazında düşünün, 1 gün 24 saat, 2 gün 48 saat gibi. Yani ilk kullandığınız dakikadan itibaren kaç günlük aldıysanız o kadar saat geçerli. GVB kartınızı hemen internetten online alıp hazır olmak için tıklayın.
Toplu Taşımada Kredi Kartı Kullanımı
Eğer herhangi bir şehir kartı veya GVB bileti almadıysanız da kredi kartınızı bir akbil gibi toplu taşıma araçlarında kullanabiliyorsunuz. Burada tek şart her seferinde farklı farklı kartlar kullanmak yerine tek bir kart kullanmak. Yani tek bir kartla hem eşinize hem kendinize basamıyorsunuz bir kart bir kişi şeklinde kullanılıyor. 11 yaşına kadar çocuklar zaten her türlü ücretsiz toplu taşıma kullanabiliyor. Bir diğer önemli nokta da araçlarda kartınızı iki kere okutmanız gerekmesi. Yani örneğin siz bir duraktan tramvaya bindiniz ve kredi kartınızı okuyucuya okuttunuz. Sonrasında ineceğiniz durağa yaklaştınız ve inmeden tekrar okutmanız gerekiyor. Bu şekilde kartınızdan full tarife değil binip indiğiniz durak arası tarife ücreti alınıyor. Eğer inmeden önce check out yapmayı unutursanız kartınızdan full tarife çekiliyor. O yüzden hem bindiğiniz duraktan hem de ineceğiniz durak öncesinde bir kez daha kredi kartınızı okutmayı atlamayın.
Nakite Güvenmeyin Çoğu Yer Sadece Kredi Kartı Kabul Ediyor
Pandemi döneminden beri son yıllarda Amsterdam hükümetin kredi kartının kullanımını destekleyen politikaları sayesinde nakitsiz yaşama geçişi deneyimliyor. Bu da demek oluyor ki çoğu yer nakit ödeme kabul etmiyor. Özellikle bazı restoranların bu konuda üzerine basa basa yaptıkları uyarıları oluyor. Yeri geliyor yol üzerinde sıradan bir büfeden kruvasan alacak bile olsanız nakitle ödeme yapamıyorsunuz. O yüzden mutlaka ama mutlaka kredi kartınız yanınızda olsun.
Popüler Mekanlar Ön Ödemeli Rezervasyon Alıyor
Amsterdam çok turistik bir şehir. Haliyle böylesine turistik bir şehirde popüler mekanların türemesi ve dolup taşıyor olması sürpriz değil. Fakat son dönemde bazı mekanlara olan talep öyle fazlalaşmış ki mekanlar artık online rezervasyon sırasında bile kartınızdan bir miktar kapora niyetine para çekiyor. Bu Roma ve Londra gibi büyük ve çok talep gören şehirlerde karşılaştığımız bir uygulamaydı sonunda buraya da gelmiş. Bu miktar 10 Euro ile 20 Euro arasında değişebiliyor. Eğer rezervasyon saatinizde mekandaysanız, final hesabınızdan o miktarı zaten düşüyorlar. Eğer belirttiğiniz gün ve saatte mekanda değilseniz paranız otomatikman yanmış oluyor.
Amsterdam’ın Neyi Meşhur?
Gezilecek yerlere ve en güzel mekanlara geçeceğiz az sonra ama önce Amsterdam’ın ABC’sini verelim, temeli sağlam atalım:
Bisikletli Yaşamı
Biz Evde Yokuz’a kalsa dünyayı bisikletle gezeceğiz diyeceksiniz ama dünyada bisiklet ile özdeşleşmiş bir yer varsa o da Amsterdam. Hatta “Amsterdam bisikleti” diye jargon bile var. Hollanda dümdüz ve %25’i deniz seviyesinin altında bir yer. Aslında şimdiye kadar sular altında kalması gerekiyordu ama mühendislerin müdahaleleri sayesinde var olmaya ve bisikletle gezmek için ideal yer olmaya devam ediyor. Tüm ülkenin en yüksek yeri 322.7 metre! Burada bisiklete binmek o kadar kolay ki; Amsterdam bisikletlerinde çok vites bile yok. Çoğu zaman terlemeden üzerinden inersiniz. Dolayısı ile bisiklet tepesinde giden topuklu – şık bayanlar, takım elbiseli erkekler de çok yaygın manzaralar. 7’den 70’e herkes ulaşım için bisikleti tercih ediyor. Bisiklet yolu ayrı, bisikletlilere özel trafik ışıkları ve park yerleri var. Bisiklete binmiyorsanız dahi bisiklet yollarına, ışıklarına vs çok özen gösterin çünkü, haklı da olarak, bisikletçilerin yayaların bisiklet alanlarına yanlışlıkla da olsa tecavüzüne tahammülleri yok. Bir kere bir bisikletçinin, bisiklet yolunda giden bir kadını yanından geçerken hiddetle kenara ittiğine şahit olduk.
Ulaşımı bir kenara bırakırsak, güzel havalarda Amsterdam kanallarını bisikletle gezmekten daha keyifli bir yol düşünemiyoruz! Hem yürürken olduğundan daha hızlı şekilde şehri keşfedebilirsiniz, hem de keyifle bisiklete binmenin tadını çıkarabilirsiniz. Amsterdam’da bisikletle gezmek yerliler kadar turistler için de çok rahat olduğu ve tercih edildiği için bir sürü güvenilir bisiklet kiralama şirketi bulmanız mümkün. Birkaçını sizin için listeledik.
Amsterdam’da bisiklet nerelerden kiralanır?
Macbike – Merkez İstasyon konum için tıklayın. Haritada 1 numara. Vondelpark konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
Yellowbike – Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
Discount Bike Rental – Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
Ben kiralamakla uğraşmayayım, şehrin ikonik noktalarını gezdiren, rehberli bir bisiklet turuna katılayım hem ekipmanı onlar sağlasın hem de gezilecek yerler hakkında bilgiyi derseniz sizi 3 saatlik bisikletle Amsterdam turuna alalım.
Kanalları ve Tekne Turları
Amsterdam kanallarının aslında önemli ve büyük bir şehir planlamasının, bir projenin sonucu ortaya çıktığını biliyor muydunuz? 17. yüzyılda gelen göç dalgalarını şehir artık kaldıramayacak hale gelince kanallar konusunda büyük bir atılım yapılmasına karar veriliyor ve halihazırda var olan verimsiz kanalların yerine dört ana kanaldan oluşan “Grachtengordel” isimli bir sistem getiriliyor. Her ne kadar bir kanalın planı tamamlanmasa da bu sistem işe yarıyor. Şehirde yeni mahalleler, binalar, yeşil alanlar, mağazalar ve restoranlar kurulmaya başlanıyor. Şehir kalkınıyor. Krizi fırsata çeviren Amsterdam da planlı şehirleşmenin ve sürdürülebilirliğin canlı bir örneği haline gelmiş oluyor.
Gelelim Amsterdam’daki favori aktivitemize! Amsterdam denince akla gelen ilk görüntü genelde kanalları oluyor. Kanalların arasında gezmeden dönmek düşünülemez. Zaten şehrin en güzel fotoğraflarını da yine çıkacağınız bu kanal gezilerinden çekebiliyorsunuz. En klasik 75 dakika süren bir tekne turuna bilet almak için tıklayın.
Daha romantik bir program düşünürseniz, içinde atıştırmalık ikramı da olan, klasik model bir tekne ile yapacağınız bir saatlik tura bilet veya gündüz yerine Amsterdam’ın akşam ışıkları yanmış halini görmek için akşam kanal gezisi turuna bilet alabilirsiniz.
Ayrıca pek fazla bilinmiyor ama aslında saatlik ya da günlük olarak kiralayabileceğiniz elektrikli minik taka gibi sandallar var. Denizcilik bilgisiymiş, tecrübeli olmakmış gibi kriterler aranmıyor. Zaten akülü olduğu için ördekle bile yarışamaycağınız kadar yavaş gidiyorsunuz. Tek derdiniz labirent gibi kanallarda tekneyi geri getirmek. Onun için de navigasyonu açtınız mı sorun çözülmüştür. İçtiğinizi, müziğinizi, ve paşa gönlünüzü mutlu edecek diğer her şeyi bir sırt çantasına atın. Yemek, suya bile gerek yok çünkü kanallara şehrin içindesiniz, hop inip, ihtiyaçlarınızı alıp geri gelebiliyorsunuz.
Sandallar nerelerden kiralanır?
Canal Motorboats – Tel: +31 20 422 7007, 10.00-22.00 arası açık. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
Boaty – Tel: +31 6 27149493, 9.00-21.30 arası açık. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
MokumBoot – Tel: +31 20 210 5700, 9.00-22.00 arası açık. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
Peynirleri
Amsterdam’a her gidişimizde bavulumuzu ağzına kadar doldurmak istediğimiz peynirleri var. Aralarından en ünlüleri Gouda, Edam ve Masdaam. Elbette onların da kendi içlerinde farklı türleri var. Peynirin kökeni bu topraklarda M.Ö. 800’e kadar uzanıyor fakat 13. yüzyılda kurulan peynir pazarlarıyla dünya çapında tanınmaya başlanıyor.
– Gouda: İsmini Hollanda’nın güneyindeki Gouda kasabasından alan bu peynir Hollanda’nın en ünlü peyniri. Yapımında kullanılan süt, inek sütü. Sütün yağ oranına göre tadı ve dokusu da değişiyor. Klasik Gouda’nın yanında trüflü, domatesli, biberli, otlu gibi aromatik olanları ve Keçi Gouda gibi farklı sütlerden versiyonları da var.
– Edam: Küçük, yuvarlak şekli ve parafin kaplamasıyla kırmızı bir top gibi gözüken Edam peyniri de Hollanda kökenli bir yarı sert peynir. İsmini Hollanda’nın kuzeyindeki aynı isimli kasabadan alıyor. Gouda’dan farkı daha az yağlı ve daha hafif olması. Özellikle elma ve üzümle birlikte tercih ediliyor.
– Masdaam: İnek sütünden yapılıp ortalama dört haftada olgunlaştırılan Masdaam peyniri, işin özünde İsviçre’nin Emmental peynirleriyle rekabet etsin diye Hollandalılar tarafından yapılmış. Görünüşü ve tadıyla Emmantel peynirine benziyor fakat daha uygun fiyatlı ve daha kremsi. Kısaca büyük delikleri olan ve tatlımsı, fındıksı bir aroması olan yarı sert bir peynir çeşidi.
Bu peynirleri alabileceğiniz birkaç iyi nokta da verelim:
– De Kaaskamer: Bir şarküteride aradığınız çoğu şeyi bulabileceğiniz peynir dükkanı. 350’den fazla Hollanda peynirine ek olarak ürünlerinin arasında zeytin, fındık ve sürme çeşitlerini de bulabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
– Zuivelhoeve by Kaashuis Tromp Amsterdam Utrechtsestraat: Yerli ve yabancı peynirlerden oluşan ürünlerindeki çeşitliliğiyle tercih edebileceğiniz peynir dükkanlarından. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
– Fromagerie Abraham Kef: Tarihi 1953’e dayanan, Fransa ve Hollanda peynirlerinde uzmanlaşmış eski ve küçük bir peynirci. Vakumlu şekilde peynirlerini satın alabiliyorsunuz fakat sadece kart ile ödeyebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
İkonik Mimarili Evleri
Amsterdam denince akla ilk gelen görüntünün kendine has mimarili, kanal kenarına dizilmiş evleri olduğunu söyleyebiliriz. Barok tarzdaki bu kanal evler 17. yüzyılda Hollanda’nın Altın Çağı döneminde inşa edilmiş ve çoğu da tüccarlar ve zengin iş adamları tarafından yaptırılmış. Çoğunlukla Canal Belt bölgesindeki Herengracht, Keizersgracht ve Prinsengracht kanalları kenarında diziliyorlar. Zaten bu bölgeyi fotoğrafçıların cenneti haline getiren de bu evlerin yoğunluğu. Mimari olarak dar, uzun ve yüksek bir tasarıma sahipler. Bunun sebebi yapıldıkları dönemde vergilerin evin genişliğine göre alınması. Bu sebeple o dönemde evler için “ne kadar dar cepheli olursa o kadar iyi” düşüncesi hakim. Yine de bu durum derin ve verimli bir iç tasarımla nötrlenmiş. Bugün şehrin mimari ve tarihi mirasının canlı birer örneği olan kanal evler Amsterdam denince insanların aklında canlanan ilk imge olmaya devam ediyor.
Coffee Shop’ları
Hollanda’da coffee shop kavramı normal kahve içilen bir kafeden farklı. “Coffee shop”larda Hollanda’da satışı ve tüketimi yasal olan keyif verici maddeler satılıyor. Aynı zamanda bunları kek, brownie gibi tatlılara katarak yiyecek haline de getiriyorlar. Birkaç sıkı kural var: Coffee shopların reklam yapması yasak, asla içki satamazlar, bir de 18 yaş altı hiç kimseyi kapıdan sokamazlar. Amsterdam’da neredeyse her köşe başında bir tane coffee shop var, özellikle Red Light District bunların daha yoğun olduğu bir yer.
Çoğu coffee shopun girişinde bir güvenlik duruyor ve genelde yaşınız farketmeksizin kimlik isteyip çantanızın içini kontrol ediyorlar. Aynı zamanda kahve, çay vs de içebilirsiniz. Dediğimiz gibi Amsterdam’da çok ciddi sayıda coffee shop var hepsi aşağı yukarı birbiriyle aynı; Dampkring, Green House, Barney, Bluebird, Grey Area, Katsu en bilinenlerden. Ama muhtemelen en çok gözünüze çarpacak olan Bulldog olacaktır çünkü çok fazla şubesi var.
Dünya Mutfakları Mekanları & Sokak Lezzetleri
Amsterdam çok kozmopolit bir şehir, tüm dünya mutfaklarından sayısız restoran, cafe, bar ve sokak lezzetleri satan dükkanları ile eşsiz bir gastronomik üs. Fakat elbette buraya geldiğinizde mutlaka denemelisiniz diyeceğimiz bazı lezzetler var:
– Patat: Patateslerini markalaştıran Hollandalılar sayesinde Amsterdam da resmen kendine ait kültürel bir kimlik oluşturduğu sokak lezzeti ‘patat’ ile son birkaç yılda dünya genelinde dikkat çekmeye başladı. Kalın kesilmiş, çoğu zaman iki kez kızartılmış, altın sarısı patateslerin yanında çeşitli soslar da veriliyor.
– Stroopwafel: İlk olarak 18. yüzyılda Gouda şehrinde üretilen Stroopwafel isimli özel Hollanda waffle’larının özelliği iki ince hamur arasında ‘stroop’ isimli karamelli bir şurubun kullanılması. Belçika’da yiyebileceğiniz waffle’lardan bu inceliği ile oldukça ayrışıyor. Genellikle pazarlarda tezgahların veya sokak satıcılarının sattığı waffle’ın olayı da aslında sıcak sıcak gözünüzün önünde yapılması ve kahveyle, çayla orda tadını çıkarmanız.
– Herring: Hollanda’nın en ikonik sokak lezzetlerinden olan bu ringa balığının özellikleri arasında taze ve çiğ olarak tüketilmesi, koruyucu bir sıvıya batırılıp tuzlanması ve sokakta ayaktayken yenmesi var. Tabii ister oturarak ister sandviç arasında da yersiniz ama klasik hali bu şekilde.
– Surinam Yemekleri: Hollanda’nın en eski kolonilerinden biri olan Surinam bize kalırsa Hollanda mutfağını, bonkörce verilmiş bir “eh”ten alıp, “nam nam nam” seviyesine taşıyor. Özellikle de tavuk göğsü, taze fasulye, sarımsak, soğan, Kerrie baharatı ve cin biberinden yapılan en meşhur Surinam yemeği Kip Kerrie’yi deneyin deriz. Oldukça baharatlı ve lezzetli bir yemek.
– Bira Başkentinin İkonik Birahaneleri: Tıpkı Belçika gibi Hollanda’nın da biraları çok meşhur. Kendi birasını kendi yapan artizanal birahaneler var. Brouwerij’t IJ birahanesi de aralarından en ünlüsü.
Gece Hayatı
Geceye enerjinizi saklasanız iyi olu çünkü Amsterdam elektronik müziğin dünyadaki en büyük başkentlerinden. Yıl boyu devam eden festivaller, elektronik müzik piyasasına yön veren gece kulübü ve barlarıyla ve dünya çapında ünlenmiş DJ’leriyle Amsterdam gece hayatı konusunda oldukça iddialı bir şehir. Amsterdam Gece Hayatı yazımızdan çok daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.
Amsterdam Light Festival (Amsterdam Işık Festivali)
İlk olarak 2009’da “Christmas Canal Parade” ismiyle düzenlenip 2012’de resmi festival kimliğini kazanan Amsterdam Light Festival, ışık sanatının kullanıldığı ilham verici enstalasyonlarıyla şehir merkezini her sene 2 ay kadar bir süreliğine açık hava müzesine çeviriyor. Kasım – ocak arası bir zaman aralığında düzenlenen festivalde yerli ve uluslararası sanatçılar tarafından tasarlanan ışık enstalasyonları şehrin sokaklarını, kanallarını süslerken çevresel, sosyal ve teknolojik konularda verilmek istenen mesajlar eserlerin temasını oluşturuyor. Tekneyle, yürüyerek ve bisikletle olmak üzere üç şekilde aktif olarak katılabileceğiniz etkinlikleri olan festivalin bir uygulaması var. O uygulama üzerinden eser bilgilerine ve konumlarına ulaşabiliyorsunuz. Festivale katılım biletli fakat açık hava etkinliği olduğu için eserleri ve enstalasyonları herhangi bir yerde görmek haliyle ücretsiz. Tabii bizce festivale katılmanın en güzel yolu eserleri sudan yani en yakından görebilmek adına tekne turuna çıkmak. Tekne turlu Amsterdam Işık Festivali bileti almak için tıklayın.
King’s Day
Hollanda’ya gitmek için en güzel zaman ne derseniz tartışmasız, eğer tavan yapan fiyatları cüzdanınız dert etmezse, King’s Day (Koningsdag, eski adı da Queen’s Day) deriz. Her yıl Avrupa’nın birçok yerinden ziyaretçi alan King’s Day, Hollanda’nın en eğlenceli günlerinden biri ve Avrupa’nın de en büyük şehir festivallerinden. Her yıl King’s Day 27 Nisan’dan bir önceki gece başlıyor, birçok gece kulübünde, barda, parklarda, sokaklarda King’s Night adı altında yüzlerce etkinlik oluyor. Biletler çok önceden tükeniyor, o yüzden geziniz King’s Day zamanlarına denk geliyorsa sırf parti değil birçok rezervasyonunuzu, planınızı önceden yapmanız şart. Çünkü Amsterdam sokakları ve mekanları 26-27 Nisan günlerinde korkunç bir insan seline sahne oluyor. Bu milli bayram – milli bayram mı desem, eğlence mi desem bilemedim – en önemli ve eğlenceli detaylardan biri herkesin baştan aşağı turuncu giyinme zorunluluğu! Kafanızı nereye çevirseniz peruktan ayakkabıya cırtlak turuncularla karşılacaksınız. 🙂 Bu günün bir diğer güzelliği daha sokaklarda bir şeyler satmanın serbest olması, üstelik vergi bile alınmıyor! Eline ikinci el eşyalarını alan insanlar inanılmaz komik fiyatlara aklınıza gelmeyecek binlerce obje satıyor.
Ajax Efsanesi
Hollanda’nın efsane futbol takımı Ajax’ı kendi evi Amsterdam’da izleyebilirsiniz! Bir futbol sever için Ajax’ın tribününden maç izlemek yaşanabilecek en büyük futbol keyiflerinden biri, çok futbol delisi olmayanlar için bile o ambiyansı yaşamak en iyi Amsterdam deneyimlerinden. 1900 yılında açılan futbol kulübü dünya futbolunun en köklü ve belli başlı kulüplerinden. Hatta uluslararası futbol istatistik kurumlarına göre 20. yüzyılın en başarılı yedinci kulübü. 4 kere UEFA Şampiyonlar Ligi kupasını eve gördüler ve bunun dışında Hollanda ve dünyada birçok ödülün sahibiler. Ayrıca UEFA Şampiyonlar Ligi’nde 3 kere üst üste şampiyon oldukları için, dünya çapında kupayı müzesinde daimi saklayabilen 5 takımdan biri olma hakkını kazanmışlar. Bu yüzden eğer bir iki günden daha uzun bir süreliğine gidiyorsanız ve şansınıza gittiğinizde güzel bir maça rastlarsanız o atmosferi bir yaşayın deriz.
Ajax maçına bilet bulamazsanız da turla stadyumunu turla gezebiliyorsunuz. İlgi alanınıza ve vaktinize de bağlı olarak Johan Cruijff Arena’yı gezdiren tura katılabilirsiniz.
Amsterdam’da Gezilecek Yerler Haritası
Haritayı zoom yaparak detaylı görüntüleyebilirsiniz.
Gezilecek Yerler
- Dam Meydanı
- Kraliyet Sarayı
- Yeni Kilise
- Madame Tussauds
- Oude Kerk
- Basilica of Saint Nicholas
- Amsterdam Centraal İstasyonu
- Damrak
- Beurspassage
- Begijnhof
- Red Light District
- Çiçek Pazarı
- Rembrandtplein
- Pathé Koninklijk Theater Tuschinski
- Magna Plaza
- Nieuwmarkt
- Anne Frank’ın Evi
- Museumhuis Bartolotti/li>
- Negen Straatjes
- Leidseplein
- De Krijtberg
- Foam
- Huis Vasari
- Nieuwe Spiegelstraat
- Museumplein
- Rijksmuseum
- Van Gogh Müzesi
- Stedelijk Müzesi
- Moco Museum
- Het Concertgebouw
- Vondelpark
- Heineken Experience
- Oude Pijp
- Zevenlandenhuizen
- Noorderkerk
- Noordermarkt
- Houseboat Museum
- Westerpark
- Gashouder Westergasfabriek
- Fabrique des Lumières
- OT301
- Occii
- De Hallen Amsterdam
- Rembrandt House Museum
- Magere Brug
- Plantage
- Hortus Botanicus
- Zuiderkerk
- Oosterpark Amsterdam
- National Maritime Museum
- NEMO
- Waterlooplein Bit Pazarı
- Dappermarkt
- De Gooyer Yeldeğirmeni
- NDSM
- Straat Museum
- Nxt Museum
- A’DAM Lookout
- Eye Filmmuseum
- Kissing Couple XXXL Heykeli
Yeme-İçme
- Van Stapele Koekmakerij
- Anantara Grand Hotel Krasnapolsky
- The Seafood Bar
- Cannibale Royale
- De Laatste Kruimel
- Vlaams Friteshuis Vleminckx
- Gartine
- The Duchess
- de Silveren Spiegel
- Restaurant Vermeer
- Fabel Friet
- Lanskroon Bakery
- Bakkerij Wolf
- Bar Vasari
- Zero Zero
- Back to Black
- Zoldering
- Bar Babar
- Stubbe’s Haring
- Flying Dutchmen Cocktails
- Café Nieuw Amsterdam
- Bistrot Neuf
- Oocker
- The Lebanese Sajeria
- Mr. Meat Steakhouse
- Little Collins De Pijp
- Bakers & Roasters
- Coffee District Willemsparkweg
- Omelegg – de Pijp
- LOCALS Specialty Coffee
- Rise Bakery
- Scandinavian Embassy.
- Kaasbar
- Rainbowls
- Badeta Koffiebranders de Pijp
- grammes
- Le Fournil de Sébastien
- QV Winebar
- Glouglou
- Rijks
- Wagyu Kanata
- Bols Cocktail Experience
- SAINT-JEAN Bakery
- SAINT-JEAN Deli
- Margo’s Amsterdam
- Winkel 43
- Bar Pif
- Salmuera
- New Dutch Amsterdam
- Toki
- Rue la bastille
- Madre
- Tannay
- Ikaria Park
- Foodhallen
- nNea Pizza
- nNextDoor
- Miuz Gelato
- Massimo Gelato
- Uncommon
- Collins
- Morgan & Mees
- LOT61 Coffee Roasters
- Fort Negen
- Salvo
- Moeders
- Louf
- Waterkant
- Mossel & Gin
- Cantine de Caron
- Pendergast
- Night Kitchen
- Monks Coffee Roasters.
- Mundi
- Ulmus Bakery
- Brioche
- Pesca
- Dignita Hoftuin
- Box Sociaal
- Baking Lab Amsterdam
- De Plantage
- De Sluyswacht
- De Kas
- Brouwerij ‘t IJ
- Benji’s
- Fuku Ramen
- Rum Baba Coffeeroasters
- Five Ways Coffee Roasters
- Choux
- Yusu
- 4850
- Alba Restaurant
- Rijsel
- Restaurant Entrepot
- Buurtcafé De Tros
- Lagom
- Pllek
- Bacalar
- Helling 7
Bisiklet & Tekne Kiralama, Tasarım Dükkanları ve Fotoğraf Noktaları
- MacBike Vondelpark
- MacBike Central Station
- Yellow Bike Tours & Rental
- Discount Bike Rental Amsterdam
- Canal Motorboats – Nassaukade
- Boaty
- Mokumboot Amsterdam Centrum
- De Kaaskamer
- Zuivelhoeve by Kaashuis Tromp
- Fromagerie Abraham Kef
- The Maker Store
- Penny Lane Vintage Boutique
- The American Book Center
- X BANK Amsterdam
- Wildernis
- Filling Pieces Flagship Store
- Pluk
- Edible Treasures
- Damrak
- Dans Eden Evler
- Manzaralı Bank
- Staalmeestersbrug
- Singel
- Prinsengracht
- Herengracht
- Keizersgracht
- Reguliersgracht
- Leliegracht
- Leidsegracht
1. Tarihi Merkezde Gezilecek Yerler
Amsterdam’ın tarihi merkezi içine Dam Meydanı, Ana istasyon bölgesi, Red Light District, Rembrandtplein ve çiçek pazarını da alan şehrin çekirdek kısmı. Bizce Amsterdam’ı turistik olarak bol bol gezeceğiniz yer ama asıl yaşayacağınız bölge burası değil. Bu çekirdekten ne kadar çıkarsanız, en otantik Amsterdam deneyimleri de kapılarını size aralayacak. Konaklama için de önerdiğimiz bölgelerden biri değil çünkü oteller fazlasıyla turistik ve fiyat performans açısından zayıflar. Yeme-içme mekanları ise aşırı turistikten Michelin yıldızlı fine dining restoranlarına kadar arada uçurum varmışcasına değişiyor. Kısacası bu kısma olabildiğince hızlı tik atıp aşağıda önereceğimiz diğer bölgelere daha fazla vakit ayırmaya bakın.
1.1 Dam Meydanı
Dam Meydanı Amsterdam’ın en ünlü meydanı. Bir sürü tarihi yapının olduğu meydan şehrin en tanınmış, en canlı buluşma noktası. Çevresi de Bijenkorf ve Magna Plaza gibi alışverişin dibine vurabileceğiniz avmler, restoranlar ve barlarla dolu. Amsterdam’ın en ünlü yapılarından Nieuwe Kerk yani Yeni Kilise, dünyaca ünlü balmumu heykeli müzesi olan Madame Tussauds Müzesi ve Amsterdam Kraliyet Sarayı meydanda görebileceğiniz yerlerden. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
1.1.1 Amsterdam Kraliyet Sarayı
Kraliyet Sarayı, Hollanda’nın 17. yüzyıldan kalma en görkemli ve prestijli saraylarından biri. Aslında ilk başta saray olarak değil belediye binası olarak inşa ediliyor. Mimarı ise Jan Van Campen. Ardından 1808 yılında Kral Louis Bonaparte bu binayı saray olarak kullanmaya başlıyor. Bu dönüşümden sonra da kraliyet düğünlerine, resepsiyonlarına ve gala yemeklerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Tabii bu nadir etkinliklerin haricinde saray halkın kullanımına açık. Biletinize dahil olan ücretsiz sesli rehberle sarayı detaylı olarak gezebiliyorsunuz. İçinde Rembrandt’ın öğrencileri Govert Flinck ve Ferdinand Bol’e ait eserler, merkez salonuna ek ihtişamlı odaları ve binanın arkasında bulunan Atlas Heykeli gibi pek çok görülecek nokta var. Ziyaret edeceğiniz güne ve saati göre önceden online bilet almak sizin faydanıza olacaktır. Amsterdam Kraliyet Sarayı’na giriş bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
1.1.2 De Nieuwe Kerk (Yeni Kilise)
“Oude Kerk” halkın kilise ihtiyacını artık karşılayamayınca şehrin yeni tarafına 1409 yılında yeni bir kilise inşa ediyorlar, adını da Yeni Kilise koyuyorlar. Dam Meydanı’nda yer alan bu yapı Amsterdam Kraliyet Sarayı’nın hemen bitişiğinde sayılır. Halihazırda zaten taç giyme törenlerine, önemli kraliyet etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor. Bunların yanında düzenli olarak düzenlenen sergileriyle kültür-sanat hayatına da katkıda bulunuyor. De Nieuwe Kerk giriş bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
1.1.3 Madame Tussauds Amsterdam
Madame Tussauds bildiğiniz gibi dünya çapında şubesi bulunan bir müze konsepti ve ünlülerin, tarihi ikonların, şarkıcıların, sporcuların ve film yıldızlarının balmumu heykellerini sergiliyor. İşte Madame Tussauds’ların Amsterdam’ın Dam Meydan’nda bulunan şubesi de onu zamanında asıl popüler yapan şubesi. İçinde Beyoncé, Salvador Dalí, Spider-Man gibi karakterler var. Bize sorarsanız Madame Tussauds Müzesi çok sıkıcı ve bir pazarlama dehasının işinden ibaret. Bizim zaman ayıracağımız bir yer değil ama Amsterdam’ın en turistik olaylarından biri o nedenle de bahsetmeden geçmek istemedik. Buraya kadar gelmişken göreyim derseniz Madame Tussauds Müzesi biletini de buraya bırakalım. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
1.2 Oude Kerk (Eski Kilise)
Oude Kerk yani Eski Kilise, Amsterdam’ın hem en eski yapısı hem de en eski kilisesi. 1213 yılında yapıldığı tahmin edilen bu kilise yaklaşık sekiz yüzyıldır tarihi ve dini birikimleri günümüze taşıyor. İlk başta Katolik inancı için inşa edilmişken 16. yüzyılda Protestanlar tarafından devralınmış. Ahşap tavanı ve vitray pencereleri ile Gotik mimari özellikleri taşıyan kilise sadece kilise olarak da değil, yapılan etkinlikler ve sergilerle modern sanatın da yaşadığı bir yapı. Red Light District’in tam kalbinde konumlanıyor. Girişi ücretli. Aldığınız biletin içine ücretsiz sesli rehberli tur dahil oluyor. Oude Kerk giriş bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
1.3 Aziz Nicholas Bazilikası
Vitrayları ve freskleriyle dikkatleri çeken bu Katolik kilisesi adını şehrin ve kilisenin koruyucusu olan Aziz Nicholas yani bizim bildiğimiz adıyla Noel Baba’dan alıyor. Neo-Barok ve Neo-Rönesans mimarileriyle inşa edilmiş bu görkemli yapı şehrin birincil Roma Katolik Kilisesi olma unvanını da taşıyor. Pazar günleri kapalıyken kalan günlerde Flemenkçe, İspanyolca, Latince ve İngilizce ayinlere denk gelebilirsiniz. Giriş tamamen ücretsiz. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
1.4 Amsterdam Centraal İstasyonu
Amsterdam Centraal İstasyonu için Amsterdam’ı dünyaya bağlayan nokta desek pek de haksız sayılmayız. Hem turistler hem yerliler hem de uzun yolda seyahat edenler için büyük önem arz ediyor. Çok gelişmiş bir ulaşım ağına sahip. Trenlere ek olarak otobüs, taksi, tramvay ve feribotların da kesiştiği merkezi bir istasyon. Neo-rönesans tarzıyla inşa edilmiş bu bina Rijksmuseum’un da mimarı olan Pierre Cuypers tarafından tasarlanıp 1889 yılında kullanıma açılmış. Konumu sebebiyle buradan şehrin turistik bölgelerine yürüyerek bile ulaşabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
1.5 Damrak
Damrak, eğer istasyonu kullanarak şehre ulaştıysanız sizi karşılayacak olan ana cadde. Amsterdam’ın en hareketli ve kalabalık caddelerinden biri olan Damrak merkez istasyonunu ve Dam Meydanı’nı birbirine bağlıyor. Cadde boyunca her iki tarafta da sıra sıra klasik hediyelik eşya mağazaları ve Amsterdam mimarisini gözlemleyebileceğiniz evler bulunuyor. Özellikle de teknelerin kalkış noktası olan alandan suda yüzer gibi duran Amsterdam evlerini fotoğraflamak isteyebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
1.6 Beurspassage
Beurspassage, şehrin alışveriş sokaklarından Nieuwendijk ve Damrak’ı birbirine bağlayan noktada bulunan ve mozaik sanat eserleriyle süslenmiş renkli bir pasaj. Şehrin deniz ticaretindeki başarısını onurlandırmak için bu temada mozaik ve freskler seçilmiş. Ağzından su fışkıran sevimli bir balık heykeli var. Yeşil, sarı ve mavi renklerin baskın olduğu bu renkli geçit pek çok restorana ve butik mağazaya da sahip. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
1.7 Begijnhof
Beinjhof şehrin kaosunu içinde barındırmayan sessiz sakin, huzurlu bir avlu. 14. yüzyılda kurulmuş bu avluyu çevreleyen tarihi evlerde vakti zamanında Beguine adı verilen evlenmemiş ama manastır yemini de etmemiş kadınlar yaşamış. Kendilerini toplumsal hizmete adamışlar. Avluyu çevreleyen evler de 17. yüzyıldan kalma ve içlerinde Amsterdam’ın en eski ahşap evini barındırıyor. Avlunun içinde bir şapel ve İngiliz Reform Kilisesi var. Ücretsiz şekilde avluya giriş yapabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
1.8 Red Light District
Tüm ülkenin en merak edilen yerlerden biri de şüphesiz Red Light District. Adını kırmızı göz alıcı ışıklarından alan Red Light District striptiz şovlarının ve coffeeshopların ağırlıklı olduğu bir bölge. Sokaklarında gezerken camekanların fotoğrafını çekmek kabalık olarak karşılanıyor, dikkat etmekte fayda var. Çocuklarla gitmek için herhangi bir yasal engel yok ama çocuklarınızı muhtelemen götürmek istemezsiniz. Hızlı bir araştırma yaparsanız bu bölgede bir yığın otel ve Airbnb şıkkının olduğunu ve sıkça da tercih edildiğini göreceksiniz. Burası merkezi olması bakımından popüler bir bölge. Herhangi bi güvenlik sorunu yok ama yine de bu bölgede kalmamayı tercih edebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
1.9 Bloemenmarkt (Çiçek Pazarı)
Biraz “Kızılderililer de aslında Türk’müş” muhabbeti gibi olacak ama Hollanda’nın simgelerinden biri olan lalenin aslında bir Türk topraklarından oraya gittiğini biliyor muydunuz? Lale Hollanda’ya, Osmanlı’ya gelen bir ateşeye hediye olarak verilen lale soğanları ile gitmiş. Bugün ise dünyada lale Hollanda ile özdeşleşmiş bir çiçek. Bunun sebeplerinden biri Hollanda’nın Avrupa’nın en büyük çiçek (ve lale) üreticisi olması. Amsterdam Bloemenmarkt yani Amsterdam Çiçek Marketi dünyadaki tek yüzen çiçek marketi olmasıyla ünlü ama biz neresi yürüyor keşfedemedik; gördüğümüz her şey karaya kurulmuştu. Karada da olsa hangi mevsimde giderseniz gidin harika kokularıyla şehre renk katan bir yer. 1862 yılından beri kuruluyor!
Aklınıza gelmeyecek çeşitlilikte çiçekler, aynı zamanda tohumlar göreceksiniz. Özellikle bahçe işleriyle uğraşmayı sevenlerdenseniz Türkiye’ye çiçek taşımak bir seçenek olmadığı için tohum alıp burada dikmek harika bir fikir olabilir. Aralık ayında gidenler ayrıca şanslılar; çiçek marketinin bir sürü yılbaşı ağacı ve yılbaşı süsü ile bezenmiş halini görecekler. Koningsplein ve Muntplein’in arasında yer alan Flowermarket’ta çiçekler dışında bir sürü hediyelik eşya satan dükkan ve peynirci bulabilirsiniz. Flowermarket Pazartesi’den Cumartesi’ye 09.00-17.30 arası, Pazar günleri ise 11.30-17.30 arası açık. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
1.10 Rembrandtplein
İsmini ünlü Hollandalı ressam Rembrandt Van Jin’den alan bu meydan şehrin en ünlü meydanlarından biri. Meydanın ortasında bulunan ve Amsterdam’daki en eski heykellerden biri olan Rembrandt heykeli 1876’da heykeltıraş Louis Royer tarafından yapılmış. Etrafında pek çok mağaza, restoran, kafe ve bar bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
1.11 Pathé Koninklijk Theater Tuschinski
Pathé Koninklijk Theater Tuschinski Amsterdam’ın ve belki de dünyanın, en etkileyici ve görkemli sinema salonlarından biri. 1921 yılında Abraham Icek Tuschinski isimli girişimci tarafından Art Deco tarzında yaptırılan sinemanın özellikle ana salonu süslü tavanı ve zarif detaylarıyla göze hitap ediyor. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
1.12 Magna Plaza
Günümüzde bir alışveriş merkezi olarak kullanılan Dam Meydanı’nın arkasındaki Magna Plaza Amsterdam’ın Galeries LaFayette’i. Mimar Cornelis Peters tarafından Neo-Gotik tarzda tasarlanan yapı vakti zamanında bir postane olarak hizmet veriyormuş. 1992 yılında, Amsterdam’ın en değerli 10 yapısı listesine girmiş. Cam ve yüksek tavanı, süslü kemerleri, oymalı taş işlemeleriyle mimari açıdan etkileyici. İçinde alışveriş yapabileceğiniz mağazalar ve bir şeyler yiyebileceğiniz restoranlar bulunuyor. Mutlaka kaçırmamanız gereken bir yer değil ama önünden geçerken zaten kesin dikkatinizi çekecek. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.
1.13 Nieuwmarkt
İsmi “Yeni Pazar” anlamına gelen meydan tahmin edersiniz ki tıpkı Oude Kerk’te olduğu gibi pek de yeni değil sadece görece yeni. 17. yüzyıldan kalma bu pazar yeri bugün halen daha açık hava pazarının kurulduğu yerlerden. 15. yüzyılda şehir surlarına eklenmiş bir kapı olan bugün ise restoran olarak hizmet veren De Waag da burada. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
1.14 Tarihi Merkezin Ünlü Fotoğraf Noktaları
– Damrak: Damrak’ta yürürken solunuzda kalacak tekne turlarının kalktığı yerin arkasında kalan evlerin suya yansıyan akisleri ile fotoğraf karesi yakalamak tam bir Amsterdam olmazsa olmazı. Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.
– Amstel Kanalı’nda Dans Eden Evler: Amstel Kanalı’nda dans eden evler diye geçen noktadaki evlere bakarsanız gerçekten de kendi aralarında mini bir parti veriyor gibi duruyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.
– Şehrin en meşhur manzaralı bankı: Dans eden evlerin tam karşısında konumlanan bu bank da Amsterdam’ın en güzel manzaralı bankı diye ünlü. Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.
– Staalmeestersbrug: Amsterdam’ın açılan kapanan köprülerinden biri olan Staalmeestersbrug ve onun güzel kanal manzarası. Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.
1.15 Tarihi Merkezden Yeme İçme Önerilerimiz
– Van Stapele Koekmakerij: Van Stapele Koekmakerij özel çikolatalı kurabiyesi, masalımsı dekorasyonu ve paketlemeleriyle Amsterdam’ın sosyal medyada viral olmuş en turistik ve popüler kurabiye dükkanı. Sabahları açıldığı gibi önünde kuyruk oluşuyor ama tek bir şey sattığı için hızlı akıyor. Her gün açık ama kurabiyeleri ne zaman biterse o zaman dükkan kapanıyor. Sadece kredi kartı geçerli. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
– Wintergarden at Anantara Grand Hotel Krasnapolsky: Amsterdam’ın lüks otellerinden Anantara Grand Hotel’de bulunan Wintergarden yüksek cam tavanı, kare zemini ve yeşil bitkileriyle 1880 yılında bir kış bahçesi olarak tasarlanmış. Belle Epoque tarzı mimarinin örneklerinden. Her sabah çeşit çeşit yiyeceğin bulunduğu açık büfe kahvaltıları ve her ay sadece bir kez ve belirli bir konseptte düzenlenen brunch etkinlikleri ile popüler. Rezervasyon yaptırarak bu etkinliklere katılabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
– The Seafood Bar: Soyadları “balıkçı” anlamına gelen De Visscher ailesi tarafından işletilen ödüllü bir deniz ürünleri restoranı. Amsterdam’da dört şubesi bulunuyor. Ürünlerini sağlama konusunda sürdürülebilirliğe önem veriyorlar. Yalnızca kartla ödeme kabul ediyor. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
– Cannibale Royale: Cannibale Royale burgerleri, biftekleri ve kaburgaları ile et üzerine yoğunlaşan bir restoran. Fakat menüsünde vejetaryenler için de seçenekler bulunuyor. Loş ve karanlık bir atmosfere sahip. Salı günleri kapalı. Şehirde birkaç şubesi daha var. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
– De Laatste Kruimel: Yorucu geçen bir Amsterdam gecesinin ardından, brunch için keçi peynirli, ıspanaklı günlük kişler, taptaze kurvasanlar ve kekler ve sıcak sandviçler bulabileceğiniz bir fırın-cafe. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
– Vlaams Friteshuis Vleminckx: Önünde metrelerce kuyruk olabilen çok meşhur patatescilerden. İnanılmaz sayıda sosları var, asıl hünerleri de o zaten. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
– Gartine: Krep gibi kahvaltı ila öğle yemeği arasında gidip gelen lezzetler bulabileceğiniz bir cafe. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
– The Duchess: W Amsterdam oteli içinde, Amsterdam’ın en lüks ve şık restoranlarından biri. Menüsünde İtalyan ve Fransız mutfağından fine dining seçenekler var. Deniz mahsulleri ve et yemekleri ağırlıklı. Rezervasyon şart. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
– de Silveren Spiegel: Nieuwmarkt bölgesinde, 16. yüzyıldan kalma bir binada, geleneksel Hollanda mutfağından yemekler sunan bir restoran. Online rezervasyon yaptırabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
– Restaurant Vermeer: Modern Hollanda mutfağını, fine dining konseptinde ve minimalizm ile zarifliği harmanlayan bir ortamda sunan, bir Michelin yıldızlı bir seçenek. Rezervasyon gerekli. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
1.16 Tarihi Merkezden Önerdiğimiz Oteller ve Evler
– Anantara Grand Hotel Krasnapolsky $$$: Yeme-içme kısmında meşhur Brunch’ından bahsettiğimiz, 19. yüzyıldan kalma bir yapıda hizmet veren 5 yıldızlı lüks otel.
– Hotel TwentySeven $$$: Dam Meydanı manzarasına sahip, 5 yıldızlı, 16 süitten oluşan bir otel seçeneği. Tesisin restoranı Michelin yıldızlı. Otel barı da ödüllü.
– Sofitel Legend The Grand Amsterdam $$: Fransız tarzında, modern, renkli bir otel seçeneği. Tv, wifi, klasik oda hizmetleri var. İçinde iki restoran bulunuyor. Kapalı yüzme havuzu, spası, hamamı var.
– Kimpton De Witt $$: Merkezi konulu ve toplu taşımayla da rahatça ulaşabileceğiniz modern tasarımlı bir otel. Rönesans döneminden kalma binada 15 ayrı oda bulunuyor.
– art’otel Amsterdam, Powered by Radisson Hotels $$: Atalier Van Lieshout’un eserleriyle dekore edilmiş oldukça modern bir otel. Odalarında tv, klima, kahve makinesi, mini buz dolabı, banyo gereçleri yer alıyor.
– INK Hotel Amsterdam – MGallery Collection $$: Eski bir gazete binasında yer alan, modern bir tasarımı olan otel seçeneği. Odalarda minibar, tv, wifi, banyo gereçleri, saç kurutma makinesi gibi donanımlar var.
2. Canal Belt’te Gezilecek Yerler
Canal Belt aslında 4 kanalın adeta bir kemer gibi tarihi şehir merkezinin sınırını çizdiği hatta verilen genel bir ad. Bizce hem konaklama, hem yeme içme, hem yeni keşifler açılarından şehrin en zengin yerlerinden biri. Muhtemelen şehirdeki en güzel fotoğrafları çekeceğiniz yer de burası çünkü en güzel mimarili tarihi Amsterdam evlerinin bulunduğu pitoresk kanallar burada. Kanal manzaralı şık, butik otelleri, tasarım dükkanları, küçük müzeleri, bağımsız galerileri, antikacıları, vintage dükkanları, tatlı cafeleri, popüler durakları ile şehrin en yaşayan yerlerinden.
2.1 Anne Frank’ın Evi
2. Dünya Savaşı’nın en hüzünlü yaşanmışlıklarından birinin baş kahramanı Anne Frank’ın Amsterdam’daki müze evi. 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudi oldukları için Almanya’dan Hollanda’ya kaçan Anne Frank, babası ve 6 kişi daha Amsterdam’a geliyor. Ancak Nazilerin Hollanda’yı da işgal etmesi üzerine 1940’tan 1942 yılına kadar bu evde saklanmak zorunda kalıyorlar. Anne Frank o zamanlar sadece 11-12 yaşlarındaymış. Saklandıkları dönem boyunca kendini günlük tutmaya veren Anne Frank; hislerini, hayallerini, ülkenin mevcut durumunu günlüğünde anlatıyor. 1942 yılında ise 2 yıllık saklanışın ardından yakalanıyorlar ve toplama kamplarına gönderiliyorlar. Maalesef 8 kişiden tek sağ kalan Anne Frank’in babası Otto Frank oluyor. Daha sonra babası kızının günlüğünü kitap olarak bastırıyor ve saklandıkları ev de 1960’ta müzeleştiriliyor.
Müzede Anne Frank’in günlüklerini, hayat hikayesini, saklandıkları küçücük yeri ve fotoğraflarını buluyorsunuz ve itiraf etmeliyiz ki gerçekten çok etkileyici. Aklınızda bulunsun eskiden müzeye 2 saat kapısında beklediğinizde spontane bir şekilde giriş yapabiliyordunuz ancak müze günümüzün popülaritesini kaldıramaz hale gelmiş. Artık sabah açılış saatlerinden öğlen 15.30’a kadar sadece online bilet almışsanız ziyaret edebiliyorsunuz. Artık biletler haftalar öncesinden online satışa çıkıyor. O nedenle de Amsterdam’a gelmeden önce websitesinden biletlerinizi almanızı tavsiye ederiz. Her salı saat 10.00’da altı hafta sonrası için biletler satışa çıkıyor. Eğer spesifik bir tarih-saat belirlemek istemiyorum derseniz her gün 15.30’dan sonra müzeye gidip kapıda bekleyerek bilet satın alabilir ve müzeyi ziyaret edebilirsiniz ancak bizce buraki bekleme süresine ve strese hiç değmez. Çünkü doluluğuna göre müzeye giriş kuyruğu kapanış saatinden 2 saat önce bile kapanabiliyor, bu yüzden riske atmayın ve biletinizi online alın deriz. Online bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.
Müzeyi gezdikten sonra Anne Frank’ın yaşadığı bölgeyi ve Amsterdam’ın Yahudi Mahallesi’ni daha derinlemesine gezmek isterseniz 2 saatlik bu rehberli yürüyüş turu da hoşunuza gidecektir.
2.2 Museumhuis Bartolotti
Museumhuis Bartolotti, Amsterdam’ın en ihtişamlı kanal evlerinden biri olan Bartolotti Evi. Dönemin zengin tüccarlarından olan Willem Bartolotti van den Heuvel bu evi Hendrich de Keyser’e tasarlatmış. 1620 yılı civarında yaptırılan bu ev Hollanda Altın Çağı’nın mimarisiyle dikkat çekiyor. Vazoları, madalyonları ve yaratıcı heykelleriyle o dönemin ruhunu hissedebileceğiniz süslü odalara sahip. Dönem ruhunu hissetmek ve tarihi bir Amsterdam evine girmiş olmak isterseniz programınıza ekleyebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.
2.3 Negen Straatjes
Negen Straatjes yani “Dokuz Cadde” UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde bulunan bir mahalle aslında. Amsterdam’ın en pitoresk noktalarından biri. Bu isim birbirine paralel dokuz caddeden ziyade üçe üç kesişen caddeleri ve dört kanalı anlatıyor. Bu caddeler de Gasthuismolensteeg, Oude Spiegelstraat, Wijde Heisteeg, Hartenstraat, Wolvenstraat, Huidenstraat, Reestraat, Berenstraat ve Runstraat. Bu caddelerin arasından da şehrin bizce en güzel kanalları olan Singel, Prinsengracht, Herengracht ve Keizersgracht geçiyor. Doğal seyir zevkinin yanında ayakkabı, çanta, mücevher, vintage ürünler ve hediyelik eşya dükkanlarıyla dolu tam bir alışveriş bölgesi. Restoran, otel, sanat galerisi yoğunluğu da fazla. Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.
2.4 Leidseplein
Leidsplein 1800’lü yıllarda Leiden şehrinden gelen atlı arabaların park alanı olan ünlü bir meydan. Tabii bu eski fonksiyonu. Şimdilerde ise oldukça popüler bir meydan. Özellikle Stadsschouwburg tiyatrosu ve Melkweg gibi ünlü bir gece kulübünün de burada olması onu şehrin en dinamik ve sosyal noktalarından biri yapıyor. Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.
2.5 De Krijtberg
De Krijtber, Singel Kanalı’nın yanında yer alan bir Roma Katolik Kilisesi. 17. yüzyılda Cizvitlere emanet edilen bu kilise Neo-gotik tarzında. Dış tasarımının yanında iç tasarımı da ince ince işlenmiş. Rengarenk vitrayları, ikonaları ve ahşap işçiliğiyle dikkat çekiyor. Ücretsiz şekilde ziyaret edebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.
2.6 Foam
Keizersgracht Kanalı üzerindeki Foam, nam-ı diğer Amsterdam Fotoğraf Müzesi, Hollanda’nın prestijli fotoğraf müzelerinden bir tanesi. İçinde hem çağdaş hem geçmişe yönelik fotoğraf sergileri düzenleniyor. Fotoğrafçılığı herkes için ulaşılabilir kılmak en büyük hedefleri olduğu için içinde aölyeler ve etkinlikler de oluyor. 12 yaş ve altındaki çocuklar için de ücretsiz. Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.
2.7 Huis Vasari
Huis Vasari de Herengracht Kanalı üstünde yer alan kültürel noktalardan. Günümüzde Hollanda’nın en büyük sanat ve kültür eğitimi kuruluşu Vrije Academie’ye ev sahipliği yapan Huis Vasari, 17. yüzyıldan kalma bir Amsterdam evi. Bütün odaları kiralanabilen yapıda çeşitli kültür-sanat etkinlikleri, partiler ve toplantılar düzenlenebiliyor. Kısaca mimarisi ve tasarımıyla şehrin zengin kültürel mirasını vurgulayan yapılardan biri diyebiliriz. Bahçeli, sakin ortamını çok sevdiğimiz Bar Vasari de burada. Konum için tıklayın. Haritada 23 numara.
2.8 Nieuwe Spiegelstraat
Koninklijk Theater Tuschinski ve Rijksmuseum arasında bulunan bu ara sokak antika dükkanları ve tasarım mağazaları ile ünlü. Eski mobilyalardan tutun da özel koleksiyonlara, ender kitaplardan resimlere çeşit çeşit ürünü bu sokakta bulabilirsiniz. Özellikle sanat ve antika severlere önerimiz. Konum için tıklayın. Haritada 24 numara.
2.9 Canal Belt’ten Şehrin En Güzel Fotoğraf Noktaları
– Singel: Amsterdam’ın 16. yüzyıldan kalma en eski kanalı. Boylu boyunca harika Amsterdam evleri var. Ayrıca, Bloemenmarkt (Çiçek Pazarı) da Singel Kanalı üzerinde yer alıyor. Konum için tıklayın. Haritada 23 numara.
– Prinsengracht: Amsterdam’ın en uzun kanallarından biri. Adını Hollanda’nın meşhur hükümdarı Prens Willem of Orange’dan alıyor. Anne Frank Evi de bu kanalda yer alıyor. Konum için tıklayın. Haritada 24 numara.
– Herengracht: : Şehri modernleştirmek adına 17. yüzyılda zengin tüccarlar ve soylular tarafından inşa ettirildiği için Museumhuis Bartolotti gibi Amsterdam’ın en lüks ve değerli evlerinin ve malikanelerinin bulunduğu kanal. Konum için tıklayın. Haritada 25 numara.
– Keizersgracht: 17. yüzyıldan kalma zarif yapılarla dolu, adını Hollanda Kralı I. Maximilian’dan alan kanal. Konum için tıklayın. Haritada 26 numara.
– Reguliersgracht: Amsterdam’ın en karakteristik kanallarından. Özellikle de fotoğrafçılar arasında yedi köprüyü gören açısı ile ünlü. Konum için tıklayın. Haritada 27 numara.
– Leliegracht: Çevresinde kafeler ve restoranlar bulunan daha sakin, daha az bilinen ama keşfe en çok açık kanal. Konum için tıklayın. Haritada 28 numara.
– Leidsegracht: Şehrin en hareketli bölgelerinden Leidseplein’e yakın olduğundan genellikle en canlı olan kanal. Konum için tıklayın. Haritada 29 numara.
2.10 Canal Belt’ten Yeme-İçme Önerilerimiz
– Fabel Friet: Amsterdam’ın çeşitli patates kızartmaları ve kroketleriyle oldukça popüler fast-food mekanı. Taze kesim patateslerini iki aşamalı pişirmeden geçiriyorlar. Genellikle trüf mayonez ve parmesan ile tercih ediliyor. İçeride oturma olanağı yok ve önünde uzunca kuyruklar oluşabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
– Lanskroon Bakery: 110 yılı aşkın süredir Amsterdam’ın merkezinde hizmet veren otantik bir stroopwafel dükkanı / cafe. Dunselman ailesinin işlettiği bu dükkanda şimdi dördüncü nesil çalışıyor. Stroopwafel’ları (Yassı ve uvarlak şekilli karamelli waffle) ile ünlü. Ayrıca kek, tart ve kurabiye gibi hamur işleri ve çeşitli içecekler de menülerinde bulunuyor. Her gün açık. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
– Bakkerij Wolf: Tatlı/tuzlu hamur işleri, kahvaltı ve brunch seçenekleriyle öne çıkıyor. Paket servis ve restoran olmak üzere iki kısımdan oluştuğunu dikkate alıp sipariş vermekte fayda var. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
– Bar Vasari: Bar Vasari, Tarihi Vasari Huis binasında yer alan gizli bir cafe. Şehir kalabalığından uzak heykellerle dolu sessiz sakin bir bahçesi de mevcut. İçecek, kahvaltı ve öğle yemeği seçenekleri menüsünde bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
– Zero Zero: Ekşi maya ekmekleri ve İtalya’dan gelen malzemeleriyle sandviçler yapan bir sandviç dükkanı Zero Zero. Etli sandviçlerinin yanında vejetaryen sandviçleri de bulunuyor. Nakit ile ödeme kabul etmiyor. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.
– Back to Black: Amsterdam’da üç şubesi bulunan bir cafe. Biri fırın diğer ikisi kafe konseptinde. Weteringstraat şubesi taze çekim kahveleri ve özellikle kekleriyle tercih ediliyor. Olur da uğrarsanız size eşlik edecek tatlı bir kedisi de var. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
– Zoldering: Rahat ve iddiasız bir atmosfere sahip bir şef restoranı ve Michelin yıldızlı. Kompleks olmayan menüsüyle sevilen tabaklar sunuyor. Rezervasyon yapmanızı tavsiye ederiz. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.
– Bar Babar: Mum ışıklı aydınlatması ve bir iki kişilik masalarıyla romantik ve sakin bir atmosfere sahip şarap evi. Gurme yancılara da sahip. Pazar ve pazartesi günleri kapalı. Rezervasyon almıyor. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.
– Stubbe’s Haring: Amsterdam’ın klasik lezzetlerinden ringa balığı yani haringi tadabileceğiniz en güzel adreslerden. Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.
– Flying Dutchmen Cocktails: Kendine özgü tarzı ve şık atmosferiyle Singel bölgesinde bulunan kokteyl barı. Küçük bir yer o yüzden rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederiz. Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.
– Café Nieuw Amsterdam: Çorbadan hamburgere, et tabaklarından salatalara pek çok seçeneği bulabileceğiniz bir restoran. Hem retro hem de rahat bir atmosfere sahip. Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.
– Bistrot Neuf: Amsterdam’da Fransız mutfağı denemek isteyenler için bir seçenek. Öğle ve akşam yemekleri odaklı Fransız tipi bir bistro. Rezervasyon yaptırmanız tavsiye. Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.
– Oocker: İster önceden rezervasyon yaptırıp girebileceğiniz isterseniz de yürürken uğrayabileceğiniz bir şarap evi. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 23 numara.
– The Lebanese Sajeria: Amsterdam’da pek çok şubesi olan ve Lübnan mutfağından geleneksel lezzetler tadabileceğiniz bir yer. Dürümleriyle ünlü, pek çok vejetaryen seçeneğinin olduğu küçük bir restoran. Konum için tıklayın. Haritada 24 numara.
– Mr. Meat Steakhouse: Tomahawk steak, Rib-eye veya T-bone steak gibi etleri sevenler için ideal bir seçenek. Hamburgeri de var. Yoğun saatlerde masa bulmak zor olduğundan rezervasyon yaptırabilirisiniz. Konum için tıklayın. Haritada 25 numara.
2.11 Canal Belt’ten Önerdiğimiz Oteller ve Evler
– Hotel 717 $$: İdeal konumlu seçeneklerden. Klima, tv, minibar, banyo gereçleri her odada var. Pencereleri şehre bakıyor.
– Hotel The Noblemen $$: Şık tasarıma sahip olan seçeneklerden. Odaları ışık alıyor ve ferah. Tv, buzdolabı, kahve makinesi, banyo gereçleri, klima gibi detaylar hepsinde düşünülmüş. Bazı odalarda teras bulunurken bazıları yalnızca şehir manzaralı.
– The Hoxton, Amsterdam $$: Şehrin yıllardır en popüler otellerinden. Farklı genişliklerde odalar sunuyor. Restoran bulunuyor ve kahvaltı da dahil hizmet veriyor.
– Andaz Amsterdam Prinsengracht – a Concept by Hyatt $$: Eski kütüphane binasında yer alan Andaz Amsterdam modern bir seçenek. Bazı odalar kanal manzarasına, bazıları iç bahçeye bakıyor.
– Ambassade Hotel $$: Renkli odalara sahip bir otel. Tüm odalarda oturma ve çalışma alanı, klima tv, banyo gereçler düşünülmüş. Masaj servisi veren bir spa ve sağlıklı yaşam merkezi var.
3. Amsterdam-Zuid’te Gezilecek Yerler
Amsterdam’da en sevdiğimiz bölgelerden bir diğeri daha. Şehrin en prestijli müzelerinin, kültür kurumlarının, meşhur Vondelpark’ın ve hipster cafe cenneti Oude Pijp’in de bulunduğu Güney yani Zuid bölgesi. Burada Amsterdam klasikleri ile lokal deneyimler iç içe geçiyor. Yine hem konaklama, hem yeme-içme, hem alışveriş hem de kültür sanat açısından zengin bir yer.
3.1 Müzeler Bölgesi (Museumplein)
Berlin’deki Museumsinsel’i anımsatan ismiyle “Museumplein” aslında aynı amaca hizmet ediyor. Felemenkçe’de Müze Meydanı demek. Burası yeşilliklerle çevrili ve birçok müzeyi içinde bulunduran geniş bir alan. Van Gogh Müzesi, Rijkmuseum, Stedelijk Museum ve Moco Museum gibi Amsterdam’ın en önemli müzelerinin çoğu bu meydanda bulunuyor. Sadece müze gezmek için değil, güneşlenmek ve güzel havanın tadını çıkarmak, devasa satranç takımları ile turnuva düzenleyen yerelleri izlemek için gelebilirsiniz.
Hollandalı ressamlar sanat tarihi açısından önemli bir ekolü oluşturuyor. Belki nereli olduğunu bilmeseniz de Rembrandt’ı, Van Gogh’u duymuşsunuzdur, Vermeer’i bildiğinizi sanmasanız bile Google’a İnci Küpeli Kız yazar yazmaz kim olduğunu anlarsınız. Hollanda küçücük bir ülke olmasına rağmen çok ünlü sanatçılar yetiştirmiş, yeni akımlar yaratmıştır ve sanat tarihinde önemli bir yer kaplar. Aslında sizi bir müzeye tıkmak istemiyoruz ama genel kültürün temel taşlarından birisi de gerçekten Hollanda müzelerinde yatıyor. Hepsine gitmek gibi bir çılgınlığa girişecek olsanız tüm gününüzü alır. Hem Amsterdam’da daha keşfedilecek çok şey olduğunu, hem de müzelerin pahalı olduğunu göz önünde bulundurarak bizim önerimiz içlerinden bazılarını seçmeniz yönünde. Bizim buradaki seçkimiz şu şekilde olur: Van Gogh’un eserlerini görmek için Van Gogh Müzesi, Rembrandt’ın Gece Devriyesi ve Vermeer’in Sütçü Kız gibi Flaman santının en ünlü başyapıtlarını görmek için Rijksmuseum. Hala vaktiniz varsa Banksy’den Dalí’ye pek çok önemli ismin eserlerini görmek için Moco Museum ve Picasso, Kusama, Mondrian gibi en önemli modern ve çağdaş sanatçıların eserleri ile buluşmak için Stedeljik Müzesi.
Müze giriş sıralarını da hiç hafife almayın, bunlar Amsterdam’daki en çok tercih edilen müzeler o yüzden hepsi için biletinizi şehre gelmeden önce online olarak almanız kapısında uzun kuyruklar beklemenizin de önüne geçer. İnanın bu şehirdeki değerli vaktinizi bilet sıralarında bekleyerek harcamak istemezsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 25 numara.
3.1.1 Rijksmuseum
Bize sorsanız ki “Amsterdam’da sadece tek bir müzeyi gezmeye vaktim, enerjim, bütçem var. Nereyi gezmeliyim?” Bu sorunun cevabı çok büyük ihtimalle Rijkmuseum olur. Hollanda’nın 800 yıllık tarihine tanıklık edebiliyorsunuz bir kere, bunun içinde Orta Çağ var, Hollanda Altın Çağı var, 17. Yüzyıl var, Empresyonizm var… Var da var. Bütün bunlara geçmeden önce binanın kendisinden biraz bahsedecek olursak, kendisi Amsterdam Merkez İstasyonu’yla oldukça benzer. Bunun sebebi mimarlarının aynı kişi yani Pier Cuypas olması. 1880’lerde, Neo-gotik ve rönesans tarzında tasarlanan bu bina başlı başına bir şaheser.
Rijksmuseum, Johannes Vermeer’in “Sütçü Kız”ından Rembrandt ‘ın “Gece Devriyesi”ne kadar yaklaşık 8.000 eserin bulunduğu geniş bir koleksiyona sahip. Özellikle “Gece Devriyesi” için Louvre’da Mona Lisa neyse Rijksmuseum’da “Gece Devriyesi” o diyebiliriz. Önünde oluşan kalabalığa denk gelmek istemiyorsanız ya tatil dışı sezonlara ya da sabahın ilk saatlerine ziyaretinizi denk getirin deriz. Gurmeler için şunu da belirtmeden geçmeyelim Rijkmuseum’un içinde RIJK isimli ve Michelin yıldızlı bir restoran da bulunuyor. 18 yaşından küçükler için müze ücretsiz. Rijksmuseum’a online giriş bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 26 numara.
Rijksmuseumtuinen
Rijksmuseum’un etrafında bulunan yeşil alanlar, peyzaj mimarı Pierre Cuypers tarafından 1901 yılında Fransız botanik bahçeleri gibi tasarlanmış. İçinde heykeller, süs havuzları, mevsimsel bitkiler ve kahve içip oturabileceğiniz bir kafesi bulunuyor. Müzeye girmek için gerekli olan bilete ihtiyacınız yok, bahçe her gün 10:00 ve 17:00 saatleri arasında halka açık.
Rijksmuseum Araştırma Kütüphanesi
Rijksmuseum Research Library de Rijksmuseum’un özellikle sanat tarihi eserleriyle ön plana çıkan araştırma kütüphanesi. Müzeyi gezdikten sonra ana binada yer alan bu kütüphaneyi görebilirsiniz. Çalışma alanını kullanmak için öncesinden rezerve etmeniz gerekiyor fakat turistik olarak gidiyorsanız alacağınız biletle sadece üst katlarındaki terasından kütüphanenin o meşhur fotoğrafını çekebilirsiniz.
3.1.2 Van Gogh Müzesi
Sadece Hollanda’nın değil dünyanın en önemli sanatçılarından Van Gogh’u neredeyse herkes sargılı kulağı, otoportreleri, ayçiçekleri ve yıldızlı geceleriyle bilir. Peki, telefon kaplarından oda duvarlarına kadar pek çok yerde eserlerini kullandığımız Van Gogh’un hikayesini tam anlamıyla ne kadar biliyoruz?
İnatçı, okulunda ve ailesinde hep problem çıkaran Van Gogh doğada olmayı, gözlemlemeyi hep sevmiş. Gençliği boyunca ne olmak istediğini sorgulayıp duruyor. Deniyor, deniyor… Paris ve Londra’da sanat eserlerini alıp satıyor, İngiltere’de öğretmen Belçika’da rahip oluyor. Denizde yolunu kaybetmiş kayıklar gibi hayatta bir oraya bir buraya savrulurken erkek kardeşi Theo, hayatının diğer alanlarında da ona yol göstereceği gibi, bir tavsiye veriyor. “Sen çizimde iyisin, ressam olmayı denemek ister misin?” 27 yaşında fırçayı ilk defa eline aldığında resim hem amacı hem de çaresi haline geliyor. Kuzeninden resim dersleri aldıktan sonra çizdikleri genelde şehir manzaraları ama kendi tarzını bulması sevdiği şeyleri sanatına yansıtmasıyla oluyor. Onlar da doğa ve gündelik yaşamın harikalığı. Sevdiği konuları eserlerinde işlediği ve yepyeni teknikler denediği için Vincent Van Gogh empresyonizmin en önemli temsilcilerinden biri sayılıyor.
Hayatının dönüm noktası, sanatıyla ilgili soruların kafasını meşgul edip ona inanılmaz bir anksiyete yaşatmasıyla, kendi kulağını kesecek kadar hastalanması. İlginçtir ki hayatının en parlak ve verimli dönemi bu olaydan sonra kaldırıldığı, Fransa’nın güneyinde harika konumlu bir akıl hastanesinde geçiyor. Starry Night, Almond Blossom ve Irises tabloları hep bu dönemden. Hastaneden çıktından sonra Paris’e 20 dakika mesafedeki Auvers-sur-Oise’e taşınıyor. Bir sanat simsarı olan kardeşi Theo hem Gaugain’i, hem de kardeşinin eserlerini önemli galerilerde sergiliyor ve iyi koleksiyoncuların radarlarına sokuyor. Fakat Vincent Van Gogh tahliyesinden 2 ay sonra kendini vurarak yaralarından dolayı sadece 37 yaşındayken vefat ediyor. Hep hayalini kurduğu şan ve şöhrete genç yaşında kavuşuyor aslında ama hiçbir zaman o günleri göremiyor. İşte Van Gogh’un Hollanda’dan Fransa’ya uzanan bu türbülanslı ömrünü tablo tablo takip etmek hem sanatsal hem de psikolojik bir deneyim. Müzede resimler ve mektuplar üzerinden hem ressamın kendi sanatsal dilini oluşturmasına hem de hayatının kesitlerine tanıklık ediyorsunuz.
Bir iyi bir kötü haber: Amstardam’a, Van Gogh Müzesi’ne gittiğinizde o meşhur “Yıldızlı Gece”sini görmeyi beklemeyin zira kendisi New York’taki MoMA’da. Yine de Irises, Sunflowers, The Potato Eaters ve Courtesan (after Eisen) dahil pek çok eseri burada toplu şekilde görebiliyorsunuz. Müzenin içinde adını Van Gogh’un tablosundan alan “Cafe Le Tambourin” isimli bir kafe ve Van Gogh’a bayılan arkadaşlarınıza hediye alabileceğiniz bir müze mağazası da var. Cuma günleri 09.00-21.00 saatleri arasında, onun dışında her gün de 09.00 – 17.00 saatleri arasında açık. 18 yaşından küçükler için girişler ücretsiz. Müze önünde çok sıra oluyor hatta önden bilet almadıysanız ve yerler dolduysa giriş bile yapamayabilirsiniz. O nedenle de biletinizi gelmeden önce mutlaka almış olun deriz. Van Gogh Müzesi’ne online bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 27 numara.
Müzede Mutlaka Görmelisiniz Diyeceğimiz Eserler
– Patates Yiyenler: Bir masanın etrafında toplanmış patates yiyen bir grup köylüyü tasvir eden Patates Yiyenler (The Potato Eaters, 1885) tablosu Van Gogh’un ressamlığa soyunduğu Hollanda’daki erken dönemine tekabül eder. Ressam hayatının bu döneminde kırsal kesimde yaşayan fakir insanların yaşamlarını konu ediyor ve koyu bir renk paleti kullanıyordu.
– Gri Keçe Şapkalı Otoportre: Belçika’da yaşarken bir gün kirasını ödeyemediği içi valizleriyle Paris’te yaşayan kardeşi Theo’nun kapısında beliriyor. Modern sanatın kalbi olan Paris’te geçirdiği 2 sene onun sanatını tamamen dönüştürüyor. Karanlık, soluk renklerden, bugün onunla özdeşleşen rengarenk, bol kontrastlı ve yoğun dokulu bir üsluba geçiyor. Van Gogh’un kendini gri şapkasının altında düşünceli bir ifadeyle resmettiği Gri Keçe Şapkalı Otoportre’deki (Self-Portrait with Grey Felt Hat, 1887) canlı renkler kullanımında ve belirgin fırça darbelerinde ressamın sanatındaki dönüşümü net olarak görebilirsiniz. Hiç üşenmeyin, hemen şimdi Patates Yiyenler ve Gri Keçe Şapkalı Otoportre’yi Google’layıp aradaki farkı görün.
– Ayçiçekleri: Kardeşi Theo maddi, manevi en büyük destekçisi oluyor. Theo, Vincent’a ve Vincent’a ilham kaynağı olan Paul Gauguin’e beraber çizmeleri için Fransa, Arles’ta bir ev tutuyor. 63 gün süren ev arkadaşlıkları ikisinin hem üretkenliklerini – Vincent 36 tablo, Gauguin 21 tablo tamamlıyor-, hem de hararetli kavgaları tetikliyor. Bu tartışmalardan birinin sonunda Van Gogh duygularını yönetemeyip kulağını keserek akıl hastanesine yatırılıyor. Van Gogh en ikonik tablolarından biri olan “Ayçiçekleri”ni işte burada arkadaşı Paul Gauguin’in odasını süslemek için yapıyor.
– Yatak Odası: Keza yine en meşhur tablolarından biri olan Yatak Odası (The Bedroom, 1888) Arles’taki odasının çizimi. Arles döneminde ürettiği eserlerde ressamın parlak renkler ve ışıkla olan yoğun ilgisini aynı zamanda perspektifle de oynayarak daha rüya gibi ortam yaratmaya başladığını görüyoruz. Yoğun boya kullanımına ve keskin fırça darbelerine devam ediyor. Bir yıl yattığı Saint-Rémy-de-Provence Akıl Hastanesi’ndeki düzenli hayat, doğa ile iç içe olmak Van Gogh’a çok iyi geliyor. Bu dönemde Van Gogh, sanatını bir terapi aracı olarak kullanıp 150 eser üreterek ömrünün en üretken çağını yaşıyor.
– Badem Çiçekleri: Akıl hastanesinden çıktıktan kısa bir süre sonra yaptığı Badem Çiçekleri (Almond Blossom, 1890) hayatın tazeliğini ve umudu simgeler ve Van Gogh’un en olumlu ve huzurlu eserlerinden biri olarak biliniyor.
– Kargalı Buğday Tarlası: Aynı dönemde yaptığı ve Van Gogh’un ölüm öncesi son çalışmalarından biri olan Kargalı Buğday Tarlası’nı (Wheatfield with Crows, 1890) sanat tarihçileri tarafından ressamın içsel sıkıntılarını sembolize ettiği ve ölümle olan bağı şeklinde yorumlanıyor.
3.1.3 Stedelijk Müzesi
Amsterdam’a geldiniz, aslen şehri yaşamak istiyorsunuz biliyoruz ama Museumplein’deki bu müzeyi atlarsanız da biraz pişman olursunuz. Yüzyıl önce bile saray gibi binasının camlarına kirli yatak çarşaflarını asıp sergileyen Stedelijk Müzesi sınırları yıkıp geçen yenilikçi anlayışıyla meşhur. Bunun en net ifadelerinden biri de bu Neo-Rönesans stilindeki ihtişamlı yapıya yakın geçmişte müzenin büyümesi için dahil edilen devasa bir küvet şeklindeki eklenti. 🙂 Elbette ki müzenin koleksiyonu da kendi döneminin en avangart sanatçılarının eserlerini içerdiği için çok değerli. Van Gogh, Pablo Picasso, Kusama, Mondrian, McQueen gibi birçok ünlü ismin eserleri burada görebilecekleriniz arasında. Fakat müzenin en önemli özelliği yenikçi vizyonuyla ön plana çıksa da klasik ve çağdaş sanatı bir arada barındırıyor olması. Bir yanda Van Gogh’un Montmartre çizimini incelerken diğer taraftan Breuer’in sandalyesini yorumlayabiliyorsunuz.
Kısacası modern ve çağdaş sanatın herkes tarafından deneyimlenmesini ve keşfedilmesini hedefleyen müze kollarını açmış sizi bekliyor. Hiç durmayın, güvenliğinden “blikopener”a (konserve açacağından türetilmiş, müzede çalışan ve eserlerle insanları tanıştıran genç kişilere verilen admış, çok tatlı değil mi?) çalışanlara eserlerle ilgili sorularınızı sorun. Ayrıca Louvre’a ve birçok başka müzeye kıyasla audioguide’ları da çok iyi. Her gün 10:00 ve 18:00 saatleri arasında açık. Her gün 10.00-18.00 saatleri arası açık. 18 yaşından küçükler için ise ücretsiz. Stedelijk Müzesi’ne online bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 28 numara.
3.1.4 Moco Museum
Moco Museum için modern ve çağdaş sanat alanında ünlü bir müzeler zinciri diyebiliriz. Amstardam’a ek olarak Barselona ve Londra’da da şubesi bulunuyor. Adını “Modern” ve “Contemporary” isimlerinin birleşiminden almış. Yani içindeki eserler modern, çağdaş ve sokak sanatını yansıtıyor. Banksy, Jean-Michel Basquiat, Keith Haring, Damien Hirst, KAWS, Jeff Koons, Yayoi Kusama, Andy Warhol gibi benzersiz bir vizyona sahip olduğu kanıtlanmış sanatçıların eserleri yer alıyor. Bulunduğu bina da 1904 yılından kalma tarihi bir konak olan Villa Alsberg. Bilet konusunda iki tavsiye: Biletinizi internet üzerinden alırsanız %20 indirim kazanıyorsunuz. Buna ek olarak günün erken veya geç saatlerinde bu işlemi yaparsanız beş euro kadar tasarruf edebilirsiniz. Moco Museum’a online bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 29 numara.
3.1.5 Het Concertgebouw
Dünyanın en ünlü konser salonlarından biri olan Het Concertgebouw, şehrin müzik hayatını canlandırması amacıyla 1881 yılında inşa edilmeye başlanmış. Konum olarak o da Museumplein’da bulunuyor. Özellikle akustiğinin başarısıyla müzik severlerin dünyadaki favorilerinden. İçinde bir şeyler yiyip içebileceğiniz restoranı ve kafesi de mevcut. 30 yaşın altındaysanız konserlerin başlamasından dört saat önce satışa çıkan indirimli biletlerle daha uyguna konser deneyimi yaşayabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 30 numara.
3.2 Vondelpark
Vondelpark Amsterdam’ın en büyük şehir parkı ve Hollanda’nın da en ünlü parklarından. Rijksmuseum’ın yanında yer alan park tam olarak 47 hektara yayılmış ve 1864’ten beri şehrin simgelerinden. Göz alabildiğine bir yeşillik ve göletler de bulunan parkta 7’den 70’e koşan, bisiklete binen, yürüyen veya çimenlere uzanıp sohbet eden insan görebilirsiniz. Parkın hepsini gezebilmek zaten pek mümkün değil ama çok sıkışık bir programınız yoksa 1-2 saatinizi ayırın ve burada doğayla iç içe hem temiz hava alın hem de yürüyüş yapın deriz. Zaten Amsterdam’da birçok yer birbirine yakın ve yürüme mesafesinde olunca, yani bir bakmışsınız şöyle bir yürüyeyim derken yeni yerler keşfediyorsunuz! Konum için tıklayın. Haritada 31 numara.
3.3 Heineken Experience
Amsterdam’da 2 günüm varsa buraya vakit ayırır mıyım? Hayır. 4 günüm olsa? Kem küm… Ama anlatalım yine de. Dünyanın önde gelen bira markalarından biri olan Heineken Hollanda menşeli bir firma. Dünyadaki en büyük 3 bira üreticisinden biri. 1864 yılında inşa edilen bira fabrikası 1991 yılında halka açılmış. Turda binayı gezdirip, bira yapımı turu gibi bira hakkında bilgilendirici aktiviteler sunuyorlar. Heineken Experience son yıllarda en az diğer müzeler kadar turistlerin ilgisini çeken bir müze haline gelmiş durumda. Tur yaklaşık 90 dakika sürüyor ve herhangi bir rehber olmuyor siz sesli rehber ile kendiniz geziyorsunuz. 18 yaştan daha küçük ziyaretçilerin yanında bir ebeveyn bulunması zorunlu. Pazar-Perşembe günleri 10.30-19.30 arası açık, son giriş saati 17.30. Cuma-cumartesi günleri ise 10.30-21.00 arası açık, son giriş saati 19.00. 0-11 yaş arası çocuklar için ücretsiz. Gitmeyi düşünenlere online bilet almalarını tavsiye ederiz zira burası aşırı turistik bir nokta. Heineken Experience bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 32 numara.
3.4 Oude Pijp
Oude Pijp, Amsterdam’ın Latin mahallesi olarak bilinen, şehirdeki çeşitli alt kültürlerin, dünya mutfaklarının, hipster cafe ve brunch mekanlarının mabedi olan, daha çok gençlerin, sanatçıların ve öğrencilerin takıldığı semti. Amsterdam’ın Cihangir’i gibi diyebiliriz. Her geçen gün bohem kafelerin, sanat galerilerinin ve çeşitli dünya mutfaklarından restoranların açılmasıyla popülerliğini korumaya devam ediyor. Konum için tıklayın. Haritada 33 numara.
3.5 Zevenlandenhuizen
Flemenkçe’de “7 Ülkenin Evi” anlamına gelen Zevenlandenhuizen farklı ülkelerin farklı mimari tarzlarla, 1894 yılında inşa ediliş binalarına verilen isim. Bu ülkeler Almanya, Fransa, İspanya, Rusya, Hollanda ve İngiltere. Örneğin No:26’daki İtalya için Palazzo tarzı kullanılmışken No: 28’deki Rusya için Ortodoks katedrali mimarisi kullanılmış. Roemer Visscherstraat caddesinde bulunan bu evler Hollanda’nın ulusal anıtları arasında. Konum için tıklayın. Haritada 34 numara.
3.6 Amsterdam-Zuid’den Yeme-İçme Önerilerimiz
– Little Collins De Pijp: Burası da Collins’in Amsterdam’ın güneyinde kalan ve sadece brunch menüsü bulunan şubesi. Açık havada bulunan masalarında oturup kahvenizin veya brunch tabağınızın tadını çıkarabilirsiniz. Rezervasyon almıyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 26 numara.
– Bakers & Roasters: Bakers & Roasters içinde Brezilya esintileri bulunduran Yeni Zelanda tarzı bir brunch restoranı. Biri De Pijp’te olmak üzere iki şubesi bulunuyor. Brunch tabakları, ev yapımı hamur işleri, kahve ve meyve suları sunuyor. Mutlaka rezervasyon yaptırın. Konum için tıklayın. Haritada 27 numara.
– Coffee District Willemsparkweg: Van Gogh Müzesi yakınlarında mahalleli tarafından sevilen kahve durağı. Oturma alanı neredeyse yok daha çok take-away servis. Konum için tıklayın. Haritada 28 numara.
– Omelegg – De Pijp: Amsterdam’ın yumurta ve omlet temalı ünlü kahvaltı ve brunch mekanı. Glutensiz seçenekler de var. Nakit ile ödeme kabul etmiyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 29 numara.
– LOCALS Specialty Coffee: İyi kalite kahveleriyle tercih edilen bir mekan. Daha çok “al-götür” şeklinde hizmet veriyor, oturma alanı oldukça kısıtlı. Konum için tıklayın. Haritada 30 numara.
– Rise Bakery: Özellikle ekşi mayalı ekmekleri ve Fransız hamur işleriyle tercih edilen bir mahalle fırını. Hamur işlerinin yanında kahve servisi de yapıyor. Dükkanın içinde oturabileceğiniz birkaç masa mevcut. Konum için tıklayın. Haritada 31 numara.
– Scandinavian Embassy: Adından da anlaşılacağı gibi İskandinav tipi kahve ve yiyecek konseptinde hizmet veriyor. Küçük, butik bir dükkan. Kahvelerinin yanında Almond Cake veya Cinnamon Bun’ı tavsiyemiz. Yalnız içeride yoğunluk yaratmasın diye tablet ve bilgisayar kullanmama politikası geçerli. Konum için tıklayın. Haritada 32 numara.
– Kaasbar Amsterdam: Peynir çeşitleri ile zengin bir peynir barı. Şarküteri ve peynir tabaklarının yanında birkaç çeşit tatlı da sunuyor. Salaş ve rahat bir atmosfere sahip. Konum için tıklayın. Haritada 33 numara.
– Rainbowls: Amsterdam’da smoothie Bowl’lu kahvaltılar çok moda. Yorucu bir gecenin ardından, sağlıklı ve lezzetli bir smoothie bowl veya açai meyveli porridge ile güne zinde bir başlangıç yapmak için ideal yer. Konum için tıklayın. Haritada 34 numara.
– Badeta Koffiebranders de Pijp: Hem kendi kavurdukları kahveleri paket olarak satın alabileceğiniz hem de atıştırmalık bir şeyler alıp kahvenizi yudumlayabileceğiniz küçük, butik bir kafe. Konum için tıklayın. Haritada 35 numara.
– grammes: El yapımı çeşit çeşit kruvasanı, atıştırmalığı, keki, kurabiyesi olan grammes yol üstü uğramalık bir fırın. İçinde oturma yerleri bulunmuyor. Konum için tıklayın. Haritada 36 numara.
– Le Fournil de Sébastien: El emeği ürünleriyle Le Fournil de Sébastien, otantik bir Fransız fırını. Baget ekmeklerden kruvasanlara, madlen’lerden tartlara çeşit çeşit hamur işi servis ediliyor. Konum için tıklayın. Haritada 37 numara.
– QV Winebar: Romantik bir atmosfere sahip, menüsünde kahve olsun veya lezzetli İtalyan yemekleri olsun bulabileceğiniz bir İtalyan restoranı. İnternet sitesi üzerinden rezervasyon yaptırılabilir. Konum için tıklayın. Haritada 38 numara.
– Glouglou: Rezervasyon kabul etmeyen, De Pijp bölgesinin popüler barı. Dışarıda da geniş bir oturma alanı bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 39 numara.
– Rijks: Rijksmuseum’un içinde yer alan Michelin yıldızlı bir restoran. Fine dining tarzda modern Hollanda mutfağından seçenekler sunuyor. Müzenin bir parçası olduğundan ortamı da sanatla iç içe. Rezervasyon yapmanız gerekli. Konum için tıklayın. Haritada 40 numara.
– Wagyu Kanata: Japon mutfağının en ünlü malzemelerinden yüksek kaliteli Wagyu etleri sunan bir Japon restoranı. Wagyu steak, Wagyu beef tataki, sushileri ve sashimileri deneyebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 41 numara.
– Bols Cocktails: Dünyanın en büyük kokteyl barı olması sebebiyle fazla turistik ve bu listeye hiç yakışmadı ama yazının bir köşesine burayı illa sıkıştırmak lazımdı, o da burası oldu. 🙂 Konum için tıklayın. Haritada 42 numara.
3.7 Amsterdam-Zuid’den Önerdiğimiz Oteller ve Evler
– Conservatorium Hotel $$$: Rijkmuseum, Vondelpark gibi noktalara yürüme mesafesindeki otel oldukça iyi konumlu. 129 modern tasarımlı odası bulunuyor. Otelin biri Asya mutfağı konusunda ödüllü 2 restoranı var.
– Hotel Okura Amsterdam $$: De Pijp bölgesinden 5 yıldızlı, 300 odalı, lüks bir otel seçeneği. Spa ve sağlıklı yaşam merkezi, yüzme havuzu bulunuyor. Toplam 3 Michelin yıldızlı olan 4 restorana ev sahipliği yapıyor.
– TWENTY EIGHT $$: Konforlu ve geniş daireler sunan bir otel. Odalar modern ve hoş renklerde döşenmiş. Mutfaklar tam donanımlı. Spor salonu, spa, sauna gibi imkanlar var.
– De Ware Jacob Boutique Hotel $$: Van Gogh Müzesi’ne 700 metre mesafede yer alan bir butik otel. Odalarda modern bir dekorasyon tercih edilmiş. Tüm odalarda çay kahve makinesi mevcutken bazılarında mutfak da yer alıyor.
– Jan Luyken Amsterdam $$: Pek çok mekan ve alışveriş caddesine yürüme mesafesinde kalan, genel olarak klasik bir tasarımı olan otel seçeneği.
4. Jordaan’da Gezilecek Yerler
Şehrin galeriler, cafeler ve tatlı butiklerle dolu bölgesi Jordaan aslında Amsterdam’ın en eski semtlerinden biri ama son yıllarda yeni yeni değeri bilinir hale geldi. Direksiyonu Jordaan’a kırdığınızda Amsterdam’da yaşayabileceğiniz en lokal deneyimleri bulacaksınız. Bu bölge sonradan popüler olan ve zamanla turistikleşen yerlerden. O nedenle de kendinize bölgeyi bilen bir rehber eşliğinde keyifli bir yürüyüş turu ayarlamayı düşünebilirsiniz. Jordaan bölgesinde iki saatlik rehberli yürüyüş turuna bilet almak için tıklayın.
4.1 Noorderkerk
Joordan’daki Noodermarkt meydanında, 1620-1623 yılları arasında mimar Hendrick De Keyser’in zarif tasarımı üzerine inşa edilmiş bir kilise. Hollanda Altın Çağı’nın önemli mimari örneklerinden olan yapının en karakteristik noktası ise bir haçı andıracak şekilde dört eşit kola sahip olması. Konum için tıklayın. Haritada 35 numara.
4.2 Noordermarkt
Şehrin en renkli ve popüler pazarlarından biri olan Noordermarkt 17. yüzyıla uzanan tarihiyle yaklaşık dört yüz yıldır pazar kültürünün devam etmesini sağlıyor. Jordaan mahallesinde Cumartesi ve Pazartesi günleri kurulan bu pazar her iki günde farklı temalarda kuruluyor. Cumartesi günleri saat 09:00 ve 16:00 arasında açık ve daha çok organik pazarıyla ön planda. Pazartesi günleri ise 09:00 ve 14:00 arasında açık ve antika-bit pazarı olarak kuruluyor. Siz yine de gitmeden önce internet sitesi üzerinden uygunluk durumunu kontrol edin. Konum için tıklayın. Haritada 36 numara.
4.3 Houseboat Museum
Birkaç yüzyıldır Amsterdam’daki kanalların üstünde, botlarda yaşamak ucuz bir konaklama seçeneği. İşte Houseboat Museum da kanalların üstüne bir botta yaşamanın nasıl bir şeye benzediğini görmek ve daha yakından tanımak isteyenler için alternatif bir müze. 1914’te inşa edilen “Hendrika Maria” isimli eski bir kargo gemisinin dönüştürülmesiyle bugünkü halini almış. Biletler 5 yaşından küçükler için ücretsiz. Konum için tıklayın. Haritada 37 numara.
4.4 Jordaan’dan Yeme-İçme Önerilerimiz
– SAINT-JEAN Bakery: Tatlılarıyla, özellikle kruvasanlarıyla, ünlenmiş bir fırın. Ürünleri hem ev yapımı hem de %100 bitki bazlı. Rezervasyon almıyor, içinde de sınırlı oturma seçeneği var. Hafta sonları önünde uzun kuyruklar oluşabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 43 numara.
– SAINT-JEAN Deli: Burası da SAINT JEAN Bakery’nin hemen karşısında tuzlu alternatifler, sandviç, doğal şarap ve hatta ev eşyaları satılan versiyonu. Aynı şekilde sadece vegan ürünlere ve küçük bir alana sahip. Konum için tıklayın. Haritada 44 numara.
– Margo’s Amsterdam: Sürdürülebilir kaynaklı ve çoğunlukla organik malzemeleriyle %100 vegan ürünlere sahip bir fırın. Amerikan tipi kurabiyeler, taze sandviçler ve özellikle de kruvasanlarıyla popüler. Yalın dekorasyonuyla küçük bir dükkan ama dışında oturabileceğiniz birkaç bank bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 45 numara.
– Winkel 43: Geleneksel Amsterdam mimarisine sahip bir binada bulunan Winkel 43’ün en ünlü yiyeceği; Elmalı turta! Elmalı turtasının ününün yanında kahvaltı, içecek, öğle ve akşam yemeği seçenekleri de bulunuyor. Rezervasyon kabul etmiyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 46 numara.
– Bar Pif: Öğle veya akşam yemeği, aperatifler ve içecek seçenekleriyle rahat atmosferli küçük bir şarap evi-restoran. Dekorasyonunda Fransa esintileri var. Pazartesi, salı ve çarşamba günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 47 numara.
– Salmuera: Rustik ambiyansıyla Arjantin ve Meksika yemekleri sunan bir Latin Amerika restoranı. Menüsünde biftekler, empanada’lar, mezcal’ler ve çikolatalı kek gibi çeşitli alternatifler bulunuyor. Rezervasyon gerekli. Konum için tıklayın. Haritada 48 numara.
– New Dutch Amsterdam: Jordaan civarında brunch, öğle yemeği veya akşam yemeği yemeyi planlıyorsanız New Dutch Amsterdam’a bir şans verebilirsiniz. Hollanda lezzetleri ağırlıklı, daha çok brunch tabakları ünlü. Konum için tıklayın. Haritada 49 numara.
– Toki: Sade ve endüstriyel bir dizayna sahip olan Toki hem brunch yapabileceğiniz hem de oturup kahve içebileceğiniz küçük bir kafe. Jordaan bölgesinin kuzey kısımlarında kalıyor. Konum için tıklayın. Haritada 50 numara.
– Rue de Bastille: Bizdeki esnaf lokantalarına benzeyen konsepti ve el yapımı lezzetleriyle Cezayir mutfağını deneyebileceğiniz bir restoran. Sebze ağırlıklı, bu sebeple vejetaryenler için ideal. Konum için tıklayın. Haritada 51 numara.
– Madre: Jordaan bölgesinde, Meksika mutfağı lezzetleri sunan sıcak bir restoran. Konum için tıklayın. Haritada 52 numara.
– Tannay: Yine Jordaan bölgesinde, fine dining modda, Avrupa mutfağından lezzetler sunan, modern bir atmosferi olan seçeneklerden. Konum için tıklayın. Haritada 53 numara.
4.5 Jordaan’dan Önerdiğimiz Oteller ve Evler
– Mr. Jordaan $$: Merkezi konumlu, ahşap detaylarıyla sıcak ve modern dekorasyonlu bir otel. Bazı odalarda minik bir mutfak bulunuyor. Kahvaltı kontinental veya açık büfe.
– Linden Hotel $$: 18. yüzyıldan kalma bir binada yer alan Linden hotel şehir merkezi ve birçok turistik noktaya yürüme mesafesinde. Çay kahve makinesi, klima, tv, wifi, banyo gereçleri gibi ihtiyaçlar var.
– Hotel Mercier $$: Anne Frank’ın Evi’ne iki dakika yürüme mesafesinde dört yıldızlı bir otel. Bir restoranı ve her gün servis edilen kontinental kahvaltısı bulunuyor. Odaları eklektik tarzda döşenmiş ve özel banyo, kahve makinesi, klima, tv gibi özelliklere sahip.
– Adam Suites Hotel $$: Şehir merkezindeki dört yıldızlı konaklama seçeneklerinden bir diğeri. Bir bara sahip olan otelin odalarında özel banyo, tv, klima, saç kurutma makinesi bulunuyor. Bazı odaları da balkonlu.
– Luxury Prinsengracht Canal House Jordan Area $$: Bir oturma odası, bir yatak odası, özel banyo ve tam donanımlı mutfaktan oluşan 115 metrekarelik bir daire. 4 kişi konaklayabiliyor. Bir kanal kenarında, merkezi bir konuma sahip. Dairede wifi, tv, bulaşık ve çamaşır makinesi, küvet, ütü ve fırın gibi özellikler mevcut.
5. Amsterdam West’te Gezilecek Yerler
Son yıllarda Amsterdam’da öne çıkan semtler şu şekilde önce Jordaan, sonra Oude Pijp şimdi de Amsterdam West yani Batı Amsterdam. Şehrin lokallerine karışmak, Amsterdam’ı gerçek bir Amsterdamlı gibi yaşamak istediğinizde istikametiniz tam olarak burası. Birbiri ardına açılan hip mekanları, dönüştürülmüş ve yeniden işlevselleştirilmiş mekanları, her köşe başını tutan artizan kahvecileri, butik dondurmacıları, brunch mekanları ile biz de çok seviyoruz seni West!
5.1 Westerpark
Westerpark, Amsterdam’ın batısında bulunuyor ve yaklaşık otuz beş hektarlık genişliğiyle gerçekten büyük bir alana yayılmış. Aslında kullanım amacı ikiye bölünebilir. İlk olarak yeşillik alanı, yürüyüş parkurları ve tenis kortuyla doğayla iç içe vakit geçirip spor yapmak isteyenler için ideal bir alan olması. İkincisiyse içinde bulunan Fabrique des Lumières ve Westergasfabriek ile kültür-sanat aktivitelerine, festivallere ev sahipliği yapıyor olması. Aynı zamanda parkın içinde bira bahçeleri de mevcut. Konum için tıklayın. Haritada 38 numara.
5.1.1 Gashouder Westergasfabriek
Eski bir depolama tankı olan Gashouder Westergasfabriek endüstriyel tasarımı, dar-yüksek pencereleri ve ahşap çatı yapısıyla görkemli, neredeyse kilise benzeri bir yapı. Adından da biraz anlaşıldığı gibi burası eskiden Amsterdam sokaklarını aydınlatmak için kullanılacak gazın üretim fabrikasıymış. Şimdiyse içinde birçok kültürel nokta, galeri ve kafe olan bir mekan haline getirmişler. İçinde farklı mekanlar barındırması nedeniyle güzel vakit geçirebileceğiniz harika bir alternatif olabilir. Fuar, canlı şov, tiyatro, parti ve akşam yemeği gibi etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Özellikle düzenlenen tekno partileri ile “Tekno Tapınağı” adını bile almış. Konum için tıklayın. Haritada 39 numara.
5.1.2 Fabrique des Lumières
Fabrique des Lumières Westergasfabriek içinde bulunan bir dijital deneyim müzesi. Vermeer, Van Gogh ve Mondrian gibi Hollandalı ustaların eserlerine görsel-işitsel şekilde yeniden hayat veriyor. Özel seçilen şarkılar eşliğinde klasik eserlerin yeni medya sanatıyla buluştuğu sürükleyici bir deneyimi ziyaretçilerine sunuyor. 5 yaşın altındaki çocuklar için müze ücretsiz. Fabrique des Lumières’e bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 40 numara.
5.1.3 OT301
Westerpark’ın hemen arkasında, Amsterdam’ın alternatif mekanlarının en aktif olanlarından biri. Neredeyse her gün ping-pong geceleri, Kore Film Festivali ve rock partileri gibi değişik etkinlikler düzenleniyor. Amsterdam’ı bir başka gözle görmek ve eğlenmek isterseniz güzel alternatiflerden. Konum için tıklayın. Haritada 41 numara.
5.1.4 OCCI
Yine parkın çevresinde, açılımı Onafhankelijk Cultureel Centrum In It olan değişik bir mekan. Gerçekten kaliteli ve sevilen müzik grupları sahne alıyor genelde. Pahalı değil. Çok büyük bir yer de sayılmaz ama güzel etkinlikler yapılıyor. Konum için tıklayın. Haritada 42 numara.
5.2 De Hallen Amsterdam
Çeşitli dünya mutfaklarından oluşan yeme-içme alanlarının, kültür ve sanat etkinliklerinin, dokuz ekranlı sinemasının ve alışveriş dükkanlarının bir arada bulunduğu De Hallen, dinamik ve sosyal bir merkez. Tarihsel olarak bulunduğu bina Amsterdam ulaşımında önemli rol oynayan tramvayların deposu olarak kullanılmış. Ardından restore edilerek yemekten sinemaya, modadan mimariye bir sürü branşın birleştiği canlı bir kültür merkezine dönüştürülmüş. Her gün saat 07:00 ve 01:00 saatleri arasında gelebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 43 numara.
5.3 Amsterdam West’ten Yeme-İçme Önerilerimiz
– Ikaria Park: Ikaria Park paylaşımlı tabak konseptiyle modern Yunan yemekleri bulabileceğiniz bir restoran. Ferah atmosferiyle bir parkın içinde yer alıyor. Yoğun olabildiği için rezervasyon yaptırmak isteyebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 54 numara.
– Foodhallen: De Hallen içindeki Foofhallen’de sokak lezzetlerinden Asya, Yunan yemeklerine çeşit çeşit mutfak seçeneği bir çatıda toplanmış. Ne yiyeceğinize karar veremiyorsanız, kalabalık bir arkadaş grubuyla birlikteyseniz veya dünya mutfaklarını tek bir yerde deneyimlemek istiyorsanız Foodhallen sizin için doğru tercih olabilir. Ortak oturma alanıyla dinamik ve sosyal bir atmosfere sahip. Üzerine bir de Art House film patlamak isterseniz sinemaya geçebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 55 numara.
– nNea Pizza: nNea Pizza, ince ve kabarık hamuru ve mevsimlik malzemeli pizzalarıyla dünyanın en iyi pizzacılarını listeleyen “50 Top Pizza” listesinde Avrupa’da dokuzuncu sırada. Napolitan tipi pizzalar yapıyor. Pazartesi günleri kapalı. Diğer günler 17.30’da kapılarını açıyor. Aşırı popüler bir yer o yüzden aylar öncesinden sitesinden rezervasyon yaptırmanız gerekebilir. Konum için tıklayın. Haritada 56 numara.
– nNextDoor: nNea Pizza ile aynı yer ama tek farkı oturmalı değil sadece ”al-götür” olarak paket servis şeklinde çalışması. Bir farkı da salı günleri de kapalı olması. Konum için tıklayın. Haritada 57 numara.
– Miuz Gelato & Coffee: İtalya’nın artizan gelatosunu Amsterdam’a taşıyan Miuz Gelato & Coffee, her mevsim gelato yiyebilme fırsatı sunuyor. Glutensiz, laktozsuz, vegan, su bazlı, süt bazlı gibi pek çok seçenek de mevcut. Konum için tıklayın. Haritada 58 numara.
– Massimo Gelato: Hem dondurmacı hem pastane hem de bir kafe. Oturma alanı fazlasıyla mevcut. İçinde çocuklar için ayrı bir oyun alanı da var. Güzel havalarda önünde kuyruk oluşabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 59 numara.
– Uncommon Amsterdam: Şehrin merkezinde minimalist dekorasyona ve sakin bir atmosfere sahip bu kafe bitki bazlı yiyecek seçeneklerini ve kendi çektikleri kahveleri menüsünde bulunduruyor. Sıra beklemek istemezseniz take-away seçeneği de sunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 60 numara.
– Collins: 80’lerin bistro tarzı iç dekorasyonu ve mevsime göre değişen menüsüyle yenilikçi bir brunch, akşam yemeği mekanı. Pazartesi, salı ve çarşamba günleri kapalı. Kalabalık olma ihtimaline karşı websitelerinden rezervasyon yaptırabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 61 numara.
– Morgan & Mees Amsterdam: 1880 yılından kalma tarihi bir binada bulunan Morgan & Mees aslında bir butik otel fakat içinde restoranı, rahat bir terası ve bir şeyler içebileceğiniz barı da bulunuyor. Özellikle de güneşli bir günde sokağa bakan masalarına kurulmak çok keyifli. Konum için tıklayın. Haritada 62 numara.
– LOT61 Coffee Roasters: Kanal kenarında oturup artizan kahvenizin tadını çıkarmak istiyorsanız tercih edebileceğiniz kafelerden. Taze, yerel ve kavrulmuş olan kahve çekirdeklerini dükkanlarında kullanırken aynı zamanda paket şeklinde de satıyorlar. Konum için tıklayın. Haritada 63 numara.
– Fort Negen: Taze hamur işleri ve kahve sunan fırın. Özellikle bademli veya shiitake mantarlı kruvasanıyla tercih ediliyor. Konum için tıklayın. Haritada 64 numara.
– Salvo: İtalyan esintili tatlı ve tuzlu hamur işleri yapan fırın ve kafe. Sabit bir menüleri yok. Pazartesi ve salı günleri kapalılar. Konum için tıklayın. Haritada 65 numara.
– Moeders: Moeders Flemenkçe’de “anneler” demek. Hollanda’nın geleneksel ev yemeklerini tadabileceğiniz, sanki annenizin elinden yemek yiyormuşsunuz gibi hissettiren küçük bir restoran. Kafenin duvarları da boydan boya bir sürü annenin fotoğrafıyla kaplı. Konum için tıklayın. Haritada 66 numara.
– Louf: Louf, temelinde ekşi maya olan ekmek ve hamur işleri yaparken sandviç ve kahve seçenekleri de sunuyor. Yemek kitaplarına ilginiz varsa içerisinde inceleyebileceğiniz ufak bir kitaplığı mevcut. Konum için tıklayın. Haritada 67 numara.
– Waterkant: En çok tercih edilen Surinam restoranlarından biri. İnternet sitesinden rezervasyon yapabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 68 numara.
– Mossel & Gin: Westergas Park’ta bulunan Mossel & Gin tamamen deniz ürünleri odaklı bir restoran. Menüsünde istiridyeden karidese, burgerlerden kızarmış balıklara pek çok seçenek bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 69 numara.
– Cantine de Caron: Westergas Park’taki restoranlardan bir diğeri de Cantine de Caron. Dönüştürülmüş bir fabrikada, şık ve sofistike bir ambiyansta öğle veya akşam yemeği yemek için tercih edilebilir. Konum için tıklayın. Haritada 70 numara.
– Pendergast: Odağında odun dumanında pişen etler olan Pendergast, Amsterdam’da Amerikan tarzı et severlerin uğrak noktalarından biri. Et yemeklerinin yanında mezeleri de dikkat çekici. Rezervasyon tavsiye ediliyor. Konum için tıklayın. Haritada 71 numara.
– The Night Kitchen: Akdeniz ve Orta Doğu mutfaklarından esinlenen bir menüye sahip. Genellikle ortak paylaşımlı tabak konsepti var. Rezervasyon yaptırıp gitmeniz daha iyi olur. Konum için tıklayın. Haritada 72 numara.
– Monks Coffee Roasters: Kahveleri, brunch tabakları ve atıştırmalıkları ile samimi, butik bir kafe. Uzaktan çalışanlar için ayrılmış özel bir kısmı da bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 73 numara.
– Mundi: Kahve çekirdeği de satın alabileceğiniz Mundi, kahve ve atıştırmalık seçenekleriyle uğrayabileceğiniz kafelerden bir diğeri. Ek olarak içinde çocuklara özel bir oyun köşesi de mevcut. Konum için tıklayın. Haritada 74 numara.
– Ulmus Bakery: Amsterdam şehir merkezinin biraz dışında kalsa da lokaller tarafından sevilen Ulmus Bakery organik ekşi maya ekmeklerin, kruvasanların, tartların ve keklerin satıldığı bir fırın/kafe. Konum için tıklayın. Haritada 75 numara.
– Brioche: İsminden de anlayabileceğiniz gibi croissant ve brioche çeşitleri sunan, kahvaltı ve brunch mekanı. Özellikle hafta sonları çok yoğun oluyor hafta sonu gelecekseniz bizce rezervasyon yaptırabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 76 numara.
– Pesca: Balık, istakoz, karides, ahtapot, midye gibi taze deniz ürünleri odaklı bir restoran. Tüm deniz ürünlerini ve balıkları, büyük bir tezgahın üzerinde sergileniyor siz de istediğiniz ürünü seçip pişirilmesini istiyorsunuz. Oldukça popüler bir yer o yüzden rezervasyon yaptırın diyeceğiz. Konum için tıklayın. Haritada 77 numara.
5.5 Amsterdam West’ten Önerdiğimiz Oteller ve Evler
– Morgan & Mees Amsterdam $$: Hoş tasarımlı, ferah ve modern döşenmiş odalar sunan bir otel. Her oda klimalı, çalışma masalı ve bazı odalarda da balkon var. Odalar sokağa ve girişteki otel kafesine bakıyor.
– WesterVilla $$: Bahçesi, özel otoparkı ve bistrosu bulunan WesterVilla, Westerpark yakınlarındaki bir konaklama seçeneği. Odaları modern ve şık bir tasarıma sahip ve klima, tv, özel banyo, kahve makinesi, saç kurutma makinesi gibi özelliklere sahip.
– NH Amsterdam Leidseplein $$: Fitness merkezi, restoranı ve kahvaltı servisi olan dört yıldızlı otellerden biri. Odaları sade bir tasarıma ve klima, tv, minibar ve kahve makinesi gibi olanaklara sahip.
– Maison ELLE Amsterdam $$: Van Gogh ve Moco Müzeleri civarında. Bahçesi, bisiklet kiralama hizmeti ve açık büfe kahvaltısı olan dört yıldızlı otel 1910 yılında inşa edilmiş tarihi bir binada bulunuyor. Odaları modern bir tasarıma sahip.
– CityHub Amsterdam $: Çift kişilik yataklara sahip uyku kabinlerinden oluşan bir kapsül otel konsepti. Banyosu ortak. Ücretsiz wifi’si olan otelin kahvaltısı da seviliyor.
6. Amsterdam-Oost’ta Gezilecek Yerler
Geldik Doğu Amsterdam’a yani Amsterdam-Oost’a… Burası bol yeşil alanları, botanik bahçesi, NEMO bilim müzesi, denizcilik müzesi gibi ilginç müzeleri, Amstel Nehri’nde tekne otellerde kalma fırsatı, gerçek bir yel değirmeni görme şansı ile Amsterdam’a gelen çocuklu bir aile iseniz çok eğlenceli fırsatlar yakalayabileceğiniz bir bölge. Aynı zamanda yine daha az turistik olmasıyla yerellerin de takıldığı mekanlar, cafeler, barlar ve restoranlarla da zengin bir seçenek. Özellikle de şehirde pazar brunchının vazgeçilmez adresleri burada kümeleniyor.
6.1 Rembrandt Müze Evi
Sanat, ticaret ve bilim gibi alanlarda gelişme yaşandığı için Hollanda Altın Çağı şeklinde adlandırılan dönem beraberinde başarılı sanatçıları da getiriyor. Işığın ve gölgelerin ressamı olarak bilinen Rembrandt, 1606 ve 1669 yıllarında bu altın çağda çoğunlukla Amsterdam’da yaşıyor. Işığın ve gölgenin ressamı deniyor çünkü sanat tarihinde daha önce görülmemiş fırça darbeleri, ışık ve renk oyunlarında bir deha. Teknik yeteneğinin yanında insanın doğasını ve ruh halinin derinliklerini algılayıp eserlerine aktarabilmesi onun en çarpıcı özelliği. Dünyanın en değerli tablolarından olan ve Rijksmuseum’da görebileceğiniz “Gece Devriyesi”ni çizdiği en verimli döneminden, mali olarak iflas ettiği en kötü dönemine kadar bu evde iyi kötü bir sürü yaşanmışlık biriktiriyor.
Müzede bulunan eserler arasında daha çok Rembrandt’ın çizdiği taslaklar ve gravürler yer alıyor. Müzenin düzenlediği atölyeler sayesinde Rembrandt ve çıraklarının boyaları nasıl kullandığını, karıştırdığını görebiliyorsunuz. Haftanın her günü 10:00 ve 18:00 saatleri arasında ziyarete açık olan müzeyi biletinize dahil olan ücretsiz sesli rehber ile daha bilgilendirici şekilde gezebiliyorsunuz. Rembrandt Evi’ne online bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 44 numara.
6.2 Magere Brug
Bu köprü vakti zamanında o kadar darmış ki iki kişi yan yana zar zor yürüyebiliyormuş. Adını alması konusunda pek çok rivayet bulunsa da muhtemelen bu yüzden Magere Brug yani Sıska Köprü olarak adlandırılmış. Daha sonraki yıllarda Amstel Nehri’ndeki trafiği azaltmak için genişletilmiş. Bu köprü açılır kapanabilir olması, akşam olunca yanan ışıkları ve romantik atmosferiyle turist-yerli demeden pek çok kişinin uğrak noktası. Konum için tıklayın. Haritada 45 numara.
6.3 Plantage ve Hortus Botanicus
17. ve 18. yüzyılda şehrin kaymak tabakası için yeşil bir alan olsun diye oluşturulan De Plantage, günümüzde şehrin en yeşil ve sakin semtlerinden. Burada bulunan botanik bahçesi Hortus Botanicus ise dünyanın eski botanik bahçelerinden biri olarak 6000’den fazla ağaç ve bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Jewish Cultural Quarter ve Rembrandt House Museum gibi kültürel noktalarıyla da kültür-sanat alanının çoğu durağını kapsıyor. Konum için tıklayın. Haritada 46 numara.
1682’de ağaçlandırılmaya başlanmasıyla Avrupa’nın en eski botanik bahçelerinden biri olan Hortus Botanicus, açık hava ve serası bulunan botanik bahçeleriyle şehrin ortasında yeşil bir vaha gibi. Ekolojik yaşamı gözlemlemek isteyen her yaş grubu için eğitim programları varken ek olarak sanat galerileri, yoga aktiviteleri ve rehberli turlar da düzenleniyor. Her gün sabah 10’dan akşam 5’e kadar açık. Dikkat etmeniz gereken nokta olarak hem girişinde, hem restoranında hem de mağazasında nakit ile ödeme yapamıyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 47 numara.
6.4 Zuiderkerk
Zuiderkerk ise Amsterdam’ın Protestan kiliselerinden. 17. yüzyılda mimar Hendrick de Kayser tarafından tasarlanmış. Önemli özelliği, şehrin Reform sonrasında Protestanlık için özellikle inşa edilen ilk kilisesi olması. Günümüzde ibadete kapalı ama pek çok kültürel etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Konum için tıklayın. Haritada 48 numara.
6.5 Oosterpark Amsterdam
Oosterpark Amsterdam’ın en önemli kamusal alanlarından biri. Genişçe alana yayılmış yeşil alanları, su kuşlarını barındıran göletleri, bisiklet ve yürüyüş yollarıyla 1891 yılında halka açıldığı günden beri hem turistler hem de yerel halk için uğrak bir doğal alan olmuş. Parkın içerisinde sömürgeciliği kınayan anıt heykeller bulunuyor. Bunların yanında kültürel etkinlik ve festivallere de ev sahipliği yapıyor. Konum için tıklayın. Haritada 49 numara.
6.6 National Maritime Museum
Hollanda’daki denizcilik müzelerinden biri olan National Maritime Musum, ülkenin 500 yıllık denizcilik tarihine ışık tutan bir koleksiyona sahip. Daniel Stalpaert tarafından Amsterdam Amiralliği’nin bir deposu olarak tasarlanan müze binası 1656 yılında inşa ediliyor, 1973’te ise müze olarak kullanılmaya başlanıyor. Tarihi haritaların, denizcilikle alakalı sanat eserlerinin ve gemi modellerinin görülebileceği müzenin biletleri 12 yaşına kadar her çocuk için ücretsiz. Ulusal Denizcilik Müzesi’ne giriş bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 50 numara.
6.7 NEMO
NEMO, teknolojiyi ve bilimi bir araya getiren, çocuk veya yetişkin fark etmeden herkes için uygun etkinlik ve deneyler sunan bir bilim müzesi. Renzo Piano tarafından modern bir gemi şeklinde tasarlanan bu yapı şehrin dikkat çeken silüetlerinden. Toplam beş katı bulunan müzede interaktif deneyler, sergiler ve atölyeler bulabilirsiniz. En üst katındaki terasından Amsterdam’ı izleyebilir, yaz aylarında yine aynı terasta düzenlenen çatı sinemasına katılabilirsiniz. 0-3 yaş arasındaki çocuklar için müze ücretsiz. Nemo bilim müzesine bilet almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 51 numara.
6.8 Waterlooplein’in Meşhur Bit Pazarı
Waterlooplein aslında Amsterdam’ın merkezindeki bir meydanın ismi. Meydanın en önemli özelliği burada 1882’den beri şehrin en eski ve en ünlü bit pazarının kuruluyor olması. İçinde antika eşyalar, ikinci el eşyalar, çantalar, aksesuarlar hatta bisikletler gibi aklınıza gelebilecek birçok şey satılıyor. Hem tarihi pazarın atmosferini görmek, hem de bir şeyler atıştırıp bit pazarını gezmek Amsterdam’da yapılacak güzel aktivitelerden biri bizce. Mutlaka sevdiğiniz bir şeylere rastlarsınız çünkü gırla ıvır zıvır var. Pazartesi-Cumartesi günleri sabah 09.30’dan akşam 18.00 saatine kadar açık. Konum için tıklayın. Haritada 52 numara.
6.9 Dappermarkt
Pazar günleri hariç her gün 9:00 ve 17:00 saatleri arasında açık olan Dappermarkt şehrin en ünlü pazarlarında biri. Mauritskade ve Wijttenbachstraat mahallelerinin arasında yer alan pazarda yüzlerce tezgâh bulunuyor. Et ürünlerinden sebzelere, ev eşyalarından çiçeklere çeşit çeşit ürünü bulabileceğiniz pazardaki ürünlerin çoğu içinde Türkiye’nin de olduğu farklı ülkelerden geliyor. Asıl tüyomuzu sona sakladık: Pazarda çok güzel Surinam yemekleri yapan yerler bulabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 53 numara.
6.10 De Gooyer Yel Değirmeni
Yaklaşık 27 metrelik yüksekliğiyle Hollanda’nın en yükseği olan De Gooyer, tarihi 16. yüzyıla dayanan ulusal anıt niteliğindeki ahşap bir yel değirmeni. İsmini Goilandlı iki kardeşten aldığı tahmin edilen sekizgen gövdeli yel değirmeni eski zamanlarda un öğütmek için kullanılıyormuş. Sonraki yıllarda Amsterdam Belediyesi’nin mülkü haline gelmiş, bu sebeple de günümüzde ziyaretçilerin girişine kapalı. Tam yanında meşhur Brouwerij’t IJ birahanesi var. Konum için tıklayın. Haritada 54 numara.
6.11 Amsterdam-Oost’tan Yeme-İçme Önerilerimiz
– Dignita Hoftuin: Dignita Hoftuin, yemyeşil bir parkın ortasında yer alan popüler bir brunch restoranı. Brunch tabaklarının yanında kahve, hamur işi ve çeşitli içecekler de menüsünde bulunuyor. Rezervasyonsuz gitmeniz halinde bekleme süreniz biraz uzun olabilir. Konum için tıklayın. Haritada 78 numara.
– Box Sociaal: Amsterdam’da iki şubesi bulunan Box Sociaal, Avustralya esintileri taşıyan bir brunch restoranı. Brunch tabakları, yerel olarak kavrulmuş kahve, şarap ve bira çeşitleri ile zengin bir menü sunuyor. Mutlaka rezervasyon yaptırın. Bizim şehirdeki favori brunch noktalarımızdan. Konum için tıklayın. Haritada 79 numara.
– Baking Lab Amsterdam: Vejetaryen ekşi maya ekmek ve kruvasanlarıyla ünlü bir kafe. Aynı zamanda workshoplar veriyor. Konum için tıklayın. Haritada 80 numara.
– De Plantage: Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği veya bir şeyler içmek fark etmeksizin zengin bir menüye sahip kafe-restoran. De Plantage’ın iç dekorasyonu modern ve şıkken, dışında yeşillikler kaplı bir bahçesi bulunuyor. Hatta bu bahçede gerçek flamingolara da rastlayabilirsiniz! Konum için tıklayın. Haritada 81 numara.
– De Sluyswacht: Kanalların kesişiminde yer alan tarihi bir binada bulunan De Sluyswacht, “Bitterballen” isimli etli hamur topları şehrin en eski ve en popüler publarından. Konum için tıklayın. Haritada 82 numara.
– Restaurant De Kas: Kendi serasında ürettiği doğal ürünleri deyim yerindeyse sabah toplayıp akşam tabaklarında servis ediyor. Menüsüne Akdeniz mutfağı hakim. Pazar günleri kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 83 numara.
– Brouwerij ‘t IJ: De Gooyer Yel Değirmeni’nin altına kurulmuş eskiden hamam olan bir bira fabrikası burası. Biralarını kendi üretiyorlar ve aynı zamanda bir bölümü pub. Normal yemeklerden ziyade atıştırabileceğiniz bir şeyler var. İlginç bir şekilde senenin her günü sadece saat 14.00’ten 20.00’ye kadar açık. Rezervasyon gibi bir seçenek yok, erken giden kapıyor. Konum için tıklayın. Haritada 84 numara.
– Benji’s: Amsterdam’da toplam üç şubesi bulunan Benji’s gün boyu tatlı, tuzlu, vegan, vejetaryen brunch tabakları sunan bir mekan. 7 kişinin altındaysanız rezervasyon yaptırmanıza gerek yok. Konum için tıklayın. Haritada 85 numara.
– Fuku Ramen: Japon mutfağı adına şehrin en ünlü noktası. Temelde bir ramen restoranı ama pazarları hariç hatfanın diğer günleri değişkenlik gösteren bir tadım menüsü sunuyor. Pazar günleri ise “Social Sundays” konsepti ile a la carte seçenekler oluyor. Rezervasyonla çalışıyor, internet sitesi üzerinden rezervasyon oluşturabilirsiniz. Yalnız aşırı talep olduğu için rezervasyon için kapora alan yerlerden. Konum için tıklayın. Haritada 86 numara.
– Rum Baba Coffee Roasters: Amsterdam’da birkaç şubesi bulunan Rum Baba coffeeroasters, taze kavrulmuş özel kahvelere sahip. Kahvenin yanında eşlikçi hamur işleri de mevcut. İlginizi çekerse kendi kavurdukları kahvelerini paket şeklinde de satın alabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 87 numara.
– Five Ways Coffee Roasters: Zarif bir atmosfere sahip, sadece %100 Arabica kahveler sunan iki katlı bir mahalle kafesi. Burada kahve çekirdeklerinizi seçip istediğiniz boyutta öğütebilirsiniz. Ek olarak kahvelerinin yanında vegan hamur işleri de bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 88 numara.
– Choux: Sebze odaklı tadım menüleriyle herkese ama özellikle de vejetaryenlere hitap eden bir restoran. Endüstriyel bir tasarıma sahip. Rezervasyon şart. Konum için tıklayın. Haritada 89 numara.
– YUSU: Yeşil bitkilerle kaplı butik bir kafe. Matcha latte, flat white gibi kahve seçenekleri ve atıştırmalıklarıyla popüler. Konum için tıklayın. Haritada 90 numara.
– 4850: 4850 brunch tabakları, tarçınlı-kakuleli çörekleri, kahveleri ve şaraplarıyla Oosterpark civarında tercih edebileceğiniz bir coffee bar- restoran. Konum için tıklayın. Haritada 91 numara.
– Alba Restaurant & Wijnbar: Michelin Rehberi Bib Gourmand listesindeki Alba Restaurant & Winebar, değişen mevsimsel ürünlerle hazırlanmış tabaklara sahip. Büyük bir terası olan restoran aynı zamanda bir şarap barı. Konum için tıklayın. Haritada 92 numara.
– Rijsel: Fransız mutfağı esintili Cafe Rijsel, eski Avrupa restoranlarını andıran klasik bir atmosferi ve imza lezzeti tavuk olan bir restoran. Uzun bir süre önceden rezervasyon yaptırmanız faydalı olur. Konum için tıklayın. Haritada 93 numara.
– Restaurant Entrepot: Tazelik, sürdürülebilirlik ve hafiflik temalarına odaklanan Restaurant Entrepot, bir kulübün dönüştürülmesiyle restoran olarak hizmet vermeye başlamış. İnternet sitesi üzerinden rezervasyon yapabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 94 numara.
– Buurtcafé De Tros: Oosterpark’ın doğu kısmına yakın bir konumda bulunan Buurtafe De Tros, öğle ve akşam yemekleri için tercih edebileceğiniz bir restoran. Küçük ama yeterli bir menüsü bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 95 numara.
– Lagom: İsveç brunch kültürünü Amsterdam’a taşıyan bir mekan. İsveç tarzı açık sandviçleri yani Smörgås ile ünlü. Elbette pankekler, Eggs benedict’le ve kanellbullar yani tarçınlı çörek de var. Konum için tıklayın. Haritada 96 numara.
6.12 Amsterdam-Oost’tan Önerdiğimiz Oteller ve Evler
– Pillows Maurits At The Park $$: Fitness merkezi, özel otopark, restoran ve spa hizmetleri gibi olanaklarıyla Oosterpark civarındaki beş yıldızlı bir otel. Çeşitli kahvaltı seçenekleri bulunuyor. Odalarında klima, tv, özel banyo, minibar, kettle mevcut.
– CitizenM Amstel Amsterdam hotel $$: Oldukça dinamik ve renkli bir atmosferi olan 4 yıldızlı bir seçenek. Duvarlarda pop art tablolar var. Kahvaltı açık büfe.
– Van der Valk Hotel Amsterdam – Amstel $$: Dört yıldızlı bir otel seçeneği. Fitness merkezi, yüzme havuzu, hamam, spası ve kahvaltı servisi gibi olanakları var. Odaları şık; genel olarak tv, klima, özel banyo ve kahve makinesine sahip.
– Bob W Oosterpark $$: Oosterpark gibi noktalara yakın bir konumda bulunuyor. Sade bir tasarıma sahip odaları wifi, tv, özel banyo ve kahve makinesi gibi özelliklere sahip. Dört yıldızlı otelin aileler için uygun olan odaları da var.
– Hotel V Fizeaustraat $$: Oda servisi, bisiklet kiralama hizmeti, restoranı, barı ve beğenilen bir kahvaltısı olan dört yıldızlı bir otel seçeneği.
7. Amsterdam-Noord’da Gezilecek Yerler
Amsterdam Noord yani Kuzey Amsterdam ise şehrin belki de en gözden kaçırılan fakat en keşfe açık yeri. Şehrin gezilecek yerlerine en uzak mesafede kalmasından mıdır bilinmez ama genellikle Amsterdam’a gelen çok az kişi burayı keşfetmeye zaman ayırıyor ama biz de zaten bu durumu tersine çevirmek için buradayız.
7.1 NDSM Werf & STRAAT Museum
Amsterdam’ın kuzeyinde yer alan NDSM, önceden endüstriyel bir gemi yapım tersanesiyken günümüzde kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan sosyal bir alan. Geçtiğimiz on yıl boyunca sanatçılara, kurumlara, restoranlara ve yeni müze konseptlerine kendilerini gerçekleştirmeleri için destek olurken festival ve kültürel etkinliklerini de ağırlıyor. Konum için tıklayın. Haritada 55 numara.
Alandaki en popüler yer ise grafiti ve sokak sanatı eserlerini sergileyen STRAAT Museum. İçerisinde halihazırda tanınmış veya gelecek vaat eden yaklaşık 170 sanatçının 180 eseri görülebiliyor. Çalışmaların boyutları oldukça büyük, yani neredeyse dış mekan duvarları kadar büyükler. Eski bir depo sanat için dönüştürülerek müze haline getirilmiş gibi düşünün. Ulaşım konusunda, ücretsiz bir feribot sayesinde STRAAT’a ulaşılabiliyor. STRAAT Museum giriş bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 56 numara.
7.2 Nxt Museum
Nxt Museum kendi deyişiyle “geleceğin sanatını, bugün sergiliyor.” Yeni medya sanatına adanmış Amsterdam’ın ilk müzesi. Duyularınızı uyaran büyük ölçekli sanat eserlerine ek olarak yoga-meditasyon oturumları, dans etkinlikleri ve workshoplar da düzenliyor. Nxt Museum giriş bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 57 numara.
7.3 A’DAM Lookout
Neredeyse tüm Amsterdam’ı panoramik olarak seyredebileceğiniz yüksek bir kulede yer alan A’DAM Lookout, adrenalin tutkunları için çeşitli etkinlere sahip bir teras. 20. katta bulunan bu terasa ışık gösterisi eşliğinde asansörle çıkılıyor. 360 derece gökyüzü güvertesi, kıyısından atlayabileceğiniz salıncağı ve sanal gerçekliği deneyimleyebileceğiniz rollarcoaster’ı ile heyecan arayanlara ideal. Restoranında yemeğinizi yiyebilir veya barında hafta sonları DJ performansları ile müziğin tadını çıkarabilirsiniz. Ödemelerde sadece kart geçerken, biletinizi online olarak alırsanız 2 Euro indirim kazanıyorsunuz. 2 içecek dahil A’dam Looktout giriş bileti almak için tıklayın. Konum için tıklayın. Haritada 58 numara.
7.4 Eye Filmmuseum
Her türe ait 55.000 filmiyle Eye Filmmuseum, Hollanda’nın sinematik geçmişini depolayan bir kutu gibi. Klasiklerden, kült veya popüler filmlerden pek çok örneğe sahip evet ama sadece geçmiş odaklı değil, günümüze ait veya gelecek vaat eden filmlerin de takibinde. Başta sergi alanı olmak üzere etkinliklerin düzenlendiği kısım, mağaza ve bar-restoran alanlarıyla özellikle sinefillerin ilgisini çekebilecek bir müze. Konum için tıklayın. Haritada 59 numara.
7.5 Kissing Couple XXXL Heykeli
Ülkenin pastoral ve romantik havasını yansıtmak için heykeltıraş Saske van der Eerden tarafından yapılan bu eser şömine üstü figürlerden esinlenilerek oluşturulmuş. Çok kolay bir konumda bulunmasa da bisikletle, arabayla veya feribotla bu devasa öpüşen çift heykeline ulaşabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 60 numara.
7.6 Amsterdam-Noord’dan Yeme-İçme Önerilerimiz
– Pllek: Konteyner bir binada bulunan Pllek, endüstriyel bir atmosfere ve plaj manzarasına sahip. İçinde ve dışında çokça oturma alanı var. Canlı müzik ve dj etkinliklerinin olduğu mekanda ister kahvaltı, isterseniz de öğle ve akşam yemeği için çeşitli alternatifleriniz bulunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 97 numara.
– Bacalar: Eski bir garajın içinde bulunan Bacalar, Amsterdam’da canınız Meksika yemeği çektiğinde tercih edebileceğiniz restoranlar arasında. Rezervasyon tavsiye ediliyor. Konum için tıklayın. Haritada 98 numara.
– Helling 7: Konteynerlarıyla ünlü bir bölgede bulunan Helling 7, iskele manzaralı ve endüstriyel tasarımlı bir restoran. Menüsü günden güne şefe bağlı olarak değişiyor. Çatı katında bazen etkinlikler de düzenlenebiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 99 numara.
7.7 Amsterdam-Noord’dan Önerdiğimiz Oteller ve Evler
– Sir Adam Hotel, part of Sircle Collection $$: A’DAM Tower’da bulunan Sir Adam Hotel, çoğu biriminin şehir manzarasına sahip olduğu dört yıldızlı bir otel. Oda servisi, otoparkı, restoranı ve fitness merkezi bulunan otelin kahvaltısı da seviliyor. Odaları endüstriyel-modern dokunuşlara sahip.
– De Durgerdam, Amsterdam $$: Beş yıldızlı ve lüks bir konaklama seçeneği. Rustik bir dekorasyona sahip odalarında klima, wifi, tv, çay-kahve makinesi ve emanet kasası bulunurken bazı odaları da göl manzaralı.
– Mercure Amsterdam North Station $$: Noord metro istasyonuna birkaç adım uzaklıkta bulunan dört yıldızlı bir otel. Özel otoparkı, fitness merkezi ve kahvaltı servisi olan otelin odaları modern tarzda ve özel banyo, klima, kettle, tv gibi özelliklere sahip.
– Tribe Amsterdam City $$: Dört yıldızlı otel Tribe Amsterdam City fitness merkezi, bar ve özel otoparkı bulunan bir konaklama opsiyonu. Sevilen bir kahvaltısı da var. Odalarında klima, tv, özel banyo, kahve makinesi ve kettle gibi özellikler bulunuyor.
– Bunk Hotel Amsterdam $$: Saint Rita Kilisesi’nin dönüştürülmesiyle otel olarak kullanılmaya başlanmış bir seçenek. Restoranı, barı, özel otoparkı ve terası bulunan otelin odaları da renkli bir atmosfere sahip.
Amsterdam Yakınlarında Gezilecek Yerler
Keukenhof Lale Tarlaları
17. yüzyıllarda Osmanlı’dan Hollanda’ya gitmiş olan lale, burada bir statü sembolü haline gelerek, oldukça yüksek fiyatlara alınıp satılmaya başlamış ve dev bir piyasaya ulaşmış. Bugün Nisan’da açan lale tarlaları o kadar uçsuz bucaksız uzuyor ki Tulpenroute (Lale Rotası) Nat Geo’nun en beğendiği araba yolculukları arasında yer alıyor. Bu pitoresk rota bu ay ayrıca çiçekten yapılmış devasa heykeller geçidi olan, Noordwijk’te başlayıp Haarlem’de biten Bloemencorso ve konserlerle şenleniyor. Yolculuk planınızı ikisini birden görecek şekilde yaparsanız, bir taşla iki kuş vurmuş olursunuz. Dünyanın en güzel bahçelerinden birisi olan Keukenhof’u da görmeden dönmeyin. Keukenhof’taki lale festivali de Mart’ta başlayıp Mayıs’a kadar sürüyor.
Eğer altınızda aracınız yoksa da Amsterdam’dan kalkan otobüslü günübirlik turlara katılabilirsiniz. Keukenhof’a yaklaşık 55 dakikada lalelerin arasındasınız. Günün sonunda tur sizi yine otobüsle Amsterdam’a geri bırakıyor. Günübirlik Keukenhof turuna bilet almak için tıklayın.
Zaanse Schans ve Zaandam
Hollanda’nın açık hava mirası bölgelerinden Zaanse Schans, yel değirmenleri, ahşap evleri ve el sanatları dükkanları ile 18. yüzyıldan fırlamış bir kasaba. Amsterdam’a 45 dakika mesafedeki Hollanda kırsalında bulunan kasaba 1961 – 1974 yılları arasında Amsterdam çevresindeki yeldeğirmenleri, koruma amacıyla buraya taşınınca turistik olarak iyice canlanmış. Zaandam ise bu açık hava müzesinin de yer aldığı kasaba. Özellikle de geleneksel Zaandam evlerinin birleşiminden yapılmış Inntel Hotels binası ile ünlü. Buralarda vakit geçirebileceğiniz alanlar arasında fırın müzesi, takunyaların yapıldığı atölyeler, peynir fabrikası, mağaza ve restoranlar bulunuyor. Bu bölgeyi çevrede görülesi diğer tatlı kasabalarla birleştirip gezebileceğiniz kompakt, yarım günlük bir tur da var. Tur sizi Amsterdam’dan alıp 5,5 saat içinde üç farklı yer gezdirip aldığı yere geri bırakıyor. Yarım günlük Zaanse Schans, Volendam ve Marken turuna bilet almak için tıklayın.
Volendam
Hollanda’dan hediyelik olarak aldığınız kartpostalların veya magnetlerin üstündeki o karakteristik görüntünün kaynağı bu kasaba olabilir. Volendam; caddeleri, balıkçı tekneleri ve tarihi evleriyle tarihi ve turistik bir balıkçı kasabası. Aynı zamanda pek çok sanatçının 19. yüzyılda yaşamayı tercih ettiği ve ilham aldığı kasabalardan olmuş. Yukarıda bahsettiğimiz tur buraya da uğruyor. Kasabadaki Cheese Factory Volendam’dan satın alacağınız peynirler ise evde vereceğiniz davetlerin yıldızı olacağını şimdiden söyleyelim. Özellikle de trüflü gouda peynirini mutlaka çantaya atın.
Marken
Marken de Volendam gibi Amsterdam’ın tarihi ve turistik balıkçı kasabalarından aslen bir ada. Geleneksel ahşap ayakkabı imalathanelerini ziyaret edip Hollanda peynirlerini tadabileceğiniz peynir fabrikaları mevcut. Yine yukarıya linkini koyduğumuz bizim de katıldığımız rehberli turla gelebilir ve geleneksel ahşap ayakkabı yapımı atölyesinde sürece şahit olabilirsiniz.
Giethoorn
Lord of the Rings aleminden fırlamış gibi gözüken Giethoorn, Hollanda’nın Brugge’ü. Kanallarla çevrili adacıklardan oluşan köyde evler arasında ulaşım yalnızca tekneler, bisikletler veya yürüyüş yollarıyla sağlanıyor, motorlu araç kullanımına izin verilmiyor. Kısaca saz çatılı evleri, ahşap köprüleri, su yolları ve dingin atmosferiyle Giethoorn bir masaldaymışsınız gibi hissettiren kendi halinde sevimli bir köy. Gitmek isterseniz Amsterdam’dan çıkmalı Hollanda’nın Venedik’i tekne turlu Giethoorn rehberli turuna bilet almak için tıklayın.
Vineyard Amsteltuin BV
Amsterdam yakınlarında bir bağ deneyimine ne dersiniz? Vineyard Amsteltuin BV Amsterdam’ın güneyinde, Amstelveen bölgesinde Kuzey Hollanda şaraplarıyla dikkat çeken bir üzüm bağı. Burada rehber eşliğindeki turlara katılıp asmaların altında bir şeyler yiyip içerken piknik yapabiliyorsunuz. Cumartesi ve pazar günleri kapalı, internet sitesi üzerinden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
Leiden
Eminiz ki Leiden deyince çoğu kişinin aklına Leiden Üniversitesi geliyordur. Bu çağrısım boşa değil çünkü tarihi 1575’e dayanan geçmişiyle Hollanda’nın en eski üniversitesi Leiden’da. Dar kanalları ve mimarisiyle de huzurlu ve küçük bir öğrenci şehri. Bir nevi Hollanda’nın Eskişehir’i diyebiliriz. Aynı zamanda Hollanda Altın Çağı’nın akla gelen ilk isimlerinden Rembrandt’ın da doğum yeri. Üstelik Amsterdam’dan trenle yaklaşık 40 dakikalık bir yolculuk mesafesinde.
Rotterdam
Avrupa’nın en büyük limanına sahip olan Rotterdam, Hollanda’nın Amsterdam’dan sonra en büyük ikinci şehri. Modern mimarisi, yenilikçi tasarımları ve canlı yaşantısıyla farklı bir Hollanda portresi çiziyor. II. Dünya Savaşı’nda Alman Hava Kuvvetleri tarafından büyük ölçüde yok edilmiş fakat zamanla toparlanarak bir Zümrüdüanka gibi küllerinden yeniden doğmuş. Hatta şehrin kendine has bir sloganı da var: “Sterker door Strijd” yani “Mücadeleyle Daha Güçlü”. Erasmus Köprüsü, Markthal, Küp Evleri, Boijmans Van Beuningen Müzesi ve Kunsthal Rotterdam görülemeye değer. Trenle bir saatlik yolculukla Amsterdam’dan Rotterdam’a ulaşabiliyorsunuz ama günü birkaç farklı görülecek nokta ile bağlamalı bir tura da katılabilirsiniz. Rotterdam, Den Haag (Lahey) ve Delft’i birleştiren günübirlik rehberli tura bilet almak için tıklayın.
Den Haag (Lahey)
Hollanda’nın siyasi ve bürokratik kalbi diyebileceğimiz Den Haag veya diğer ismiyle Lahey, Amsterdam ve Rotterdam’dan sonra ülkenin en büyük üçüncü şehri.Öyle bir yer ki Hollanda Kraliyet Ailesi’nin resmi ikametgahı olan Noordeinde Sarayı, Hollanda Parlamentosu’na ev sahipliği yapan Binnehof kompleksi, Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi siyasi ve diplomatik kurumların çoğu bu şehirde bulunuyor. İkinci bir başkent gibi işlev görüyor ama anayasada resmi başkent tabii ki Amsterdam. Amsterdam’dan trenle ortalama bir saatlik yolculukla Lahey’e ulaşabiliyorsunuz ama birkaç noktayı birleştiren bir tura katılmak isterseniz yukarıya linkini bıraktığımız tur buraya da getiriyor. Birseysel giderseniz Vermeer’in meşhur “İnci Küpeli Kız” eserini görebileceğiniz Mauritshuis Müzesi ve çok sevdiğimiz M. C. Escher’in eserlerinin yer aldığı Escher in Het Paleis mutlaka listenizde olsun.
Delft
Rotterdam’la Lahey arasında kalan Delft, ortalama 100.000’lik nüfusuyla küçük bir Hollanda şehri. Bizim Hollanda’da en sevdiğimiz küçük şehirlerden biri. Dikkat çeken iki ana özelliği var ki bunlardan biri Delft Teknik Üniversitesi’ne ev sahipliği yapması, diğeri de “Delft Blue” isimli seramiklerin buradan çıkmış olması. Üniversite şehri olduğu için doğal olarak canlı ve hareketli bir sosyal ortamı var. Delft Blue isimli seramikleri ise kendine has özel bir renge ve dünyaca ünlü bir popülariteye sahip. Bu seramikleri daha yakından tanımak isterseniz eğer şehirde pek çok atölye bulunuyor. Zamanında ünlü ressam Vermeer ve Hollanda Kralı William of Orange’a ev sahipliği yapan şehir, tarihi kişiliklerin izlerini de taşıyor. Trenle Amsterdam’dan Delft’e ortalama bir saatte gidebiliyorsunuz ama Delft’i Rotterdam ve Lahey programı ile de aradan çıkarabilirsiniz. Rotterdam, Den Haag (Lahey) ve Delft’i birleştiren günübirlik rehberli tura bilet almak için tıklayın.
Utrecht
Amsterdam’a trenle yarım saat mesafedeki Utrecht, Utrecht Üniversitesi’ne ev sahipliği yapmasıyla küçük ve sevimli bir öğrenci şehri. Amsterdam’ın kalabalığından uzak ama isteyince yarım saatte de ulaşılabiliyor olması Utrecht’i ilgi çekici kılan özelliklerden. Bu sebeple kanallarla çevrili olan şehre Hollandalılar küçük bir Amsterdam muamelesi de gösteriyor. Hollanda’nın en yüksek kilise kulesi olan Dom Kulesi, Centraal Museum ve Rietveld Schröder Evi gibi yerler Utrecht’in turistik ve kültürel lokasyonları arasında.
Haarlem
Haarlem Amsterdam’a tren veya otobüsle yaklaşık yirmi dakika mesafede küçük bir şehir. Tarihi dokusu ve sakin atmosferiyle yerellerin hafta sonu şehirden kaçış noktalarından biri. Kartpostallara ilham veren kanalları, evleri, sokakları ve tarihi binalarıyla sevenin gerçekten çok sevdiği küçük-tatlı bir şehir. Grote Markt Meydanı, St. Bavo Katedrali, Frans Hals ve Teylers müzeleri ise burada uğrayıp görebileceğiniz yerler arasında.
Amsterdam’da Alışveriş
Amsterdam’ın en sevdiğimiz olaylarından biri de harika tasarım mağazalara sahip olması. Biz şehirdeki favorilerimizi sizle paylaşalım:
– The Maker’s Store: The Maker’s Store, Foodhallen civarındayken uğrayabileceğiniz bir hediyelik dükkanı. De Hallen kompleksinin içinde bulunuyor. Sürdürülebilir el yapımı ürünlerden ev eşyalarına, kitaplardan takılara çeşit çeşit ürünü bulabileceğiniz bir mağaza. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
– Penny Lane: Vintage kıyafetlerin veya thrifting kültürünün meraklısıysanız Penny Lane tam sizlik. Genellikle lüks markaların ikinci el giysileri ve aksesuarları satılıyor. Fiyatları ortalamaya göre yüksek bulunabilir fakat değerli bir parçaya denk gelme ihtimaliniz fazla. De Pijp bölgesine gitmişken uğranabilir. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
– American Book Center: Amsterdam’da İngilizce kitap arayanların uğrak noktası American Book Center, 40 yılı aşkın bir süredir hizmet veren üç katlı bir kitap evi. İster roman arayın ister dergi burada aradığınız çoğu şeyi bulabileceğiniz zengin bir kitap seçkisi bulunuyor. Ayrıca içinde bir kafe kısmı da var. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
– X Bank: High-end markaların ve lokal tasarım ürünlerinin olduğu geniş bir mağaza. El yapımı sabunlar ve kokulu mumlar gibi bakım ve yaşam ürünlerine de rastlayabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
– Wildernis: Tropikal bitkilerle dolu samimi bir bitki mağazası. İç mekanı sarmaşık bitkilerle, saksılarla ve bahçe araç-gereçleriyle çevrili. İster bir bitki satın almak için isterseniz bir kahve alıp içinde dinlenmek için buraya uğrayabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.
– Filling Pieces: Fillling Pieces, Amsterdam’ın Jordaan mahallesinde şık sokak modası giysileri ve ayakkabıları bulabileceğiniz bir mağaza. Ayakkabılardan spor giyime, yün ceketlerden kazaklara geniş bir ürün koleksiyonuna sahip. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
– Pluk: Hem yemek hem de alışveriş yapmak için tercih edebileceğiniz Pluk çok hoş dekorasyonlu bir kafe. Pastel tonlarındaki hediyeliklerden tutun smoothie bowl gibi öğünlere aynı anda burada ulaşabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.
– Edible Treasures: Eski bir kasap dükkanından dönüşen Edible Treasures, başta mutfak ürünleri olmak üzere iç dekorasyon ürünleri, özel yemek kitapları ve ev aksesuarları bulabileceğiniz bir konsept mağaza. Kahve ve atıştırmalık bir şeyler alabileceğiniz kısmı da var. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.
3 Günlük Amsterdam Turu Planı
1. Gün
Amsterdam turunuza tarihi merkezdeki yerlerin üzerine birer tik atmakla işe başlayabilirsiniz. Kraliyet Sarayı’nı, Eski ve Yeni kiliseleri gezip Damrak caddesini yürüyün. Beurspassage ve Begijnhof’a girip çıkın. Ve en sevdiğimiz bölgelerden biri olan Jordaan’ı keşfedin.
Günün ikinci yarısında Rembrandtplein ve Leidseplein gibi ünlü meydanlarını görüp Museumplein bölgesine geçin ve Van Gogh Müzesi, Moco Museum ve Stedelijk Müzesi gibi seçenekler arasından ilginizi çekene girin. (Rijksmuseum’u yarına aldık.) Ardından Vondelpark’ta yürüyüş yapın veya hava güzelse çimlere yayılın. Oradan yine çok sevdiğimiz lokal bölgelerden biri olan Oude Pijp’e geçip buradaki önerilerimizde mola verin.
2. ve 3. Günler
Sonraki iki günü en verimli şekilde değerlendirmeniz için 2 günlük Amsterdam turu planımızı da buraya koyalım.
Bonus
Bizce günübirlik bir yerlere bağlamak isterseniz, Zansee Sans yeldeğirmenleri, Volendam, Giethoorn ve diğer Hollanda şehirleri sizi bekler. Yukarıdaki çevrede gezilecek yerler önerilerimizi de okuyup planınıza dahil etmeyi değerlendirebilirsiniz.
Schengen Vizesi Nasıl Alınır?
Schengen Vizesi alma konusunda kafanızdaki tüm sorulara, SCHENGEN VİZESİ NEDİR, SCHENGEN VİZESİ NASIL ALINIR, SCHENGEN VİZESİ BAŞVURU FORMU VE GEREKLİ EVRAKLAR yazılarımızdan yanıt bulabilirsiniz.
Teşekkürler
Merhaba emekleriniz için çok teşekkürler Ekim sonu Kasım ayı gibi gitmeyi düşündüğümüz için Amsterdam rehberinizi hatmettik. Acaba o tarihlerde de lale bahçeleri bize uygun olur mu
Laleler o mevsime yok maalesef.
Merhabalar, öncellikle hazırladığınız rehber için teşekkür ederiz. Eşimle alışkanlık oldu yeni bir yere gidecek isek ilk sizin sayfanızı kontrol ediyoruz.
Benim merak ettiğim şey amsterdam city card almak avantajlı gözüküyor ama tüm müzelere giriş sağlamıyor gibi gözüküyor (van gogh) gibi, bir bilginiz var mı?
Diğer sorum da city card alındıktan sonra müze vb de bilet sırası beklemeden giriş yapılabiliyor mu acaba?
Tekrar teşekkür ederiz
hatırlayamadık maalesef
Merhaba, ben de Van Gogh kapsamiyor diye biliyorum. Bir ay sonra gidecegim eger Ersin Bey siz gittiyseniz ve ogrendiyseniz bilgilendirebilir misiniz? Tesekkurler.
Geç cevap olacak ama: Van Gogh Müzesi kapsam dışı. Sıra bekleme konusuna gelince: I Amsterdam sitesinden gitmek istediğiniz yere bilet alın, seçenek olarak da city card veya I Amsterdam Card gibi seçenekler var ise seçin. Ücret, 0 olarak gözükecek ama oraya gittiğinizde de sıra beklemeyeceksiniz. Sadece, o tarihte kartınızın geçerli olması yeterli.
Merhabalar,
Nightlife kartını aldığımızda, saat kısıtlaması var mı? Yani 1 günlük aldık mesela, öğlen 2 de Hard Rock Cafe’de onu kullanıp ikinci içeceği ikram alabilir miyiz?
Amsterdam.da uygun fiata hangi otelde kalabolirim
Amsterdam card ile keukenhof ve giethoorn a gidebiliyormuyız. Güzel anlatım için teşekkürler.
Biz oradayken gidilmiyordu ama yine gidince sorun derim
I Amsterdam City Card tı The Hague ve Rotterdamda da şehir içi ulaşım ve müzelerde de kullana bilir miyim? kullanamazsam oralar içinde şehir içi ulaşım kartları var mı?
Gece hayatina De School’u eklemeden gecemedim… Bir de IJ Hallen Avrupa’nin en buyuk bit/antika/hippi pazari. Ayda bir Amsterdam’in kuzeyinde kuruluyor, oraya kadar gitmisken Pllek’e de ugranmali. Yazin pazar sabahi giderseniz yoga dersine bile katilabilirsiniz.
Süper ekleme! Çok merci!
Çimenler üzerinde bütün gün oturup, uzanıp bisikletin sepetine doldurduğunuz biraları akşama kadar içebileceğiniz çok güzel bir park. Amsterdamı ziyaret eden herkes mutlaka Vondel Park’ı ziyaret etsin, hatta zaman sıkıntınız yoksa, bir tam gününüzü şehrim tam ortasındaki bu kocaman parka ayırın 🙂
Bir Amsterdamli olarak belki birkac eklenti yapabilirim yaziya 🙂 Ama esas soylenmesi gereken biz kalabalik bir aileyiz. Her gelen ailemize dahil olabilir. Tek kural insanlarin her halini kabullenip saygili olmak ve kucumsememek.
Eklemeleri ayıla bayıla alırız 🙂
Kesinlikle! Zaten küçümsek kimsenin haddine değil. Güzel bir dünya için önyargıları evde bırakmalı.
Merhaba Cizcik. 21-25 kasımda Amsterdam ziyareti yapacağız. 3 kişilik çekirdek aileyiz. Yaş ortalamamız 40 küsür. Yani hepimiz yetişkiniz. 5 günlük Iamsterdam kart almayı düşünüyorum. Beleş müzelerin yarısını gezmeye niyetimiz var. Ama ulaşım gözümü korkutuyor. Kart kapsamında metro dahil mi emin olamadım. Bana e-postam aracılığıyla ulaşabilirsin. ersan1.tasci@gmail.com
Olası yardımların için şimdiden teşekkürler.